Glnksl Türk Eğitim Sistemi/yrtcılık

Kofi haklısın.Hemde son derece.

bir analiz de benden olsun harmanci hocam:

analiz:
yeni eğitim-öğretim sistemi eski öğretmen merkezli durağan halinden çıkıp,

öğrenci merkezli,

öğretmenin daha pasif olduğu,

öğrencinin doğrudan eğitimin içinde olduğu
araştırdığı,
sorguladığı,
bilimsel çalışmalar yaptığı,
bu çalışmaları sınıfa sunduğu,
derslere ait konuları grup halinde veya ferdi olarak hazırlayıp güzel bir sunumla sınıfa aktardığı
vs.
vs.
vs.
bir sistem olacaktır...

bu kitaplarda yazar...fazlası da var da üşenirsiniz okumaya diye kısa geçtim...

pratikte ise bunlar uygulanmaz/uygulanamaz...

bir kere bu sistem en fazla 20-24 kişilik ideal sınıf mevcutları içindir...

mevcudu 40-50 hatta 70'i bulan sınıflarda bu sistem rüya tabiri gibi kalıyor....

okulun fen labaratuvarı,

Bilişim teknolojileri labaratuvarı,

kütüphanesi,

okuma odası,

uygulama salonu,

geniş bir oyun bahçesi de şarttır...

ayrıca bunların günümüze göre yenilenmiş,eksiksiz ve çalışır, kullanılabilir mevcuda yeter halde olmalıdır...

peki bizde nasıl....

labaratuvar vardır öğretmeni yoktur,atanması yapılmamıştır..

öğretmen vardır,labaratuar yoktur...

her ikisi vardır,malzemeler ve araç gereçler eskimiş ve tedavülden kalkmıştır,işlevini yitirmiştir...yenisini alacak para müdür de yoktur...veliden isterseniz üstüne dayak yemediğiniz kalır...

bütün bunlara rağmen...

öğretmen pasif durumundan sıyrılır,süpermen gibi pasifize giysisini çıkarıp süper öğretmen giysisini giyer merkez de olur,tamamen kendi gayreti ile eldeki imkanları sonuna kadar değerlendirir,yetmezse cebinden takviye eder,eğitim öğretimi sürdürür....

bu eğitim sorunları saymakla bitmeyecek. bir öğretmenin yaşadıklarına öğretmen çocuğu olarak bizzat yakinen şahit oldum hayatım boyunca. ama görmekle yaşamak birbirinden farklıdır. halkımız dışını geliştirmekten ziyade içini geliştirmeye özen gösterseydi daha farklı bir seviyede olabilirdik

keşke dışını da adam gibi geliştirseye ona razıyız...

Analiz 3:

Bilgisayar Destekli Eğitim

Bilgisayar destekli eğitim denince aklımıza ''vaay bee,bizim zamanımızda bilgisayar mı vardı,şimdi köylerdeki okullarda bile var'' geliverir.
Konuyla ilgili anektodlara parmak basalım.
Bu analizimizde tümevarım yöntemi ugulayacağız.
Gerçekten de en ücra köylerdeki okullarda bile bilgisayar(DeLL marka),yazıcı ve tarayıcı mevcuttur.
Ancak ülke altyapısında geniş problemler olduğundan kullanım alanı kısıtlıdır.Bir iki evrak çıkarmak dışında bir halta yaramaz.
Bilgisayar destekli eğitim yapılan köylerden birinde elektrik tesisatı unutulduğundan yahut üfürsen düşecek derecede dandik birkaç elektirik direğiyle bu ihtiyaç sağlandığından bu teknolojik aletler çalışmaz haliyle.
Bu bakımdan özellikle kış aylarında 'cereyanlar gittiğinden' makineyi takacak priz bulamazsınız.'Acaba?' dersiniz,sonra vazgeçersiniz aklınıza ilk gelen yerden...
İman gücüyle de çalışmayacağına göre koy kenara süs eşyası dantellisinden.
Elektirik harici diğer problem de internettir.Çevirmeli bağlantıya zorlarsınız,olmaz.
Hadi oldu diyelim,maaşa kıyup aylık ADSL ödediniz.
Projeksiyon olmadığından yine bir halta yaramaz.
Kişisel anlamda NF dostu olmak için kullanılabilir.
Örnek olay1: E-okul sistemine geçen devletlümüz öğrenci notlarının E-okul'a işlenmesini istemektedir.Köyde elektirikler gitmiştir.Zaten ADSL'de yoktur.Hava kar,kış.En yakın yerleşim birimi 40km,araba yok.Gidemezsiniz ''Eeee-okuluna da notuna da....'' diye süregiden cümleler sonunda notlar girilmez.
Ertesi hafta amir çağırır,patlatır eline sarı zarfı.Geçmiş ola.

Büyükşehirlere gelelim.
Koskoca okulda 4 tane koskoca Bilgi Teknoloji Sınıfı.Projeksiyonunda tut,tepegözüne ne ararsan var.Tam donanımlı.
Çocuklara Bilgisayar dersi seçtirilir.
Bilgisayar öğretmeni yok.
''Müdürüm ben gireyim derse,iyidir teknik bilgim.''
''Hocam PC formasyonun var mı?''
''Yok''
''O zaman siz Spor Etkinlikleri dersini seçin''

Bilgi teknoloji sınıfları atıl vaziyette durur,yine bir halta yaramaz.


Analizlerimiz yapılırken bardağın boş tarafından bakılmaktadır ki doluyu görüp kendimizi kandırmayalım.Boşlukları dolduralım.
Safları sıklaştıralım.

Saygılar...

Öğrenci merkezli eğitim sisteminde her türlü şekilde okumayı ve çalışmayı seven çocuk başarılı olur ama ne okumayı ne de çalışmayı sevmeyen çocuk ne yazık ki başarısız olur.
Öğrenci olmaktan hoşlanmayan çocukları çalışmaları için sürekli uyaran tabiri caizse dürtükleyen bir sistem olmak zorundadır.Yâni ev ödevi verilemli ve bu ödevin arkası takip edilmelidir bana göre.Lâkin Türkiye'nin kalabalık sınıflarında eğitim veren öğretmenler için de çok zordur verilen ödevi takip etmek.

Ve son söz şartlar zor, yollar çetin olsa da Türkiye'nin ve çocuklarımızın geleceği için herkes elini taşın altına sokmalıdır.

Ben baktım taşın altına,akrep çıktı

O akrep te nedense orta karar zenginlerin cebinden çıkar.

analiz...

köy yerinde öğretmensinizdir....

lojman olmadığından ilçede oturup git-gel yaparsınız...kar-kış,yol kapandı gibi bir bahane lüksünüzde yoktur...

köy çocuklarını merkezdekilerden geri bırakmamak için her türlü alicengiz oyunlarını yaparsınız... bir kırtasiyeye gidersiniz...adam kaale almaz çünkü köy okulusunuz kar marjınız düşüktür...yalvar yakar adamdan bişeyler koparır okula kadar minibüsüyle getirisiniz hatta süper bir pazarlık yaparak sabi çocuklara en az masrafı çıkarmak için kenidiniz yırtarsınız...çocuklar farklı ders araç gereçleri,dergilerr,kitaplar,test yaprakları görmenin mutluluğunu yaşar sizde mesleki mutluluğu....

merkezi okullarda ne varsa aynısı köy okulunada taşımak için çabalarsınız hatta başarırsınız...öğrenicleriniz sene sonunda yatılı okullar vs kazanmıştır şehirdekilere inat...siz yine mutlusunuzdur...

köylü vatandaş gelir elinizi tutar sevinir,dua eder,siz yine mutlusunuzdur...

müfettiş gelir....

ölçer biçer,arar bulur bişeyler...sorar çocuklara dolambaçlı soruları...dolambaçlı olsun ki çocuk şaşırsın öğretmene fırça atmak için elinde sağlam koz olsun..çünkü köy okulundan başarı beklenmez ne haddimize...

yinede fazla bir eksik bulamaz...siz yine mutlusunuz....

tam teftiş bitecektir ki o soru gelir:

-sevgili öğretmenim,bu çocuklara namaz kılmayı öğretttin mi?

- yoo ,öğretmedim,niyeki ne?

-aaa ! oldu mu şimdi sayın hocam....

- sayın müfettişim ,müfredatta sadece namaz sureleri var,kılınması yok,müfredat dışı iş yapmak var mı?

-Aa hiç olmadı.....hiç olmadı...hiç olmadı....(kapı dannnn diye çarpılır) siz mutlu değilsiniz artık....



köyde her bişeyiniz tamdır,eksik yok gibidir,şehire yakın başarınız vardır,kimin umrunda...

namazı öğretmedin pilin bitti işte...

Namaz benim bildiğim camide öğrenilir, okulda değil.Ama bu hükümet sayesinde daha çok şey göreceğimiz kesin.