Fotoğrafçılık Forumları
Gözlem Gecesi
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 70. yılında kendisini saygı ve sevgiyle anarken bugünonun öğrencileri ile çağdaş bilim adına farklı bir gece yaşadık.. Gerek matematikte çok büyük ve çok küçük sayılar konusu işlenirken ve gerek Fen ve teknoloji dersinde mutlaka değinilen uzay ve uzaydakigökcisimlerini bir nebze olsun yakından görme fırsatı yakalayan 8-C sınıfı öğrencilerim bugün değişik ve güzel bir akşam yaşadılar..
JÜPİTER (Foto alıntı)
VENÜS(Foto alıntı)
AY
Bugün öğrencilik hayatımda Rus pazarından aldığım aynalı teleskop ile gökyüzüne baktık.Hava oldukça net ve gözleme uygundu.Gerçi okulumuzun aydınlatma sistemi buna biraz engeldi ancak biz de uygun bir köşeye gittik.Akşam soğuyu da fazlaydı.Yere kurduğumuz teleskop ile önce batı ufkunda kaybolmakta olan venüse baktık..Dünyaya en yakın ve ona en çok benzeyen bu güzel ve sıcak gezegen dolunay evresinde olduğu için gayet parlaktı.Ancak ufka yakın olduğu için pek net göremedik onu.Ancak yine de hakkında az çok fikir sahibi olduk
Onun ardına teleskopu ufka daha yüksekte olan ve gözlemlenmesi daha kolay olan jüpitere çevirdik.Güneş sisteminin bu en büyük gezegeni tam güneyde ufuktan yaklaşık 50 derece yükseklite idi.Teleskop ile bir bilye büyüklüğünde görünen jüpiterin etrafındaki dört büyük uydusunu da görebildik.Öğrencilerim elbette büyük hayal krıklığı ve hayranlık duydular.Dünyaya uzaklığı yaklaşık 600 milyon km olan bu nokta ışığın aslında bir gezegen olduğuna inanmnak güçtü onlar için..Ama bir yıldız gibi duran o parlak cisim aslında bir gezegendi.
Ve son olarak ta aya baktık.İlk dördün evresini geçmiş olan ayın görüntüsü diğer gezegenlere göre çok daha fazla ilgi çekti.Çünkü ay bize onlara göre çok çok daha yakındı..Bu nedenle neredeyse ayın yüzeyindekien küçük dağları bile görebiliyorduk.
Öğrencilerim ders kitaplarında dergilerde sadece fotoğraflarını gördükleri bu cisme şimdi canlı canlı bakabiliyorlardı. Bu onlar için gerçekten çok farklı bir deneyimdi.Bir çok öğrenciden çok daha fazla şanslı olduklarını biliyorlardı.Şu an tamamen sır olan bir bilim dalına elleriyle dokunabilmenin sevincini yaşıyordular..Ve söyledikleri şey "bir daha ki gözlem ne zaman hocam?" idi..
İnşallah elimizde daha güzel ve daha büyük bir teleskop olursa bu tür etkinliği tüm Durağanlı öğrencilere yöneltmek arzusundayım..
#lazut' tarafından 10.11.2008 23:58:28 tarihinde düzenlendi.
Ne güzel işte, sevap işliyorsun @lazut . Kutlarım .
küfür edene, tolstoy okuma cezası veririm, özetini çıkarmazsan sınava almam seni derim...
bundan sonra tolstoy a küfür eder artık
** İKİ GEZGİN MELEĞİN HİKAYESİ **
İki Gezgin Melek, geceyi geçirmek için oldukça varlıklı bir ailenin evinin kapısını çalmışlar. Aile, pek kaba bir üslupla,meleklere yatacak yer olarak koca malikanenin konuk odalarından birini vermek yerine, soğuk bodrumundaki küçük bir köşeyi göstermiş.
Melekler buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine yatacak bir yer hazırlamaya çalışırken, Yaşlı Melek duvarda bir delik görmüş ve kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç Melek, Yaşlı Meleğe bu hareketinin nedenini sorunca, Yaşlı Melek hafifçe gülümsemiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir...
Sabah malikaneden ayrılan melekler, gece bastırınca bir kez daha kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir bir çiftçi ailesinin kapısını çalmışlar.
Son derece misafirperver olan fakir karı koca, sofralarında ne var ne yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları için kendi yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar.
Sabah güneş doğduğunda,melekler zavallı karı kocayı gözyaşları içinde bulmuşlar: Yegâne geçim kaynakları olan tek inekte tarlalarının ortasında cansız yatmaktaymış.
Genç Melek bu sefer iyice öfkelenerek Yaşlı Meleğe isyan etmiş:
Bunun olmasına nasıl izin verebildin ?! O varlıklı kaba adamın herşeyi vardı ama sen kalktın ona yine de yardım ettin. Bu iyi yürekli fakir ailenin ise o tek inekten başka hiçbir şeyleri yoktu; buna rağmen onu bile paylaşmaya gönüllü oldular. Ama sen o ineği de yitirmelerine izin verdin .!?
Bunun üzerine Yaşlı Melek, Genç Meleğe dönerek şu cevabı vermiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.
O zengin malikanenin bodrumunda kaldıgımız gece, duvardaki deliğin dibinde külçe külçe altın saklı olduğunu farkettim. Malikanenin sahibi bu kadar açgözlü olduğu için ve kendisine verilmiş şans sayesinde edindiği zenginliğin bir parçasını bilepaylaşmaya yanaşmadığı için, ben de o deliği öyle bir kapatıp mühürledim ki artık arayıp bulsa da açamaz.
Ve devam etmiş:
Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin yatağında uyurken, Ölüm Meleğinin o çiftçinin karısını almaya geldiğini gördüm. Ben de onun yerine Ölüm Meleğine ineği verdim.
Yaşlı Melek, gülümseyerek bir kez daha eklemiş: Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.
Bazen, işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, aslında bizim de başımıza gelen tam da budur işte. Eğer inanıyorsanız, yapmanız gereken şey sadece, her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna güvenmektir.
Bunun böyle olduğunu, ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek olsanız bile ...
Bazı insanlar, Hayatımıza girerler Ve çabucak çıkarlar.. Bazıları ise, Dostumuz olur Ve bir süre orada kalırlar..Yüreklerimizde O güzel ayak izlerini bırakarak..
Ve bu, İyi bir dost kazandığımız için,
Bir daha asla Eskisi gibi olmayacağız demektir!
Dün, tarih oldu.
Yarın, bir gizemdir.
Bugün ise bir armağandır.
Bu yüzden İngilizcede present, hem şu an hem de armağan anlamına gelir!
Bence bu çok özel bir şey ..... her anı doyasıya yaşayın ve tadını çıkarmaya bakın ...
Hayat, bir kostümlü prova değildir!
Bil ki tam şu anda birisi seni düşünüyor.
birisi sana değer veriyor.
birisi seni özlüyor.
birisi seninle olmak istiyor.
birisi senin başının belada olmadığını umuyor.
birisi ona verdiğin destek için sana minnettar.
birisi elini tutmak istiyor.
Birisi senin adına herşeyin iyi sonuçlanmasını ümit ediyor.
birisi senin mutlu olmanı istiyor.
birisi senin onu bulmanı diliyor.
birisi senin başarılarını kutluyor.
birisi sana bir armağan vermek istiyor.
birisi SENİN bir armağan olduğunu düşünüyor.
birisi seni seviyor.
birisi senin gücüne hayranlık duyuyor.
birisi seni düşünüyor ve gülümsüyor.
birisi üzerinde ağladığın omuzun kendi omzu olmasını istiyor.
BİRİSİNİN, SENİN OLASI MESAJI ONA GÖNDERMENE İHTİYACI VAR.
Kimseden umutlarını almayın. Sahip olduğu tek şey bu olabilir..
[ Okudun mu @lazut ..]
Lazutu bilmem ama ben okudum kumköy34.
Ellerine sağlık. Çok hoş. Sabah sabah iyi geldi gerçekten.
Teşekkürler.
Teşk ederim tabi..
Lazut'ta okur gelince..
ben son cümleyi okudum , " umutlarımı öldürme laut hocam !"
Okudum abi okudum
Bu kadar mesajı şimdi sen bana niye gönderdin onu düşünüyorum..
Bir öğretmen olarak omuzlarımdaki yükün büyüklüğünü her zaman fark etmiş ve fark etmeye de devam eden biriyim..
Az önce ifadem alındı..Ah nedenini bir bilseniz..
Neyse...
Hikaye için teşekkürler abi..
foturaflar çalıntı gibi.
İftira....
üstlerine yazmışım zaten...
İlgili olabilecek konular
-
Ay Tutulması (3-4 Mart 2007 Gecesi)
03 Mar. 2007, 21:02 oguz orhan
17196606 Mar. 2007, 04:43
oguz orhan -
-
Ay Tutulması (3-4 Mart 2007 Gecesi)
03 Mar. 2007, 06:37 oguz orhan
6129506 Mar. 2007, 03:36
oguz orhan