Görmek Değer Vermektir

Makara zamanında 80 evveli boğazdan karşıdan karşıya uüzerek geçmeye meraklanmıştık zati arkadaşlar ile lakin akıntı mukabili o iş zor ve riskli,bireysel olarak tabii..
Ama o dönemlerde ufak patelya ile Emirgândan taa Beykoz içki ve kundura fab sahiline muazzam kürek çekerek geçip geri dönerdik [evdekilerden habersiz zati]..



O dönemdeki arkadaşlar sağ ve salimler hâla..

bende gemideyken
karadenizin açıklarında ki derinliği belki de 100 metre falan var yani ! suya atlar
ve gemi etrafında bir tur atardım yüzerek
övünmek gibi olmasında ..

Denizciliği ve denizi severim, tehlikeli sporlarını da evveli ameli neticesinde..

Boğazda Küçüksu'ya vapur yanaştımı yallah denize atlardık..Dümen suyunu hesaba kataraktan..

Eskiden dibe bakınca denizin tabanı gözükürdü Küçüksu açıkları boğaz vapurundan aşağıya bakınca ,şimdi kirlilikten bişi gözükmüyor artık..
Hele bebek sahili açıkları leş gibi ve kuvvetli akıntılı gene..

babamlar çocukken sakarya nehrininde dibini görürlermiş
neredeyse eğilip içecek gibi olurduk derler.
şimdi çamur rengi
küresel kirlenme
insanlar kirlendikçe eşya da kirleniyor

Eskişehir şehrin içi ve dışındaki porsuk ve de tepebaşı aşağısı su kanalı, yüzülürdü eskiden..Şimdi o şeylerden eser meser kalmadı, birde fidanlık vardı yüzerlerdi havuzumsu bir sulak yerde, şimdi yunusemre parkı olmuş galiba , piknik merkezi olmuş..

Sakarya nehrine de kimyasal vs lağım akıtıp duruyorlardır belkide..

evet atıyolar
bir ara nehirdeki balıklar ters dönüp alabora olmuşlardı.

Dedim ya var bişi oralarda da..Tahlil şart,tahlil..
O suyla da erazi [arazi] 'leri suluyorlar bir de..

şiddetli keşişleme ve karayel rüzgarları altında iki kişi ile 160 bastım ip gibiydi helal olsun canavar motora

starrrtttttt verilmeden saniyeler önce

yarışma esnasında yurdum insan manzaraları