Demirel ’ İn En Büyük Kazığı..

bu konuyu biliyordum ama bu kadar derin bilmiyorum aydınlattığın için saol

wayyy be dedim içimden şimdi yapsak tutarmı acaba
izin verirler mi ?
niye izin istiyoruz?
ben istemiyorum mandacılar istiyor.
bizi niye mandacılar yönetiyor?
yine çok soru oldu.
Halk niye para karşılığı özgürlüğünü satıyor?
Oysa dedeleri özgürlük için canını vermişti.
Biz bunları halka niye anlatamıyoruz?
çok soru oluştu yine ergenekoncu olacağız. aman duymasınlar. allahın mandacıları.

3 çocuk yapalım açığı kapatalım diyesim geliyor.. ama şaka yapılacak bir konu da değil... elbet kan ağlayan içimiz bir gün kusacak....

adı erkenekon falan değil... milli mücadele olacak.. belki biz değil çocuklarımız yapacak...

bak yine çocuk konusuna geldim, 3 çocuk iyidir....

Mustafa seni evlendirelim ablacığım.
Ne o ya iki lafından birisi 3 çocuk.

Cinasa söyleyelim de rize'den gelin bulsun bize.Karadeniz kadını 3 değil 10 çocuk bile yapar, banamısın demez

Bize derken, kendini de kattın hemen Mustafa.
Hayırdır bu Mustafalara ne oluyor böyle.
10 çocuğa bakmak kolaymı Mustafa. Yemesi var içmesi var, okulu var.
Var oğlu var.

Vay, bizimoğlan, demek bu yüzden önümüzdeki yaz için ille de Rize diyorsun. Ama eski topraklar yok artık onu baştan söyleyeyim. En fazla 3 çocuk sahibi oluyorlar...
3 İyidir...
---
Konuyu sulandırmak istemem, uygun tarafından yazacak bir şeylerim var ama zamanım yok. Nasipse daha sonra...

O ne cindir bilmezmisin Yasemin.
Mustafa topiğini biraz sulandırdık kusura bakma ablacığım.

Ben işimi bilirim Eniştelerine de iyi bakarlarmış fuji..Birlikte gidelim senle rizeye..Merak etme pansiyona, yeme içmeye para vermeyecez..Karadeniz insanı misafirperverdir de aynı zamanda..Cinasa sor istersen

paluğu pek severik, adanalıyık... laz da olurık... 3 de yaparık, 5 de yaparık...

ilim ilim pilmektir, ilim kendin pilmektir
eğer 3 yapamaysanuz, bu nice oy istemektür ...




konunun sahibi bile sulandı sayenizde, bu ülkede çook göbek havasında siyaset yapacaz , belli, diyorum , dinlemiyorlar, artık başlasın şu "olacak o kadar" ...

fujisever, Levent Kırca ve ekibi, Türkiye turnesindeler. Sizin oralara da uğrarlar herhalde, habu küçük Rize'ye bile geleceklerine göre... Bizimoğlan, bakıyorum da epey araştırma yapmışsın Rize hakkında, tamam kardeşlerim, siz gelin alırız sizlere kırmızı yanaklı yayla kızlarından.
---
Gelelim asıl konuya, biraz anı anlatacağım, öyle kitaplardan, gazetelerden araştırma/ buluşturma yok, sıkıcı olabilir, okumayabilirsiniz. Sürçü lisan edersem affola...


Türki cumhuriyetlere bağımsızlıkları verildikten sonra o diyarlarlardan buralara gelenler sadece Nataşalar değildi elbette. Pek duyulmadılar, haberleri de çıkmadı tv'lerde gazetelerde ama Türki Cumhuriyetlerden gelenler de çoktu...Küçük bir anı; Kazak göçmeni bir dostu vardı babamın, o diyarlardan buralara gelen kimi bulsa babama getirirdi babamın Türk sevdasını bildiği için. Bir gün Doğu Türkistan/Uygur'dan gelen bir adamı getirmiş. Tanışma esnasında babamın soyadını öğrenince "Soyadınız Uygurca, fakat siz bunu nereden aldınız" diye sormuş adam. Babam da "Biz Selçuklu döneminde Anadolu'ya gelip yerleşen Uygur Türklerindeniz." deyince adamcağız sanki yıllar önce kaybettiği kardeşine sarılır gibi sarılmış
babama. Bir düşünün ne kadar aç Türkiye'li kardeşine...
---
Yine babam işi için Türkmenistan'a gidiyor. Ona rehberlik eden Türkmen delikanlı bir seferinde arabada müziğin sesini çok yükseltiyor(İbrahim Tatlıses dinliyormuş) . Babam da "Oğlum, biraz kısabilir misin, ayıp oluyor etrafa" deyince delikanlı da "Abi n'olur bir şey deme, ben ömrüm boyunca bu müzikleri yastığımın altına sakladığım teybimde sessizce dinledim, n'olur bir şey deme" diyor. Düşünün ne kadar aç...
---
Yine babam , bu kez Kazakistan'da, buradaki göçmen arkadaşının bir akrabasının evine misafir oluyor. "Türkiye'den geldin, evimizi onurlandırdın" diye hediyeler veriyorlar.El örgüsü çoraplar, kamçı, yöresel kıyafetler, ve 200 frank. Evet 200 Frank. Babam " Bu ne?" diye soracak oluyor, göçmen arkadaşının kardeşi, "Aman abi sakın bir şey deme, Türkiye'den gelmiş, evlerini onurlandırmışsın, hepsi senin hediyen" diyor... Bir düşünün...
---
Bu kez amcam RTO başkanlığı yaptı uzun zaman. Sık sık Asya ziyareti olurdu Sarp sınır kapısı açıldıktan sonra. Çoğu da resmi idi.(Avrasya feribotu kaçırıldığında da içindeydi ) Neyse konumuza dönelim. Azerbeycan'a, Bakü'ye gitmişti, fakat bu kez resmi olarak değil sivil olarak. Elçibey'in meydan toplantısı(miting) varmış. Toplantı alanında biraz Elçibey'i dinledikten sonra büyük bir karton alıp üzerine de büyük harflerle Rize Ticaret Odası diye yazıp havada tutmuş. Elçibey bunu farkedip toplantı sonrası yanına çağırmış. "Bir süre sohbet ettik Türk birliği üzerine" diyor amcam. Sonrasında Elçibey, " Aliyev'in Bir millet, iki devlet şeklindeki sözlerine fazla güvenmeyin." demiş. "Amerika'dan yönetilir. Hatta sizin Demirel'iniz de öyle. Biz bir süredir Aliyev'i oradan indirme planları yapıyorduk, uygulamaya geçmek
üzereydik ki nasıl öğrendiyse, Demirel bunu Aliyev'e haber verdi,yapamadık"...Yorum yok...
---
Uzun zamandan beridir Asyalı Türkler (Türkiye sevdası ile) Sarp sınır kapısından geçmiyor...Hatta buradan gidenlere de iyi gözle bakılmıyor artık...



#cinascinas' tarafından 02.12.2008 19:28:11 tarihinde düzenlendi.