dergedizer
dergedizer (üye)
Kocaeli / Meraklı

Resimlere Türkçe Veya Yabancı İsim

Son zamanlarda resimlere Türkçe isim verilsin diye düşünceler artıyor.
Bu Fransa'daki Fransızcadan başka bir dilde marka üretilemeyeceği konusunu hatırlatıyor. Ama Fransa'daki bu hassasiyet nihayetinde tescilli bir marka ve ticaret konusundadır.
Düşün dünyasında, edebiyatta, sanatta sınırlama olmaz ki?
Hani uygarlıklar çatışmasından filan bahsediliyor ya da şu uygarlık veya bu millet veya şu ülke gibi kavramlar dolaşıyor, yazılarda veya yorumlarda; okuyunca.
Bir de dünya tarihini bir irdelersek. Bize geçmiş uygarlıkların arkeolojik perspektiflerinden başka geriye bir şey kalmamış. Onların da dili veya yaşayış biçemleri vardı. Bilim adamlarının açıklayabildiği kadar onlar hakkında bilgimiz bulunmakta. Kim bilir belki o zamanlarda da, Aztekliler kendi bölgelerinde Inka kelimelerini kullanmamayı uğraşıyordu. Ya da Friglerle Lidyalılar arasında da çeşitli çatışmalar yaşanmıştır. Ne kadar bilgimiz olabilir ki?
Sonuçta insanlık uygarlığı şu veya bu uygarlıkların hemen hemen hepsinde devam etti ve gelişti. Hani gelişemeyenler, biraz dış dünya ile iletişimi coğrafya gereği az olanlar oldu. Örneğin, amazonlarda ya da Afrika'nın balta girmemiş bölgelerinde yaşayan kabileler dünya ile iletişimini tam sağlayamadığı için uygar olamadılar. Yani o veya bu uygarlıktan değiller, dünya uygarlığını geriden takip ediyorlar.
İletişimi en çok olan insanlar kendini "insanlara faydalı olabilmek için" geliştiriyorlar. Burada eleştiri gelecek tabii ki, silahla güçlenen ve uygar olduğunu zanneden ülkeler veya güçler, başka masum insanları öldürüyor. Doğal olarak burada uygarlıktan söz edemeyiz. Ancak "insanlık yararına olan gelişmeler" uygarlık düzeyinde önemli bir ölçüttür.
Bu kadar uzun uzun uygarlıktan bahsetmemin önemine gelirsem:
Uygarlığın (bu anlamda dünya uygarlığının) insanlığa faydalı olabileceği bir gelişmede tüm insanlığın kolaylıkla bundan yararlanabilmesi için ve insanlığın kavrayabildiği kavram ve ona uygun kelimeleri kullanılması, iletişimin artmasına ve uygarlığın daha dünyaya dağılımlı ve daha çabuk gelişimli olmasına ve böylelikle yine de kendisine ve tüm insanlara faydalı olmasına neden olur.
Bu anlamda
Resimlerde
Türkçeden başka isim olmasın konusuna değinecek olursam:
(Eğer tüm dünya Türkçe anlayabiliyorsa sorun yok)
Örneğin
Bir kaç dil biliyorsunuzdur. Bazen hangi dilde düşündüğünüzü bile fark edemeyebiliyorsunuz. Mutlaka bir anadil olmalı ve o dile saygıdan kullanımda özen göstermeli... Ancak internet ortamında Türkçe bir sitede Türkçesi olmayanlarında dünyasında, yani dünyadayız.
Türkçeyi anadil olarak kullanıyorsak, tümcelerimizi o dile uygun kurmalıyız, kelimelerimizi özenle seçmeliyiz... V.s.
Ancak dünyamızı sadece bu dilin kelimeleriyle sınırlamamalıyız.
Sorunumuz da orada başlıyor, çünkü Türk dili kavramları isimlendirme konusunda biraz fakir bir dil. Bu yüzden dünyası büyük olanlar başka dillerdeki kelimeleri kullanmaktadır.
Buna göre en doğrusu, yabancı kelimeye uygun yeni kelime türetmek ve yine de ufkumuzu geniş tutmak olmalı.
Ufak bir ekleme yapmalıyım.
Şu yazımda mümkün olduğunca Türkçe kelime kullanmayı özen gösterdim, ama her zaman olduğu gibi başarılı olamıyorum.
Fakat siz sonuçta beni anladıysanız; bunu sadece Türkçe kelimeler olmadan da yapabildiniz demektir.
Sevgi ve Saygılarımla,

Tarih: 20 Ağustos 2006, 02:14 - İp: 88.***.**2.18
dergedizer
dergedizer (üye)
Kocaeli / Meraklı

Yorumlarıyla katılan üyelerin ilgisi memnun edici. Ancak memnun bırakmayan bir tarafı varsa , o da önyargı ve tutumlarla yazmış olmaları. Ayrıca bazı yorumlayıcılar, kendilerinden bir şey katmamışlar. Buna üzüldüm. Kanaatimce daha farklı özgün düşüncelerin olması gerekirdi. Neredeyse hep bir ağızdan yapılmış yorumlara rastladım.

Üzerinde çalıştığımla birlikte 6 adet yabancı dil bilmekteyim.
Düşünce dünyamı daha fazla geliştirdiğine inanarak, anadil olarak Türkçeyi kullanmamaktayım. Doğal olarak düşünürken hangi dil de düşündüğümü de çoğunlukla ayırt edememekteyim. Ancak yazılarımda farklı dilerin tümce yapısının örgelerini yansıtmaktayım. (Türkçe anlatım gücü üzerine yorum yapanlara bildirilmektedir)

Açtığım forumun daha anlaşabilir olması için ek bir yazı gönderiyorum.

 

Tarih: 24 Eylül 2006, 19:03 - İp: 88.***.**4.69
dergedizer
dergedizer (üye)
Kocaeli / Meraklı

Kurtuluş Savaşındaki zaferin belgesi Lozan Anlaşmasında sağlanan Türkiye Cumhuriyetidir. Türkiye Cumhuriyetinin varlığının temellerinin en önemlisi ise Türkçe’dir. Kurtuluş Savaşı-Lozan Anlaşması-Türkiye Cumhuriyeti ögeleri Osmanlı Devleti-Mondros Mütarekesi–Batılı güçlerin Anadolu’ya yerleşmesi ögelerinin üstündedir. Yukarıda saydığım Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı Osmanlı Devleti ve mağlubiyetini feshetmiştir. Bu durumda Osmanlı Devleti işlemediği gibi Osmanlıca da işlememektedir. Dolayısıyla içerisinde barındırdığı Arapça ve Farsça da işlememektedir. Artık Türkiye Cumhuriyeti’mizin temelinde yer alan Türkçe Osmanlı Devleti’nin Osmanlıca’sından daha gelişmiş olmak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinden birisi olan Türkçe, tüm yabancı dildeki kelimeler terk edilerek, özgün bir dil olarak geliştirilmelidir. Türkçe’nin özgün varlığı Türkiye Cumhuriyetimizin varlığını yansıtan en önemli değerdir. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir biriminde yabancı bir güç bulunmadığı gibi, Türkçe bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin dilidir ve içerisinde yabancı dilden olan bir kelimeyi barındırmamalıdır. Buna göre, içerisinde yabancı dilden kelime barındıran dillerin hemen de bir başka devlete bağımlı olduğu söylenemez. Açıklama getirmek gerekirse; Osmanlı Devleti de dilinde barındırdığı Arapça ve Farsça kelimeleri ile ne Arap devletlerine ne de başka bir devlete bağımlıydı. Onun bağımlılığı kültürel bir bağımlılıktı. Ama bu kültürel bağımlılık, ayrıca yorum getirmekle birlikte büyük bir devlet olmanın yapı taşlarındandır. Türkiye Cumhuriyeti sözü edilen böyle bir kültürel bağımlılığı bir bağımlılık olarak değerlendirmeyip bulunduğu coğrafya üzerinde Osmanlı Devletinden miras aldığı büyük devlet olma özelliği ile sürdürmesinde bir sakınca yoktur. Bu durumu kültürel bağımlılıktan ziyade hem tarihteki Osmanlı Devleti ile hem de tarihte onun topraklarında bulunan devletlerle, aynı zamanda komşularıyla kurulan dostane ilişkiler olarak değerlendirmek gerekir. Ancak Türkiye Cumhuriyetinin temel aldığı değer Cumhuriyetinin varlığının bağımsızlığı gibi Türkçenin de bağımsızlığıdır. Özellikle de Kurtuluş Savaşında İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunanlılara, Ermenilere ve arkasındaki güçlere karşı kazandığımız zafer sonucunda bu ülkelerin dillerinden olan kelimelerin Türkçeye yerleşmemesi gerekmektedir. Böylelikle Türkçemizi özgün haliyle kullanırken bu yabancı ülkelere karşı olan Kurtuluş Savaşı idrakımızı da geliştirmiş oluruz.
Ne yazık ki günümüzde özellikle de İngilizceden kelimeler Türkçemize yerleşmiştir. Kutuluş Savaşının bilincini zedeleyecek böyle bir tutumla henüz Cumhuriyetin ilk yıllarında da karşılaşmıştık. O dönemlerde de birçok Fransızca kelime yerleşmekteydi. Türkçemize yerleşen Fransızca ve İngilizce kelimelerin gereksinimi bu batılı toplumlarla olan bilimsel ve kültürel yaklaşımlarımıza bağlıdır. Günümüzde gelişen teknoloji veya benzeri kavramlar o teknolojinin ithal edilmesi gibi ithal edilmektedir. Türk toplumunun kendi ülkesinde bulunmayan bir ürünü ithal etmesi gerekiyorsa, ülke ve toplum menfaatine yararlı olacak ise yapılmalıdır. Olanaklıysa o ithal ürün sonuçta ülkemizde üretilmelidir. Burada sözü edilen ithal ürününün teknolojisi, kendi teknolojimiz ve üretimimiz olmadığı halde taklit edilebilinir olmasıdır. Türkiye’de üretilen böyle bir taklit ürünü, Türk Toplumuna bağımsız bir ülke olma özelliğini güdüleyebilir. Bunun gibi, herhangi bir sebeple Türkçemize ithal edilen yabancı bir kelime, Türkçe kelime oluşumlarının temellerine dayanılarak, türkçeleştirilmelidir.

 

Tarih: 24 Eylül 2006, 19:04 - İp: 88.***.**4.69
dergedizer
dergedizer (üye)
Kocaeli / Meraklı

Kurtuluş Savaşındaki zaferin belgesi Lozan Anlaşmasında sağlanan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyetinin varlığının temellerinin en önemlisi ise Türkçe’dir. Kurtuluş Savaşı-Lozan Anlaşması-Türkiye Cumhuriyeti ögeleri Osmanlı Devleti-Mondros Mütarekesi–Batılı güçlerin Anadolu’ya yerleşmesi ögelerinin üstündedir.

Yukarıda saydığım Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı Osmanlı Devleti ve mağlubiyetini feshetmiştir. Bu durumda Osmanlı Devleti işlemediği gibi Osmanlıca da önemini kaybetmiştir, işlememektedir. Dolayısıyla içerisinde barındırdığı Arapça ve Farsça da etkisini kaybetmiştir, işlememektedir.

Artık Türkiye Cumhuriyeti’mizin temelinde yer alan Türkçe Osmanlı Devleti’nin Osmanlıca’sından daha gelişmiş olmak zorundadır. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir Türkçesi olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinden birisi olan Türkçe, tüm yabancı dildeki kelimeler terk edilerek, özgün bir dil olarak geliştirilmelidir.

Türkçe’nin özgün varlığı Türkiye Cumhuriyeti’mizin varlığını yansıtan en önemli değerdir. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir biriminde yabancı bir güç bulunmadığı gibi, Türkçe bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin dilidir ve içerisinde yabancı dilden olan bir kelimeyi barındırmamalıdır.

Buna göre, içerisinde yabancı dilden kelime barındıran dillerin hemen bir başka devlete bağımlı olduğu söylenemez. Açıklama getirmek gerekirse; Osmanlı Devleti de dilinde barındırdığı Arapça ve Farsça kelimeleri ile ne Arap Devletlerine ne de başka bir devlete bağımlıydı. Onun bağımlılığı kültürel bir bağımlılıktı. Ama bu kültürel bağımlılık, ayrıca yorum getirmekle birlikte büyük bir devlet olmanın yapı taşlarındandır.

Türkiye Cumhuriyeti sözü edilen böyle bir kültürel bağımlılığı bir bağımlılık olarak değerlendirmeyip bulunduğu coğrafya üzerinde Osmanlı Devleti’nden miras aldığı büyük devlet olma özelliği ile sürdürmesinde bir sakınca yoktur. Bu durumu kültürel bağımlılıktan ziyade hem tarihteki Osmanlı Devleti ile hem de tarihte onun topraklarında bulunan devletlerle, aynı zamanda komşularıyla kurulan dostane ilişkiler olarak değerlendirmek gerekir.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel aldığı değer Cumhuriyetinin varlığının bağımsızlığı gibi Türkçenin de bağımsızlığıdır.

Özellikle de Kurtuluş Savaşında İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunanlılara, Ermenilere ve arkasındaki güçlere karşı kazandığımız zafer sonucunda bu ülkelerin dillerinden olan kelimelerin Türkçeye yerleşmemesi gerekmektedir. Böylelikle Türkçemizi özgün haliyle kullanırken bu yabancı ülkelere karşı olan Kurtuluş Savaşı idrakımızı da geliştirmiş oluruz.

Ne yazık ki günümüzde özellikle de İngilizceden kelimeler Türkçemize yerleşmiştir. Kutuluş Savaşının bilincini zedeleyecek böyle bir tutumla henüz Cumhuriyetin ilk yıllarında da karşılaşmıştık. O dönemlerde de birçok Fransızca kelime yerleşmekteydi. Türkçemize yerleşen Fransızca ve İngilizce kelimelerin gereksinimi bu batılı toplumlarla olan bilimsel ve kültürel yaklaşımlarımıza bağlıdır. Günümüzde gelişen teknoloji veya benzeri kavramlar o teknolojinin ithal edilmesi gibi ithal edilmektedir.

Türk toplumunun kendi ülkesinde bulunmayan bir ürünü ithal etmesi gerekiyorsa, ülke ve toplum menfaatine yararlı olacak ise yapılmalıdır.

Olanaklıysa o ithal ürün sonuçta ülkemizde üretilmelidir. Burada sözü edilen ithal ürününün teknolojisi, kendi teknolojimiz ve üretimimiz olmadığı halde taklit edilebilinir olmasıdır.
Türkiye’de üretilen böyle bir taklit ürünü, Türk Toplumuna bağımsız bir ülke olma özelliğini güdüleyebilir. Bunun gibi, herhangi bir sebeple Türkçemize ithal edilen yabancı bir kelime, Türkçe kelime oluşumlarının temellerine dayanılarak, türkçeleştirilmelidir.

 

Tarih: 24 Eylül 2006, 19:13 - İp: 88.***.**9.112
ariktekin
ariktekin (üye)
İstanbul / Meraklı

Yazdıklarınıza katılmam genel olarak mümkün değil. Hele yazınızda söz ettiğiniz bir iki hususa katılmam hiç mümkün değil.
Yazınızın bir yerinde "(Eğer tüm dünya Türkçe anlayabiliyorsa sorun yok)" demişsiniz. Bu tezinize karşılık sadece küçük bir örnekle cevap veriyorum. Aşağıda gördüğünüz bir web sayfasından alınmıştır. Bu benim üye olduğum başka bir fotograf paylaşım sitesi. Ve benim bir fotoğrafımın yorum sayfası. YORUMU SİZE BIRAKIYORUM.

 

Tarih: 24 Eylül 2006, 22:12 - İp: 81.***.**8.39
ariktekin
ariktekin (üye)
İstanbul / Meraklı

İkinci husus da; yine yazınızdan alıntı bir cümle"Ancak internet ortamında Türkçe bir sitede Türkçesi olmayanlarında dünyasında, yani dünyadayız."
Yani internet ortamının ortak bir dili mi var? Aşağıda bir önceki cevabım gibi yine web ortamından alınmış sadece 2 örnek vereceğim.
ARAPÇA



TİBETÇE



bunun gibi, hatta henüz hayatta olduğunu bilmediğiniz dillerde yazılmış milyonlarca web sayfası bulmanız mümkün.
Allahın ARABI, TİBETLİSİ aman bu web dünyasıdır, ana dilimizi boşverin Amerikan İngilizcesi veya İngiltere İngilizcesi yazalım dememiş.
Saygılarımla,
Sinan

#ariktekin' tarafyndan 24.09.2006 22:26:14 tarihinde düzenlendi.

 

Tarih: 24 Eylül 2006, 22:24 - İp: 81.***.**8.39