Kader

tabir-i hiç uygun olur mu ama şöyle bir örnek verebilirim. benim daha önce izlediğim senin ise hiç izlemediğin bir filmi izlemek için sinemada olduğumuzu farzet. ben filmin hangi sahnesinde ne olacağını biliyorum ama sen heyecanla izliyorsun. gıcıklık edip filmin sonunu anlatmadığım sürece sorun yok değil mi Arifcim

aynen abi, o zaman filmin ne anlamı kalırdı.

o yüzden heyecanını kaçırmadan yaşam denen filmin tadını çıkarmaya bak

şu sıra çok moda olan bi laf varya..

"eşyanın tabiatı"

işte odur kader...
kendi kafana kurşun sıkmak kaderin değil seçimindir, tercihindir, özgürlüğündür, iradendir..

ama kafana kurşun sıkınca öleceğin kaderindir..
ha ölmezde şans eseri yaralı kurtulup sürünürsen oda kaderindir..

eşyanın tabiyatına aykırı derlerya.. işte oda kısmet oluyor.. kısmetten öteye kuş uçmazda denilebilir..

bide kısmetime elini soktu diye bi tabir vardır.. oda yağlı güreşlerde yenilen pehlivanın sığındığı bir çaresizlik halidir.. işin doğrusu onunda asıl adı kısbettir..
birde gıybet vardır.. hatta gayb diyede bişi vardır.. diğer taraftan kayıp vardır.. yeterince kafanız karıştıysa üstüne tüy dikme baabında birde marduk varmış.. bi çarpınca bide duvar çarpıyomuş..

abi sen ölmedin mi daha helva dağıtacaktık

hangi yoldan gittiğin senin kaderin. her yol yaradan tarafından biliniyor. yani yaradan kaderinin ne olacağını zaten biliyor, sen de senin için zaten belli olan kadarlerden herhangi birini sen seçiyorsun, zaten bilinen ama çok yolu olan kaderini sen belirliyorsun. kader olayı da böylece çözülmüş oluyor. kısmet!


işte buna imzamı atarım
kaderimi ben belirlerim.
allah sadece istisna kullarına, istisna durumlarda müdahele eder, onun gideceği yolu değiştirir.
allah'ın terketmediği ve müdahele ettiği bir kulu olmak isterim her zaman

Bakalım kutsal bilgi kaynağımızda bu kelime için ne yazılmış.. (ekşisözlük)
------------------------

bir filminde `james caan "kader tatmin etmemiş olan adalettir" der.

istatistik ve olasılık bilmeyenlerin tesellisi..

emel muftuoglu'nun son cikis parcasi, saniyorum sezen'e aid

derler ki kader karsimiza cikan ayrim yollariymis. ve bu ayrim yollarindan onumuze dogdugumuzdan itibaren cikmaya baslar ve yolumuzu biz secermisiz. sonra hayatimizin sonunda bakmisiz ki 9567435897548212368943 tane ayrim noktasindan gecmisiz. ozaman bende buna kader degil bilinc dermisim.

bazilari da der ki kader sadece hayatinizin buyuk olaylaridir. yani kiminle evlenceginiz falan...

kader okunmamis bir kitap gibidir.herkesin kendi kitabi vardir.herbir yeni sayfada ne olcak belli degildir.hayatin gidisi o sayfalarda yazilidir.bu kitapların tek yazari vardir ondan baskasi bilmez hikayenizi.

başımızdan kötü bir olay geçtiğinde, bir başarısızlık yaşadığımızda, sevgiliden ayrıldığımızda, " aslında hayatın akışı insanın elinde değildir" manasına geldiği için ezikçe sığındığımız kelime. örnek: "kader! elden ne gelir ki..."

onumuzde bi yol varsa ve patikalardan yada herhangi bi yerden gecip sadece ilerlemek bizim elimizdeyse kader diye biseyden konusmanin zaten anlami olmaz, cunku reverse position'i yok bi sekilde. insanlarin on parmagi vardir demek gibi falan. ama yok bu yola kader diyeceksek zaten o patikalardan gecmeden onlarin nerde oldugunu kroki dahi gormeden biliyoruz demektir, ki bu da olanaksiz. cunku yolu bilseydik zaten ilerlemezdik.

rokomet çözmüş olayı. hatta çözdükten sonra geri bağlamış, daha karmaşık hale getirmiş.

ben burdan kendisine kaderin tahmin edilebilirliği hakkında bir soru sormak istiyorum? severek takip ediyoruz.

kaderimi takip ediyorsun onu anlamadım..

takip takip nereye kadar..
muhitine geldiğinde eve çağırırsa o zaman görürüm ben delikanlıyı