|
|
|
|
|
» Photoworld İle Muğla Fotoğraf Günleri ve Fotomaraton 20 – 23 Nisan 2012 |
Photoworld İle Muğla Fotoğraf Günleri ve Fotomaraton
20 – 23 Nisan 2012 (Cuma – Pazartesi)
Kişi Başı / 269TL
Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden birçoğunun bağlı olduğu ilin merkezi Muğla daha çok ilçelerine gidilip gelinirken "içinden geçilen bir yerdir" tatilciler için. Geziyi daha çok denizle eş tuttuğumuzdan mıdır nedir, deniz kıyısında olmayıp da turist yoğunluğu olan yöremiz pek azdır. Bu da anlaşılabilir bir şey ya biz gene de Muğla’ya en az bir gün ayırmanızı önereceğiz. Ama Muğla merkezinde konaklayıp da şehir gezisinin yanı sıra çevre gezisi de yapacaklar, dolu dolu bir kaç gün geçireceklerdir.
Asar (Hisar) Dağı eteklerinden, Karadağ, Kızıldağ, Masa ve Hamursuz dağları ile çevrelenmiş ovaya doğru yayılan bir şehirdir Muğla merkezi.
1080 yılında Selçukluların, 1096’da tekrar Bizans’ın 1284’de Menteşeoğulları’nın eline geçen kent 1390’da Osmanlı topraklarına katılır. Kentin eski bölümü Saburhane, Osmanlı döneminde Rum ve Türklerin bir arada dostça yaşadığı, Rumların 1924 mübadelesinde göç etmesinin ardından eski havasını bozulmadan sürdürdüğü bölgesidir Muğla’nın.
Eski evlerin bir bölümü yeni sahipleri tarafından restore edilmiştir. Mimar Cengiz Bektaş’ın, Gazeteci İlhan Selçuk’un satın alıp onardığı evler de buradadır.
20 Nisan 2012 Cuma
Belirtilen noktalardan sizleri aldıktan sonra keyifli bir gezi için yola çıkıyoruz. Balıkesir, İzmir ve Aydın güzergahını takip ederek , normal hava ve yol koşullarında 11 saat sürecek olan keyifli yolculuğumuz sonucunda sabah saatlerinde bölgeye ulaşıyoruz.
21 Nisan 2012 Cumartesi
08:00’da Yatağan gezisi
09:00 – 16:00 (Yatağan Fotoğraf Çekimi)
17:00’de sergi açılışı
18:00 – 19:00 akşam yemeği
19:30’da Sunum ve söyleşiler:
Nevzat ÇAKIR (AFİAP)
Coşkun ARAL (Gazeteci /Fotoğrafçı)
Tuğrul ÇAKAR (AFİAP)
Yusuf TUVİ (AFİAP)
Tayfun KOCAMAN (Fotoğraf Sanatçısı)
YATAĞAN KÜLTÜR YOLU : “Belen - Stratonikeia “
BELEN
Çıktım Belen Kahvesine, Baktım Ovaya ...
... Müzeyyen Senar'ın eşsiz yorumu ile "Ormancı Türkü" 'sünü bilmeyenimiz yok gibidir.
Türkü; Temmuz 1946'da Muğla'nın Gevenes köyündeki Belen Kahvesinde vuku bulan gerçek bir olay üzerine Değirmenci Tahir Usta tarafından bestelenen ve zamanla ünü Türkiye geneline yayılan bir halk türküsüdür.
STRATONİKEİA
Yatağan’dan çıktıktan 7 km sonra sonra sağınızda delik deşik kömür ocaklarının yanından geçeceksiniz. Bu çevre katliamına hayıfllanırken bir tabela gözünüze çarpacak. Yoldan 1 km içerideki bir antik kenti işaretliyor bu tabela. Stratonikeia’yi.
Stratonikeia girişindeki Eski Hisar köyünde asırlık çınarlar altında beyaz-mavi badanalı küçük bir köy kahvesine rastlarsınız önce. Biraz soluklanabilir ve tarihi kentin hikayesini dinleyebilirsiniz.
Khrysaor birliğinin bir kenti olarak bilinen Stratonikeia’ın eski adı İdrias idi. İ.Ö.281-261 yılları arasında tahtta bulunan Seleukos kralı Antiokhos’un karısı Stratonike adına kent yenilenmiştir. İ.Ö. 133 yılında Pergamon krallığının Roma’ya miras kalması karşısında ayaklanan Aristonikos’un kente sığınması sırasında Romalılarca kuşatılmış, halkı açlıktan kırılmıştır.
KUTSAL YOL : “Stratonikeia – Lagina”
LAGİNA
Stratonikeia kadar önemli bir başka antik kent daha var yakınlarda. Lagina. Yatağan-Milas yolunun bu defa 3. kilometresinden ayrılan Turgut yoluyla ulaşılıyor bu ören yerine. Ayışığının ve yol ayrımlarının tanrıçası olan Hekate’nin tapınağı Lagina adındaki bu kutsal yerde yükseliyordu. Günümüzde kazılar sonucunda dairesel propylonlu avlunun bir bölümü ortaya çıkarıldı. Tapınak İÖ 40 yılında Parthların akınına uğrayarak yağmalanmış. Ayakta duran avlu kapısının üstündeki yazıtta Augustus tarafından tapınağın onartıldığı (İÖ 27) yazıyor. Tapınak, Hellenistik çağın modasına uygun, yalancı ikisıra sütunlu planda, Korinth düzenindeydi. Stratonikeia kentini kuran Seleukosların bir bakıma modernist yaklaşımı olan Korinth düzeni, burada özellikle kullanılmış olmalı.
Lagina kazıları, müzeciliğin babası sayılan Osman Hamdi bey tarafından 1891-1893 yıllarında yapılmış ve elegeçen kabartmalar İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne taşınmış.
Günümüzdeki kazılar ise Prof. Dr. Ahmet A. Tırpan tarafından yapılmaktadır. Son kazılarda tapınağın mimari parçaları düzenlenmiş, propylon kazılarak tümüyle ortaya çıkarılmış ve Güneydoğuda niteliği bilinmeyen bir kutsal yapı keşfedilmiştir.
22 Nisan 2012 Pazar:
Fotomaratona kayıt ve bilgilendirmenin ardından Ula ve Muğla merkezdeki gezimize
başlıyoruz.
Saat;
09:00 – 13:00 Ula Fotoğraf Turu
14:00 – 18:00 Muğla Merkez Fotoğraf Çekimleri
18:00 – 19:00 arası akşam yemeği
19:30’da sunum ve söyleşiler
Pof.Dr. Özer KANBUROĞLU (AFİAP)
Öğr.Gör. Aclan URAZ (AFİAP)
İzzet KERİBAR (EFİAP)
İbrahim DEMİREL (Fotoğraf Sanatçısı)
Ula
Muğla’dan 12 km sonra Gökova’ya inen Sakar Geçidi’ne girmeden sola dönüp, sapaktan 3 km uzaklıktaki Ula’ya girerseniz biraz sonra Akyaka’da göreceğiniz ilginç mimarinin kaynağını bulacaksınız. Tabii gündüz geçiyorsanız. İlçe merkezine girdiğinizde yol kenarına park edilmiş bisikletlerin çokluğu şaşırtabilir. Ulalılar son yılların gözde şehir içi ulaşım aracı motosikletlerden daha çok tercih ediyor bisiklet kullanmayı. Temiz havayı, huzurlu kent yaşamını belki de buna borçlular.
Muğladaki sivil mimari örneklerinin en güzellerini Ula’da görebilirsiniz. Ula, yapıları kadar yapı ustaları ile de biliniyor. Ama Ula’daki eski yapıların da çoğu yıkılıp yokedilmiş. Ayakta kalanlarının bir bölümü korunuyor. Ara sokaklarda dolaşıp görülmeye ve fotoğraflamaya değecektir.
Ula Evleri’nden biri Ula Türk Evi adıyla restoran olarak kullanılıyor. Ula mutfağının özgün çeşitlerini de bulacaksınız bu restoranda.
Ula Evleri ve Nail Çakırhan Mimarisi
Ula’nın ahşap evleri, yerini Ula’da bile zevksiz betonarme evlere bırakırken Ula doğumlu Nail Çakırhan Akyaka’da kendisine Ula tarzı bir ev yaptırdı. Ula evlerinin geleneksel mimarisine kendi yorumunu, kendi zevkini de katarak. Yapılan bu ev çok beğenildi. Üstelik Ağa Han mimarlık ödülünü aldı. Önce eş dost, sonra da aralarında otel ve tatil köylerinin de bulunduğu geniş bir çevre bu mimari tarzı esas alan işler yaptırdılar, hem Nail Çakırhan’a ve hem de başka mimarlara.
Bugün Gökova kıyısındaki Akyaka’daki evlerin hemen tamamında bu tarz egemen. Ula’nın geleneksel mimarisi böylelikle Çakırhan ile yeni bir hayat buldu. Ula’lılar unutmaya başladıkları eski evlerini hatırladılar, restore etmeye, yenilemeye, yeniden yapmaya başladılar eski Ula evlerini.
Ula evlerinin en önemli tarafı ahşap işçiliği. Dolap kapakları, tavan işleri hep oymalı, hep süslemeli.
MUĞLA MERKEZ KENT TURU
Saburhane Meydanı
Muğla 400’ e yakın tescilli evi 170’e yakın sivil mimarlık örneği yapısı, 100’e yakın sokağı, eski hanları, şadırvanları arastası, meydanları ve camileriyle örnek bir Kentsel Sit alanıdır.
Saburhane Meydanı özgün mimari karakterin coğrafyayla uyumlu şekillendiği, Türk-Rum yada Müslüman-Hıristiyan olmak üzere iki farklı kültürün bir arda yaşadığı tipik bir yerleşmedir
Andon’un Hamamı (Zeliha'nın Hamamı)
150 yıllık bir Rum hamamıdır ve Rum sahibi Andon tarafından işletilmiştir.Mübadeleden sonra Türklere satılmıştır.
Şemsi Ana
Şemsi Ana Muğla’ya geleneksel kimliğini veren anaerkil yapının ermiş anasıdır. Belediye suyunu ilk kez bulan kişi olduğuna inanılan Şemsi Ana’nın ilginç bir öyküsü vardır;
Çobanlık yapan Şemsi Ana keçilerini otlatmaya bir gün keçilerinden birinin sakalının ıslanmış olduğunu görür. Bu birkaç gün böyle devam eder. Bir gün Şemsi Ana keçisini takip eder. Keçinin su içtiğini ve içtiği suyun üzerini ayağıyla toprak atarak kapattığını görür ve suyun çok az olduğu bu dönemde suyu kaynağını bulur. Suyu bulduğu için ermiş kabul edilir.
Ulu Camii
Şehrin en eski camisi olup Menteşe Sultanlarından İbrahim Bey tarafından 1334 yılında yapılmıştır. 1938 yılında Muğlalı Abdizade Bey tarafından onarılmıştır.
Kurşunlu Camii
1493’te Es seyit Şücaaddin tarafından yaptırılmıştır. 1900’de Şerif Efendi tarafından son cemaat yeri eklenmiştir. Minaresi de aynı yıllarda Hacı İsmail tarafından yapılmıştır. Eskiden otuz odalı bir medresesi de bulunan camiinin Muğla’da ki diğer camilerde ayrılan en önemli özelliği kurşunla kaplanan büyük kubbesidir.
Şahidi Camii
18. yy’da caminin bugün bulunduğu yerde bir Mevlevi Mescidi yer almaktaydı.sonradan yıkılan bu mescidin kalıntıları üzerine,1848 yılında Hacı Osman Ağa tarafından bugünkü caminin ana binası inşa ettirilmiştir. İlk onarımı 1869’da olan yapıda ikinci esaslı onarım Mevlevi şeyhi olan Şeyh Cemal tarafından 1911 yılında yaptırılmıştır. Caminin bahçesinde, camiye adını veren ve 1470-1550 yılları arasında yaşadığı bilinen Mevlevi Şeyhi Hz. Şahidi’nin türbesi ile ilk mescidi kuran Şeyh Seyit Kemalettin’ in mezarı bulunmaktadır. Caminin iç bölümü günümüzde de dervişlerin bir zamanlar halka halinde zikir yaptıkları haliyle aynen korunmaktadır.
Belediye Kültür Evi
Muğla Belediyesince 1999 yılında kamulaştırılan yapının tarihi 1800’ lü yıllara dayanmaktadır. Önceleri Şerefliler Ailesi’ ne ait olan yapı, hem Türk hem de Rum mimarisini bir arada göstermektedir. İç avlu cephesinde altta açık bir sofa, üst katta kapalı ahşap cumbası yer alır
Yağcılar Hanı
Yapımı yaklaşık 1493 yılına dayanmaktadır. Han kentin geçmişinde önemli bir ticari merkezdi. Sağlam taş duvara dayalı bağdadi ve ahşap karkas sistemde yapılmıştır. Burası eskiden yağhanelerden oluşmaktaydı. Günümüzde restore edilerek ticari bir merkez ve avlusundaki çınar ağacının gölgesinde bir dinlenme alanı olarak kullanılmaktadır.
Özbekler Evi
Geleneksel Muğla evlerinden biri olan, Hacı Hamzalar ve Ali Rıza Özbek evi olarak bilinen yapı, yaklaşık 225 senelik bir geçmişe sahiptir.
Saatli Kule
895’ te Muğla’nın ilk Belediye Başkanlarından Hacı Kadızade Süleyman Efendi ve eşi Pembe Ana, Hicaz’a giderken Şam şehrinde gördükleri kulenin bir benzerini Muğla’da yaptırmak istemişler ve ünlü Rum usta Filvarus’a (Mihail Konstantin’in oğlu) bugünkü saatli kuleyi yaptırmışlardır.
Hacıkadı Evi
Bugün kayıtlara “Hacıkadı Evi” olarak geçen evin yapım tarihi 1875-1880 yılları arası olup günümüzden 130 yıl öncesine dayanıyor. Muğla’nın ilk belediye başkanı olan Hacıkadı Süleyman Efendi ve eşi Pembe Hatun bu evi oğulları Ömer Efendi için yaptırmıştır. Muğla için önemli olan tarihi saatli kule ve eski adı Memleket Hastanesi olan devlet hastanesi de aynı aile tarafından yaptırılmıştır.
2004 yılında Muğla Valiliği tarafından basit onarım yapılarak 2005 yılında hizmet vermeye başlamıştır.
Arasta
Tarihi kervan yolunun geçtiği güzergahta bulunan Yağcılar Hanı, İbrahim Hanı, Bacılar Han, Balcıoğlu Hanı, Konakaltı Hanı ve şu anda ayakta olmayan Kocahan’ ın eski yıllarda kentin en hareketli mekanları olduğu bilinmektedir.
Arasta’da çeşitli mesleklerin loncaları vardı ve toplu olarak bulundukları yerlere adlarını verirlerdi. “Demirciler Arastası”, “Bakırcılar Arastası” günümüzde de halen aynı şekilde adlandırılmaktadır.
Belediye Hizmet Binası
1867 Osmanlı İdari taksimatında mutasarrıflık olan Menteşe Livasının hükümet konağı olarak yapılmıştır.
Konakaltı Hanı
19.yy’ a tarihlenen sivil mimarlık örneği bu han ahşap ağırlıklı bağdadi bir yapıdır. Üst kat şehre ticaret yapmaya gelen tüccarların ve mevsimlik işçilerin konaklaması için kullanılmıştır. Alt katta dükkanlar, hayvan damları ve ambarlar yer almaktaydı. Muğla Belediyesi himayesinde Ağa Han mimarlık ödülü sahibi Nail Çakırhan gözetiminde restore edilen han, günümüzde Muğla Belediyesi Eğitim, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde kültürel ve sosyal faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır.
Sanat Evi (Müftüler Evi)
Yapım tarihi yaklaşık olarak yüzyıl öncesine dayanır. Kentin kütür kütür ve sanatını yansıtan örneklerin sunulduğu bir mekân olarak 2003 yılında Muğla Sanat Evi vermeye başladı.
Asar Dağı Yamaçlarında Saburhane Turu
Saburhane’nin dar sokaklarında, eski Mugla evlerinin arasında dolaşın ve tepeye kadar her köşeyi döndüğümüzde deklanşöre basmamızı gerektirecek bir kare çıkacaktır karşınıza. Evlerin bacaları dikkatinizi çekecek. Kiremitten şapkalı bacalar Muğla evlerinin simgesi sayılır. Evler iki katlı ve çoğunlukla küçük bir avluya sahiptir.
Muğla Müzesi
Adliye’nin arkasındaki eski cezaevi binasındadır. Müzeye antik kalıntılarla, heykellerle dolu bahçeden geçilerek giriliyor. Müze kapalı alanında da sergilenen arkeolojik buluntuların büyük bölümü Stratonikeia antik kenti kazılarından getirilmiştir.
Karabağlar Yaylası
Muğla şehir merkezine 3 km uzaklıktaki Karabağlar Yaylası zaman ayrılıp görülmeye değer. Soğuk kaynak suyu, ulu çınarları, bol meyve ağaçları ile sıcak günlerde bir kaçış yeridir Karabağlar. Yaylanın beyaz badanalı, kırmızı kiremitli evleri Muğla’nın Saburhane mahallesinin korumaya alınmış tarihi evleriyle aynı özellikleri taşır. Yayladaki bu yerleşim de korumaya alınmış, çirkin yapılaşmaya izin verilmemiştir. Yaşayanlar evlerine ve çevrelerine de sahip çıkmaktadır.
Turolıan Parkı
Muğla’nın doğu tarafında, Özlüce Köyü Kaklıcatepe’de yapılan araştırmalarda çıkarılan fosiller, Muğla Müzesi Doğa Tarihi Bölümünde Turolian Dönemi Buluntuları olarak sergileniyor. Boynuzlugiller, gergedangiller, hortumlu memeliler, domuzgiller, atgiller ve bir bölüm etgil ailelerinden önemli fosillerin bulunduğu Kaklıcatepe’deki üç ayrı alanda kazı ve araştırmalar 1992 sonlarında başlamıştı.
23 Nisan Pazartesi
09:00 – 12:00 arası Jüri değerlendirmesi
14:00’de yarışma sonuçları ve ödül töreni
Not : Pazartesi (23 Nisan 2012) 08:00’ a kadar fotoğraf teslimi kabul edilecektir.
Birincilik Ödülü : 2000TL
İkincilik Ödülü : 1000TL
Üçüncülük Ödülü : 750TL
Yatağan Belediyesi Özel Ödülü : 500TL
Ula Belediyesi Özel Ödülü : 500TL
Muğla Mimarlar Odası : 500TL
Mansiyon : 500TL
Mansiyon : 500TL
Mansiyon : 500TL
Sergilemeler 50TL den alınacaktır.
Ücrete dahil olan hizmetler
* Otelde 2 Gece Konaklama (http://moglayalcinhotel.com/)
* Ulaşım
* Çevre Gezileri
* Alkış Tur Otobüs İçi İkramları
* Alkış Tur Güvencesi
* 3 Sabah Kahvaltısı
* 2 Akşam Yemeği
* Müze Ören Yeri Girişleri
* 1618 Nolu Turizm Kanununa Göre Zorunlu Seyahat Sigortası
Ücrete dahil olmayan hizmetler
* Tüm Öğlen Yemekleri
* Tüm Yemeklerde Alınan İçecekler
* Ekstra Belirtilen Tüm Organizasyonlar
* Fotomaraton Katılım Bedeli 20TL
Gerekli olan malzemeler;
• Fotoğraf makineniz,
• Yedek pil ve şarj aletiniz,
• Rahat hareket edebileceğiniz ayakkabı ve kıyafetleriniz,
• Şayet kullanıyorsanız ilaçlarınız.
Detaylar:
Gezi süresi 2 gece 3 gündür 1 gecesi yolda geçmesi kaydı ile otel konaklaması 2 gece 3 gündür. Çocuk indirimleri iki yetişkin yanında uygulanır. Tek bir çocuk için kullanılır. Rehberimiz programı tamamen gerçekleştirmek kaydı ile programın seyrinde değişiklik yapabilir. Turlarımız otel, otobüs, tur programı ve rehberlik hizmetleri ile bir bütündür ayrı ayrı düşünülemez. 0–6 yaş çocuklarda otel konaklamasında yatak verilmeyebilir. Tur içersinde kullanılmayan ulaşım, konaklama, çevre gezileri vb. haklar iade edilmez. Rezervasyon esnasında koltuk sözü verilemez. Tur öncesi ve tur içinde hava muhalefeti nedeniyle yapılamayan turlarda Alkış Tur’ un sorumluluğu yoktur. Yeterli sayıda çoğunluk olmadığında turu 3 gün önceden haber vermek kaydı ile iptal hakkı Alkış Tur da saklıdır. Turun iptali durumunda Alkış Tur iptalini bizzat bildirmek zorundadır.
Hareket Yerleri
20:00 Bakırköy Ömür Plaza Önü
20:15 Taksim AKM önü
20: 30 Beşiktaş
21: 00 Kadıköy Evlendirme Dairesi önü
Önemli Not : Ücret ödemesini yapanlar, kesin katılımcı listesine isimlerini yazdırmak durumundadırlar. Bunun için aşağıda belirtilen adrese mail atabilir ya da telefon ile arayıp, adınızı yazdırabilirsiniz.
Başak Ağdaş 0533 257 89 04 – [email protected]
Son Katılım Tarihi : 6 Nisan 2012 Cuma
Otel konaklaması iki kişilik odalarda yapılacaktır.
Ödeme Seçenekleri :
Akbank kredi kartı ile 2 taksit 282 TL
Akbank kredi kartı ile 4-5-6 taksit 287 TL
Akbank kredi kartı ile 8 taksit 295 TL
Akbank kredi kartı ile 12 taksit 304 TL
------------------------------------------------------------------------------
Garanti Bankası kredi kartı ile 3 taksit 280 TL
Garanti Bankası kredi kartı ile 4-6 taksit 288 TL
Garanti Bankası kredi kartı ile 8 taksit 303 TL
Garanti Bankası kredi kartı ile 12 taksit 319 TL
Not : Bu tur Tursab 5285 belge numaralı Alkış Tur Güvencesi ile yapılmaktadır.
|
|
Ekleyen: Serhat Yılmaz
Tarih: 13 Mart 2012, Salı
Okunma: 1989
Kaynak: http://www.photoworldfotografmerkezi.com |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
» Fotoğrafça | Yeni Fotoğrafçıya Ağabey Tavsiyeleri
| 2 yılda 1100 kadar yorum yapmışım ; 200-300 tanesi tahminimce beğeni , 800-900 tanesi acemilere yaptığım eleştirilerdir . Dönüp baksam , tüm yazdıklarım belki 10 maddenin etrafında döner, dolaşır . Artık okurlar mı bilmem ama yeni makina almış , fotoğrafçılığa dün başlam... | Devamı » |
|
|
|
|
|
|
|
|
|