Fotoğrafçılık Forumları
Slr Like
daha önce Canon a550 kullanıyordum şimdi biraz daha gelişmiş bir makina almak istiyorum birza araştıma yaptım Panasonic Lumix DMC-FZ18, NIKON COOLPIX P80, CANON power shot S5 IS arasında kaldım ne alacağıma karar veremedim yardımlarınızı bekliyorum
antika ustaya cevap :
evet tecrübeye dayanarak söylüyorum; raw çekmek daha iyi.. tabi özel olarak ilgilendiğiniz, emek verdiğiniz, ya da eşsiz bir an için söylüyorum.. yoksa çıkıp bütün bir geziyi mesala raw çekemezsin, jpeg e dönüştürecek zamanın olmaz. en önemli manzarayı ya da anı raw çekip , yüksek çözünürlük ve doğru güzel tonları ayarlayarak elde ettiğin kaliteyle de keyfine bakarsın..
tabi bu benim sensör için geçerli, yoksa dslr m olsa, direk jpeg çekerim, çünkü onlar zaten 12 mp çekiyor
öncelikle ilginize teşekkür ederim ben daha çok amatör olarak anı hatıra fotoğrafları çekmek istiyorum ancak bunun yanında çiçek ve hayvan resimleride çekiyorum arasıra benim istediğim makro çekimi ve zum yeteneği Canon a550 göre biraz daha gelişmiş olsun istiyorum Canon PowerShot SX100 de yeterli olurmu acaba
o zaman panasonic iyi seçim olur... sanırım çok pahalı değil ve zoom aralığı çok iyi...
canon s5 is ise video çekerken zoom yapabilme yeteneğine sahipti yanılmıyorsam, eğer video önemliyse sizin için o da tercih edilebilinir...
size kalmış yani..
Fujisever;
tavsiyelerin için teşekkürler sanırım hatay'da panasonic fz18 bulababileceğim yer yoktur bazı sitelerde abd den uygun fiyata getirme garantisi veriyorlar ancak ne kadar güvenilir bilmiyorum panasonic'in buradaki fiyatı 950-1000 ytl civarı açıkçası bu fiyatta bana fazla bu kadar para veren üzerine 100 ytl daha koyup dslr alır
panctom abi sanırım 400 dolara mıydı, 400 ytl ye miydi hatırlamıyorum, abd den getirtmişti bir arkadaşına...
türkiyeden mal alınmaz, ben de birilerini arıyorum abd den gelecek.. sony a300 aldıracam, sadece 600 dolar... 200 solara da bir 70-300 ya da eski model bir 70-200 alıp keyfime bakacam..
fujisever arkadaşım, "benim makinem 6 mp. raw çektiğimde 12 mp görüntü veriyor.. üstelik renk kontrast ve keskinliği ayarlayabiliyorum bozmadan..." demişsin bunun tekniğini nasıl yapıldığını bizlerle paylaşırmısın !? Bu cümlenden sonra ben şunu anlıyorum o zaman 8MP çekimdede 16MP görüntü vermesi gerekir yanlışmıyım... !? yani ne MP ne kadarsa iki katı... Birde konu ie alakası yok ama .raw formatlı fotoları varsayılan olarak "windows resim ve faks görüntüleyicisi" ile görüntülebilirmiyiz ? Yoksa başka önerebileceğiniz prog.lar varmıdır !? Acdsee gibi... Tşkler ..
"NYQUIST Frekansı" ( http://en.wikipedia.org/wiki/Nyquist_frequency )
İsveç asıllı A.B.D.li mühendis-bilimadamı Harry Nyquist'in ( http://en.wikipedia.org/wiki/Harry_Nyquist)
ortaya koyduğu bir teori.
Kısaca tarif edersek, örnekleme frekansınızın yarısına "Nyquist Frekansı" denir.
Bu teori başta bilgisayar ve elektronik mühendisleri olmak üzere bütün dijital bilgi işlemi yapan profesyonellerin mesleklerinde ilk öğrendikleri şeylerden biridir.
Birkaç örnek :
CD kalitesinde 44 kHZ'den örnekleme yapan dijital ses kayıt cihazınızın Nyquist frekansı 22 kHz'dir.
Saniyede 30 kare çeken video kayır cihazınızın Nyquist Frekansı 15 Hz'dir.
Eğer ses kayıt stüdyonuzda size kıl olan birisi 32KHz'lik köpek düdüğü öttürüyorsa, bunu kayıtlarda 12KHz'lik bir ıslık şeklinde duyunca, Nyquist frekansından haberi olmayan bir ses teknisyeniyseniz, boşuna kafanızı duvarlara vuracaksınız. Hesap söyle
ıslık_frekansı = (2 x Nyquist_frekansı ) - kopek_dudugu_frekansı
Akıllı ses teknisyenleri, kendilerini böyle kötü niyetli kişilerin insafına bırakmazlar, mikrofondan gelen analog sinyali bir "low pass filter" denen yüksek frekansları süzen bir filtreden geçirdikten sonra dijitale çevirirler.
Saniyede 17 devirle dönen bir tekeri 30 kare/sn'lik video kameranızla çekerseniz, tekerin saniyede 13 devirle geriye döndüğünü görürsünüz.
Akıllı kameraman bu frekanslarda hareket eden cisimleri çekmekten sakınırlar ( tabii tekere rot balans ayarı yapmak gibi bir niyetleri yoksa, zira saniyede 30, 60, 90, 120, 150... devirlerde teker duracak, belli bir yöne yalpa yapıyorsa kolayca tespit edilecektir , bunu yapmadan önce tekerin üzerine tebeşirle işaret koymayı ihmal etmemeliler )
Geliyoruz sadede, bütün bunların bu forumla ne alakası var.
Efendim, sensör üzerindeki pikseller 2 boyutlu bir düzlemde her yöne doğru eşit frekansla dağıtılmış olarak duran örnekleme noktalarıdır. Yani pikseller için de bir frekans ve Nyquist frekansı vardır. Dahası sensör üzerindeki piksellerin %50si yeşil, %25'i kırmızı ve %25'i mavidir, yani anlayacağınız daha kısıtlayızı olanlar mavi ve kırmızı piksellerdir.
3000x2000 piksellik 24x16mm boyutundaki bir APS-C sensörde kırmızı (veya mavi) biksellerin dağılım (3000/24)/ 2 = 62.5 kırmızı piksel/mm şeklinde hesaplanabilir. Bunun Nyquist frekansı 31.25'dir.
Eğer böyle bir sensör üzerine milimetrede 31.25'ten daha fazla tekrar içeren bir görüntü düşürürseniz kırmızı-mavi tonların "Moire" olayına tanık olursunuz.
Akıllı makina üreticileri bu duruma düşmemek için sensörün önüne, aydınger kağıt misali, hafif bulanık bir filtre koyarlar, "anti aliasing filter" denen. Bu filtre, aynen dijital ses kayıt cihazlarında olduğu gibi esas olarak "low pass filter"dır, yani ANALOG REZOLÜSYONU DÜŞÜRÜR.
Şimdi gelelim forumun bu konusuyla ilgili bölüme:
Görüldüğü gibi aslında sensörün üzerine düşen görüntü değil 12MP, 6MP'nin bile çok altında bilgi ihtiva etmektedir. Haybeye hafızalarda, harddisklerde boşuna yer kaplayacak RAW formata takılıp , bu işe yaramaz pazarlama oyunlarına kanmaktan başka birşey değildir.
Antika sana 2 konuda muhalifim.
İlki fujinin sensörü konusunda. Ben fuji like kameraların ve aslında tüm kompaktların diğerlerinden üstün olmadığını düşünüyorum . İso konusunda çok abartılıyorlar. 1600 iso filan DSLR leri hatta FF DSLR leri bile zorlayan bir kavramken fujinin mercimek kadar sensörünün çok temiz foto verdiği laf yalnızca bence. Açıkçası iso200 de bile kullanmam hiç birini.
Üstelik optikleri de rakip firmalarınki kadar iyi değil.
Sensör konusunda son söz biliyorsun fujinin DSLR si de var, ve bu DSLR D200 güvde üzerine ina ediliyor. Fuji kendi sensörünü kullanıyor bu DSLR de .
Ve açıkçası bu sensörün DR haricinde hiç bir konuda D200 e üstünlüğü yok . Yani fujinin sensörü konusunda aşmış bir firma olduğu görüşüne asla katılmıyorum .
İkinci konu RAW konusu . kesinlikle katılmıyorum ben bu konuda yazdıklarına . Ben fark görüyorum ki aslında görmemek zor. A100 de RAW-JPEG farkı fazlaydı mesela . 40D de o kadar fazla değil , ama fark var yine de. Ve A700 ,d300 gibi ileri seviye kameralarda bile açık seçik belli oluyor fark. K10d gibi kameralarda RAW-Jpeg farkı çok çok fazla .
Giriş düzeyi DSLR lerde ise çok fark var. 2000 dolardan pahalı DSLR lerde de fark var, ama onların jpegleri daha iyi giriş düzeyi dslr lere göre. Sanırım foto muhabir gibi hızlı çalışmak zorunda olanlar için böyle olmak zorunda.
Üstelik çekim esnasında yapılan bazı hatalar ,örneğin pozlama, RAW la eksiksiz telafi edilebiliyor.
14 bit olayı da yalnızca RAW dönüşümünde geçerli . Tabi 14 bit fotoğrafı farkedecek kadar hassas gözlerim var mı bilemiyorum ama monitörüm o denli hassas değil en azından .
------------
JPEG nihayetinde makinenin işlemcisinin ışığa biçtiği bir değerden başka bir şey değil . O işlemcinin mükemmeliği ise tartışılır.
#buffalo' tarafından 09.07.2008 02:32:25 tarihinde düzenlendi.
İzninizle, RAW konusunda ben de bir şeyler söyleyeyim.
Açık konuşmak gerekirse, dijital fotoğraf çekmeye başladığım ilk zamanlarda ben de RAW'a karşıydım. Etrafımdakilerin "RAW çek!" önerilerini hep duymazdan gelirdim. Sırf başkaları bana "RAW çek" dedi diye RAW çekmek hiç işime gelmiyordu. RAW çekmek bana bir kazanç sağlayacaksa çekmeliydim. Çok fazla detaya girmeden söylemeliyim ki, gerçekten işime yarıyor.
Bir de şu konu var. RAW çekmek, çekeceğiniz pozların hepsinin RAW olarak çekileceği anlamına gelmesin. Pozlar olur, RAW çekersiniz, pozlar olur, RAW+JPEG çekersiniz daha sonra bazılarını RAW bazılarını JPEG olarak saklarsınız, pozlar olur tümünü JPEG çekersiniz.
Özetle şunu söylemeliyim ki, kişi eğer sırf başkaları ona "RAW çek" dedi diye RAW çekiyorsa, çekmesin.
Cüneyt Abi'ye ek olarak şunları da yazabilirim . RAW çekmek tek başına iyi fotoğraf demek değil.
Nedir RAW ın artıları ?
1) Günümüzde dijital makineler DR aralığı , iso başarımı , metering gibi konularda çok büyük aşama kaydettiler. Ve filmin çözünürlüğü de geçildi (teoride evet , 20mp lik çok makine yok ama 6mp lik DSLR lerin filmi geçtiği 3-4 sene önce söyleniyordu ) . Ama otomatik beyaz ayarı denen başbelası halen ciddi bir sorun. Zaten hemen hemen tüm makine incelemelerinde''kötü , vasat awb '' diye bir ibare vardır.
RAW en sağlıklı sonuç . Kayıpsız bir şekilde değiştirilebilir beyaz ayarı*
2) İstisnasız tüm makinelerin(gerçi dpreviewe göre Olympus E3'ün jpegleri rawlarından iyi, nasıl oluyorsa ) RAW ları JPEG lerinden daha keskin, daha fazla detay içeriyor.
3) RAW editörleri sürekli gelişiyor. 5 sene önce çektiğiniz bir RAW dosyası muhtemelen bu gün daha iyi JPEG veriyor. **
4) RAW da pozlama hatasını 0,5 stop kayıpsız düzeltmek mümkün . Ve daha fazla müdahalede bile JPEG le kıyaslanamayacak kadar iyi. *
Ama ;
* Doğru beyaz ayarını RAW dosyası üzerinde ayarlamak , kelvin girmek yeni başlayan bir amatör için çok kolay değil . Pozlama hatalrını gidermek de öyle . Doğru doygunluk ,keskinlik ,NR değerleri girmek de kolay değil .
Biraz deneyim gerekitiriyor. Gerçi defalut ayarlarla bile müdahale edilmeksizin JPEG yapmak da mümkün .
Ama sonuçta RAW dosyasıyla oynayan yeni başlayan birisinin makinenin JPEG kalitesini yakalaması da mümkün olmayabilir. Kaş yaparken göz çıkarmak dedikleri şey .
Ama dediğim gibi, doğrudan jpeg yapmak da mümkün .
** Depolama sorunu evet büyük sorun . 14 bit foto çekmek için RAW ı (8-10mb) TIFF yap(40-50mb ) ,sonra jpeg elde et .
Hafıza kaybından bahsedilir hep . Saçma gelir bana . Bu günkü word belgesini 10 sene sonra okuyamayacağız diyenler var. Böyle bir makale okumuştum . Saçma geliyor ama pek mümkün . NASA 1960 lı yıllarda şifrelediği pek çok kaydı bu gün okuyamıyormuş.
Ya da 3 sene önce disketlere yazılan verilerin sağlıklı olmadığını söyleseler gülerdim . Ama bu gün PC mde disket sürücü yok ve sahiden disket okuyamıyorum . 2-3 sene sonra disketten kimse haberdar olmayacak. Aynı şey CD ,DVD nin de başına gelecek mutlaka .
Ve bu günkü flash dosyasını 2 sene sonra açabileceğimizi kimse garanti edemez.
JPEG çok yaygın bir format, muhtemelen 10 sene sonra da rahatlıkla açabileceğiz. Ama 10 sene sonra A100 ün RAW larını açabilecek editör bulabilecek miyiz?
Muhtemelen bulamayacağız.
Bu tip sorunlar ,kaygılar var. Ve RAW ın en kötü yanı çekim anında insanların ''nasılsa RAW kurtarırız'' diye özenmeden çekilmesi .Oysa RAW bu değil , kötü çekilmiş bir fotoğrafı kimse kurtaramaz.
-----
Ben de hem RAW hem JPEG çekiyorum . İlk başlardaki acemi RAW dönüşüm sonuçları iç açıcı olmasa da artık daha sağlıklı sonuçlar alabiliyorum . Sanırım fırından ekmek almak yerine hamur alıp ekmek yapmak hoşuma gidiyor .
#buffalo' tarafından 09.07.2008 12:43:05 tarihinde düzenlendi.
İlgili olabilecek konular
-
-
Bütçeme Göre Güncel Dslr mı Fullframe Dslr Mı?
12 Nis. 2020, 08:34 uaemir
2329612 Nis. 2020, 23:07
mete007 -
Yeni Başlicam İşimi Görcek 2. El Ucuz Dslr Arıyorum
10 Eyl. 2018, 19:12 ahmet4137
1296613 Eki. 2018, 16:58
ikincisahip -