Teslim Olmak!!!!!

yazacak çok şey var yazmamak en iyisi.....

at izi it izine karıştı...

Cumhuriyet Mitinglerine katılan herkesi teker teker mimleyip sonrada sözde Ergenekon terör örgütüne üye olmakla suçlayıp yapmadığını bırakmayan zihniyet, davullu zurnalı terörist karşılama şenliğine katılanlar içinde birşeyler düşünüyormu acaba?

bende barıştan yanayım

Terörle barış olmaz, terörle barış yolunu seçmek acziyetir.
Hadi abd terörist dediği Ladinle barış yapsın onu yapamadı terörizmle mücadele adı altında girdiği ırakta abd karşıtı gruplarla barış yapsın.
Hadi bunlar olmadı bay tayyibin teröre karşı ortak mücadele protokolu imzaladığı rusya terörist dediği çeçenlerle, İran pejakla barış yapsın.
Malesefki bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörizmle mücadele yerine teröre teslim olmayı tercih eden akepe hükümeti tarafından acziyet içerisine düşürülmeye çalışılmaktadır.

suça karışmamışları affedeceklermiş..
suça karışmamamk= istibarat tarafından kayda geçiilmemiş, hukuksal olarak haklarında cezai işlem olmayan, aranmayan..

Tamda teslim olanlar(mış) suça karışmadıkları gerekçesiyle serbest bırakılırken Hakkari'de bulunan bir askeri birliğe Irak tarafından havan mermisi yağıyordu. Şimdi akepe-dtp klavuzları olan imralıdaki itin ellerine verdiği haritayı alıp ıraka gitsinlerde o havan mermilerini kimin yolladığını bulsunlar!!! Bizde öğrenelim kimin suça karıışıp karışmadığını.


Atakan sen at izi it izine karışmış de
Ben bozkurtların yurdunda çakalların işi ne diyeyim
Biraz faşizanca yaklaşım olsada
SIRA TÜRK FAŞİZMİNDE, HER TÜRLÜ FAŞİZME KARŞI!!!

Tıklayınız

at izi it izi derken kimin ne olduğunun çözülmediğinden bahsediyorum, yoksa bozkurtla haşa it benzetmesi çıkarmayın sakın ha...

Türküm demeyi bile faşizm saymaya başladılar baksana, millete benliğini unutturmaya çalışıyorlar...

Açılıma inat, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...

dağdaki şerefsiz şehre inince rahat duracak sanıyorlar... Kim kimi teslim aldı belli değil... Teslim olmuşlarmış... kargalar güler böyle teslim olmaya da teslim almaya da... Yakındır bu şerefsizler sözde liderleri katil elebaşının serbest bırakılması için meydanlara inecekler... Benim vergimden maaş alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi altında sözde yemin eden takım elbiseli teröristler grup toplantılarına bu teslim olanları çağıracaklarını ve yüce meclis çatısı altında bunların isteklerini okuyacaklarını söylüyorlar...

Bu bölücülere bu kadar yol veren bir başka hükümet daha gelmemişti...
Allah sonumuzu hayırlara çıkarsın ancak açılım kapanım derken bölünmeye doğru gidiyor bu iş...

Türkiye Büyük Millet Meclisi altında sözde yemin eden takım elbiseli teröristler grup toplantılarına bu teslim olanları çağıracaklarını ve yüce meclis çatısı altında bunların isteklerini okuyacaklarını söylüyorlar...


Bu ülkenin vatandaşı olamayacak kişileri dağdaki ininden, cezaevindeki hücresinden çıkarıp milletvekili yaparak TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE sokarsan O MECLİSİN kapıları ite, çakala açılır asıl sahibi olan TÜRK MİLLETİNE kapatılır.Birileride kalkıp bunun adına açılım der göz yaşı ve barış edebiyatı yapar.

Rejim karşıtı olduğu mahkeme kararıyla sabit olan akepe düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesi içerinde el ele verdiği TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ nin birliğine kastetmiş terör örgütü pukakanın siyasi kanadı olan dtp ile birlikte terör örgütünün işlediği terör suçlarından doğrudan sorumludur.

Bu bakımdan akepeye ve onun teslimiyet politikalarına karşı gösterilecek tepki tarihin ilk bağımsızlık savaşı olarak bahsettiği Kurtuluş Savaşında düşmana sıkılan mermi kadar önemlidir.



#mechul75' tarafından 22.10.2009 15:27:47 tarihinde düzenlendi.

Dağdan inen çapulcu sürüsünü misafir etmeye hazırlanan TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ kapıları şehit yakınlarına ve gazilere nasıl kapatılıyor haberin altındaki videoyu izleyin

TIKLAYINIZ

................................. SEVEBİLME İHTİMALİ ..................

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

Ben senin, sevebilme ihtimalini sevdim!

YILMAZ ERDOĞAN

Ben senin NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diyebilme ihtimalini daha çok severdim

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE