D7100 İlk İzlenimler - Beklenen Cevaplar

paperman demek ki bu bir tarz meselesi...
kimisi ekrana bakar, kimisi bakmazmış...

8 yıl önce aldığım olympus c-725 ile binlerce fotoğraf çektim sadece vizöründen bakarak...inanmayacaksın ama bu binlerce çekimin hiçbirinden sonra ekrana bakmış değilim, hatta çekim sonrası izleme modu da hep kapalıdır bende...ekrandan kontrol edip tekrar çekeyim de demedim şimdiye kadar...bu benim tarzım demek ki, belki de hatamdır bilemem...

neyse...diğer tarz sahiplerine yaptığım haksızlık ve çevreye verdiğim gereksiz rahatsızlık nedeniyle pardon millet...ama bu kadar da alınmayın be arkadaşlar, altı üstü yaptığımız fotoğraf çekmek, insanlık için dev adımlar atmıyoruz yani...temelde markalara/üreticilere bir eleştiriydi benimki, fazlaca üstünüze alındınız...

Ara Güler'in 1.000.000'a yakın (yanlış okumadınız, bir milyon) fotoğrafı var evinde, "sadece çekerken vizörden gördüm, sonradan dönüp bakmış değilim" diyor...benim de yaklaşık 1000 adet basılmış negatifim var çoğu 90'lı yıllardan, 3-4 bin tane de dijital var 2005 sonrası PC'de duruyor öylesine...beyoğlu istiklalde gördüğüm boyunlarında dslr asılı yüzlerce/binlerce gencin çektikleri de çok matah şeyler değil nihayetinde...takılmayın bu kadar...

hepinize saygılar...

bende slr like ile çekerken bakmazdım bilgisayara yüklerken çünki baksanda değiştirebileceğin şeyler zaten çok sınırlıydı ama slr de işler değişik bakmadan olmaz paperman in örnekleri çok yerinde bence aşağıdaki örnekleri çekim anında önceden tahmin etmek imkansızdır Ara güler o devir için gerekeni yapmış şimdi olsa bu fotoğraf çı güruhunda ara Güler'e saygısızlık olmasın ama çok ön plana çıkabileceğini sanmıyorum kusura bakmayın...

Uğur abi verdiğiniz kısa bilgi için teşekkür ederim.

Kiev19 C-725 olympus un berbat elektronik vizöründe ve yine kötü olan dijital ekranında pozlamayı farkedebiliyorsanız, size helal olsun demekten başka birşey diyemeyeceğim. Bir kere o makineyi bende çok uzun süre kullandım 3MP lik 8x optik zoomlu güzel fotoğraf çeken bir makine idi. Ancak Dijital ekranlarında (vizör ve ekran) renk sayısı zaten çok az olduğundan ben kadraj kurmaktan başka benim pek bir işime yaradığı söylenemezdi. Ha birde ayarlar var. Siz pozlama derken sadece fotoğrafın parlak yada parlak olmamasındanmı bahsediyorsunuz? Eğer ki bahsettiğiniz sadece bu ise, ben şahsen ışığı uygun görürsem mümkün oldukça biraz fazla pozlayıp daha fazla renk derinliği elde ettiğime şahit oldum ve bunu uygulamaktayım. Yani vizörü sizden farklı kullanıyorum. Makinenin ne gibi bir fotoğraf vereceğini tahmin etmeme rağmen yinede LCD ekrandanda ne çektiğime yakınlaştırarak bakıp doğrulama yapıyorum. Dahada yetmiyor birde bilgisayarda açıp inceliyorum ve düzenliyorum. Yani optiğin ve dijitalin imkanlarından olabildiğince faydalanmaya çalışıyorum. ''Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.'' Senin yeteneğine şapka çıkarmamak elde değil. Ancak herkesin senin sözlerini üzerine alındığını zannetmen yanlış. Bu konuya cevap veren kişiler genelde belli seviyenin üzerinde tekniğe ve bilgiye sahip fotoğrafçılardan oluşuyor. Bizler burada bildiklerimizi ortaya dökerek birbirimizden faydalanmaya çalışıyoruz. Konu hiçbir zaman gereksiz tartışma şekline dönüşmemeli diye düşünüyorum. Bunları asla senin bilgini küçümsemek için yazmıyorum. Sana ve bilgine saygım sonsuz. Sürç i lisan ettiysem affola. Kusuruma bakma.

Son olarak Mehmet Bey in söylediklerine de katıldığımı belirtmek isterim.

Selamlar.

Çekim başlangıcında ayarlarımı test etmek için ilk birkaç fotoğrafa bakarım genellikle lcd ekrandan. Sonrasında çektiğim her resme bakmıyorum. Bazende çok önemli veya güzel anlar olur kesinlikle kaçırmak istemezsiniz. O zamanda emin olmak için lcd ekranı kullanırım. Hiç bakamak bence yanlış. Bidefa öyle yaptım ve eve döndüğümde bütün fotoğraflarim kapkaranlık çıkmıştı. Makineye nekadar hakim olursaniz olun o an dışarıda çekilebilecek bir şey arıyorsunuz ve okadar ayar içinden önemli birini atlamış olabilirsiniz. İnsanız sonuçta..

amma takıldınız şu ekrana bakma işine...

konu o değildi, o örnek sadece bir artı detaydı, asıl mesele dslr makinaların optik vizörlü/prizmalı/aynalı üretilmesinin dijital çağda artık gereksizliğinin dile getirilmesiydi...gereksizliği "saçma" kelimesi ile nitelemem hoşunuza gitmediyse değiştirdim gitti, tamam gereksiz olsun...

@smaler,
"Makinenin ne gibi bir fotoğraf vereceğini tahmin etmeme rağmen yinede LCD ekrandanda ne çektiğime yakınlaştırarak bakıp doğrulama yapıyorum. Dahada yetmiyor birde bilgisayarda açıp inceliyorum ve düzenliyorum. Yani optiğin ve dijitalin imkanlarından olabildiğince faydalanmaya çalışıyorum....

bu kadar ince eleyip sık dokuyan biri olduğuna göre, sende çok özenli ve seçkin fotoğraflar olmalı, galerideki birkaç fuzuli fotoğrafını saymıyorum, onları öylesine yüklemişsin belli ki...

Bu konuya cevap veren kişiler genelde belli seviyenin üzerinde tekniğe ve bilgiye sahip fotoğrafçılardan oluşuyor....

ben fotoğrafçı değilim ve belli seviyenin üstünde de değilim, ayrıca kendi fotoğraflarıma da sıradan şeyler gözüyle bakarım...ancak senin gibi itinalı profesyonel fotoğrafçılardan örnekler görmek belki benim de olaya bakışımı değiştirir...birkaç örnek görürsek işimize yarar belki, lakin galeridekiler gibi sıradan olmasın...

kiev19 çok haklısın ama sitelere fotoğraf yüklemek küçültmek, v.s. gibi 2. bir emek ve zahmet istediğinden bu konuda pek aktif olamıyorum (pek zevk almadığım bir şeye zaman harcamak istemiyorum açıkçası. ) Birde geçmişte yüklediğim fotoğraflar sitedeki güncellemeler yüzünden bozulup emeğim boşa gidince iyice soğudum bu işten. Ama yinede fotokrit..., objektiff..., v.s. bazı sitelerde smaler diye ararsan birkaç döküntü fotoğrafımı bulabilirsin. Çok detaylı incelemek istersen, o zaman çay içmeye beklerim. Birde şuradaki yanlış anlaşılmayı düzelteyim. Ben kendimi usta olarak görmüyorum henüz. Çünkü her alanda çok iyi olduğumu söyleyemem. Örneğin Manuelde tek denemede iso,enstantane,diyafram ilişkisini kurup arkama bile bakmadan tek fotoğrafla işi bitiremiyorum ve bazen 3-5 kare çekmem gerekebiliyor. Ayrıca çok hızlı bir fotoğrafçıda olduğumu söyleyemem. Bu konuda sen belki benden iyisindir. İnce eleyip sık dokuduğum doğru. Bu nedenle dijital makinemi sanki içinde 36 lık poz takılıymış gibi düşünerek kullanıyorum ve 3-4 defa eliyorum. Çok kıyamadığım fotoğraflar haricinde genelini de siliyorum. Çünkü o kadar fotoğrafı depolamaya kalksam hem arşivim, bana göre çöplüğe döner, hemde arşivlemesi çok zor hale gelir. 6-7 yıl önce özenle arşivlemiş olduğum fotoğraflarımın %80 i kazaya kurban gidip kurtaramayacağım şekilde silinince, bakış açım değişti. Artık, genelde eşe dosta fotoğrafçılık yapıp onuda kendilerine veriyorum. Kendi çektiklerimi ise mümkün oldukça eleyip basitçe arşivliyorum. Niyetim yakın zamanda (kaliteli ve ucuz fotoğraf yazıcısı alınca.) fotoğraflarımdan en iyilerini seçip adam akıllı baskılar alıp, basılı albüm haline getirmek. Birde dekoratif amaçlı baskılara hevesim var. Biliyorum çok uzun oldu ama kafamdakileri ancak anlatabildim sayın kiev. Benim fotoğraf anlayışım biraz farklı yani. Elimden gelse size daha önce linkini verdiğim fotoğrafçının yaptığı sanatı yapacağım. Bu şekilde 15-20 fotoğraf bazılarının koca bir arşivinden daha kıymetli olurdu sanırım. Allah kerim belki ileride yaparım böyle birşey. Selamlar.

sanırım bir yıl önce falandı Faruk Akbaş la (sanırım kim olduğunu biliyorsunıuzdur) bir söyleşide karşılıklı konuşmak ve soru sormak imkanı bulmuştum fotoğraflarından örnekler göstermişti slayt olarak ben bir iki fotoğrafta ışık ölçümünü nereden yaptınız falan gibi sorular sormuştum bana ve oradakilere söylediği cevap şuydu ben önce fotoğrafı çeker bir arkadaki ekrandan bakarım sonra pozlamayı ona göre +,- değiştirip tekrar çekerim demişti yani onlar gibi bu işin profesyonelleri böyle yapıyorsa bizim başka bir yol izlemmeize gerek yok bence...

Mehmet abi yeni şeyler denenmesi güzel şeydir. Çünkü yeni birşey denenmeseydi bugün DSLR diye birşey var olmazdı. Ancak birisinin bir şeyi iyi yada kötü yaptığını yargılamak herkesin harcı olmasa gerek diye düşünüyorum. Bir insan yaptığı şeyi ilk kendisi beğenecek, sonra iyi olarak bilinen, alanındaki en yakın örnekleri ile kıyaslayacak ve kendi kendisini eleştirecek. Sonrada daha iyisini yapmaya ve çevresinde o işe meraklı olanları eğitmeye çalışacak ki gelişim sürekli olsun.

Sizinde söylediğiniz gibi bir şeyi yapmanın en basit yolu, güzel yapan birisini taklit etmektir. Ancak benim görüşüm, bunun sadece ilk adımları oluşturması gerektiği yönündedir. Daha sonra insan birazda kendi adımlarını atmalı, hatta bazen kaybolmayı bile göze almalı ki yeni yerler keşfedebilsin, yeni şeyler bulabilsin.

Hepimiz için bakmaya doyamayacağımız fotoğraflar çekmemiz dileklerimi sunarım. Selamlar.

Nikon D7100 bence alınıp kullnılabilcek bi makıne. canon almaktan cok daha iyi