|
- Doğru filmi seçin. Tüm dünyada insanların büyük bir
çoğunluğu renkli negatif film kullanmaktadır. Çünkü, renkli negatif
film daha ekonomiktir, baskı yaptırılması, çoğaltılması paylaşılması
kolaydır. Kişisel beğenilere bağlı olarak siyah-beyaz filmlerde
kullanılabilirler. Siyah-beyaz fotoğraflar daha çok sanatsal görünse
de banyo işlemi dahazordur. Çekilen fotoğraflar bir projeksiyon makinesi
ile perdeye yansıtılarak izlenmek isteniyorsa, diapozitif ya
da slayt film kullanılması gerekir. Ancak diapozitif film ile
hatasız fotoğraf çekmek biraz daha zordur. Film satın aldığınızda,
kutusunun üzerinde bazı değerler görürsünüz: ISO 100, ISO 400 gibi.
Bu değerler filmin hızı, yani ışığa duyarlılığı ile ilgilidir.
Eğer hiçbir tercih belirtmezseniz, satıcı size büyük olasılıkla ISO
100 değerinde, normal hızlı bir film verecektir. Ancak,
normal hızlı film bol ışıklı ortamlarda iyi sonuç verirken,
ışığın az olduğu ortamlarda, gece çekimlerinde, ve hareket dondurmak
istediğiniz (spor karşılaşmaları vb.) durumlarda yetersiz kalabilir.
Böyle durumlarda daha yüksek hızlı bir film kullanabilirsiniz.
Bu sayede daha karanlık ortamlarda fotoğraf çekebilir, hızlı
hareket eden insanların ilginç görüntülerini yakalayabilir, gece çekimlerinde
flaşla daha uzak mesafeleri aydınlatabilirsiniz. Yüksek hızlı
film kullanmanın tek sakıncası, fazla büyütülen fotoğraflarda, görüntüyü
oluşturan taneciklerin biraz kumlu görünmesidir. Ancak son
yıllarda film üretiminde meydana gelen teknolojik gelişmeler sayesinde
bu sorunda ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle, sağladıkları avantajları
dikkate alarak genelde daha yüksek hızlı filmler önerilir (Örneğin Kodak
Gold Ultra / ISO 400).
- Işığı iyi kullanın Işık, fotoğrafçının en önemli
malzemesidir. Fotoğraf makinenizi tanıdığınız kadar, ışığın nasıl
davrandığını da iyi bilmeniz gerekir. Işığın rengi ve aydınlatma
biçimi önemlidir. Piyasada satılan filmlerin büyük bölümü gün
ışığında kullanıldıklarında doğru renkler verecek biçimde üretilmişlerdir.
Ancak gün ışığının rengi hep aynı değildir. Sabah çok erken saatlerde
ve gün batımı yaklaştığında, günışığı renk değiştirir. Film
ışıktaki renk değişimlerine karşı gözlerimizden çok daha fazla duyarlıdır.
Bu nedenle, sabah çok erken saatlerde çekilen fotoğraflar mavi-mor,
gün batımı yaklaştığında çekilen fotoğraflar daha kırmızı tonlarda
çıkar. Aynı şekilde, ampul ışığı ile aydınlanmış mekanlar bize normal
görünse de, böyle yerde flaşsız çekilen fotoğraflar turuncu çıkar!
Bu ille de bir hata demek değildir. Işıktan dolayı fotoğrafta belli
bir rengin hakim olması, fotoğraflara özel bir duygu da katabilir.
Işığın konuya hiç bir engelle karşılaşmadan, doğrudan ulaşması (örneğin
bulutsuz bir gökyüzünde parlayan güneş ya da flaş ışığı), çok sert
gölgeler oluşturur. Konu üzerinde ışığı alan ve almayan bölümler
arasında çok büyük bir ton farkı olur. Buna yüksek kontrast adı
verilir. Işık kontrastının yüksek olması fotoğraflarda genellikle
çok dramatik bir sonuç verir. Dramatik etkiyi arttırmak için
gün ışığının geliş yönü ile dik açı oluşturarak fotoğraflar
çekebiliriz. Böylece konunun bir yanı aydınlık, diğer yanı gölge olacaktır.
Dramatik etkiyi azaltmak için ise, güneşi arkanıza alarak konunun
aydınlıkcephesini görüntüleyebilir, ayrıca fotoğraf makinanızda varsa, dolgu
flaşı özelliğini kullanabilirsiniz. Dolgu flaşı, gün ışığında
bulunmanıza karşın flaşın çakması ve sert gölgeleri yumuşatmasıdır.
|
Sayfa(lar):
1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
|