Fotoğrafçılık Forumları
Şiir (yarenlik)
Türkçemiz
annenden öğrendiğinle yetinme
çocuğum,Türkçe'ni geliştir
dilimiz öylesine güzel ki
durgun göllerimizce duru
akar sularımızca coşkulu
ne var ki çocuğum
güzelik de bakım ister
önce türkülerimizi öğren
seni büyüten ninnilerimizi dinle
gidenlere yakılan ağıtları...
her sözün en güzeli Türkçemizde
diline takılanları ayıkla
yabancı sözcükleri at!
bak,devrim,ne güzel!
barış,ne güzel!
dayanışma,özgürlük...
hele bağımsızlık!
en güzeli,sevgi!
sev Türkçeni,çocuğum
dilini sevenleri sev!
Rıfat ILGAZ(ocak katırı alagöz-1987)
#absoluth' tarafından 12.05.2006 20:25:43 tarihinde düzenlendi.
farklı ve güzel bir tarz thalassa,sağolun,varolun
Sağolun siz de.. Ne yazık ki formatı kabul etmedi böyle çıktı ..
GİTMEK
BUGÜNLERDE HERKES GİTMEK İSTİYOR.
KÜÇÜK BİR SAHİL KASABASINA,
BİR BAŞKA ÜLKEYE, DAĞLARA, UZAKLARA...
HAYATINDAN MEMNUN OLAN YOK.
KİMİNLE KONUŞSAM AYNI ŞEY...
HERŞEYİ, HERKESİ BIRAKIP GİTME İSTEĞİ.
ÖYLE "YANINA ALMAK İSTEDİĞİ ÜÇ ŞEY" FALAN YOK.
BİR KENDİSİ.
BU YETER ZATEN.
HERŞEYİ, HERKESİ GÖTÜRDÜN DEMEKTİR.
KEŞKE KENDİNİ BIRAKIP GİDEBİLSE İNSAN.
AMA OLMUYOR.
HADİ KENDİMİZE RAZIYIZ DİYELİM, ÖTEKİ DE OLMUYOR.
YANİ HERŞEYİ YÜZÜSTÜ BIRAKMAK GÖZE ALINMIYOR.
BÖYLE GİDİYORUZ İŞTE.
BİR YANIMIZ "KALK GİDELİM",
ÖBÜR YANIMIZ "OTUR" DİYOR.
"OTUR" DİYEN KAZANIYOR.
O YAN KALABALIK ZİRA...
İŞ, GÜÇ, SORUMLULUK, ÇOLUK ÇOCUK, AİLE,
GÜVENDE OLMA DUYGUSU...
EN KÖTÜSÜ ALIŞKANLIK.
ALIŞKANLIĞIN VERDİĞİ RAHATLIK,
MONOTONLUĞUN DOĞURDUĞU BIKKINLIĞI YENİYOR.
KALIYORUZ...
KUŞ OLUP UÇMAK İSTERKEN, AĞAÇ OLUP KÖK SALIYORUZ.
EVLENMELER...
BİR ÇOCUK DAHA DOĞURMALAR...
BORÇLARA GİRMELER...
İŞİ BÜYÜTMELER...
BİR KÖPEK BİLE BİZİ UÇMAKTAN ALIKOYABİLİYOR.
MİSAL BEN...
KAPIDAKİ REX'İ BIRAKIP GİDEMİYORUM.
DEĞİL BU ŞEHİRDEN GİTMEK,
İKİ SOKAK ÖTEYE TAŞINAMIYORUM.
ALIP GÖTÜRSEM GELMEZ Kİ...
BÜTÜN SOKAĞIN KÖPEĞİ OLDUĞUNUN FARKINDA,
HERKES ONU, O HERKESİ SEVİYOR.
HANGİ BİRİMİZLE GİTSİN?
"SIRTINDA YUMURTA KÜFESİ OLMAK" DİYE BİR DEYİM VARDIR;
EVET, SIRTIMIZDA YUMURTA KÜFESİ VAR HEPİMİZİN,
KENDİ İMALATIMIZ KÜFELER.
AMA EĞRETİ DE YAŞANMAZ Kİ BU DÜNYADA.
ÖLÜM VAR ZİRA.
ÖLÜME İNAT TUTUNMAK LAZIM,
İNADINA KÖK SALMAK LAZIM.
BARİ UFAK KAÇIŞLAR YAPABİLSEK.
VAR TABİİ YAPANLAR, AMA AZ.
SADECE KAYMAK TABAKASI.
HEPİMİZ KAÇABİLSEK...
BÜTÇE, ZAMAN, KEYİF... DENK OLSA.
GÜN İÇİNDE MESELA...
KÜÇÜCÜK GİTMELER YAPABİLSEK.
NE MÜMKÜN.
SABAH 9, AKŞAM 18
SONRA BAŞKA MECBURİYETLER
SIKIŞIP KALDIK.
SIRF YEME, İÇME, BARINMANIN BEDELİ
BU KADAR AĞIR OLMAMALI.
HAYATTA KALABİLMEK İÇİN BİR ÖMÜR VERİYORUZ.
BİR ÖMÜR KARŞILIĞI, BİR ÖMÜR YANİ.
NE SAÇMA...
BAHAR MIDIR BİZİ BU HALE GETİREN?
GALİBA.
BEN HER BAHAR AŞIK OLMAM AMA
HER BAHAR GİTMEK İSTERİM.
GİTTİĞİM OLMADI HİÇ,
AMA OLSUN... İSTEMEK DE GÜZEL
CAN YUCEL
zaman ınsan hayatından hep bır seyler goturur,
ya huznunu gerıde bırakır yada sevıncını,
kalan sadece bosa gecmıs andan ıbarettır,
ne yasadıgın o guzel anlar kalır hafızanda,
nede acısıyla ıcını acıtan,kanatan huzunlerın!
bır an sıtem edersın yasadıgın her ana,
ama ısyan etmende bır seye yaramaz,
teslım olursun kaderıne
ıcınden bır turlu cıkamadıgın yalnızlıgına!...
fatoş gunes
#pozitifx' tarafyndan 14.07.2006 14:13:53 tarihinde düzenlendi.
Aşk
Simdi sen kalkip gidiyorsun. Git.
Gozlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gozlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugun iyi uyanmistik
Sevgiyeydi ilk acilisi gozlerimizin sirf onaydi
Bir kus konmus parmaklarima uzun uzun otmustu
Bir sevismek gelmis bir daha gitmemisti
Yoktu dunlerde evvelsi gunlerdeki yoksullugumuz
Sanki hic olmamisti
Oysa kalbim iste suracikta carpiyordu
Surda senin gozlerindeki bakimsiz mavi, guzel lafli Istanbullar
Surda da etin cogaliyordu dokundukca laflarin dunyalarin
Oyle duzeltici oyle yerine getiriciydi ki sevmek
Ki Karakoy koprusune yagmur yagarken
Biraksalar gokyuzu kendini ikiye bolecekti
Cunku iki kisiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saclarini islatmaya
Bir dilim ekmegin bir iki zeytinin basinaydi doymamiz
Seni bir kere opsem ikinin hatiri kaliyordu
Iki kere opeyim desem ucun boynu bukuk
Yuzunun bitip vucudunun basladigi yerde
Memelerin vardi memelerin kahramandi sonra
Sonrasi iyilik guzellik.
Cemal SÜREYA
ANKARA GARINDA BİR YOLCU
Ben hiçbir zaman
ankarayı böyle sabahlarda yaşamamıştım,
geç kalmış
erken bir saatte.
Birazdan gülüm / birazdan.
Suya kurumuş nehir yataklarınca
sokaklarda akacak insanlar.
Ve kıraç topraklarında tohuma duracak
yarınsı umutlar.
Ve yoksul dağ başlarında kollanacak
bu hasretlik
Hasretlik ki;
insandan yana çekilen
yürekte bir avuç.
Ben hiçbir zaman
ankarayı böyle sabahlarda yaşamamıştım,
yüreği elinde.
Oysa sılasız gülüm / sılasız.
Çırılçıplak bir günde
çocuklarca habersiz gülüşlerden
boy salmış bir memleket.
Ve memleket belası
nice garlarda voltaya vurmuşuz acıları.
Acılar ki;
sevda gibidir
yaşanmak ister.
Cansa dayanır durur.
Ben hiçbir zaman
ankarayı böyle sabahlarda yaşamamıştım.
Canı burnunda bir gecede.
Güneş gölgesinde gülüm / güneş gölgesinde.
Yıldızlarca sırlar saklayan
Şafaklar mayasında tutar.
Ve nice gündüzlerden bir gün
gün yüzünde
yediveren güller açar senin.
Ve ben
ankarayı böyle güller içinde yaşayamam
Sensiz ama seninle.
Uğur KAYNAR
Selam ve saygılar.
Şemsiye
Tozlu bir şemsiye durur
Çatı katındaki odanın
Kuytu bir köşesinde
Kumaşındaki eski yağmurların
Hüzünlü kokusuyla
Anımsar mısın bilmem
Yağmurun bardaktan
Boşanırcasına yağdığı o günü
Hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza
Dudaklarımla hesaplamıştım
Yüz ölçümünü
Nicedir sokağa çıkarmıyorum
Şemsiyeyi
Korkuyorum çünkü
Kapısı açık kafaesinden
Uçan bir kanarya gibi
Beni ikinci kez terk etmenden
Yanıt alamayacağımıbilsem bile
Yanına gidip
Sorarım hergün şemsiyeye
Altında elele
Nasıl görünürdük diye
Sunay Akın
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
ATAOL BEHRAMOĞLU
Gün biter gülüşün kalır bende
Anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
Yarım kalan bir şiir belki de!
Aykırı anlamlar arayıp durma
Güz biter sular köpürür de
Kapanmaz gülüşünün açtığı yara
Uçurum olur cellat olur her gece
Her gece yeniden bir talan başlar
Acı ses olur, ses deli bir yağmur
Eski bir eylüle gireriz böylece
Sığındığım her yer adınla anılır
Ben girerim, sokağı devriyeler basar
Bir de gülüşün eklenir kimliğime...
-Ahmet Telli-
KONUŞSAM SESSİZLİK SUSSAM AYRILIK
resmin rehindir gurbetimde
gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin
alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana
sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına
konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana...
ve akşam, bir kez daha
saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara
“bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır”
çekmiyorsun!
akarsuları imrendiren yüzün de
sabahçı kahveler de biliyor
görüşmeyeli yorgunum
yıkık kentler kanadı sevinçlerimle
görüşmeyeli ya sen nasılsın
adım, adresim durur mu defterinde?
şimdi siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim
beynimde iklimsiz papatyalar
ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde
sokakların gün batınca neden boşaldığını
ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum
konuşsam: sessizlik/gitsem: ayrılık
sonra kıpırtısız yasladım göğsümü boğulmuş güne
al bu çağrıları sulara göm, o uzak sulara
gurbetini rehnetme özlemimde…
Yılmaz ODABAŞI
İlgili olabilecek konular
-
Vsdc Video Editor [fon Müzikli] Şiir Atasözü Ve D
30 May. 2022, 22:52 prodersler
0112630 May. 2022, 22:53
prodersler -
Atatürk Şiirleri 2 - Serdar Yıldırım
17 Eki. 2020, 23:11 serdar102
0114517 Eki. 2020, 23:11
serdar102 -
-