Pentax Ve Fotoğraf Dostluğu...

sevgili erex, kesinlikle 1.sinin algısı daha iyi bana göre.ama 2. yi ilk koysaydın bu görüşüm değişir miydi onu bilemiyorum diye düşündüm ve bir süre sonra önce 2. ye bakıp sonra 1. ye baktım, sonuç 1.nin algısı daha iyi.

fotoğraf da yazı gibi soldan sağa doğru okunuyor otomatik olarak. ben ilkini tercihediyorum çünkü assıl öğe olduğunu düşündüğüm mimari yapı daha önce göze çarpıyor ama genel yönelim 2. şekilde olacaktır diye tahmin ediyorum.

üstadım yaprağı net yakalamak istedim ama 3.5 diyaframda 18-55 ile pek netlik yakalayamadım üzerinde çalışılabilecek bir kompozisyon ve mekan. tripod alınca tekrar gideceğim..

bu arada ulyses ve maggma fotolar güzel olmuşlar. hoş yorumlarınıza da tşkler.

sevgili ulyses, o dalgalarda gemi içinde neler olur hep merak etmişimdir (panik olur mu, gemi içinde hareket etmek ne kadar zorlaşır, vb.). güzel bir enstantane olmuş tebrikler.

Erex bana birinci hoş göründü.Nedenini sorarsan bilmiyorum.

erex hocam ahmed abi hep der ki "göz fotoğrafa sağ yada sol alttan girer ." benim gözüm ilk olarak sağ tarafı tercih etti yani 1. fotoyu

magggma ilk gayet hoş eline sağlık

Erhan abi ben de oyumu orijinali yani 1.den yana kullanacağım, zira gözlerim o fotoğrafınızı seçti.

herkes çok güzel fotolar ekliyo,benimde canım istedi.daha önceden çektiğim bi foto

erex bana göre de beynim 1. sini reddetmiyor. Ama 2. si bilmediğim bir sebepten rahatsızlık veriyor.

Bu test bana sinema sanatında kullanılan kurguyu hatırlattı. Gerçi bana göre her şeyde bir kurgu var. Yazdığımız yazının algılanmasında, konuşmaya başladığımızda kullandığımız ilk kelime veya cümle grubunda. Bunlar hep karşıdakinin ön yargılarıyla, yaşadığı üzerine giydiği kalıplarıyla birlikte algılamasını, anlamasını, değerlendirmesini etkileyen faktörler.

Fotoğraf sanatında da kuşkusuz kurgunun önemi var. erex'e bu testi gündeme getirerek bana hatırlattığı için ayrıca teşekkür ediyorum. Demek ki fotoğrafı çekmeden önce hesaba katmam ve acilen öğrenmem gereken bir bir unsur daha var.

Konuyla ilgili kısa bir bilgiyi yararlı olur düşüncesiyle sizlerle paylaşmak isterim.

Lev Kuleşov ilk defa "montaj" kelimesini Vestnik Kinematografi (Sinema Haberleri) dergisinde, "Sinemada Sanatçının Görevleri" adlı makalesinde kullanmıştır: "Üzerine harfler yazılarak dağıtılmış ayrı küpleri bir araya getirerek, kelime veya cümle kuran çocukların yaptığı gibi, yönetmen de filmi yapmak için ayrı, birbirleriyle ilgisi olmayan, farklı an ve günlerde çekilmiş parçaları bir araya getirerek, dağınık pozları en uygun, anlamlı, eksiksiz ve düzenli bir şekilde sıralamalıdır. Bu da filmin montajını anlatan en basit, en ilkel şemadır..."

Kuleşov için montaj, pozların birbirine yapıştırılmasından çok, sanatsal bir düşünce tarzıdır. Lev Kuleşov tarafından sonradan "Kuleşov efekti" adı verilen montaj deneyi yapılmıştır.

"Ben çektiğim sahneyi, aktör Mozjuhin'in ön planı olan sahneyle ve diğer değişik sahnelerle yer değiştirdim (çorba tabağı, kız, çocuk tabutu vb.), -diyor Kuleşov- arkasından ve önünden gelen sahneye göre, bu bölümlerin değişik manalara geldiğini gördüm. Aynı karedeki insan yüzü farklı ifadelere bürünüyor. İki ayrı sahnenin birleşmesinden yeni bir mana, yeni bir temsil, bu sahnelerin hiç de ifade etmediği, üçüncü bir anlam ortaya çıkıyordu. Bu keşfim, beni hayrete düşürdü. Bundan sonra montajın ne kadar büyük bir güce sahip olduğunu kavrayabildim."

KAYNAK LİNK


Lev Kuleşov, Sovyet kurgu teorisinin kurucusu sayılır. Kurgu üzerine teorilerini Eisenstein ve Pudovkin’den önce geliştirir. Kuleşov’a göre sinemanın özü kurgudur. Bu düşüncesini anlatabilmek için 1918’de ünlü Kuleşov deneyini gerçekleştirir.

Deney için hazırladığı (Kuleşov aslında deney için yeni hiçbir çekim yapmaz, sadece arşivlerden eldeki malzemeyi kullanır) kısa filmde Kuleşov, Çarlık döneminin ünlü sinema oyuncusu İvan Mozjuhin’inin bir noktaya bakarken çekilmiş görüntülerini alır. Ve aralara bir tas çorba, genç ve güzel bir kız ve bir çocuk tabutu görüntülerini yerleştirir.

Film bir grup seyirciye izletildiğinde, izleyiciler, Mozjuhin’in yüzü her göründüğünde ifadesinin değiştiğini ve tasa bakarken aç, kıza bakarken arzulu, tabuta bakarken üzgün göründüğünü düşünürler. Halbuki Mozjuhin’in bütün çekimleri için aynı kare kullanılmıştır.

Bu deney, amaçlandığı üzere, kurgunun gücüne ve anlam yaratma imkanlarına ışık tutar. Buradan çıkan sonuç, izleyiciler görüntülere duygusal tepkiler vermekte, dahası bu tepkileri sahnedeki aktöre aktarmakta, onun ifadesiz yüzüne kendi hislerini yüklemektedir. Sinemada buna Kuleşov etkisi denir.

Şimdi iki fotoğrafa baktığımda "Kuleşov etkisinin" bende nasıl bir sonuç verdiğini ifade etmeye çalışayım.

Bu fotoğrafa ilk baktığımda belki 20 yıldır gitmediğim/ görmediğim Kadıköy'deki eski iskele meydanını ve binasını hatırlattı. Doğrudur veya değildir bilemiyorum ama beynim hemen bu önyargıyla algılamaya ve değerlendirmeye çalıştı. Işığın gelişi, izah edemediğim ama beynimin reddettiği 180 derecelik döngü (sağın sol olması gibi) vs. etkenler 1. sini seçmemde etken olmuş olabilir.

Son olarak Hitchcock ne diyor?

Üçüncü bir yol, benim saf sinematik dediğim şeydir. Yani filmin bir araya getirilmesi

Foxfo bilgiler.Fotoğrafın anlatım gücünü çok güzel özetliyor.
Fotoğraf bazan sayfalarca yazarak bile yeterince anlatılamayan düşüncelerin tamamını, belki de daha güçlü olarak bir kare ile anlatabilir.Karikatür de zaten bu nedenle çok güçlü mesajlar verebilen bir snattır.Bilgiler için teşekkürler.

sn ulyses
malum yer boğazda hisar baltalimanı arasında tam fatih sultan mehmet köprüsünün altında bir yalı.


nickini tek tek yazamadığım arakadaşlarada teşekkür ederim

site yöneticilerimizden alıntı yapılabilme özelliğini eklemelerini rica ediyorum.varsa ben bulamadım,nasıl oluyor,alıntıyla çok daha kolay anlaşırız sanırım...