thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Türkçe Menü

Selamlar,
Aslında uzun süredir bir şekilde nasıl büyük markaların yöneticilerini bu konuda uyarırız diye düşünürken sanırım burası tam yeridir diyorum.
Forum sayfalarında hep Türkçe kullanım klavuzu ve Türkçe menü konusu problemleri okuyorum. Bugun ise buradan bir genc dostum bana sony R1 hakkında bilgi almak için web sitesi adresini gönderdi , içine girip bakınca menü dilleri gözüme takıldı. Rusça ve Polonyaca bile koynmuşlar, elimdeki Nikon'a bakıyorum ondada bir sürü dil ile menü var. Yahu dünyada kaç kişi polonya dili konusur nufusu kaçtır? Macarca yı kaç kişi konusur? Rusça konusan insan sayısı 300 milyon civarında, Türkçe konuşan da yaklaşık 200 milyon civarıdır.Artık menülerde Türkçe dilinin konulması için illa uyarı mı yazılması lazım firmalara?Fikrimce , herkesler kullandıkları makinaların ya da satın almayı dündükleri markaların hem distrübütörlerine hem de fabrikalarına mail yazsınlar ki adam yerine konsun dilimiz. Madem ki bu ülkede distrübütör olan firmalar bunu yapmıyor , uğraşmıyor, bizler yapalım derim..
Herşeyi bırakın dilimiz kabul görsün hiç olmazsa...

sevgiler

Tarih: 26 Kasım 2005, 17:33 - İp: yok
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar dostlar,
Sn Bilgin'in yazısı okudum. Hassasiyetini açtığı forum sayfasına bir çok kez gidip okuduğumdan ve takip ettiğimden biliyorum. O zaman da kısmen haklı bulmuştum.
Şimdi de yazdıklarını okuduğumda yine kısmen haklı buluyorum.Çünkü bir düşünce eğer savunulacaksa öncelikle tartıyı ele almak gerekir.Ben polemik olsun veya oluşsun adına bu forum sayfasını açmadım.O nedenle yazdıklarım polemik olarak algılanmasın kimse tarafından.Ortada ne mal , ne cana kasıt yok tartışılacak. Benim tartışmaya açtığım konu son derece adaletli ve bu dilin ve insanının hakettiği kendi dilinde okuyabilmekdir parasını verip satın aldığı her malı.
Ama öncelikle eğer dilin durumu kavgası edilecekse bir başka konu başlığı altında benim de söyleyebilecek ve binlerce söz edebilecek sanıyorum çok kişi vardır.
Ama bu forum sayfası ile dili kurtarmaya uğraşmadığımız gibi, dilimizdeki bu büyük diye görülen sorunların tartışması sadece ve sadece bu dili konuşanlarındır.YAni biz bu dili kötü konuşuyor ve yazıyoruz diye, menü konusunu istemeye hakkımız yok gibi bir düşünce üretilmesini, ben son derece keyfi, ve düşünülmeden söylenmiş, yazılmış cümle olarak bakıyorum. Hiç bir eksiklik, bir haklı istekten vazgeçilmesini haklı çıkaramaz. Biri suçlu olabilir ama, bu onun öncelikle insan olduğunu unutturamaz gibi çarpıcı br örnek vereyim.

Gelelim su Türkçe dili için olan şikayetlere. Benim anlamadığım şudur: Neden dünyanın her dilinde net oratamında dil bozulur? Herkes kısaltmalarla konuşur?Yani bu bir tek Türkçeye mi özgüdür?Var mı dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir dil ki net ortamında son derece düzgün ve hatasız yazılsın? Var diyebilecek birinin çıkabileceğini hiç sanmıyorum..
Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bu sorunun altından kalkamıyorlar? Ama burada da, orada da yazılı basın ve kitapların neredeyse tamamına yakını düzgün bir imla ile yazılır çizilir.

Neyse, dildeki sorunu ben üretmedim, sorumlusu da ben değilim.Ama ben konunun bu tarafından tutup , gercekçi ve kolayına hiç kimsenin itiraz edemeyeceği makul bir isteğin tartışılması ve gerekliliğini anlatmaya çalışıyorum. Dil konusunda diğer eksiklik ve yalnışlar için böyle bir forum sayfası açacak bana da adresini bildirecek herhangi biri/lerinin forum sayfa/larına yazabileceğim bir kaç düşüncem vardır.

Bunun haricinde son söz olarak benim bildiğim ; Toplumların içinde her birey bir dili standart kalitede yazar çizemez, bunu çok nedeni vardır.Konu sadece eğitimin kötü olmasından kaynaklanmıyor. Bazılarının dili hatasız yazmak ve kullanmak zorunlulukları vardır. Toplumun geri kalanı ise dili kurumların erişemeyeceği bir hızda farkında olmadan yeniletir, genişletirler.Herşeyin altında ekonomik sebeplerin büyük etkileri çıkabildiği gibi, dilin bozulması da yine buradan>>ekonomiyi direk içeren sebeplerden oluşur düşüncesindeyim..Ama ifade edeceklerimizi kendi dilimizde yapabildimiz sürece dil hep yaşar..


herkeslere sevgiler..

#thalassa' tarafyndan 18.01.2006 02:09:50 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 17 Ocak 2006, 21:41 - İp: 85.***.**1.5
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selmalar sn Bilgin,
Yine bu yazınızın çok yerinde haklı görüyor ama hep aynı yere takılıp hakkınızı teslim etmek istememe rağmen bir düşünce farkından dolayı bunu yapamıyorum.
Nedenini anlayatyım:Bir önceki yazımda aslında sanki tüm dediklerimden vaz geçmiş gibi bir görüntü sergledim.Aslında alakası yok ama.. İnsan böyle bir ortamda her istediğini dilediği gibi gereken uzunlukta yazamıyor.Hele yazı ile bir konuyu en kısa , en açıklayıcı şekilde yazması buradaki minicik harflerle de zor oluyor.

Neyse asıl konumuza gelelim dostum. Dilimizde olan sorunların çoğunun siz eğitim ben ekonomik olduğunu savunuyorum. Aslında her ikisi birbirinden etkilenir.
lacimerte dill kulllanılırken düzelir fikrine %100 katılıyorum. hayata dair herşey ancak kullanıldığı sürece iyiye yol alır. ben bunu bir zamanlar yaptığım meslekten ve diğer yaptıklarımdan biliyorum. Babam bir müzisyendir,65 yşında ve de ayağı kesiktir.Ama çaldığı sazı daha iyi çalabilsin diye günde 8 ila 10 saat egzersiz yaptığını sölüyorlar bana..Dostlarımın bir çoğu dünyanın her türlü ülkesine yerleşmilerdir , bir çoğu türkçeyi konuşmaları berbatlaşmıştır. Ben Yunancayı uzun süre konuşmazsam kelime haznem daralıyor. işte bu ve benzeri nedenlerden dolayı lacivert bu konuda haklıdır.

Bu menü başlıklı forum sayfasına gelince dostum.
Fotoğraf makine ve ve benzer aletlerin içindeki menülerinin türkçe olması dil açısından zarar mı, ziyan mı getirir? Pc yi bilgisayar yapan adını hatırlamadığım adamcağızı gecenlerde tanıdım tv de. Adamcağız bir bilgisayar uzmanı dil konusuda uğraşısı idi sadece .Şimdi bu adama ne diyecez , vay sen ha bu kadar dil problemi varken bununla mı uğraşıyorsun mu? Ben bu eksikliği gördüm, siz bir başkasını göreceksiniz, bir diğeri de bir başkasını ve birşeyler yoluna girecek.Ama siz ben ve benim gibilerine diyorsunuz ki hayır bunu istemeye hakkınız yok.Ben de kusura nakmayın ama '' yahu bu mantıkta hata var'' diyorum..Çünkü siz eğer bana derseniz ki ''Cem kardeşim bu menü işi gereksizdir , mantıksızdır, nedeni de şudur'' derseniz.Ve de haklı olduğunuzu yeterli açıklamalarla ilan ederseniz , bende boynumu büker ''haklısın kardeşim benimkisi bir hatadır derim ve buradaki herkeslerden onların vaktini saçmalaıklarla aldığım için özür de dilerim .Olur biter.. Şimdi sorum şu size : 70 milyon insanın türkçe konuştuğu bir ülkede, toplamda da 200 milyon ve fazlasının dili olan türkçenin,
üreticilerden menülerinin bu ülke insanlarının anlayabileceği bir lisanın eklenmesi istemi size saçma ve boşa bir uğraş mı gelmekte? Ve neden bir alman , bir fransız, ya da bir macar'ın ödediğinden hem daha fazla ödeyip hem de onlara sunulan kolaylık bizlere sunulması istemeyelim? Bunun türkçe dilinin düzelmesini beklememiz mi gerkiyor ?O zaman kadar İngilizce bilmeyenler fotoğraf ve benzeri uğraşılarla ingilizce anlaşmasını normal mi karşılıyorsunuz?

Komiktir ben hala compaktın türkçesini hatırlayamadım.

sevgiler..

 

Tarih: 18 Ocak 2006, 10:22 - İp: 81.***.**5.217
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

selamlar ,
hayır ben böyle bir şey savunmuyorum, ben herkesleri suçlu görmüyorum.bakın bu site fotoğraf sitesi, 12 bin adet fotoğraf var. fotoğrafçıların bir kısmı usta, bir kısmı profesyonel, bir kısmı yeni başlayan vs vs. Bilmem inanır mısın elimden gelse tüm fotoğrafların altına güzel yazacağım.Kızacaklar bana ama bu böyle.fotoğrafın ölçüleri belli, alan derinlikleri ise o nispette belirgin, makinaların çoğu otomatik, bir kısmının ki dslr, her pc de başka başka renk tonları, kültür farklılıkları, hayata bakış farklılıkları vs vs.. Ama belirgin tek bir gerçek var hepsi fotoğrafa gönül vermiş.Ve biliyorum kimse geriye değil hep ileriye gidecek ve gidiyor da..Sen kötüsün dediğin her insan bir anlık bile olsa kendini kötü sanır bir yerden sonra tepkinin iyiye doğru olanı yerine kötüye olanı seçer , çünküğ cabası zaten iyiyye ken sen ona kötü demektesin..
Dostum bak geçenlerde şeytanı taşladı bir dolu insan 350 kişi öldü, ondan evelki sene 250 kişi. ve yıllardır böyle sürüp gidiyor.İnsanın şeytan acaba her defasında galip mi geliyor diye düşünesi geliyor. Hiç bir sert çıkışın en küçük bir fayda sağlayacağına inanmadım.Kimse de inandıramaz beni. Neyse, benim fikrim doğru, yalnış bu yöndedir..

sevgiler..

 

Tarih: 18 Ocak 2006, 11:35 - İp: 81.***.**5.217
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar sn Bilgin,
Çoğunluğun iyi olduğuna inanmak için çok sebep var. Kötülerin ise az olduklarına dair de çok sebep var.Yine ekonomi bunu gayet güzel açıklıyor.Azınlıkta çok çoğunlukta hiç yokİyi olsa daha hakkaniyetli bir gelir dağalımı vs gibi tartışmaya açık bir şeyler olur.Sovyet Rusya bile dağıldığında en kötüler herşeyin üzerine konmadı mı?
Tüm tarihler boyunca her yerde değişmez kural yönetici ve zengin sınıfların sadece yardımcıları en iyi lisanla konusur, en iyi bilimler öğretilmiştir. Geri kalanlar ise bilerek ve istenerek geri bırakılır.kendi çabalarıyla iyi bir şeyler yapmaya çalışanlar da ekonomik çarkın illaki bir dişlisine takılır ezilirler , ya da yer yurt değiştirirler.Çünkü yeteri kadar zeka ve bilgili insanları hem yönetmesi zordur hem de ondan zeki ve bilgili olması gerekir, ama durumlar hiç te öyle değil.Cambaz olanlar her bir şeyi alt edebiliyorlar..
İnanın bunu ben bir fill yaşadığım için yazıyorum.
Onlar hükümet olur, onlar bir öğretmenin nasıl ve neyi öğreteceğine varıncaya kadar karar verirler. En basit örnek , yakın gelecekte 100 yeni üniversite hayata geçecek.Bırakın 100 tanesini bir üniversitenin aklı başında öğretim görevlisini bir araya toplamak ve iyi bir egitim sağlamasına yıllar ve deli paralar lazım. Böyle olmayınca da işsiz güçsüz alakasız konularda varllıklarını sürdürmeye çalışan umutsuz ,mutsuz üniversiteli genler dil mi düşünür?Adam okuldayken fikrini rahatca söyleyememiş, en özgür döneminde ise baba, ana parası yemekten kolu kanadı kırılmış biraz da zaman geçse başlıyor her şeyden ya nefret etmeye ya da yozlaşmaya.çalışşa bile hakkını alamıyor Bakmayın siz azınlıklara. okullarını başarı ile bitirmiş kişilerin çoğu hep yurt dışında ekmeğini kovalıyor.hiç yoksa yüz kadar arkadaşım var bu durumda.geri kalanların hali belli zaten. Bir küçük kısım da kendi hainde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar onların da hakkını yememek gerek.. Neyse , yine konumuzdan çıktık Türkçe menüüüüü


sevgiler

 

Tarih: 18 Ocak 2006, 15:16 - İp: 85.***.**2.69
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

selamlar sn Bilgin,

Tüm düşünmelerin ardında nereden ve nasıl baktığınızla orantılı olarak bakar insan oğlu. Bu nedenle de aynı noktaya bakar ama açı da farklılık olduğu için bir türlü anlaşamaz.Özellikle işin içine teoriler girdiğinde.Her insan okur ve bilgilenir ama sadece bilgiyi beyne hapsetmek doğruya götürmüyor düşüncesinden yola çıkarak yazacağım..

Bu sayfayı okuyan herkesin zaten bu ülkenin evladıdır ve yazılanları okuayabildiklerinden yola çıkarak türkçe dilini en az ben veya siz kadar sevdiklerini biliyoruz.Ama bir çoğu çekimser kalıyor bir yazılanda hemfikir olmalarına rağmen , yani sebepleri ve durdukları noktadan konuya balkış açıları öyle bir yerde ki aramıza katılmıyorlar.Yani devreye insan düşüncesi giriyor.Sizinle de benim aramdaki düşünce farkı sanırım bundandır.

Örnekle sizin yazınızda anlattığınız Stalin ile benim düşündüğüm stalin o kadar farklı ki.Komünizim hakkında düşüncelerimizin de öyle olduğunu sanyorum dostum.
Bunu son derece normal karşılamaktayım. Çünkü böyle olmalı, olmasa sorun çıkacak hem de daha fazla sanıyorum.

mesela Tarkovski'nin bu söylemine benim Tarkovski dahi olsa katılmam mümkün değil.Özellikle bu paragrafına.alt alyta sıralayabieceğim yüzlerce sebepten dolayı. Açık da söyleyeyim Tarkovski hakkında çok da fazla bilgim yok. Ama emin olunuz yarından sonra merak ettiğimden dolayı olacalktır. Bu nedenle teşekkür ederim.Benim bu söylemim narkisus çiçeğinin varlığı gibi koksa da, altında basit bir neden yatmaktadır; yine o bahsettim benim başlangıç olarak seçtiğim açı farkı.

Ama kısa bir örnek vereyim de bizi okuyanlar neden karşı çıktığıma dair bir fikirleri olsun adına.. Eğer sadece içe dönük baksa idi insanlık.ne evrenin genişlediğinin farkına varabilir di , Dünyaya da sadece düşünce sistematiği içinde yuvarlak olduğunu kabul ederdi ama hiç bir zaman göremezdi gibi alt alta yazabileceğim binlerce konu olmasına rağmen, yine de karşı çıkmamın sebebi bu da değildir. Bunca kalabalığın her biri neden sadece içe bakması gerekiyor gibi aklıma keskin bir soru gelip rahatsız ediyor düşünce sistemimi..
3000 yıldan süre gelen yunan filozofisi çok defa yanılmıştır, yanılgıları dahil yinede insanların okuması istenmiştir.İşte düşünerek değil de okuayarak sadece bilgiyi beyne hapsedenlerin çoğunlukta olduğu bir dünyada yaşadığımızdan filozoflar ve bilginler her zaman sayıca az oluyorlar gibi fikre sahibim.Sadece en son bilgiye vararak da gerçeğe varmak, hem eksik hem de yeterli derecede özümsenemeyeceğini düşünüyorum.Etrafınıza bakarsanız aklı başşında olup da okur yazar insanların bir çoğunluğunun etkilendiği filozoflar, bilginler, müzisyenler, fotoğrafçılar , ressamlar ve ve daha bir çok idol edniriler . BAkarsınız adamın teki takar tarihin bir bölümündeki filozofa ona öyle bağlıdır ki 100 fikrinden ellisi çürütülse o farkına bile varamaz takmıştır , orada kalmıştır.Ama aradamn zaman geçmiş doğruları artık bir başkası tarafından çürütülmüş ve ayıklanması gerekir.Zaten de olan biten budur..

Mesela bizim yıllık ithalatımız 120 milyar dolar değil de 10 milyar dolar olsa idi ben bu forum sayfasını kesinlikle açmazdım gibi örnek de vereyim.Ya da bu ve benzeri siteler de bu kadar fotoğraf meraklısı olduğunu görmeseydim yine böyle bir konu açmazdım.Eminim başka bişiler takılırdı gözüme.


bu arada sizi de merakta bırakmamk adına ,ben Hegel ve Marx'ın anlatmaya çalıştıklarıyla insanlığın %99 nun anladığının ve teğet bile geçmediğini düşündüğümden, dünya üzerinde ne kömünnizim ne de benzeri bir sistemin ne varolduğunu ne de yasandığını düşünenlerdenim.Stalin'in ise en az Hitler kadar dünyanin kötü tesadüfü olarak görmekteyim.Herhangi bir dinbazın insanları sömürmek için nasıl dini kullandıysa Marx ve Hegel'in aynen böyle kullanıldığını düşünmekteyim. Komüniz min ise kapitalizmin dünuyanın her yönündeki en son kalesini de ele geçirdikten sonraki uzun bir zaman

 

Tarih: 18 Ocak 2006, 23:17 - İp: 81.***.**4.84
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar sn Bilgin,

güzel yazınızı okudum, sizinle veya bir başkasıyla polemik yaşamıyorum .. Sizinle de gayet güzel sohbet ediyor fikirlerimizi ortaya koyuyoruz. Zaten aranılan da bu değil midir?Bu arada Benim deli bir ism hafızası problemim var genelde her zaman yazarım . O nedenle de karışılık yaşarım isim ve de bazen numaralarda..

Şu anda ise size yazmak istiyor ama ne yazık ki hem elektrik sorunu yasamaktayım, hem de yıkanamadığım için kendimi aptal hissetmekteyim.

sevgiler..

 

Tarih: 19 Ocak 2006, 14:26 - İp: 85.***.**0.249
lacimert
lacimert (üye)
Aydın / Amatör

Vay be!!!
Sadece bir gün bilgisayardan uzak kaldım, çok şey kaçırmışım. Konu nerelere taşmış böyle?

Fazla zamanım yok, kısa notlarla katılayım:


1) bilgin'in "Yeniden Türkçemiz" adlı yeni bir başlık açmış olmasına sevindim. Katıldığım ve katılmadığım, her düşüncenin konuşulmasını isterim. Konuşacak bir şeyleri olan insanları severim, ama bazen o düşüncelere katılmayabilirim, tabii ki...

2) Sevgili bilgin, "dolu" bir insan olduğunuz belli. Her iki anlamda "dolu" olmanızı kastediyorum:
Bilgi ve öfke...
Ancak, çıkış noktası (veya anahtar kelimesi) "ÖFKE" olan düşüncelerle, hiçbir yere varılamayacağına inanıyorum. Dediğiniz gibi: "Elbette hiçbir öfke mazur görülemez".

3) "Bana sorarsan her insan kötüdür. Kaçınılmaz bir gerçektir bu. ... İyi insanın varlığını kabul etmiyorum." İnsanın "default" olarak İYİ olduğuna inanırım. İnsanlığın geleceği için de İYİMSER düşüncelere sahibim, "binaenaleyh" size katılmam bu noktada da mümkün olamıyor. Ama "ne kadar karamsar bir üslubu da olsa bir yazar umudu olduğu için yazar. Sanatçı umudu olduğu için çabalar" sözünüze katılıyorum, sizin kötümserliğinize karşın yazmayı sürdürmeniz bile, bu sözü doğruluyor.

4) "Ancak dil konusunda bunca sorun varken "menü" sorunundan rahatsız olunmasını kabul etmiyorum."
Sanırım sevgili bilgin, bir sonraki yazısında, DİL konusunda yapılması gerekenlerin SIRALI LİSTESİNİ (ya da İŞ AKIŞI PLANI) verecektir. Biz de, birini yapmadan, sonrakini yapmaktan kaçınacağız.

5) "Sevgili lacimert tüm bunlardan bihaber olmadığına göre bahsettiğim kurumun da TDK olduğunu anlarsın." TDK'dan o kadar uzun bahsedişim, anlamadığımı mı düşündürdü? Tersi anlaşılmalıydı (ve yanıt verilmeliydi).

6) "Bir kimse düşünün ki, hayatı boyunca "fırsatı olsa da" bir şeyi başarmak için çaba harcamasın, çalışmasın sonra da meslek sahibi olamadığında, parasız kaldığında çevresindeki insanların insafsızlığından, nankörlüğünden yakınsın. ..... insaniyetlik gereği yardım edilmesi gerektiğini savunuyorsunuz. .... Ama ben eğer o aç adamın yerindeysem, yakınmaya hakkım olduğunu pek düşünmüyorum. Bence bu mazlum edebiyatıdır"
Sevgili bilgin, belirli insanlara mı "öfke"lisiniz, halka mı, YOKSA BİR DİLE Mİ? Dil mi tembellik yapmış, dil mi bizden haksız yardım istiyor? Dil mi yakınıyor?
Madem çıkış noktanız "öfke", hiç olmazsa o öfkenizin hedefini netleştirseniz diyorum.

7) "İnsanın bencilliği komünizmi mümkün kılamaz." şeklindeki sözünüzü anlamak kolay, çünkü "kötümser" olduğunuzu zaten belirtmişsiniz. Yanıt ise, thalassa'nın "BUGÜNKÜ insan düşünce sistemi ile bunu bir yerlere oturtmak, çoğunluğun anlayabileceği bir şey değildir" cümlesinde...
"Tarihsel materyalizme inanırım" güzel de, başına bir de "diyalektik" eklesek? Böylece, karşı çıktığımız kesimlerin "maddiyatçı" düşüncesinden farkı anlaşılsa?

8) "Komünizm yıkılmışsa bu o dönemin önde gelenlerinin, Lenin'in, Troçki'nin, Stalin'in hatası değildir bana sorarsanız. Sonrasında ise yıkılmıştır, çünkü...." Hiç oluşmamış birşey nasıl yıkılır sevgili bilgin?
Zaten thalassa söylemiş: "dünya üzerinde ne komünizm ne de benzeri bir sistemin ne varolduğunu ne de yasandığını düşünenlerdenim."

9) ...henüz.

10) "Dil konusu hakkındaki serzenişlerimi bir daha dile getirmeyeceğim dedim, çünkü yazılacak şeylerin özeti zaten daha önceki konularımda mevcut. Ne yazacağım ki?" Aslında daha yazılacak o kadar çok şey var ki, kütüphaneler dolusu, yazmaya sekiz-on kuşağın ömrü yetmez. Ama madem siz böyle düşünüyorsunuz, madem dil konusunda yapılacak birşey kalmadı, o zaman sıra artık MENÜ konusuna gelmiş olmalı. Yani, savunduğunuz ve katı birşekilde uygulanmasını istediğiniz, kafanızdaki SIRALAMAYA göre... Ne dersiniz?

-----------
NOT: Bir süre konudan uzak kaldığım için, yokluğumda yazılanların HEPSİ hakkında görüş belirtmek istedim. Böyle TOPLU bir ele alış yüzünden,

 

Tarih: 20 Ocak 2006, 01:55 - İp: 81.***.**8.181
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar dostlar,

Aslında burada, bu konulara girmemek gerekirdi ama girdik bir kez. Bence , bugüne kadar bu tip konularla ilgilenmemişler için , belki yarar da sağlayabilir düşüncesini de benimsenmiyor değilim..Hoşlanmayanlar için ise özür..

Sn Bilgin , bu yazınızı sabah okumuş ama size de anlattığım sebeplerden yazamadım. Yazı diliniz bana da keyifli geldiğini içtenlikle söyleyeyim. Umuyorum ki bir çok kişi bu yönde düşünüyordur. Düzenli , sıralı, kurallı ve temiz.Ben ise cümlenin içinde, bazen konudan konuya atlarım. Ancak sonunda toplanır tüm yazdıklarımın neden sonuç ilişkisi ..Bu yönde çok eleştirildiği gibi sevenler de olmuyor dersem yalan olmaz. Ama dil kuralları ile düşündüğümüz de hatadır . Bundan dolayı da sizden özür.

Görüşleriniz için , bir önceki yazımda belirttiğim gibi dostum, O bahsettiğim açılar giriyor devreye. Bunu da son derece normal karşılamak gerekir bence.
Lenin ben için bir idealist , Stalin ise diktacıdır.. İnsanların bazıları için ise bu tam tersi de olabilir.Bunu yazarken siz bunu böyle düşünüyorsunuz anlamında yazmadım sadece farklılıkların varlığını kabullendiğimi anlatıyor. Ve zaten farklılıklara bayılırcasına bitiyor , seviyorum..

Polemik kelimesini ise sizin için yazmadım. Yeni katılacak dostlar olursa soru sormak yerine fikirlerini beyan etsinler adına yazdım. Çünkü insanlar genelde sorularının cevaplarının genelde beklediklerinden farklı geleceğini unutuyorlar.Çünkü genelde her insan kendi doğrularının sadece doğru olduğunu tahmin eder ama en az % 50 lik bir yanılma payını peşinen de koymak gerekir bazı konularda. O nedenle farklı cevaplar araştırılmalı derim. Ben benimkilerle bire bir olsa da bir daha gözden geçirmeyi ihmal etmem genelde.
Çoğunluğun aynı fikirde olduğu bir dünya benim için zaten yanlıştır.. Latifeli ama aynen öyle.. Zaten de, azınlıkta kalan fikirlerin başkalarını sarstığı, bir zaman sonra haklı çıktıkları milyar kez ispatlanmıştır ..

Şu yazar ve düşünürlerin, zamanı ve olayları da düşünmek gerektiği konusunda zaten hemfikiriz . Biraz değişik bir dille, ben de onu anlatmaya çalıştım.O nedenle de yakın tarih olsa dahi, herhangi bir yazarı okuduğum da , bir de o tarihler de neler olmuşu araştırmadan bırakmam. En son ‘’ Şu çılgın Türkler ‘i’’ okuduğum da, çok sevmeme rağmen yazarın , Türk Yunan savaşının en önemli sebeplerinden bir tanesini yazmadığını görünce bir daha ikna oldum bu düşüncemin doğruluğuna...Şimdi tekrar okuyorum kitabı acaba ben mi yanılıyorum diye..

Sizle hem fikirim..
Ama Türkçe mönü de inat ediyorum. Markalar kalsın , ama ifadeler Türkçe olmalı. Türkçe için yapılacak, en son iyilik olsa dahi.. Çünkü bunun ücreti zaten ödeniyor , diğer bir çok ülkelerdeki tüketicilerden de fazlasıyla. Yani hak diyelim..


Sn lacimert ,

Tekrar hoş geldiniz..


Herkeslere sevgiler..

 

Tarih: 20 Ocak 2006, 03:53 - İp: 85.***.**6.232
lacimert
lacimert (üye)
Aydın / Amatör

Yaa, arkadaşlar, bu başlık altındaki yazılara topluca şöyle bir baktım da, konudan oldukça uzaklaşmışız.

Her yazılan güzel yazının ardından, güzel bir yanıtı geldiği için, aksamadan ilerleyen hoş bir akış içinde, galiba biraz fazla açılmışız.

Güzel şeyler, güzel bir sohbet, düzeyli bir tartışma... ama fdiker'in bu başlığı silmesine neden olmadan önce, bir-iki sözle toparlasak da, konumuza dönsek derim. Ne dersiniz?

thalassa, bu başlığı açan sen olduğuna göre, "ukelâlık" yapmış olmak da istemiyorum ama, asıl konumuz gümpürtüye gidiyor gibi...

 

Tarih: 20 Ocak 2006, 04:54 - İp: 81.***.**8.181
thalassa
thalassa (üye)
İstanbul / Amatör

Selamlar Sn lacimert ,
Ben gümbütüye gittiğini sanmıyorum. Nufusa oranla yabancı dil bilenlerin sayısı belli.Az kişiler fikirlerini deseler de, birileri bu ihtiyacın farkındadır ve birileri de makinasıyla cebelleştikçe isyan edyordur.belki de birileri yazmaya başlamışlardır , kim bilebilir?
Sizin açtığınız forum sayfanızdaki gibi her birinin ayrı fikri vardır, ama iş matematiğe dökülünce hep sonuç tektir diye düşünüyorum.

Bugün bu sözü ikinci defa yazmak zorunda kalacağım.

Hiç bir yalnış olan ile doğruya varmak mümkün değildir. Adorno
Buradaki yalnışlık benim melez olmam değil tabii..

Ve zaten bu kadar uzun yazıları yazanlar ile okuyanlar, daha kolay karar verir ve yazarlar diye düşüncem olduğundan içim rahat.Ve zaten ihtiyacı ve hakları olanların varlığına forum dahil kimse yok da diyemiyor.Sanırım da pozitif bakıyorlar...

sevgiler

#thalassa' tarafyndan 20.01.2006 05:17:34 tarihinde düzenlendi.


#thalassa' tarafyndan 20.01.2006 05:33:38 tarihinde düzenlendi.


#thalassa' tarafyndan 20.01.2006 05:36:35 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 20 Ocak 2006, 05:18 - İp: 85.***.**6.232