Yönetmenin Zekası

ne arınavut ne de sotte,ne de depiremci mette, usülü var emmi, gel gösterem sana, taa idirneye de gidip yimezsin gali..

Otuz kaağat kilosu işte.

Emmi bir Türkoğlu Türke yakıştıramadım sote lafını. Yüzbinlerce yıllık gavurma kelemesi nere gitti.

emmi onun şişlisinde sute derlermiş ameli fiile..

gavırma da derler, kez ao et met işinde olur gavırma mukabili..

hem bu arnıvut çiğerini onlar bulmamış, İst dan çıkmış adı eyle olmuş ; şöyle,,

adamın biri çok eyi yaparmış çiğeri, tükanının isimide arrnavıt imiş, gelip geçen çokça biyenip yidiğinden, soren edene de taa şurada arrnavıtın tükanında yidik iştik derlermiş.
Ondan maada eyle kalmış ismi cinsi işte, yoksam akiki ülkeci arnvt çıkmamış bu iş ve ameli fiil,, geçende terete ikide belgiselde gösterdi zati açıklayıpta..

bir de şu var pzremmi, senin adamın hep seviniyor ya binim mimleketten çıktı bu messir muçunu diye..
Heç bile değil..
İşin aslı da şu..O da İst dan çıkmış yola..

Burada Sümbl efnd yeri var, onunda dammadı vardır merkz efendi, işte o merkz efendinin aklına gelmiş, yöresel bitgilerin iyi yetiştiği şifalı olduğu yeri tabıb (bulmuş) aramış, kendini bir yerde dinlenmeye çektirmiş ve orada gırk çişit bitkilerle garıştırdığı karışımı duhul ederekten bi guvvat maçunu icat etmiş bulmuş ve o yerde mannsa tarafında iç kesimde Birgama yolu puyracık köv tarafında, az da soma tarafında kalan yerde fiil edilmiş..

Alk da memnun kalıp dua etmişler ona Merkz efendiye (damada) yani, ondan sonra millet ciletinleyip bizim şeerimizin şiyi deyip tic daktim şekline sokup satmış, ..

yani o da oraya ait değil, sadece bitkilerin toplandığı yer orası imiş emmi..

koordinat veririm istersen gugulört den..

Gırkagaç tarafından da gidilir birgamadan da emmi, puyracık köv de yani..

hey alâm neye yazdım ki ben bunu pzremmiye..

sen diyende inanırım emmi. keza sen bilin bu işleri. ist dersen istanbıldır keza. neye inanmıım. lakin okyanus sote demekte.

emmi sote demeyecek idim.
lakin hep zengin ve entellektüyel insanların içinde olduğumdan haliyle bazen istem dışı alışkanlıklarım husule gelmektedir.
doğru dedin emmi gavırmadır onun adı. lakin domatisli biberli soğanlı ve az birşey suludur.
kavurmayı daha kuru ve sade olan şekli için kullanmaktayız keza.

emmi kuzen diyenlere acayip gıcık oluyorum.
ciddiyim yanımda kuzen dimeyin.
bu kuzen lafını kim çıkarttı ise.. iyi etmedi.

keza bizde her bir akrabanın adı tanımı ve yeri farklıdır.
toptancı bir zihniyetle hepsine kuzen diyerek aynılaştıramayız.
keza hepsine kuzen diyerek dayı ile emminin teyze ile halanın arasındaki hissel farklılıkları va algıları ötekileştirerekten inovasyon girişiminde bulunamayız.
Keza bizim kültürümüzde her birinin yeri ve gıymatı ayrı olduğundan hepsi farklı isimlerle şereflendirilmiştir.

Keza emmiler bilirsiniz Türk töresinde isim sahibi olmak adam olmak demektir. (Bkz. Boğaç Han hikayesi )
O yüzden dayıya dayı dimek gerektiği gibi oğluna da dayoğlu demek gerektir.

emmi bir gün senin bu fikirlerine katılceğimi söyleseler inanmaz idim ırksal bazda. kuzen lafı en kıl olduğum laftı benimde geçende dediğim gibi.

sırtım mırtım ağrıyor emmiler , yaşlılık gali ..

emmi sende eve girmiyonki. otur evinde gali.

emmi bir ara sikenikinle gel de masaca gidelim bari..

sen bütün gün sedirde yatarsan tabi ağrımaz biryerin, kırsalda.