Fotoğrafçılık Forumları
Renklerle Oynamak
Madem çeşitli programlarla çekilen fotoğraflarla oynayabiliyoruz, o zaman fotoğraf makinesindeki estantane, diyafram ve iso'nun bir yerden sonra pek bir anlamı kalmıyor. Ne düşünüyorsunuz?
Arkadaşlar o renklerde ve ışıkta yapılan düzenleme işi eğer manüplasyon yapılmıyorsa zaten temel karanlık oda işlemleri değilmidir.
Analog makinayla çekilen filmleride baskı için fotografçıya götürdüğünüzde negatifleri baskı makinası üzerinden inceleyip kontras ışık ve renk ayarlarını olması gerektiğini düşündüğü seviyelere getirirdi sonra baskıya geçerdi.ondan öncede karanlık odada yapılırdı bu işler. Photoshop büyük kolaylık ki bunları milyonlarca kez değiştirme şansı veriyo bize en beğenileni bulalım diye ,
fotografcilik ve fotosopculuk arasindaki ince cizgi bence
Benim en çok tat aldığım noktalardan birisidir o renkleri tam olarak ayarlamaya çalışmak, düzenlemeler yapmak ... Çünkü boynumda makina gezdiğim, açıladığım, şekilden şekile girerek çektiğim fotoğrafı izleyerek onu kendi beğenime göre dizayn ediyorum. Fotoğraf deklanşöre bastıktan sonra fırından çıkan bir ekmek değildir, öyle olsa çok daha az zevk alırdık
Eski insanlar mağara duvarlarına taşlarla resim çizmeyi denediler, sonra çeşitli bitkilerle bunları renkli yapmayı düşündüler. Zamanla teknolojinin gelişmesiyle çeşitli araçlar ürettiler; boya, fırça kalem. Bu boyaları farklı renklerde ve farklı malzemelerden üreterek, bunları farklı araçlarla, değişik zeminler üzerinde kullandılar. Hepsi, içlerinden gelen hislerine göre, gördüklerini, veya hayal ettiklerini resmetmeye çalıştılar. Bunu sanatın bir dalı olarak gördüler.
Millattan önce 5. yüzyılda Çinli filozof Mo Di'nin düşün olan "pinhole" kamera fikrini, ışığa reaksiyon veren çeşitli kimyasalların keşfinden sonra, 19. yüzyılda Fransız mucit Niepce obscura kamerasını kullanarak fotoğrafı yarattı. Niepce'nin keşfettiği buluşta kimyasallar 8-9 saatlik bir pozlama süresine ihtiyaç duyuyordu. Daguerre bu formülü geliştirerek bu pozlama süresini birkaç dakikaya düşürdü.
Bu gelişmelerden 150 yıl kadar sonra dijital çağdaki gelişimler sonucu dijital fotoğraf makinelerine sahip olduk. Bu makineler; gördüklerimizi, kendi hislerimize göre göstermemize olanak verdiler. Filmli fotoğraf makinelerinde olduğu gibi uzun pozlamalara izin verdiler. Bu sayede gördüğümüz görüntülere hareket veya çeşitli efektler vermemize olanak sağladılar. Gece çekimlerinde ışık hüzmelerinin hareketini kullanmaya başladık. Panning yöntemiyle hareketli olan nesnelerin arkaplana göre hareketli olduğunu gösterebildik.
Dijital fotoğraf makinelerinden aldığımız görüntüleri dijital ortama aktarabildiğimiz için, elimize yeni bir araç, yeni bir fırça daha geçmiş oldu; photoshop, vs.. Bu sayede aldığımız görüntüler üstüne farklı ışık ve renk efektlerini kullanabilmeye başladık. Çektiğimiz fotoğraflara hislerimizi daha farklı ortaya koyabilmeye başladık. Çekim sırasında ne kadar uğraştıysak ta kaçamadığımız istenmeyen görüntülerden kurtulduk.
Bence dijital fotoğrafçılıkta, dijital ortamın sağladığı tüm araçları kullanmak mümkündür, ve doğrudur. Belgesel ve haber fotoğrafçılığını tamamen konunun dışında tutuyorum. Zira fotoğrafçılık bir sanattır, ve göze hoş gelen sanatlardan biridir. Sonuca ulaşmak için her türlü aracın kullanılması da uygundur. Bir heykeltraşa kaynak makinesini kullanamayacağını, heykel bıçağı yerine ekmek bıçağı kullanamayacağını, alçı yerine, plastik şişeyi kullanamayacağını söyleyemezsiniz. Bilgisayar programları da dijital fotoğrafçılığın tamamlayıcı araçlarından biridir..
Saygılarımla...
Malkoç
Gaijin, Paperman ve malkocy'e katılıyorum.
Ne de olsa ikisi de sayısal (dijital). Fotoğraf makinesi görüntüyü sayısal olarak kaydediyor ve duruma göre biraz oynama yapıyor. Tabi fotoğraf makinesininki yapay zeka. Siz beğenmeyebilirsiniz. Birkaç sayıyı değiştirseniz ve daha estetik br fotoğraf elde etseniz ne olur ki?
Paperman'in dediği gibi gözlerimiz farklı olabiliyor. Örneğin benim birgözüm renkleri diğerine göre daha canlı gösteriyor.
Fotoğrafçılığa giriş aşamasındayım. Yani yeni yeni başladım. Uzun süredir kafamı kurcalıyordu bu konu. Yorumlarınızı okudum. Resmen soruma cevap niteliği taşıyor. Bir fotoğrafa az da olsa, photoshop programında müdahale etmek doğru mudur? Müdahale sonrasında o fotoğrafa bakıp, bunu ben yarattım diyebilir miyiz? Tarzı düşüncelere sahiptim.
Düşüncelerinize sonuna kadar katılıyorum. Bu bir sanatsa, gereğini yerine getirmek, teknolojinin bize sunmuş olduğu bütün imkanları kullanmak gerekir.
Bizler böyle düşünüyoruz.
Peki ya profesyoneller? Yani örneğin bir fotoğraf yarışması olduğunda, yollamış olduğunuz fotoğraflara ne derece müdahaleyi kabul ediyorlar?
Bu konuda tecrübesi olan arkadaşımız var mı acaba?
Yada hiç bir şekilde müdahale istemiyorlar mı?
Sadece merak ettiğim için soruyorum?
Bu konuyu açtığınız için teşekkür ederim. çoktandır bu konuda yazmak istiyordum. Demekki bu güne kısmetmiş...
Renklerle oynanmasına ben şahsen karşıyım. Benim fotograflarıma bakarsanız hiç birinde renklerle oynanmamıştır. Hepsi orijinal ayarlarındadır.
Renklerle oynamayı meyveye hormon vermek olarak görüyorum. Ayrıca fotografta renklerin doğal olması esastır. Fotografı çeken arkadaş bir çektiği fotografa , bir de çektiği objeye bakmalı. Renk, kadraj, ışık ve netlik olarak gerçeği ne derecede tutturabildiğini kontrol etmelidir. Eğer çektiği fotograf ile gerçeği arasında fark büyük ise ayarları değiştirerek tutturuncaya kadar aynı kadrajı değişik ayarlarla çekmelidir.
Siteye yüklenen bazı fotograflarda görüyoruz. Renklerle o kadar oynanmış ki, ortaya çıkan kare fotograftan ziyade suluboya resime dönüşmüşhale gelmiş. Resmen suluboya resim olmuş... Ama ne hikmet se böyle kareler çok övgü alıyor ve üst banta çıkıyor.
Ben de hayretle izliyorum...
#ercan43' tarafından 11.06.2010 12:17:24 tarihinde düzenlendi.
asıl fotoğrafçılık bu proğramlarla değil kendi becerimizledir ve fotoğraf çekerken çekilen zahmet in karşılğı mutluluğumuza sebeb olan başarmanın tadıdır yani anlayacağınız bahsedilen proğramlar yokmuş gibi davranıp ona göre daha büyük zahmetle en güzel mutluluğa sebeb olan fotoğraf çekmektir
- 1
- 2