Kandil

alınmam ama hassas konudur inanç, fazla oynamamak lazım. o yüzden polemiğe girmedim ama madem öyle, burdayım
@makara, görmediğin şeye inanmam diyosan,seninle kandili değil, daha derini tartışmalı
sağlam olduğunu da şöyle açıklıyorum, bireysel olarak, bir kişinin söylediğini "fetva" kabul etmem,doğruluğundan emin olana kadar, araştırırım.
Din bilgini olmadığımdan, kaynağını unuttum sadece ama bulurum sizin için, canınız sağolsun

rokomet, sana öncelikle burada çok özel ve değerli bir konu konuştuğumuzu ve bunu yaparken hitap ve yazılarımıza her zamankinden daha fazla özen göstermemiz gerektiğini hatırlatmak isterim kardeşim.

Sorunun cevabı zaten yukarıdaki yazımda var. Demişim ki ''KUR'AN da yada peygamberimizin sünnetinde olması lazım''.. Aslını sorarsan bu yazıma rağmen böyle bir soru sorman şaşırttı beni. Zannedersem peygamberimizin sünnetinin ne demek olduğunu bir an toparlayayamadığın için sordun. Umarım şimdi anlaşılmıştır.. Anladıysan eğer şimdi kadir gecesi dışındaki geceler için KUR'AN dan yada peygamberimizin sünnetinden sapasağlam bir delil bul arzu edersen. Bunu benim için değil kendin için yap lütfen..

Not: İyi niyetle yapılan her dua, ALLAH a her yakarış iyidir. Önemli olan niyettir. Kadir gecesi dışındaki gecelerin sağlam delilleri olmadığı için ''DİN'' değildir sadece.. Yani kutlama yada o gece dua etmek gibi bir yükümlülüğümüz yoktur. Çünkü ne KUR'AN da geçiyordur ne de peygamberimiz yaşarken öyle bir günü kutlamıştır.. Ama kutlayan kutlar, iyi niyetle yapılan herşey iyidir..

öncelikle, daha önce söylediğim şeyi düzelteyim. Allah'ın bildirdiğini söylemiştim ama Hadis'miş,
"Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423)
-----------------------
ve diğer kaynaklar :


Peygamberimiz (a.s.m)'ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var

"Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) "[İbn-i Asâkir]

İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: "Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O'nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O'nu hiç oruç tutmayacak zannederdik." buyurmuştur. (Müslim)


(Bu hikaye de beni çok etkilemişti) :

"Kâbe'yi tavaf ederken, yanık sesle Allahü teâlâya dua eden bir kimsenin sesini işittik. Babam bunu çağırmamı emretti. Güzel yüzlü, temiz bir kimseydi. Ancak sağ tarafı felç olmuş, kurumuş, hareketsiz idi. Ona, "Sen kimsin, durumun ne böyle?" dedim. O kimse dedi ki:
"Adım Menazil... Ben çalgı çalmak, şarkı söylemekle şöhret salmış, Arabistan'ın ünlülerinden bir gençtim. Hep nefsin arzuları peşinde koştum. Receb ve Şaban aylarında bile, bu günahlara devam ederdim. Salih babam, beni bu günahlardan kurtarmaya çalıştı. Bana, "Allahü Teâlânın azabı şiddetlidir, bir anda kahredebilir. Kötü arkadaşlardan vazgeç, bu kötü işleri bırak! Melekler ve bu aylar senden şikâyet ediyorlar"dedi. Nasihate hiç tahammülüm yoktu. Babamın üzerine yürüyüp, döverek susturdum. Üzüntülü ve kırık kalble, "Bu aylarda oruç tutup, geceleri ibadet ediyorum. Beytullah'a gidip şerrinden korunmak için, Allahü teâlâdan yardım dileyeceğim"dedi. Bir hafta oruç tutup, Kâbe'ye giderek, "Ey Rabbim, mazlumların âhını yerde bırakmazsın. Bu ayda, bu mübarek yerlerde yapılan duaları red etmezsin. Hakkımı oğlumdan al, onu felç et!� diye dua etti. Henüz duası bitmeden sağ tarafım felç oldu. Beni gören, "Baba bedduasına uğramış kişi" derdi.
Hz. Hüseyin, "Baban bu hâline ne dedi?" buyurdu. O genç, "Babamdan özür diledim. Onun da babalık şefkati galip gelerek beni bağışladı. Beddua ettiği yerde, bu sefer şifa bulmam için hayır dua etmek üzere deve ile gelirken, devenin ürkmesi ile babam düşüp öldü. Şimdi çaresizim." diyor. Hz. Ali bu felçli gence dua ediyor, Receb'de yaptığı bu dua bereketiyle de Hak teâlâ ona şifa ihsan ediyor. (Hz.Hüseyin R.A )"

(Dini bilgilerin birçoğunun da, Peygamber'imizin ilan ettiği 4 büyük halife, ehlibeyt'i ve O'nun ashabının rivayetleriyle bizlere ulaştığını unutmazsak, sanırım bunlar yeterli kaynak olur bize.
ama maalesef, bırakın hadisleri, Kur'an dan başka kaynak kabul etmeyen, üstelik o mukaddes kaynağı da , işine geldiği gibi anlayan (hatta anlamayan) ,yorumlayan insanlar da var.
bu yüzden kusura bakamayın, katılamaycağım size @mgirgin...

Biraz uzun bir video ama baştan sona izlemekte fayda var. Lütfen TIKLAYIN!



#mgirgin' tarafından 27.06.2009 20:48:24 tarihinde düzenlendi.

maalesef izleyemedim video'yu , balantıda sorun oluştu sanırım. nedense bu sitede hep bunu yaşıyorum.
ama siz de, Sn. Mustafa İslamoğlu'nun engin bilgilerinden faydalanıyorsanız , ortak nokta bulmamamız mümkün değil.
Yalnız sorun şu ki; söylediklerinizi, bilgi paylaşmak için değil de, muhalefet olsun diye söyler gibi bir üslubunuz var. belki bu yüzden yanlış anlaşılıyorsunuz.

Özetleyeyim designwish, video'nun sonunda diyor ki ''Sizi uyarmam, sizi bu konularda bilgilendirmem, size muhalefet etme arzumdan kaynaklanmıyor. Halif turaf diye bir mantığım yok yani. Karşı çık tanınırsın, muhalefet et meşhur olursun gibi bir şeyim yok. Bir tek arzum var, bir tek isteğim var, bir tek talebim var, gücümün yettiğince düzeltmeye çalışmak.''

Başında ve muhtelif yerlerinde de''Bilmediğin şeyin ardına düşme. Bildiğin şeyin ardına düş. Ardına düştüğün şeyi iyi bil. İyi bil ki, kulak, göz ve gönül, Ardına düştüğün şeylerin hepsinden sorumludur. Yani adam cavur olacaksa bile bir delile göre cavur olsun. Hakikatin ardına düşen de düştüğü hakikatin delilini iyi bilsin. Ölen de yaşayan da bilerek ölsün ve yaşasın.. Cahil dindar olmasın, ilmi dindar olsun ki ALLAH'la kandırılmasın. Cahilin dindarlığı arttıkça sapması da artar ALLAH rızası için ALLAH'ın yoluna taş koyar ALLAH rızası için ALLAH'ın razı geldiklerine çelme takar ALLAH rızası için ALLAH'ın razı olmadığı işler yapar( iftira,yalan vs.) '' diyor..

Mustafa İslamoğlunden ziyade pek çok ilim adamını takip ediyorum. Acaba siz hangi ilim adamlarını beğeniyor ve takip ediyorsunuz? Bu arada adınız neydi?





#mgirgin' tarafından 27.06.2009 22:58:24 tarihinde düzenlendi.

olayı öyle bir noktaya getirdiniz ki, kandil mübareklemekle ,çok yanlış birşey yaptığımı düşüneceğim nerdeyse.
eğer gerçekten, gücünüzün yettiğince düzeltmek gibi bir arzu içindeyseniz, bu Zekeriya Yılmaz tadında olmamalı üstelik etrafta onca hurafe ,onca düzeltilecek şey varken...
bana kısaca "desi" diyor arkadaşlar, siz de öyle diyebilirsiniz.
ben fıkıh ilmi olan biri değilim, sadece ilim öğrencisiyim. bunu da, Mustafa İslamoğlu başta olmak üzere, güvendiğim isimler olan, M.Emin Yıldırım 'la, Ömer Döngeloğlu'yla, Nurettin yıldız'la tatlandırıyorum. gücüm yettiğince öğrenmeye çalışıyorum.

Öğrenme ve öğretmek güzeldir
Buarada bir tartışma havası oluşsa da güzel bir bilgi akışı oldu.
Herkese Saygılar

t.y, biz de o yüzden tartışıyoruz zaten ,bilgi akışı olsun diye ama akıntı aldı başını gitti
teşekkürler..

Desi hanım diyim mi? Desi, eminim kendi açınızdan haklısınız. Önyargıları yıkmak, insanların ve toplumun alışılageldiği şeyleri değiştirmek zordur. Onlara aykırı gelen doğruyu konuştuğunuz her kelimenin ardında kötü niyet aranır. Hele ki konuşulan şey din ise..

İyi niyetle yapılan şeyler iyidir. Rabbimiz bizim niyetlerimize bakar. Tek kutlu gecenin kadir gecesi olduğunu bilmek ve diğerlerinin adet olduğunu bilmekten bize zarar gelmez. Doğrudan kimseye zarar gelmez.. Öyle değil mi?

#mgirgin' tarafından 27.06.2009 23:28:13 tarihinde düzenlendi.