mechul75
mechul75 (Objektif)
İstanbul / Amatör

2. Habur Rezaleti

KANUNLAR BÖLÜCÜLERİ BAĞLAMIYORMU?

Yüksek Seçim Kurulu'nun 12 bağımsız adayla ilgili kararının geldiği nokta, 9 yıllık AKP düzeninin Türkiye'yi nerelere sürüklediğinin çok çarpıcı bir göstergesi olmuştur. Terör ve ihanetin nereden nereye geldiği, nasıl sonuç aldığı ve bunlarla devam edilmesi halinde bundan sonra ne olacağı, herkesin anlayacağı ve en küçük bir endişeye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmıştır.

YSK Kararının arkasında durmalıydı

Gerek televizyon kanallarında yaptığımız açıklamalarda, gerek bu köşeden yazdığımız yazılarda, YSK kararlarının tartışılmasının ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalıştık. YSK'nın bir karar mercii olduğunu ve açıkladığı iptal kararının arkasında durması gerektiğini, aksi halde bunun terörist ve bölücüleri daha da azdırmaktan başka bir işe yaramayacağını söyledik. Ya böyle bir karar açıklamayacaktı, yada açıkladığı kararın sonuna kadar arkasında duracaktı. Ne yazık ki, endişelerimiz haklı çıktı. YSK kararının arkasında duramadı. "Bu bir veto değil, bir iptal kararıdır" diyen YSK Başkanı, daha sonra "eksik evrakları var" türünden, bizi hayrete düşüren açıklamalar yaparak, kapı araladı.

AKP'nin rolü

YSK Başkanının bu açıklamaları kendi iradesi ile yapmadığı kanaatindeyiz. Zira ağır bir baskı altında kaldığı ortadadır. İptal edilen adaylıkların kendi işine yarayacağını düşünerek, YSK kararına sessiz kalan AKP, aynı sessizliği terör ve bölücülerin Türkiye'nin bir çok şehrini yakıp yıkması karşısında da sürdürdü. En küçük bir meselede bile ağırlık koyan ve meydan okuyan sayın başbakanın böyle hayati bir meselede günlerdir suskun kalması, bütün bu yaşananların altında AKP olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Zira susmak kabullenmektir. Kaldı ki, zaten rol paylaşımı içinde oldukları Sayın Cumhurbaşkanı hemen devreye girmiş ve ağırlık koymuştur. YSK Cumhurbaşkanının yönlendirmeleri ile kararlarını değiştirmek durumunda kalmıştır. Bütün bunlardan sonra söylenen, "kesinlikle kimsenin şiddete başvurmaması lazım. Türkiye'de şiddetle hiçbir şey hallolmaz. Kim şiddete başvurursa kaybeder. Halkta bunu asla tasvip etmez. Onun için herkesin kanunlar ve nizamlar çerçevesi içinde hareket etmesi gerekir. Ayrıca, müracaatlarla ilgili noksan belgeler varmış. Onlar da tamamlandığına göre artık problem olmaması gerekir." Sözleri, aslında bir itiraftır.

Kanun ve nizam!

Ne yazık ki şiddete başvuranlar bir defa daha amaçlarına ulaşmışlardır. "Türkiye'de şiddetle hiç bir şey hallolmaz" sözü havada kalmıştır. Halkın bunu tasvip etmeyeceği, herkesin kanunlar ve nizamlar çerçevesinde hareket etmesi gereği doğrudur. Ancak galiba bu "herkes" tanımlamasının içine bölücü hainler girmiyor. Zira onlar kanunlar ve nizamlara uymamış, kanun ve nizamlar onlara uydurulmuştur. Müracaatla ilgili noksan belgeler ancak bu sayede tamamlanabilmiştir. Diyarbakır Mahkemelerinin vermediği belgeyi, Ankara mahkemelerinin nasıl verdiğinin makul ve mantıklı bir izahını kimse yapamamıştır ve hiçbir zaman da yapamaz.

12 Eylül Anayasası

Bütün bunlar bizi seçimlerle ilgili olarak da büyük endişeye düşürüyor. Bu şartlarda adil ve eşit bir seçimin ne derece mümkün olabilecektir? Zira, devlet ve hükümet baskısına, bölücülerin zaten var olan, ancak bütün bu yaşananlardan sonra daha da artacağı kesinleşen tehdit ve şantajları eklenmiştir. Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargının nasıl etkiye açık hale geldiği, nasıl baskı altına alındığı acı şekilde belgelenmiştir. Bütün bunlar 9 yıllık AKP iktidarının ürünleridir. 12 Eylül Anayasası ile ne yapılmak istendiğini zannediyorum, artık "evet" diyenler de anlamışlardır. "YSK kelimenin tam anlamıyla bağımsız olabilseydi, mahkemeler tam olarak tarafsız kalabilselerdi acaba şu son birkaç günde yaşadıklarımız yaşanır mıydı?" sorusunu herkesin kendi vicdanına sorması gerekmektedir.

İmralı canisi detay veriyor

Bizi asıl ürküten bu ihanet sürecinin burada da kalmayacak olmasıdır. AKP'nin bir defa daha tek başına iktidar olması durumunda bugünleri de mumla arayacak olmamızdır. Yaşadıklarımız daha sonra yaşayacaklarımızın ispatıdır. Zaten, "yeni Anayasa yapacağız" diyerek, adını bugünden koymuşlardır. O Anayasa'da nelerin olacağını AKP bir türlü açıklayamıyor, ama masanın diğer ucunda oturan İmralı canisi detaylı biçimde tehditleriyle birlikte ortaya koyuyor. Tehditlerinin ne kadar işe yaradığını da, son birkaç gündür yaşadıklarımız gösteriyor. Hiç dolandırmadan adını koyalım. AKP teröre teslim olmuştur. Tekrar iktidar olması durumunda bölücü örgütün tehdide bağlı taleplerinin teker teker yerine getirileceği kesin şekilde ortaya çıkmıştır. Bu gidişin sonu, bu ülkenin bölünmesidir.

Önce ülke ve huzur

Artık gizlemeye bile gerek duymuyorlar. Herşey son derece açıktır. Son söz Türk milletinindir. 12 Haziran'da yapılacak seçim sadece iktidarı belirlemeyecektir. Türkiye'nin varlığının ve devamının seçimi yapılacaktır. Bu ihanet sürecine dur denilip denilmeyeceğine karar verilecektir. İnsanların geçimi, yaşayış şekilleri, hayat standartları elbette önemlidir. Ancak önce bir ülkemizin ve bu ülkede huzurumuzun olması gerekiyor. Nereden bakılırsa bakılsın, mesele gelmiş buraya düğümlenmiştir. Sandığa gidenlerin farklı beklentileri, farklı istekleri olsa da, bunların bir kenara bırakıldığını, ülkenin varlığını ve huzurunu oyladıklarını bilmeleri gerekiyor.


Orhan KARATAŞ-Ortadoğu
http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?makale=kanunlar-boluculeri-baglamiyor-mu&id=8972

Tarih: 28 Nisan 2011, 23:28 - İp: 78.***.**3.15
okyanus.
okyanus. (üye)
İstanbul / Profesyonel Fotoğrafçı

emmiler ne kaseti ne dimektesiniz siz
keza kulaklarınız işitmektemi zihninizden geçen mantaliteli düşünceleri

iki üç gündür tv siz internetsiz ortamlarda meke gölü yöresinde tavaf faaliyetinde idim
herşey güzel idi

 

Tarih: 30 Nisan 2011, 21:02 - İp: 85.***.**1.94
pazarbey
pazarbey (Avukat)
Kütahya / Amatör

eyçdi fidyo ve panaromik foto mu çektin keza emmi. emmi kamerayı uygun yere koyar isen sende ak partinin köküne kiprit suyu dökebilirsin keza.

 

Tarih: 30 Nisan 2011, 21:29 - İp: 88.***.**5.129