mechul75
mechul75 (Objektif)
İstanbul / Amatör

Deniz Feneri İddianamesi


DENİZ FENERİ e.V İddianamesinin tam metni

Tarih: 8 Eylül 2008, 23:46 - İp: 78.***.**1.40
tatarbey
tatarbey (üye)
Ankara / Meraklı

yeminimi bozdurtmeyin ülen akşam akşam

 

Tarih: 9 Eylül 2008, 23:43 - İp: 88.***.**1.230
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 00:05 - İp: 78.***.**1.221
mechul75
mechul75 (Objektif)
İstanbul / Amatör

Adı Yusuf Kırkpınar. İzmir’de sanayici, 1999-2002 yılları arısında de MHP milletvekili.
Yusuf Bey namazında abdestinde bir iman ve inanç abidesidir. İmkanı ölçüsünde herkese yetişir. Milletvekilliği yaptığı dönemde mebus maaşını Saffet Kaya ile beraber almayıp ihtiyaç sahiplerine dağıtan iki vekilden biri olduğunu herkes biliyor.. İşte bu merhamet kalesi Yusuf Kırkpınar 2000 yılında Kanal 7’de Deniz Feneri ile ilgili programı izlerken gördüğü bir sahneden hüzünlenir ve mezbele gibi bir yerde yaşayan yetimlere ev almak için programın ertesi günü Deniz Feneri Derneğinin yönetimini arar.
Peki ne cevap mı alır?
Bunu dün konuştuğum Yusuf Kırkpınar’ın ağzından sunalım:
- “Sabahattin bey ben o yetimlere bir ev alayım deyince aldığım cevap şu oldu: Hayır siz parayı gönderin evi biz alırız.. Şaşırdım ben alsam olmaz mı, gönderin bana bunları, tapuyu adlarına çıkartayım dedim ama para bize gelecek dediler ve bu yardım önerimi geri çevirdiler.”
Kafama takıldı, Deniz Feneri böyle bir yardım teklifini niye geri çevirdi acaba?
Amaç üzüm yemek yani yardım toplamaksa Yusuf Bey ev alıyor işte.
Hayır hasenat işlerinde şeffaflık en olmazsa olmazlardan biri değil midir?


Kaynak:Sabahattin Önkibar

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=5116

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 00:48 - İp: 78.***.**6.175
sabanersan
sabanersan (üye)
Bursa / Meraklı

deniz fenerimi lambasımı projöktörümü herne ise..oldum olası içim ısınmadı..yardım tantanayla yapılmazki..hani "ajitasyon" diyeceğimde,uyarmı uymazmı tam kestiremiyorum..dedik artık..hele birde bunu kimya nın sınırlarını zorlayarak aşırı derecede esnetip sündürerek yapılması....hiç anlayamıyordum..sağ elin verdiğini sol el görmeyecek-bilmeyecek..."bir hakikat kalmasın Allah ım dünyada nihan"..kalmasın...nokta

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 00:56 - İp: 88.***.**4.53
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

A. TURAN ALKAN
[email protected] Yorumlar
Çöl hırsızı

Hikâye mâlum, hatta meşhur, fakat tam yeridir, tekrarında fayda var: Çölde yaşayan zengin ve muktedir bir kabile reisinin dillere destan, eşi-menendi az bulunur bir atı varmış.
Günün birinde kabile reisi, bu pek sevgili atına atlayarak tek başına çöle gezmeye çıkmış. Hayli zaman at koşturduktan sonra dönmek üzere iken uzaklarda bir kımıltı dikkatini çekmiş. Bir insan, yerde yatıyor. Belli ki çok hasta veya ölmek üzere. Yardıma muhtaç.

Hemen oraya yaklaşıp atından inerek yerdeki adama yardıma gitmiş. Hâlâ nefes aldığını görünce sevinip atının terkisinden su kırbası almak üzere iken, yerdeki mecâlsiz ve hasta adamı, o herkesten kıskandığı değerli atın üzerinde görünce şaşırıvermiş. Adam atı topuklayıp erişilemeyecek kadar uzaklaştıktan sonra dönüp, alay edercesine bakmış atın sahibine,

Fakat bir gariplik var; atın sahibi ardından koşarak bağırıp çağırmıyor; sadece durduğu yerde ağlıyor.

- Ne oldu diye seslenmiş hırsız, "Zoruna gitti de ondan ağlıyorsun değil mi? Sen ki bu atı kendi gözünden, evlâdından bile kıskanırdın ama bak, aklım ve çevikliğim sâyesinde şimdi benim oldu atın; ne kadar ağlasan yeridir!"

Atın sahibi gözyaşlarını silmiş; demiş ki, "Hayır ey hırsız, atımı çok severdim, doğrudur; senin onu benden çalman elbette gücüme gitti, fakat onun için ağlamıyorum."

- Yaa, niçin ağlıyorsun öyleyse, kadınlar gibi?

- Şunun için: Bu haber yarın etrafta duyulduğunda, senin nasıl bir hile ile atımı elimden kapıp çaldığın dilden dile gezdiğinde bundan sonra çölde hiç kimse, ölmek üzere olan gerçek bir ihtiyaç sahibine bir damla su vermeye çekinecektir. Üzüntüm ondan!

...

İsnad edilen suçlar doğru ise facia zaten fakat bu meselede şaibe, hatta dedikodu bile duyulması fecî ötesidir ve ne yazık ki o dedikodu ve şaibenin irini patlayıp yayılmış bulunuyor. Bundan sonra çölde susuz kalana bir damla su vermek için atından inmeye yeltenenler bir daha bir daha düşünecek; bîkesliğini anlatmaya tâkat yetirebilenler, artık eskisinden daha fazla "bu adam yalan söylüyor olmalı" zannıyla göz ardı edilecek.

"Allah, kitap, merhamet, insanlık, kardeşlik, yardım" gibi kelimeler bir araya getirildiğinde, samimi gönüller, "acaba yine mi tufaya getirilmekteyiz" şüphesiyle burkulup kavrulacak.

Bir kuruşu, tek zerresi bile zimmetine geçirenin boğazında ateşten lâledir zaten; lâkin, eğer varsa böyle irtikâpların sorumluluğu bir şahısla, bir kurumla sınırlı kalmıyor çöldeki bütün yoksulları ve varlıklıları da vurup lekeliyor. Olmamalıydı, hiç olmamalıydı; bırakınız resmî suç isnadı, kapalı kapılar ardında dedikodusunu etmeye kalkışanlar bile, "Allah'a sığınırım" diye hicap ederek titremeliydiler; öyle olmalıydı çünkü parayı en büyük değer bilenlerin arasında "akçalı" işler görmek durumunda olanların mesuliyeti çok farklıdır.

Yûsuf Sûresi'ni okuyunuz, orada anlatılmaktadır bu haller:

"Evinde kalmakta olduğu kadın, ondan murad almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: "İsteklerim senin içindir, gelsene" dedi. (Yusuf) Dedi ki: "Allah'a sığınırım. Çünkü o benim Efendimdir, yerimi güzel tutmuştur."

Bu köşeden Ergenekon zanlılarını bile töhmet altına koyacak ifadeleri bile teraziyle tartıp da söyledik. Ahaliden para toplayıp sağda solda çarçur edenlerle ilgili yolsuzluk töhmeti de elbette şu demde bir iddiadır ve herkes gibi o zanlıların da kendini müdafaa hakkı var; o ayrı, ondan bahsetmiyorum. "Benim hırsızım, seninkinden faziletlidir" diye suçlu mübadelesine girişecek hâlimiz yok; zaten bu lâflar konuşulur hale gelmişse dâvâ kaybedilmiştir demek istiyorum.


08 Eylül 2008, Pazartesi

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 00:59 - İp: 78.***.**1.221
mechul75
mechul75 (Objektif)
İstanbul / Amatör

Sayın Başbakan almanyada patlak veren Deniz Feneri olayını Doğan grubuna bağlı gazetelerin manşete taşımasından neden bu kadar gocunduda Bundan böyle gizli saklı yok, kara kaplı defterdeki her şeyi açıklayacağız.” diyerek adeta yaklaşmayın yakarım sizi tavrı ile şantaj yaparcasına tehditkar bir tavır sergileme gereği gördü?

Dün 1 milyon $ karşılığı iş takipçiliği yapan Şaban Dişli'yi korumaya çalıştığı gibi Deniz Feneri davasında kim(i)leri korumaya çalışıyor?

Bundan böyle gizli saklı yok, kara kaplı defterdeki her şeyi açıklayacağız.” diyerek usulsüz bir takım işlere göz yumulduğunu açıkça beyan etmiş olmuyormu? Buda görevi kötüye kullanmak değilmidir?

Bunun adı çırpındıkça batmak olsa gerek!..






#mechul75' tarafından 10.09.2008 01:16:24 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 01:13 - İp: 78.***.**6.175
mechul75
mechul75 (Objektif)
İstanbul / Amatör

Deniz Feneri e.V avukatı sen sus!..

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 01:24 - İp: 78.***.**6.175
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

Maalesef Türk halkı inanmıyor bunlara meçhul. Artık aslı varsada inanmıyor. Bu gazetelerin sabıkası kabarık. Ne yapsalar AKP ye yarıyor.
Bakın görün bu olaydanda en karlı AKP çıkacaktır.


İmza AKP nin avukatı.

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 04:41 - İp: 78.***.**1.221
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

şok şok şok. deniz feneri davasına bakan hakim CHP li vekilleri odasından kovmuş.

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 13:07 - İp: 78.***.**1.221
mgirgin
mgirgin (üye)
Muğla / Amatör

Din'i kullanan basına bakarsan zati, savcı böyle bir iddiada da bulunmamış..Tam üçkağıtçı bu gafiller

 

Tarih: 10 Eylül 2008, 13:13 - İp: 85.***.**6.144