İşte Hükümet

11 Eylül Saldırılarının hemen sonrasında çok daha şiddetli yasaklar ikiz kulelerinin etrafında da uygulandı.
Bu konuda medyanın ölçüsüsüz tavrından Devlet Bahçeli de şikayetçişdi.
Ben acı haberi, Pazar günü Trabzon otogarında bir TV den öğrendim. 16 şehit ve en az 10 kayıp askerden söz ediliyordu. Öyle bir içim daraldı ki, sonrasındaki 17 saatlik otobüs yolculuğu benim için azap oldu.

Terör'ün amaca eylemlerin neticesinde verdirdiği can kaybı ve maddi hasar değildir! Bu eylemin kamuoyunda duyulmasının ardından oluşacak panik havası, karamsarlık ve çöküntü halidir.
Psikolojik yöntemlerin terör örgütlerince etkili kullandığı bilinir. Bu sebepledir ki 11 Eylül Saldırılarının sonrasında Amerika da müthiş bir panik havası oluşmuş, hava taşımacılığı bu panikten derin yara almıştır. Ancak Amerike bu panik havasını basın ve yayın organlarınca alınan tedbirlerin de yardımıyla atlatmıştır.
Biz de bu ruhsal çöküntü halini, panik ve mağlubiyet psikolojisini aşmak durumundayız.

Nitekim dün, hükümetin basın sözcusu Cemil ÇİÇEK kamuoyu ile paylaşılmayacak (şimdilik) bir takım tedbirlerin alındığından bahsetmişti. Demek ki bu tedbirlerin bir tanesi de basın kuruluşlarının sorumsuz yayınlarının engelenmesi olmuştur.

Yalnız, bu tür tedbirlerin zaman içinde sansürcülüğe, otoriterizme kayması ihtimali çok güçlüdür. İstisnai olarak getirilen tedsirlerin giderek genişlemesi ve boğucu bir hal alması ihtimali beni endişelendirmektedir.

Ayrıca içe kapalı bir toplumun yaşadığı Amerika'da işe yarayan tedbirlerin, meraklı, şüpheci bir toplum olan bizde ne derece etkili olocağı da belli değildir. Biz elimizde cep radyosu, BBC , amerikanın sesi radyolarını takip eden bir toplumduk. Bonra özel TV kanallarının yaygınlaşması ile bu durum değişti (ve de iyi oldu zira böylece toplumumuzun yabancı kaynaklı kanallarla manipüle edilmesi önlenmiş oldu) Ama şimdi yine bu durumun önü açılmaktadır.

Neyse bekleyelim ve görelim, teröre karşı verilen mücadelenin başarıya ulaştığı yılların (1990 lar) ardından rehavete düşülmesinin, gereken reformların bir türlü yapılamayışının acısını yaşıyoruz.
Görünen o ki bir müddet daha yaşamaya devam edeceğiz.

bu son terör olaylarının haber yapılma şekli bir anlamda iyi oldu.. zira şurda birkaç ay öncesine kadar hepimiz terörle yaşamaya alışmıştık.. şimdi toplumsal bir tepki oluşmakta.. bu tip olaylar kalıcı ve toplumun içini rahatlatan bir şekilde çözülmez ise henüz seçilen hükümetin yaklaşan yerel seçimlerdeki durumunu göreceğiz bence..

yasağın iki etkisi var;

ilk etkisi şu, televizyonda boy gösteren yorumcu sıfatını taşıyan soytarıları izlemek zorunda değiliz. maşallah adamların anlamadığı şey yok,ekonomi,spor,politika ,bilim....

ikinci etki olumsuz, terör olağanyönetim usullerinin dışına çıkılmasını gerektirir ve bu vatandaşların tümü için sınırlamalar öngörür. yani 3-5 çapulcu dediğimiz kesim nedeniyle;
-bizim de özgürlüklerimiz sınırlanır
-daha az para kazanır daha fazla vergi veririz
-yerel yönetimler güçlenmez vs....

iktidarların kamuoyunda gücü azalacak diye daha ne kadar uyutulmalı bu halk?? uyuşturulmaları yetmiyor mu..vur patlasın çal oynasın tv.programlarıyla, sahte gündemlerle aptallaştırılmadı mı? ve oluşan kamuoyu tepkisi onları bu rehavetten uyandırmadımı?? zorlamadı mı bir şeyler yapmaları için..?? güvenlik güçleri gerçekleri bilmiyorlar mı ve çığ gibi büyüyen tepkiler onlara moral olmuyor mu??

rtük insanların ruh sağlığını düşünüyorsa,,sağlıklı ve düşünen nesiller yetişsin istiyorsa ve bilinç dolu bir halk, önce o saçma sapan ve iğrenç programları kaldırsın tv.lerden..

düşünmeyi engelleme çabaları,acıyla da olsa uyanan bu halk sayesinde amacına ulaşamayacaktır..moral değerlerinin yükselmesi, dansözler le ve ne idüğü belirsizlerle olmazz.

ok yaydan çıkmıştır..!!

yerel secımlerde gosterırız tepkimizi..
yuzde 80 falan alırlar

evet doğru..günaydın Türkiye!! iyi uykular insanlar...

umudumu yitirmeyeceğim yine de..

yerinde bir karar, cunku apoletli medyamiz meseleyi Turk-Kurt karsilasmasina cevirme yolunda elinden geldigini yapiyor. provakasyonun daniskasini yapan bunlar. bu apoletli medyanin takipcileri bu gunden baslamislar yine asma-kesme, "atacaksin bombayi, sileceksin haritadan" muhabbetine. neyse siz gazi almissiniz zaten, basin ayar cekme yolunda basarili oluyor gorulen.

bende alınan bu kararı çok yerinde ve gerekli görüyorum.

basın başka ayarlar da çok çekti..sonuç ortada !!

Cemil Çiçek "açıklanmayacak tedbirler aldık" vs. demiş.

Vecdi Gönül de şöyle demiş Abd li bakana "“Amerika’nın bir şeyler yapması gerek. Kamuoyu baskısı çok büyük. Elle tutulur bir şey istiyoruz. Ne olursa olsun."

Hükümetin aldığı tedbirlerden birisinin Abd ye yalvarmak olduğu anlaşıldı. Elbette gizli olur böylesi tedbirler.

Vecdi Gönül ün şahsında bu hükümetin yaptığı düpedüz gizli kapılar ardında ABD ye diz çöküp yalvarmaktır. Ne olur birşeyler yapın ne olursa olsun. Damarlarında bir zerre olsun asil Türk kanı taşıyan birisi utançtan yerin dibine girer şu lafların ardından.

Geçen gün galiba yeniçağ tv de birisi söylemişti zaten, bunlar gidip ABD ye yalvaracak ne olur birşeyler yapın diye, kendi başlarına birşeyler yapamaz diye. Yuh olsun yani.

Elif Şafak'ların Orhan Pamuk ların hamisi demokrasi şampiyonu hükümetin terör karşısında başvurduğu elle tutulur tek yöntem gerçekleri halktan gizlemek yani sansür oldu.

Gerçekleri öğrenme hakkımız elimizden alındı, buna da bir kulp bulmakta gecikilmedi. Kişiye tapınan siyasetin sonu budur. Elif Şafak ın Orhan Pamuk un ve daha nicesinin yüce Türk Milleti ne küfür etmesine hakaret etmesine göz yuman, kendilerini duruşmadan önce bizzat arayıp üzüntülerini bildiren demokrasi şampiyonu başbakan ve cumhurbaşkanı, iş halkın gerçekleri görmesine gelince çareyi saklanmakta ve abd lilere diz çöküp yalvarmakta buluyorlar. Yazıklar olsun Türk Milleti nin layık olduğu tavırlar bunlar değildir.

Şimdiki dışişleri bakanı Babacan değilmiydi abd den izinsiz hiçbir harekat yapmayacağız diye abd lilerle anlaşma imzalayıp da sonra açığa çıkınca inkar eden.

Şimdiki başbakan değilmi Türkiye yi bölecek Bop projesinin görevlisi olan, apo itine sayın deyip şehitlerimize kelle diyen.

7 bin polisi seferber edip oğlunu evlendiren nam-ı diğer halk çocuğu şimdiki cumhurbaşkanı değilmiydi Abd li powell ile 9 maddelik gizli bir anlaşma imzaladık diye ağzından kaçıran.

Kimden ne bekliyoruz allah aşkına.


Gerçi 50 bilmem kaç yaşından sonra bir gecede dönüvererek değişivererek demokrat olduğunu sananların demokrasisi bu kadar oluyor demek.

Demokrasiyi 50 yaşına kadar bir tramway çeşidi sananlardan da bu beklenir aslında.

Genelkurmay başkanı istifa etsin, başına da bilmem hangi bakanın hemşerisi veya akrabası bir imam getirilsin. Bu Tayyipçilerin başka türlü Türk Ordusu nu seveceği yok.