Fotoğrafçılık Forumları
Virüs Temizlik & Akvaryum & Bilimum
Dostum Mete007 ye ithafen açılmış olan bu topikte kendisine selam eder, gözlerinden öperim..
O günde söylediğim gibi şu anki piyasa koşullarına göre sen en iyisini yaptın gibime geliyor. 2 aydır kredi kartımın minimum ödeme miktarını yatırabiliyorum. Elemanlara maaşlarının bir kısmını verebilmiş durumdayım. Elektrik faturası hariç diğer tüm faturalar geçikmiş ve faiz yemiş durumdalar. Şimdiden 3 adet müşteri çekim patlamış durumda. Elimdeki 6 adet çekten sadece 1 tanesi garanti. Geri kalanlarda büyük ihtimal 711'lik..
Virüs olayına gelince..
www.donanimhaber.com sitesindeki forum sayfalarında konuya dair bulduğum bir topikten indirdiğim el yapımı 4 adet dosya ile ben virüs olayını bir parçada olsa temizledim. Ancak yinede vinzortsal sorunsallarım devam etmekte.
Detaylı virüs yardımı istersen araştırabilirim.
Reef olayına ise hiç girmedim. Halen tatlı su olarak devam ediyorum. Ancak bir iç parazit problemi yüzünden populasyon oldukça düştü..
Sevgili makara
Her balığın huyu-suyu farklıdır.
Japon balıklarının suyları çok değişkenlik göstertebilir
gibi garabet bi türkçeyle sana cevap verirsem pek çok tepkisel mesaj alacağım kaygısı taşımaktayım.
Japon balıkları içinde bulundukları su ortamı bakımından hayli toleranslı bir balık türü olduğu söylenebilir. Örneğin oksijenin azlığını dert etmez, azına kanaat getirip çoğunu bulmak yönünde gayretleri takdire şayandır. Fakat aynı şeyi huyları için söyleyemeyeceğiz. Japon balıkları alıngan ve hasas yapıları gereği her tür sohbet ortamını kaldıramayabilirler. Daha çok akrostij ve lale devri edebiyatından hoşlanırlar. Postmodern şiirsel yaklaşımlar pek onlara göre değildir. Sürrealist sanat anlayışından ölesiye korkarlar zira kökenlerinde çiğ yenmek (şuşi) gibi içgüdüsel bir korku taşımaktadırlar ve bu sürrealizmin bu vahşete davetiye çıkarttığını düşünmektedirler.
Umarım çocukluğuna dair bu korkunç vehamete bir nebzede olsa ampül tutabilmişimdir. Neyseki verilmiş sadakan varmış. Sen sen ol bir daha hiç bir yabancı amcadan webcam teklifine balıklama atlama. Helal süt emmiş kültürlü bir ailenin kızıyla nikah masasına oturup aklına Ümit Besenin "I love you" şarkısını getirme..
oturaklı ve destekli cümlelerin hayatımın dönüm taşlarını oluşturdu. ve taktığın ampülle önümü aydınlatır oldum. bu mukaddes desteğinle hayatın çalkantılı yollarında kendimi buldum.
diztopumun kapağındaki kamera camının önüne siyah bant çektim.
kendiminkini bile açmıyorum.
edebi yönüm çok kuvetli değil hangi balık hangi sohbetten hoşlanır seçemiyorum. bundan sonra balık almadan önce vikipedi ansiklopedisinden ön araştırma yapıciim
Akşam ahmet kayayı göklere çıkartma programı vardı..
Tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu.
Onu çok sevdiğimden değil. Gençlik yıllarımın acı dolu hatıraları gözlerimin önünden geçerken çocuksulaştım.
Bütün bunları yaşamama sebep Yusuf Hayaloğlu'nun ölümüydü.
Allahtan her ikisinede rahmet diledim için için..
İyiki yaşamışsınız dedim.
Halen yaşıyor olsalar ve benzer şarkıları yine yapsalar o kadar yoğun dinlermiyim diye sordum kendi kendime.. Kendim cevap verdi "hayır"...
Demekki herşey belli koşullar altında geçerli..
Aynı fotoğraf gibi
konu başlığındaki her şeyden bahsedilmiş ama bilimumla ilgili kimse tek kelime etmemiş.
gizli bir yasak, umumi bir müşterek falan mı var...
Akşam Ahmet Kaya programını bende izledim. Daha doğrusu izlemek zorundaydım. Roknettin benimle aynı programı izlediğin için kalbin kadar temiz sayfana teşekkür ederim.
Yalnız 30 yıl lahmacun yememiş. Gizli gizli lahmacuncu camlarından lahmacun yiyenleri seyretmiş. Konu arabeks müzikmiydi yoksa. Yoklukla acı çekmişlikle övünmek biz doğu toplumlarına özgü bir psikolojik ortammıdır. Yoksa içimizden geldiği için mi öyle övünürüz.
O arada solcu eskilerimiz de 80 ihtilalinde ne kadar acı çektiklerini anlattılar. Hepimizmi arabeskiz solcular dahil. Neden acı çekmiş olmayı yoksulluk içinde sürünmüş yarım ekmek arası kaşar yiyememiş olmayı övünme sebebi sayarız.
hacı şimdi benim yukarıdaki mesajımda geçen "gençlik yıllarımın acı dolu hatıraları" bahsinden yola çıkarak acitasyon akımından bahsediyorsan yanlış anlamışsın..
Çok şükür gençliğim yokluk içinde geçmedi.. O günün en son teknolojisi olan incecik ve minicik ve hatta dijital ve hatta uzaktan kumandalı volkmenimde dinliyordum ahmet kayayı.. orada bahsedilen acı gönül yarasından kaynaklanıyordu. hatta yaralarından.. çok zor bir gençlik geçirdim oki bilemezsin.. aynı anda kaça bölündüm, niceleri beni acı emellerine alet ettiler anlatamam..
ama çocukluğum için aynı şeyi söyleyemeyecem.. mavi çağıma kadar yokluk içinde yaşadım o doğru. ama bununla hiç övünmedim. Misir yada su satarken bıyıklı bıyıklı zabıtaların el kadar bebeyi tartaklaması ne iğrenç bişeydir bilemezsin..
gelelim bilimum konusuna.. değinmemiş olmayım.
ne zaman çıktığını bilmiyorum ama muhasebe düzenlerine ilişkin yayınlanan bir mevzuatta özel işletmelerin faturalarındaki cinsi yada açıklama hanesine "Bilumum-muhtelif" gibi ibareler yazmasına kısıtlama getirildi.. yada böyle açıklamalar yazılan faturaların tüm defterleri defterdarlıkça incelemeye alındı..
buyrun burdan yakın tatatatatatatatabebebebebebeeyeyeyeyeyey..
akşam cd takıldıda onun etkisindeyim hala.. aaah ah eski ahmet kaya sidileri..
o değil de aklıma bi şey geldi kafamı kurcalayıp duruyor...
kapının önüne biri aracını park etti, ismi lazım değil bir partinin sempatizanı belli ki aracına başkan adayının fotoğrafını komple araç giydirmesi yaptırmış. Şimdi firmalar araçlarına küçücük bir logo bile yapıştırsa ruhsata işletmek zorunda, yoksa aracı bağlıyorlar...
acaba bir emniyet müdürü kafayı kırsa (ki harbiden kırmış olması lazım) bu parti giyim kuşamlı araçları bağlatsa sonuç nolur... (sürgünden başka)
Böyle durumlarda sanırım araba bağlanıyor, Yani parka çekiliyor.
ya logo sökülüyor yada ruhsata işleniyor.
arabası parka çekilen zevat soluğu dayısının yanında alacak.
dayısı birkaç yere telefon edip el altından işlemlerle araba parktan çıkartılacak.
eğer el altından işlemlerle yazılan ceza yok edilmezse arabanın dosyasına girecek
muayene zamanı geldiğinde ya muayeneden geçmeyecek yada satışı olamayacak..
eğer buna sebep olan destekleme prim yaparsa zaten pek çok şey hamuduyla götürüldüğü için vergi dairesine yatılacak ceza önemsenmeyecek falan..
bunu niye sordun ki..
bunun gibi pek çok örnek hergün yaşanıyor...
güzel ülkemin rutin uygulamaları bunlar..
olası bağlanma işlemlerini biliyorum hacı benim derdim o değil...
hocanın dediğini yap yaptığını yapma durumu var...
göz göre göre kanun kural hiçe sayılıyor ya ondan sordum...
çıksa bi deli dumrul hepsine döşense cezayı, şöyle vergi gelirlerinde kıpırdama olsa...
İlgili olabilecek konular
-
Ülkelere Göre Araba Markaları Ve Logoları
22 Kas. 2024, 15:47 prodersler
02622 Kas. 2024, 15:47
prodersler -
Caz'ın Kadrajı'nın Bu Haftaki Konuğu Cenk Mirat Pekcanattı
15 Kas. 2024, 13:35 miratcenk
019015 Kas. 2024, 13:35
miratcenk -
-
4x6 Vesikalığı 10x15 Kağıda Action
25 Eyl. 2007, 23:47 adzs
171722131 Eki. 2024, 14:09
mucahit2331 -
Sony Ccd-tr502e Pal Handycam Kristal Sorunu
28 Eki. 2024, 23:57 romantikhaydut
228729 Eki. 2024, 15:14
romantikhaydut -