Fotoğrafçılık Forumları
Fıkra Köşesi
Buraya Herkez Fıkra yazsın,,okulayım keyiflenelim..Arkadaşlarımıza anlatalım onlarda gülsünler..İlk fıkra benden..
Çocuk dedesine sormuş:
-Dede ninem ile kaç yıldır evlisin?
-40 yıldır evlat
-Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir?
-Otur evlat anlatayım... Nikahımız kıyıldı. Benim at arabasına ninenin üç-beş eşyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda atın ayağı tökezlendi. 'Bu bir' dedim. Yola devam ederken bir daha tökezlendi, ben yine 'Bu iki' dedim. Köye de epey yolumuz vardı. Bizim atın ayağı bir daha tökezleyince 'Bu üç' dedim ve çektim piştovu, atı orada vurdum. Ben atı vurunca başladı bana söylenmeye:
Biz nasıl gideceğiz. Niye durup dururken atı vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eşyaları nasıl götüreceğiz?
Ben de döndüm ninene:
"Bu biiirrr" dedim.
O gündür bu gündür, gül gibi geçinip gidiyoruz....
#gordi' tarafından 02.07.2008 17:41:17 tarihinde düzenlendi.
Bir GS'li, bir Fener´li ve BJK´li Arabistan'da yasak olmasına
rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar...
Mahkemeye çıkarılırlar...
Karar IDAM... Itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasina çevrilir. Ama o gün, bayrama denk geldigi icin Prens cezayi kaldirip hepsine 20 kirbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik buldugu için de bir kiyak daha yapip herkese cezasini hafifletmek için bir istek hakki tanir.
BJK'li: "Sirtima bir yastik baglayin" der. 10 kirbaçtan sonra yastik paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanik GALATASARAYLI bunu görünce:
"Sırtıma iki yastik baglayin" der. Ama iki yastik bile 10 kirbaca dayanmaz.
Sira FENERBAHÇELİYE gelince Prens:
"Bak ben de FENERBAHÇELİYİM' !!! Sana ceza vermek istemezdim ama ne yaparsın kurallar böyle..
Bu yüzden sana iki istek hakki veriyorum" "Peki" der
FENEWRBAHÇELİ :
"O zaman bana 40 kirbaç vurulsun".
Herkes saskina döner.
Prens Hazretleri: "Peki ikinci istegin nedir?" diye sorar...
FENERBAHÇELİ pis pis siritarak:
"GALATASARAYLIYI sırtima baglayin"
Bir zamanlar İngiliz hükümeti çocuğu olmayan ailelerin bu sorununu çözmek için "Cici Baba" servisi kurmuş. Cici Baba, evliliklerinin ilk beş yılında çocuk sahibi olamayanlara yardım eden bir devlet memuru. Smith ailesi de böyle bir servis için başvuruda bulunur, heyecanla "Cici Baba" yı beklerken kapı çalınır, ancak gelen kişi kapı kapı dolaşan bir bebek fotoğrafçısıdır.
Konuşma şöyle gelişir;
Ms Smith;
''Günaydın''
SATICI;
''Günaydın efendim ben şey için gelmiştim''
Ms Smith;
Açıklamanıza gerek yok kocam herşeyi anlattı. Buyrun içeri girin''.
SATICI;
''Öylemi? Bebek işinde üstüme yoktur, özellikle ikizlerde''.
Ms Smith;
''Kocamda öyle söyledi, buyrun oturun''.
SATICI;
''O zaman kocanız belki de size''........
Ms Smith;
''Aa evet, ikimizde en iyi sonucun böyle alınacağını düşünüyoruz''.
SATICI;
''Öyleyse hemen başlıyalım''.
Ms Smith;
(KIZARARAK) ''Şey nereden başlamalı?''
SATICI;
''Her şeyi bana bırakın. Ben genellikle iki kez banyo küvetinde, bir kez kanapede ve belki bir kaç kez yatakta denerim. Bazen oturma odasının halısında iyi oluyor''..
Ms Smith;
''Banyo!! Oturma odasının halısı!!! Neden bizim beceremediğimiz anlaşılıyor''.
SATICI;
''Şey hanımefendi, hiç kimse ilk seferinde iyi bir sonuç garanti edemez ama altı yedi kere denersek bir tanesi mutlaka şahane olacaktır''.
Ms Smith;
''Afedersiniz ama biraz fazla olmuyor musunuz?''
SATICI;
''Kesinlikle değil benim işimde insanlar aceleci olmamalıdır''.
Ms Smith;
''Başarılı oluyormusunuz bari?''
SATICI;
''(Çantasını açarak bebek fotoğrafları gösterir) Şu bebeklere bakın bunlar benim işlerim. Bakın bu dört saat sürdü''.
Ms Smith;
''Evet çok güzel bir bebek''.
SATICI;
''Fakat gerçekten güç bir iş. Görmek istiyorsanız şuna bakın, ister inanin ister inanmayın bu Londra'nın ortasında, otobüsün üzerinde oldu''.
Ms Smith;
''TANRIM!!!!!!!''
SATICI;
''Bunlarda şehrin en şirin ikizleri. Anneleri ile çalışmanın ne zor
olduğunu bilseniz ikizlerin şirinliğine daha çok şaşırırsınız''.
Ms Smith;
''Öyle mi?''
SATICI;
''Sormayın. Sonunda işi doğru yapabilmek için onu Hyde Park'a
götürdüm herkes çevremizi sardı. Peş peşe dört beş tam boy ve iş bitti''.
Ms Smith;
''Dört beş, tam boy!!!!!''
SATICI;
''Evet üstelik üç saatten fazla sürdü. Sonunda bir kaç kişi kalabalığı tuttu. Karanlık olmadan önce yeniden denemeliydik ancak serçeler aletimin üzerine konup gagalamaya başladılar bu yüzden işi bırakmak zorunda kaldık''.
Ms Smith;
''Yani gerçekten serçeler şeyinizi aaa-aletinizi ısırdılar mı?''
SATICI;
''Evet böyle şeyler oluyor tabi. Ben tekniğimi geliştirmek için tam üç yıl harcadım. Mesela şu bebek. Bu neticeye ancak büyük bir mağazanın ön vitrininde ulaşabilirsiniz''.
Ms Smith;
''Bu kadar da olmaz!''...
SATICI;
''Hanfendi hazırsak ayağı alıp geleyim''.
Ms Smith;
''Ayak mı????!!!!!''
SATICI;
''Aa evet, ağır olduğu için sürekli elde taşımak zor oluyor, bunun
için ayak kullanıyorum. Hanfendi..... Hanfendi..... Hay Allah neden bayıldı şimdi bu''.....
Odanin birine 1 kadin, 1 ütü ve 1 gömlek koymuslar. 5 dakika içinde gömleği ütüleyip, kadinla beraber olan kisi kazanacakmis.
Japon, almis ütüyü eline gömlegi bir güzel ütülemis. Kadina sira gelince süre bitmis.
Çikista :Bizde prensip budur demis: Önce is gelir.
Fransiz girmis ve hemen kadina saldirmis. Ütüye sira gelince süre bitmis.
Çikista:Bizde prensip budur demis:Önce ask gelir.
Türk girmis.Girer girmez vermis kadina ütüyle gömlegi,o ütülerken kadinin isini bitirmis ve kazanmis.
Çikista: Bizde prensip budur demis: Çalisani .... )
üçü de birbirinden güzell.
yalnız bazarbey son 2 fıkrayı okumasın.
neden hocham
neden mi adamda çalışma şevki kalmaz da ondan
ben de getirdim
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.Etrafındaki esnafları seyrediyor, bu sırada ensesine bir tokat geliyor.Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli birşekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi biradam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:- bana senmi vurdun? demiş adama. Adam:- ben vurdum lan ne olacak demiş. Hoca:- sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş Adam:- ciddi vurdum napacan?! Hoca:- Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da .
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus ve islanmis durumdayken bir kulube bulurlar.
Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir suru battaniye bulunmaktadir. Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir centilmen olarak, yatagi sekreterine verir,
"Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatagina yatar, adam uyku tulumunun icine girerek fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak uzereyken, sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar,uyku tulumundan cikar, bir battaniye alip kadinin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak uzereyken yine sekreterinin sesini duyar;"Efendim, ben hala cok usuyorum." Adam yine fermuari indirir, tulumdan cikar, bir battaniye daha alip kadinin ustune orter, uyku tulumuna girerek fermuari ceker. Tam uykuya dalacagi sirada yine duyar;
"Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi yerden;
"Bir fikrim var." der,
"Burasi issiz bir yer. Neler oldugunu kimse goremez , istersen evliymisiz gibi davranabiliriz." Genc kadin kikirdar;
"Tamam,bana gore hava hos." Adam yattigi yerden avazi ciktigi kadar bagirir;
"öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!!"
İlgili olabilecek konular
-
Atatürk Köşesi Psd Yardım Lütfen...
22 Eki. 2012, 22:26 wanted007
1460023 Eki. 2012, 12:28
kamikkazet -
-
Bu Fıkra Abd'de Yılın Fıkrası Seçıl
20 Nis. 2008, 19:15 fotoforum
6150823 Nis. 2008, 20:33
fotoforum -