Vahdet-i Vücut Çu Yaşar Nuri

emmiler onu bunu bırakında ilk kez çift kol nakli yapılmış. organ bağışı zorunlu olmalı emmiler.

kendine beleş ense bağışlayacak birini bulmak için mi yapıyorsun tüm bunları emmi

emmi 5 cm ense bulsam yeter bana.

Âdeme eşyâda esma görünür

Cümle esmadan müsemma görünür

Bu Niyâzî’den de Mevlâ görünür

Gerçek ehli semme vechullahı gör

Ka`nde baksan o güzel Allah’ı gör

niyazi adlı bilinen bir aşk ehlinin şiiridir.bu şiiri halkın yanlış anlaması muhtemeldir.o yüzden sakın kendi aklılınla bunu anlama burda niyazi mısri Allahın bütün eşyalarda tecelliyatının olduğunu söylüyor.

Bütün eşyalarda tecelliyât-ı ilâhî vardır. En çok ben-i âdem de görülür bu. Allah-u Teâla ve Tekaddes Hazretlerinin sıfatlarının tenezzülen zuhuru, bütün alemde tecelli eder, her zerrede mevcut, yedi kat semâvatta var diyor, Hazret-i Allah. Hal diliyle, tespih ederler ama siz bilmezsiniz bunu. O’dur deme günaha girersin. Allah’ı motomot gösterecek bir şeyin yok. Efendim biz Allah’ın parçasıyız, Allah’tan geldik Allah’a gidiyoruz. Küfür bunlar, Allah kusurumuza bakmıyor başka da. Allah’ı ne zaman parçaladın. Ne zaman parçaladın da bölüştürdünüz. Fe-sübhânellah. Onun için böyle çirkin sözleri bırakın da, Allah fiili sıfatlarıyla her yerde hazır nazırdır anlamı bu. Bütün eşyada tenezzülen sıfatlarının isminin zuhuru vardır. Fiili sıfatlarıyla, zâtî sıfatlarıyla mekândan münezzehtir, bitti. Allah yerdedir, göktedir küfür bunlar. Biz demiyoruz, zâhir ulema gibi hemen kafir oldun, gavur oldun, bilmem ne oldun değil. Ama bu söz doğru değil. Zâtî sıfatlarıyla mekândan münezzehtir, unutma. Fiil-i sıfatlarıyla her yerde hâzır nâzırdır, Allah’ın bilmediği hiç bir şey yoktur, her şey O’nun ilminde malumdur, bi-zâtihi değil izâfîdir. Tecelliyat, fiili sıfatlarının tecelliyâtı izafidir, mecâzîdir, bi-zâtihi değil, dikkat et. Ben-i âdemde de zuhuru motomot, zâti sıfatı değil. Ya o da fiili ve zâtî sıfatlarının tecellisi vardır ben-i âdemde. Bunu da ileri geri tartışma. Rab abd olmaz, abd Rab olmaz, bitti. Anayasa bu. Hakikatleri bu türlü terazi ile ölçersin. Bunun dışında olan terâzî, terâzî değil.

Efendim, yarattık, yarattık, yarattık. Hak o da gülünç niye. Yaratmak yalınız Allah’a mahsustur. Yalnız Allah yaratır, başka yaratıcı yok. Lügat manası nedir. Cevheri ve arazı olmadan, cevheri ve arazı olmadan, bir şeyi meydana getirmek yaratmaktır. Sen cevheri bulmuşsun, arazı bulmuşsun, suyu bulmuşsun, toprağı bulmuşsun, karıyorsun kerpiç yapıyorsun, yarattım diyorsun. O yaratma değil.

Hani nasrettin Hoca rahmetullahi aleyh. Demiş ya bakkala. Şekerin var mı var. Yağın var mı var. E unun da var, niye helva yapıp yemiyorsun demiş.

Allah unu vermiş, şekeri vermiş, yağı da vermiş, ahmaklık yapma da, helva yap.

yoksa Allah bölünmez, parçalanmaz.azalmaz.coğalmaz.eksilmez,artmaz.uzamaz,kısalmaz.daralmaz,genişlemez.yaşar nuri öztürkün dediği gibide genişlemez.balonmuki genişlesin.yaşar nuri zahire göre bunu söylemişir.mecazi değil.kur,an da hazreti allah beni aşk ehline sorun onlar beni bilir.siz bilemezsiniz diyor.

fakat ehli aşık şiirlerinde Allahın bütün eşyada tecelliyatından bahsediyor. bu bügün modern bilimde ispatlanmış bir durumdur.eşyanın maddenin kendi başına varlıkta durması imkansızdır.bir kudret eşyayı ayakta tutmaktadır.varlıkları her an varlıkta tutan kudret Allahtır.bugün bununla ilgili bilim adamlarının çalışmalarını yazsam çok uzun sürer yalnız isviçrenin bern kentinde yapılan bing bang teorisi üzerindeki çalışmalardan herkesin haberi olduğunu zannediyorum.tassavvuf üstadları ehli aşk bu tecelliyatı şiirlerinde ve sözlerinde göstermek istemiştir.

bu konu iyice anlaşılsın istedim.


#lightningman' tarafından 07.10.2010 23:24:28 tarihinde düzenlendi.


#lightningman' tarafından 09.10.2010 23:35:54 tarihinde düzenlendi.

Zaten bu Tasavvufi bir hususun yanlış anlaşılmasından kaynaklanmakta imiş.

Hz.Allah'ın fiili sıfatlrı ise beşer gözünün gördüğü, göremediği Hazreti Allah'ın fiiliyatıyla olup, mecazidir, izafidir, bizatihi değildir.

Her hangi eşyaya ''Allah'' diyemezsin çok dikkat et!.

Bu gerçeğin hilafına nice ilim adamları perişan olmuştur; dikkat et! Yaratılana yaratan süsü verme.

Dikkat! Yaratmak cevheri ve arazı olmadan bir şeyi meydana getirmektir!..

ALLAH,ın fiili sıfatları

İHYA : Diriltmek.

İMATE : Öldürmek.

TAHLİK : Yaratması, cevheri ve arazı olamadan bir şeyi meydana getirmesi.

TERZİK : Rızıklandırmak.

Özet olarak; Allah'ın isimleri bu şekilde izah edilse de, Hazreti Allah'ın isimlerini anlatmaya beşer muktedir değildir.

Yarattığı yaratıkların adedinden de çoktur denilir.

tasavvufçuların sözlerini herkesin anlaması mümkün değildir.hani nasrettin hoca birgün eşekten düşmüştüde hocam şöyle yepalım böyle yapalım dediklerinde bana eşekten düşümüş birini bulun beni siz anlamazsınız o anlar demiş.

Allahı bilmek ilmi olan tasavvufta insanlar derece derecedir.hz.ömer birgün ebubekir r.a. ile hz.peygamberin birşey konuştuklarını görür ve yanlarına gelip konuşmalarını dinler.bize gelen rivayette hz. ömerin hz.ebubekir ile peygamberin yaptığı konuşmadan birşey anlamadığını açıklamıştır.

niyazi mısri bir şiirinde biz kuş dili biliriz diyor. bir şiirinde nedir bu kuş dili.kuş dili mana dilidir.yunusun sordum sarı çiçeğe diye başlayan şiirlerini bilmeyen yoktur herhalde.yunusun bu hali kuş dili diye kuran da bahsedilen eşyanın mana diliyle okunması halidir.Kuranda biz süleymana kuş dilini öğrettik demektedir Cenap ı Hak tabiki bu dili peygamberimiz muhammed mustafayada öğretmiştir..bir gün peygamber hutbe verdiği bir ağaç kütüğünden ayrılınca kütük feryat etmiş inlemiştir.Hz. ali vasıtasıyla silsileyi aliyye denilen yolla tasavvuf bu zaman kadar ulaşmıştır.

akıl herşeyi çözer demek aklın sınırsız olduğunu kabul etmektir.İmam gazali eserlerinde aklın bir sınırı olduğunu dinin nakil yani vahy yoluyla geldiğini söylemektedir.

neticede herşeyi çözeriz diye yada okuyup herşeyi anlıyacağız diye bir durum söz konusu değildir.akıl Allahın varlığını bulur fakat Allah ile ilgili ileri bilgiler kitaplardan öğrenilmez.silseli aliyye yoluyla tasavvufla öğrenilir.Allahı ve alemleri gerçek manada anlamanın yolu tektir.ilahi aşk

Gördüğümüz tüm varlıklar, dağlar, ovalar, çiçekler, insanlar, denizler, kısacası gördüğümüz herşey, Allah'ın Kuran'da var olduğunu, yoktan var ettiğini belirttiği her varlık, yaratılmıştır ve vardır. Ancak, insanlar bu varlıkların asıllarını duyu organları yoluyla göremez veya hissedemez veya duyamazlar. Gördükleri ve hissettikleri, bu varlıkların beyinlerindeki kopyalarıdır. Bu ilmi bir gerçektir ve bugün başta tıp fakülteleri olmak üzere tüm okullarda öğretilen bilimsel bir konudur. Örneğin şu anda bu yazıyı okuyan bir insan, bu yazının aslını göremez, bu yazının aslına dokunamaz. Bu yazının aslından gelen ışık, insanın gözündeki bazı hücreler tarafından elektrik sinyaline dönüştürülür. Bu elektrik sinyali, beynin arkasındaki görme merkezine giderek, bu merkezi uyarır. Ve insanın beyninin arkasında bu yazının görüntüsü oluşur. Yani siz şu anda gözünüzle, gözünüzün önündeki bir yazıyı okumuyorsunuz. Bu yazı sizin beyninizin arkasındaki görme merkezinde oluşuyor. Sizin okuduğunuz yazı, beyninizin arkasındaki "kopya yazı"dır. Bu yazının aslını ise Allah görür.

Sonuç olarak, maddenin beynimizde oluşan bir hayal olması onu "yok" hale getirmez. Ancak bize, insanın muhatap olduğu maddenin mahiyeti hakkında bilgi verir, ki bu da maddenin aslı ile hiçbir insanın muhatap olamadığı gerçeğidir.



DIŞARIDA MADDE VARDIR, ANCAK BİZ MADDENİN ASLINA ULAŞAMAYIZ!

Madde hayaldir demek, madde yoktur demek değildir. Aksine biz görsek de görmesek de maddesel bir dünya vardır. Ancak biz bu dünyayı beynimizin içinde bir kopya diğer bir deyişle algılarımızın yorumu olarak görürüz. Dolayısıyla madde, bizim için hayaldir. Maddesel dünya saydamdır,siyahtır.beynimizde renkli vı ışıklı hale getirilir.Matrix filmini izleyenler bunu bilir.

Yani madde hayaldir demek madde yok demek değildir.Madde mutlak varlık değildir.kalıcı bir varlık değildir.Kendimizden örnek verirsek hücrelerimiz devamlı yenilenmektedir.Yani bir önceki varlığımızla şimdiki varlığımız farklıdır.

Fethullah gülen muhyiddin arabi maddenin devamlı yaratılan görüşü savunmakta olduğunu söylemketedir.yani madde an be an değişmektedir.Canlıların kendileri izafi olup her an madde yenilenmektedir.Seyyid abdülhakim arvasi hz. ise tasavvufçular ile felseficilerin farklı şeyler iddia ettiğini söylemektedir.Felsefeciler akılla çözmeye çalışırken tasavvufçular bir şeyler yaşayarak hissetmişlerdir demiştir.

NASA,Albert Einsteinın uzay ve zamanın bir algı olduğunu söyleyen görelilik kuramını yüzlerce deneyden sonra kesinlik kazandığını doğrulamıştır.

Göreliliğin Özel Teoremi 1905 yılında Albert Einstein tarafından "Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği Üzerine" isimli yayınında ortaya atılmıştır. Teoreme göre, bütün var­lıklar ve varlığın fizikî olayları izâfidir. Zaman, mekân, hareket, birbirlerinden bağımsız değildirler. Aksine bunların hepsi birbirine bağlı izafî olaylardır. Cisim zamanla, zaman cisimle, mekân hare­ketle, hareket mekânla ve dolayısıyla hepsi birbiriyle bağımlıdır. Bunlardan hiçbiri müstakil değildir,



#lightningman' tarafından 17.10.2010 14:45:40 tarihinde düzenlendi.


#lightningman' tarafından 17.10.2010 23:18:52 tarihinde düzenlendi.

size te yıllar önce söylemişim bakın fettoş demişim. o zaman fetö yu koruma refleksine girenler şimdi nerede ? sakalımız yoktu ki dimi

Milletvekili sanı almış, soyadı öcalan olana bakıyorum. Sharapova'ya bakıyorum.. Evrime inanmıyım da ne yapayım...

Diğer konulara şu günlerde girmemeli.. Yüzü gözü dağılmış halde fotoğrafların altında "itiraf ettiler" yazısını gördük.. Gördük görmesine de.. Bunu alkışlayan geniş kitleler.. Asıl mesele o.