Fotoğrafçılık Forumları
Deniz Feneri İddianamesi
DENİZ FENERİ e.V İddianamesinin tam metni
Allah müstehakını versin e mi..gençliğimde arabaların arkasındaki yazıları not almıştım.."dünyada zevk olsaydı,doğarken ağlamazdım"kaldı hatırımda..
Uyarı
- Forumda yazılan mesajlardan tamamen üye sorumludur.
- T.C. yasalarını ya da uluslararası kanunları, anlaşmaları, tüzükleri çiğneyen mesajlar foruma gönderilemez.
- Konu açmadan önce forumu aramanız önerilir. Bir birinin benzeri konular silinecektir.
- Konunuzu, ilgili ve sadece tek bir bölüme açın.
- Konunuzun başlığını, sorunuzla ilgili özet bir cümle olarak belirtin. "Acil..., yardım.., buraya bakın..., makine alacam kararsız kaldım..." şeklindeki konular silinecektir.
- Topluluklar hakkında tahrik edici ve küçük düşürücü yazılar yazılamaz.
- Site tanıtımı, reklam, satış ve satın alma ilanı şeklindeki mesajlar silinecektir.
- Özel mesaj sistemi ya da mail üzerinden dosya ve bilgi paylaşımı talebi içeren mesajlar silinecektir.
- Programların crack ve seriallerini dağıtmak, crack, warez, hack benzeri sitelerin tanitimi kesinlikle yasaktır.
- Telif hakları kanunu kapsamında; kullanma klavuzu, görüntülü belge veya dökümanların yayınlanması, bu belge ve dökümanları barındıran sitelere link verilmesi kesinlikle yasaktır.
- Herhangi bir kullanıcının kişisel bilgilerini yayınlamak ve özel mesaj sistemindeki bir konunun foruma taşınması kesinlikle yasaktır. Rahatsız edici mesajları olduğunu düşündüğünüz üyeyi site yönetimine bildirin.
- Foruma konu açan ve cevap yazan her üye yukardaki kuralları kabul etmiş sayılır, aksi davranışlar üyelik iptaline neden olur.
Sanık Gürhan'dan şok iddia
Deniz Feneri davasında dolandırıcılık suçundan 5 yıl 10 ay mahkumiyet cezası alan Mehmet Gürhan, avukatı Ünal Kaymakçı aracılığıyla kamuoyuna açık mektup yolladı.
Deniz Feneri e.V. davasında 5 yıl 10 ay hapse mahkûm edilen Mehmet Gürhan, dün sürpriz bir çıkış yaptı. Gürhan, mahkeme ile anlaşma sürecinde Türkiye aleyhine konuşması için baskı gördüğünü açıkladı.
Mektubuna, ''Almanya'nın Frankfurt mahkemesince hakkımda verilen mahkumiyet kararıyla ilgili olarak siz değerli kamuoyunu aydınlatmak istiyorum'' diyerek başlayan Gürhan, 1998 yılından bu yana Avrupa'da, önce Media 7, ardından da Kanal 7 İNT televizyonunun yayınını sağlayan Euro 7 GmbH isimli şirketin ortağı ve tam yetkili genel müdürü olarak iş hayatını sürdürdüğünü belirtti.
Gürhan, mektubunda şunları ifade etti:
''Kanal 7 İNT'in Avrupa temsilcisi olarak yayıncılık çalışmalarım devam ederken Deniz Feneri programını seyreden Avrupa'daki vatandaşlarımızın talebi üzerine Deniz Feneri e.V'yi 27.02.1999 tarihinde Almanya'nın Mörfelden şehrinde 7 arkadaşımla birlikte kurdum. Bu tarihten 2006 yılına kadar, hem kendi ticari işlerimi, hem de gönüllü olarak Deniz Feneri e.V'nin hizmetlerini yürüttüm. Başta Türkiye olmak üzere, Etiyopya'dan Endonezya'ya, Pakistan'dan Nijer'e, Mali'den Yemen'e, Sudan'dan İran'a, Irak'tan Azerbaycan'a kadar Afrika, Asya, Kafkaslar ve Balkanlar'daki onlarca ülkede, mazlum ve yoksul insanlara yardım ulaştırmaya çalıştım. Dünyanın dört bir yanında açlık, kuraklık, deprem ve diğer doğal afetler yüzünden yardıma muhtaç duruma düşmüş on binlerce insana yardımsever insanımızın bir araya getirdiği gıda, giyim, sağlık, eğitim ve barınma yardımları ulaştırdım. Bütün bu faaliyetleri, az sayıda gönüllü arkadaşımla ve gündelik hayatımdan, hatta çocuklarıma ayırmam gereken zamandan fedakarlık ederek gerçekleştirdim. Bu süreçte, özellikle Avrupa'ya üniversite eğitimi almaya gelen yoksul ve başarılı öğrencilerimiz için çeşitli kalıcı ve sosyal projeler ürettim.''
Suçlandığı diğer konunun elden para çekme iddiası olduğunu belirten Gürhan, mektubunda şöyle devam etti:
''Alman yasalarına göre elden para çekmek suç değildir. Nitekim elden para çekme hususu Frankfurt am Main savcılığında incelenmiş olup 26.04.2004 tarihinde takipsizlik kararı verilmiştir. Zaten önemli olan paranın elden çekilip çekilmemesi değil, yardımın yerine ulaşıp ulaşmadığıdır. Mahkemenin kararında amaç dışı kullanıldığı belirtilen 16 Milyon Euro'nun tamamının yardım amacıyla kullanıldığı, mahkemenin elindeki 600 klasörde bulunan on binlerce yardım alındı belgesi ile sabittir. Bu belgelerin hiçbirisini dikkate almayan mahkeme, Firdevsi Ermiş'in beyanlarıyla bu kanaate ulaşmıştır. Tüm bunları yaparken kişisel hiçbir çıkarın peşinde olmadım derneği daha çok gelire kavuşturmak amacıyla hareket ettim''
''Ben, Mehmet Gürhan olarak, kişisel bir çıkar, bir ikbal peşinde olsaydım kişisel hayatımda da bu durumun yansımaları olurdu'' diyen Gürhan, şunları kaydetti:
''Bilinmelidir ki, günlerdir Türk medyasını işgal eden haberlerin tüm gerçekliği anlattıklarımdan ibarettir. Ancak, burada çok önemli bir hususu da ayrıca belirtmek istiyorum. Avukatlarımın hazırlayıp Alman mahkemesine sunduğu ifademin içeriği avukatlarım, savcılık ve mahkeme heyeti arasında yapılan bir uzlaşmanın sonucudur. Çok kötü şartlardaki ağır tutukluluk halimin ve üzerimde oluşturulan baskının bir an önce sona erebilmesi için avukatım, önerilen uzlaşmayı kabul etmiştir. Dolayısıyla uzlaşma ifademde yazılı olan hususlar, gerçekleri tam olarak yansıtmamaktadır. Hakimin uzlaşma olmasaydı dava sonuçsuz kalırdı cümlesi de bunun açık bir göstergesidir. Uzlaşma sürecinde bana Türkiye ile ilgili suçlamalarda bulunmam için sürekli telkin ve pazarlık yapılmıştır. İfadem anlattığım bu durum dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Koparılan bunca fırtınanın ve girişilen bu aşağılık linç kampanyasının neredeyse tek dayanağı olan Firdevsi Ermiş isimli şahıs, ortağı ve yöneticisi olduğum şirketlerin ve Deniz Feneri e.V'nin muhasebe bölümlerinin tek sorumlusu, ayrıca Deniz Feneri e.V'nin imza yetkisi olan ikinci adamıdır. Mahkeme sürecinde gösterdiği tavırlarla bu şahsın, Deniz Feneri e.V'ye ve yöneticisi olduğum şirketlere zarar verebilmek için bazı çevrelerce özel olarak görevlendirildiğini düşünüyorum. Zamanı gelince bu müfteri işbirlikçiye, şahsıma ve ortağı olduğum şirketlere vermiş olduğu maddi ve manevi zararların hesabını her türlü hukuki hakkımı kullanarak mutlaka soracağım.''
Adının Abdurrahman Vural olduğunu gazetelerden öğrendiği, hiç tanışmadığı bir şahsın ortaya attığı iftiraların kesinlikle doğru olmadığını belirten Gürhan açık mektubunda şu ifadelere yer verdi:
''Doğru olan bir şey varsa o da bu şahsın, kurduğu derneği dolandırmış olma suçundan mahkumiyet almış olmasıdır. Şahsıma karşı yürütülen bu kampanya, üzülerek söylüyorum ki adeta bir linç kampanyasıdır. İmzasız bir mektupla aile hayatımı ağır şekilde yaralayabilecek çirkin bir iftiraya maruz kaldım. Hayatı boyunca karakola dahi düşmemiş biriyken bir anda büyük bir terör örgütü üyesi muamelesine tabi tutuldum. Geriye dönüp baktığımda en başından beri bu operasyonun, siyasi bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde toplam 27 kişinin çalıştığı bir binaya 340 polisle ve binanın tüm açık kapıları kırılarak bir baskın yapılmış olmasının mantığı nasıl izah edilebilir ki? Bu provokasyonun tüm amacı, dünyada yükselen yoksul ve mazlumlarla dayanışma kültürünü yok etmektir. Soruşturmayı yürüten şahsın, soruşturma sürecince sergilediği tavırlar ve mahkeme salonundaki siyasi şovu da benim bu düşüncemi destekler niteliktedir. Fakat asıl üzücü olan taraf bu şov değil, bu provokasyona Türkiye'de bazı çevrelerin verdiği açık destektir.
Geldiğimiz noktada, bugün itibariyle mali müşavirlerin ve işbirlikçi Firdevsi Ermiş'in yanlış yönlendirmelerine aldanmam sonucu, hukuki hatalarım nedeniyle Alman mahkemesi tarafından mahkum edildim. Bir diğer yanlışım ise kimi iddialı projelere imza atmaya çalışmak oldu. Bu yüzden öncelikle Deniz Feneri e.V derneğimize bugüne kadar maddi manevi hiçbir desteklerini esirgemeyen bağışçılarımız bilmelidirler ki, bir kuruşlarını bile yardım dışı bir amaç için kullanmadım. Sonsuz güvenlerini hep yanımda hissettiğim, Almanya'daki şirketlerinin yönetimini bana bırakan ortaklarımdan, Kanal 7 camiasından ve tüm kamuoyundan bu siyasi komployu zamanında fark edip önleyemediğim ve boşa çıkaramadığım için özür dilerim. Kendi küçük siyasi ve ticari hesapları için büyük bir provokasyonun parçası olmaktan bir an olsun çekinmeyen o yaygaracılara gelince, onlara sadece bir acıma borçluyum. Keşke, bir yoksulun göz bebeğindeki sevinci anlayabilecek kadar iyi insanlar olabilselerdi. Tekrar belirtmek isterim ki, Deniz Feneri e.V derneğine bağışlanan paraların bir kuruşunu bile şahsi ve ticari emellerim için kullanmadım. Bu yardımları başkalarının benzer amaçları için kullandırtmadım. Hukuki hatalarım olmuş olsa bile, ahlaken ve vicdanen hiçbir hatam olmamıştır. Allah'ın adaletinin bu büyük haksızlığı cezasız bırakmayacağına inancım tamdır. Saygılarımla.''
AA
19.Eylül.2008 02:00:38
hah hırsızları kim savuncak demiştim bende.
ewet ...
kısa yazın ya okuyamıyorum
pazar amca olayı bi özetlesene bana
İnanç hortumculuğunun ardından bunların en iyi yaptığı şeydir duygu sömürüsü şu bir gerçektir ki en azılı suçlu bile her zaman suçsuz olduğunu iddia eder!... Fakat gelin görünki kimse itibar etmez.
Söylesem faydası yok sussam gönül razı değil
#mechul75' tarafından 20.09.2008 01:26:55 tarihinde düzenlendi.
Arkadaşların topiğe eklemiş olduğu bir kaç cevap ile ilgili yazımı tam bitirmiştimki topiğin sansüre uğradığını fark ederek yazmış olduğum cevabı eklemekten vaz geçtim.
-Kapatma davası sürecindeki DTP li vekiller TBMM de kürtçe konuşma kararı alıp dtp kapatılırsa bu ülkede hiç kimse demokrasi vardır diyemez diyerek DEVLETE aba altından sopa göstermeye yelteniyorsa,
-Kürt nüfusun yoğun olduğu Cizre'de okul önünde kürtçe ders verenlere bir allahın kulu siz ne yapıyorsunuz demeden bölücü slogan atarak bu eyleme destek veriyorsa,
-Demokratik haklarımı kullanıyorum zırvalarıyla toplumsal eylemlerde Türk bayrağı yerine ne idüğü belirsiz bir paçavrayı salayıp İmralıdaki İTİ önder belliyorsa,
Bunları eleştirmek birilerinin en doğal hakkıdır. Şimdi birileri çıkıp buna propagasyon diyecektir. Evet belkide propagasyondur ama yıllardır aynı propagasyona malzeme olan bölge halkı bir nebze olsun kendine ders çıkaramayıp hala bu propagasyonlara malzeme olmaya devam ediyorsa eleştirilmeleri kaçınılmazdır.
Bir zamanlar bölge halkı için kürtçe kurs istenildi verildi. Şimdi ana dilde konuşma özgürlüğü isteniliyor oda verilince sıra federasyona gelecek sonra bağımsızlık zırvaları başlıycak ve buna bölücü sloganlarla ne idüğü belirsiz paçavra parçalarıyla meydanda destek verenleri, sığındıkları dokulmazlık zırhının arkasından yüzümüze baka baka vatanıma milletime küfredenleri eleştirmek eşyanın tabiatındandır.
TERÖR DEMOKRATİK ORTAMLARDA DAHA RAHAT GELİŞİR!...
#mechul75' tarafından 20.09.2008 02:22:06 tarihinde düzenlendi.
İlgili olabilecek konular
-
Deniz Elementleri Vektörel Resimleri
02 Nis. 2016, 22:40 prodersler
0146502 Nis. 2016, 22:41
zbkdygn -
Deniz Temalı Panoramik Resim Çerçeveleri
27 Eyl. 2015, 10:33 prodersler
0165427 Eyl. 2015, 10:33
zbkdygn -
Karadeniz Ve Batum’u Fotoğraf Karelerine Sığdırama
16 Eyl. 2015, 18:50 photoplaytr
0122216 Eyl. 2015, 18:51
photoplaytr -
-
Gümüş Tonlu Deniz Manzarası Psd Resimleri
07 Ağu. 2015, 01:59 prodersler
0167507 Ağu. 2015, 01:59
zbkdygn -
Çocuklar İçin Deniz Manzaralı Çerçeveler
06 Nis. 2015, 01:43 prodersler
0167106 Nis. 2015, 01:44
zbkdygn -