Fotoğrafçılık Forumları
Çalışmak Lazım Çalışmak,çalışmak...
Az önce elime bir mail ulaştı. İçeriği evirilmiş çevirilmiş, Filistin’deki masumların sorumlusu olan İsrail ve Amerikan markalarına gönderiler şeklinde yöneltilmişti…Mesaj kısaca “Amerikan ve İsrail markalarının kullanımının Filistin insanına sıkılan kurşun olduğu” idi…Arasında hepinizin bildiği Coca Cola’nın da var olduğu yüzlerce marka bulunmakta idi.Mikro ölçek düşünüldüğünde bir doğru söz konusu olabilir ancak işin aslı bu değil elbette…Evet mailde gösterilen fotoğraflar bir vahşeti belgeliyordu.Ama bu vahşetin asıl sorumluları olan bizler ise bulmuş olduğumuz günah keçisinin rahatlığı ile maili olkuyup bizden istendiği gibi mesaj listemizdekilere dağıtıyorduk…Bizler burada internet başında, kahvehane peşinde vesaire boş zaman uğraşları ile zamanımızı katlederken insanlar çalışıyor ve üretiyorlar ve sonucunda kazanıyor ve kurşun olarak da bize Müslümanlara sıkıyorlar.... Bahsi geçen markaları tüketmediğimizi varsayalım; sadece o ürünleri almamış oluruz....Ama bu markalar dünya markaları olduğu için yine yine ve yine satılacak ve yine kurşuna,bombaya dönüştürülecektir.Millet olarak oldukça zeki olmamıza rağmen neden marka oluşturmuyoruz onu sorgulamamız da ayrıca gerekir.Bahsedilen markalara alternatif yeni ürünlerle piyasaya çıktık,ürünün milli oluşunu ileri sürerek kaliteyi göz ardı ettik “Rezil de olsa bizim malımız” mantığı ile pazara sunduk.Neden evet neden birebir taklidini yapmaya çalışıyoruz da daha iyisini yapmayı hayal etmiyoruz o da ayrı bir konu..Kısaca biz tembeliz ve biz tembelliğe devam ettikçe bu kurşunlar zaten birbiri peşisıra savrulacaktır İslam Dünyasına...Atatürk "Tek şeye ihtiyacımız var çalışmak,çalışmak,çalışmak" diye haykırırken Milletimize; İkinci Dünya Savaşında yerlebir olan Almanya ve Japonya tekrar azimle çalışarak birer dünya devi haline geldi...Biz Birinci Dünya Savaşı'nda kurulduk ama hala adam olamadık tek sebebi TEMBELİZ sadece TEMBEL hatta koca bir TEMBEL...Ve bu tembellikle kola içmeyi bırakıp ayran içmeye başlarsak milletçe korkarım sadece ayran içerken vurulanlar diye tarihe geçeceğiz...Asıl düşman okyanus ötesinde veya çevremizde değil maalesef asıl düşman bizim bizzatihi kendimiz…”Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda” derken duygulanır ama akabinde memuru mesai saatlerinde çay kahve muhabbeti yapar; öğretmeni, öğrencileri ders zili ile birlikte sınıftaki yerlerini alırken, öğretmenler odasında kahvenin fincan dibindeki telvesini yalar;doktoru nöbette acildeki hasta ile ilgilenmez; bürokratı üç sene evvel öncesine kadar evinin kirasını düşünürken şimdi yatlarla katlarla haşırneşir;çiftçisi üretime dayalı eli kolu bağlı ucube bir topluluk olmuşuz…
(ki parantez içerisinde yazıyorum saymış olduğum meslek grupları arasında en önemli yeri de öğretmenler almaktadır.Zira bir kurşun bir insanı,atılan bir bomba onlarca belki yüzlerce insanı zayi ederken niyeti bozuk bir öğretmen ise binlerce insanı daha kötüsü gelecek nesilleri de zayi ediyor,anlayacağınız nükleer silahtan hiçbir farkı yok)
Keşke kola içerken ve cips yerken bir de çalışmayı ülkemizi kalkındırmayı düşünse idik… Yazının sonunda kalkınmış bir Türkiye ile Filistin’deki vahşet arasında bağlantı kuramayan dostlarımıza açıklama yapmak gerekir mi diye düşünmüyor da değilim…
''öğretmeni, öğrencileri ders zili ile birlikte sınıftaki yerlerini alırken, öğretmenler odasında kahvenin fincan dibindeki telvesini yalar''
8.yıldayım,5 il ve 6 okulda çalıştım söylediğin gibisini görmedim.
Örnekleri verirken abartmamak gerek...
Sevgili harmancı bayağı uzun bir öğretmenlik yaşamışsınız e emekliliğinize de bir sene filan kalmıştır herhalde.En iyisi yazdıklarımı bir 8 sene daha bekledikten sonra okuyun 8 sene sonra bu konuyu bir daha konuşalım olur mu?
Hayır size değil üslubunuza kızgınım "Örnekleri verirken abartmamak gerek..." karşınızda yaşantısına bile vakıf olmadığınız birine bu üslubunuzda tasarruf yapamıyor olmanız düşündürücü de ayrıca..Sevgiyle kalın....
#konica' tarafından 11.09.2008 13:14:55 tarihinde düzenlendi.
Olmaz.
8yıl yeter de artar bile.
Adını bile duymadığın,çoğu kişinin 2gün bile yaşamaya tahammül edemeyeceği yerlerde çalıştım.
Yaşantın beni ilgilendirmiyor olduğundan vakıf olma gibi bir çabaya gerek yok.
Diyorum ki böyle birşey görmedim.
Emekli olamayız güzel kardeşim,65'ine kadar yaşamak zor.
Kahve fincanın dibindeki telveyi yalamak??
Doğru üslup bu değil mi??
Böyle giderse bu topik kişisel sohbetlerden ileriye gitmez,adını duymadığım binlerce değil yüzbinlerce okul var güzel dostum siz o okulların en tahammül edilemeyecek olanlarında çalışmış bilfiil 8 yılını geçirmiş olabilirsiniz.Ama en tahammül edilmez okullarda çalışmış olmak ve o okul şartlarının sizde bıraktığı izler Türkiye genelinde başka okullarda başka ucubeliklerin yaşanmayacağı anlamına gelmez bakış açınızı neden geniş tutmayı düşünmüyorsunuz bunu çözümleyemedim.Şimdi bir de emeklilik sohbetlerine girmeyelim orada bile ne dediğimi maalesef anlayamamışsınız bunun için de çok üzgünüm.... Kahve fincanının dibindeki telveyi yalamak bir üslup değil bir eylemdir.Ve bunu öğretmenler odasında oturup sohbet ederken yapan kişilere de bundan hoşnut olmasanız bile rastladım. Şimdi anlayabiliyor musunuz durumun vehametini...Yazının bütününü okuyup da ''öğretmeni, öğrencileri ders zili ile birlikte sınıftaki yerlerini alırken, öğretmenler odasında kahvenin fincan dibindeki telvesini yalar'' kısmına takılmış kalmanız ve yazıya dair düşünce üretememeniz de ayrı bir farklılık. Size bu topikte bir yanıt daha vermeyeceğimi bildirmek isterim.Varsa paylaşmak istediğiniz birşey mesajlar kısmını kullanmanızı öneririm...Sevgiyle kalın..
Bu sitede çok gördük böyle '''siz-bizli başlayıp,sözüm ona 'saygı çerçevesinde' süren sonunda da küfürleşmelere varan yazıları.
O yüzden diyorum ki rahat ol.Kasma kendini.'Sevgiyle kalın', 'sevgi,dostluk,iyilik güzellik v.s' kelimelerini aynı anda cümle aralarında 'laf sokmalarla' kullanmaktansa rahat olmak bünyeye daha iyi gelir.
Kızgınım,kızgınlığım 'yalamak' kelimesinden...
Hayvan mı ulan bu 'kahve telvesini yalar' diyorsun.
Bahsettiğin,ne olursa olsun bir öğretmen.
Seni yetiştireninden...
Fazla küçümsüyorsunuz bu ülkeyi ve insanını,bundan kaynaklanıyor problem.
Doktoru bu ülkede tabiri caizse it gibi çalışır.36 saatini hastanede geçiren doktorlar var bu ülkede.
Hemşiresi haftanın 4 günü gece nöbeti tutar.
Öğretmeni çoğu Avrupa ülkesinden fazla saat derse girer.Bir topik vardı Sefer Hoca'nın(lazut) açtığı konuyla ilgili detaylar orada.
Çiftçisi yazın sıcağında her tarafından ter akarak aylarca çalışır.
Polisi gece gündüz itin,uğursuzun peşinden koşar.
Askeri terörist peşine günlerce,aylarca dağlarda yatar kalkar.
Bunları görme,cımbızla seç aralarından sonra bu halka 'tembel' de.
Önce bu ülkeyi ve insanını tanıyın.
Neden hala gelişmekte olan bir ükeyiz? sorusunun cevabı 'Tembeliz de ondan' değildir.
Ucube toplulukmuşuz!!
Hadi ordan
#ege77' tarafından 01.10.2016 23:39:36 tarihinde düzenlendi.
harmanci
İkinci Dünya Savaşında yerlebir olan Almanya ve Japonya tekrar azimle çalışarak birer dünya devi haline geldi...Biz Birinci Dünya Savaşı'nda kurulduk ama hala adam olamadık tek sebebi TEMBELİZ sadece TEMBEL hatta koca bir TEMBEL....
Konunun özellikle bu satılarına "üzülerek" hak verdiğimi belirtmek isterim. Oysa yüce önder hayattayken ne kadar hızlı başlamışız. Sanayileşme, kalkınma adına ne kadar iştahlıymışız.
Yayından fırlamış ok misali hedeflere koşan bir millet..
Ne zaman yüce önder bizi terketmiş, sonraki yıllarda bizlere bir rehavet çökmüş.. Gerek endüstri, gerek sanayi ve her türlü alanda karanlık yıllar yaşamışız.
12 eylül öncesini ve çocukluğumu hatırlıyorum.
Terör ve anarşiyle uğraşmaktan kafasını kaşımaya vakti olmayan bir ülkeydik.. Evlerin duvarlarına yağlı boya anarşist, kominist yazılar.. yazısız ev yoktur nerdeyse.. dev-sol, dev-genç, asala vs vs..
Tüp gaz yoktu.. Metrelerce sıraya girerdik bir tane piknik tüpü için..
çay yok, yağ yok.. bakkalın önünde yine metrelerce yağ sırası..
Fırınlar ekmek çıkaramaz, yetiştiremezdi. Hele pazar günleri ekmek alabilmek, bulabilmek daha bir zordu.
Bizler, kalkınmak ve büyümekle uğraşmayı bırakın, birbirimizle uğraştık.
TÜRK TÜRKÜ YEDİ YILLARCA..
Biz birbirimizi yerken, elin oğlu kalkındı, büyüdü.. japonya, almanya, fransa.. birer sanayi devi oldular.
Bizler, kimimizin nefret ettiği Turgut ÖZAL dan sonra biraz gözümüzü açtık, kıpırdanmaya başladık.
Ama rakipler arayı çooook açmıştı.
Evet maalesef.. Tarihimiz şanlı.. Asil bir milletiz.
Ama sanırım tembellik çok ettik. Son yıllarda her alanda bir kıpırtı göstersek te, fikrimce daha çok, daha çok olmalı..
************************
Öğretmenler konusu:
Konica'nın "öğretmenlerin hepsi kahve telvesi yalar" cinsinden bir genelleme kastettiğini sanmıyorum. Kendisi de eğitmen olan biri öğretmenleri neden genelleme ile aşağılasın ki?
Yazıdaki mecaz anlam "bunu yapan öğretmenler var" demek istiyor fikrimce..
Ama "bunu yapan öğretmenler var" derken, tabii ki hepsi de böyledir demek istememiştir.
Hatta kastedilen, "öğretmenler" değildir. Ulusça, bazılarımızın rehavet içinde olduğudur ve gerçektir.
AMA PİS BİR GERÇEK VAR Kİ...
Her alanda olduğu gibi ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE DAHİL OLMUŞ ŞEREFSİZLER DE MEVCUT..
Daha geçenlerde bir öğretmen yakalandı yine.. Öğrencilerine cinsel taciz.. Evindeki bilgisayarında yüzlerce çocuk pornosu..
İlk mi bu? Hayır değil..
Ve zalim öğretmenler.. Çocuğun kulağını patlatanlar..
Ve sapık doktorlar..
Demek ki GENELLEME ASLA YAPAMAYIZ.
Her mesleğin içinde asaleti, onuruyla çalışan öğretmen ve doktorlarımız yanı sıra, bu mesleğe yakışmayan pis insanlar da var.
Konuyu çok dağıtmayayım farklı yönlere, sözün özü şudur:
Konica arkadaşımızın tüm öğretmenlere genelleme yaptığını sanmıyorum. Yanlış anlaşılma olmuş diyorum.
Harmanci da bir öğretmen, Konica da..
Ve her ikinizin de mesleğini şerefiyle icra eden öğretmenlerimiz olduğunu biliyorum.
Ve bu 2 öğretmenimizin bu topicte barışmasını, yanlış anlaşılan metnin artık konu eilmemesini, sadece başlığın konuşulmasını rica ediyorum.
Konunun asıl maksadı, "rakiplerimiz önde, biz arkada kaldık" gerceğidir.
Hadi.. barışın öğretmenler
#panctom' tarafından 12.09.2008 04:24:22 tarihinde düzenlendi.
O zamanlar yirmidokuzekimde [büyükmarketler yok idi] bakkal,manav, k.yemişçi,kasap vs dükkanını açamazdı,yasaktı..Açanlar da metrisi boylardı..
Soğukoluk vardı,efsuncu macit vardı,akrep sokmaması için,,kalmadı onlarda..
Semtin insanlarının kullandığı dolmuşçular vardı,kalmadı..
Sinemalar vardı localı,devamlı idi matineleri,,kalmadı..
Kalabalık iş saatlerinde sıkışık tren-otobüs gibi içmekanlarda fortçular vardı,,kaldı mı,,hâla var..
Şimdi medyaya allah verdi,bunları tv'ye rahatlıkla çıkarabiliyor..Niye reytink için..
Eskiden terete/bir vardı..Şimdide var ama..
Şimdi kriz var,var ama parası olan öyle bir eğleniyor ki..Kriz bahane.
Not: Eskiden kahvelerde siyaset konuşulmazdı pek,,çünkü kahveci işinden olacaktı maddi-manevi..Müşteri sayısı düşer diye..
Fotoğraf sitesinde de siyaset geyiğinin lafı olmaz,olmamalı..
O işe meraklı olan gider bir blog açar , içini orada döker kanaatindeyim..
- 1
İlgili olabilecek konular
-
Canopus Nhx-e2 Drivers Lazım Yardımcı Olurmusunuz Arkadaşlar
09 Kas. 2022, 11:18 yavuzkayseri
0134709 Kas. 2022, 11:19
yavuzkayseri -
-
Kompakt Kamera Bilgili Kişilerin Bilgisi Lazım
17 Mar. 2019, 14:02 tahakiraz
0206817 Mar. 2019, 14:02
tahakiraz -
Sublimasyon Baskı Fonu Lazım Bardak
10 Nis. 2009, 16:11 kurumali43
2577417 Tem. 2018, 17:58
transfermatik -
Adobe Premiere Ayarları Ve Panellerle Çalışmak
19 Kas. 2017, 16:55 prodersler
0391819 Kas. 2017, 16:55
zbkdygn -
Nude Art Çalışmak İstiyorum Kamera Önerisi
01 Eyl. 2017, 05:24 samiliko
1445405 Eyl. 2017, 17:59
sennamelo -