Fotoğrafçılık Forumları
2 Astsubay 1 Uzman Daha
Kafayi yiyecegim.Insan boyle bir zamanda gece gece koye gider ,birde pusu yerse olmek istiyorum ben ,sehit olayimda cennete gideyim anlayisina sahiptir sanirim.3 kisisin,bide askersin,daha yeni sehit vermissin,bide gece karanligi...Soyleyecek laf yok artik ne diyeyim...
#ozansan' tarafından 24.07.2011 10:56:44 tarihinde düzenlendi.
yuh be kardeşim, adamlar şehit olmuş sen hala asker eleştirecek yer arıyorsun... iyi bari terörist var diye , tuvalete bile gitmesinler, bodruma saklansınlar...
valla şimdi gajinin size dediklerinin az bile olduğunu düşünmeye başladım...
Olayi carpitmayalim lutfen.Benin demek istedigim ordaki askerlerin diken ustunde olduklarini,canlarinin kiymetlerini bilmedikleri.Sor bakalim dogru duzgun guvenlik olduguna inaniyorlarmi o daglarda yada koy yolunda.Bir guvenlik taramasi yapilmis mi mesela.Bunlar koye oylesine davete gitmisler benim haberden anladigim ve gecede geri donmusler.Hicmi caninin kiymetini bilmezsin benim serzenisim.
Askere suc atmak degil,canlarinin kiymetini bilmedikleri icin kizmak benimkisi.
Tuvalete gitmeleri tehlike arzediyor ve bodruma saklanmalarida gerekli ise gerektiginde saklansinlar ne diyeyim.Once guvenliklerini dusunsunler.Cok eminlerse guvenli oldugundan o bolgenin,istedikleri halti islesinler yani.Ama bu zamanda ve daha 14 sehitin acisi tazeyken,manisanin bir koyunden diger koyune gider gibide keklik olmasinlar.
Ben hem severim,hemde doverim anlayisinda bir yorum yaptim hepsi bu...Uzuldugum icin boyle yaziyorum yoksa ne isim var topik acayim burlarada bide anlamayanlara laf yetistireyim.Fujini seveyim senin
#ozansan' tarafından 24.07.2011 11:10:54 tarihinde düzenlendi.
mesele şehitlerin uzman ve astsubay olmalarında. erde olabilirler. ama üst rütbeli subay olamazlar. üst rütbelilerden ancak kurulu çarkı bozmaya çalışanlar şehit ettirilir.
Pazarbey gorusune cokta katilmam cunku mecburen emir-komuta icerisinde yukariya ciktikca hem sayi azalir hemde tehlikeli gorevlerde bulunulmaz.Yada daha bir korunur yada korunmasini bilir o subaylar.Gecmiste terorun azdigi zamanlarda binbasisina,albayina kadar hatta generaline kadar sehit oldu.Yuzbasi mesela dagda terorist kovalamayabilir ama helikopter pilotu falan ise usttegmen falan gibi,bir roket atarla vurularakda sehit olur ve olmusturda gecmiste.
Hakli oldugun nokta dusuk rutbelilerin guvenligi tam saglanmayan bolgelerde cerez gibi harcanmasidir.E bu vatan ugruna sehit duserim,vatan sagolsun diyen bir toplumdada bunlar fazla yadirganmiyor.
Amerikanin conisinin Irakta giydigi kiyafetlere,korunmasina,techizatina ve silahlarina bakin,bide bizim garip bi kep,bi uniforma, koylu Ahmedimin haline.Neymis dagda manevra kabiliyetini azaltirmis.Hay ben senin manevrana.Dunyanin en iyi manevra yapan askeri ve bu manevralarla hic zahiyat vermemis gibi bos bos konusuyorlar iste...
ozansan, eğer bir gram erkekliğin varsa, şu son sözünü böyle internetten değil de , yüz yüze olduğun birine edersin...
o zaman cevabını alırsın, şimdi buradan bir cevap yazmayayım sana...
...........................................................................................................................
pazarbey, bu son olay yanlız bir ihmalden değil , teröristin hainliğinden kaynaklanıyor... yani üst rütbeli bir amirleri mi emir verdide gecenin o vakti misafirliğe gittiler köye... her olaydan subaylara laf etme çabanızı kınıyorum, tıpkı şehit cenazelerindeki provakatör ergenekon zihniyetli faşistler gibisiniz... bir farkınız yok, kanalize olmuşsunuz ... ha samanyolu ha ergenekon... ayrı kutuplar ama aynı b*k lar...
pazarbey, yarın bir tegmen, bir yuzbası iki binbası 3 albay kurulan pusuda sehit oldu diye bir haber cıksa, oh be sonunda subaylarda sehit oldu diye gobek atacagından korkmaya basladım.
gobek faslın bitince ergenekon kurum içinde ses cıkaranları öldürttü dersin.
sallamak serbest.
---------------------------------------
ozansan,doguda asker normal yasantısını surduruyor, adamın hayatı o.
sürekli bir paranoya hali yok yani, davet edilmiş davete icabet etmişler haberden anlasıldıgı kadarıyla. bundan normal bişey goremiyorum (belki bizim rutbemiz var bize dokunmazlar diye dusunmuslerdir burada yazılan deli sacmalarını okudularsa)
**buyuk ihtimalle haberal ya da yalcın küçük talimat vermiştir bu sefer az rutbeli birilerini feda edelim diye, köyde pusu kurdurmustur, askerleride gidin size ceviz verecekler diye kandırmıstır***
fuji, 5 saat, sadece 5 saat,
yukarıda yıldız içinde yazdıklarımın bazı mallarca gercek telakki edilip kulaktan kulaga yayılıp,sorgusuz sualsiz gercek sayılması için gereken sure.
Yav Fujisever simdi nereye varmaya calisiyorsun yok erkeksen,yok birisinin karsisina cikda soyle falan demekle.Bugun kafanimi carptin sen.
Bizim aile dostumuz generaller,albaylar var yahu adamlarla raki sofrasinda oturup bu muhabbetleri zaten yapmisim ben,senin gibi rutbesiz erlere lafmi anlaticam allah askina.
Yani lafinizi ederken bi daha,benim ordu ile olan yorumlarimi ordu dusmani olarak degil,ordu dostu ve iyiligini isteyen biri olarak yaptigimi bilmenizi isterim...
Orduya kuru SIKi bos bos atanlari ve savas acanlari bende sevmem ama ordumuzunda sorunlari oldugunu artik kabullenelim...
Su yorumlarinizi kisilerin uzerine yonelterek degilde,daha cok kendi fikirlerinizi beyan ederek yapin diyoruz ama hala ayni terane...
Taşların toplanıp itlerin meydana salındığı bir ortamda pukaka insiyatif alır hale gelmiştir. Görülmesi gereken budur. Tsk başarısızmış içinde, hain varmış geçin bunları asıl hain gerçek tabloya gözünü kapatandır!!!
13 ŞEHİT OLAYINDA SORULAR VE İŞTE CEVAPLARI
22.07.2011 15:02
13 Mehmetçiğimizin, Diyarbakır-Silvan’da şehit edilmesinden sonra, yandaş kalemlerin ilk hedefi her zaman olduğu gibi yine Türk ordusuydu. Bu grubu kendi içinde ikiye ayırırsak; birinci grup “Ergenekon yaptı” ve benzeri senaryoların seslendirdi; ikinci grup ise “Komutanlar hatalı” iddialarını… Sözde soru işaretleri vardı.
Genel olarak ileri sürdükleri soru işaretleri şunlardı:
-El bombasıyla bu kadar şehit olur mu?
-Yangın çıkar mı?
-El bombasını atanlar neden yangından etkilenmedi?
-Komando pusuya düşer mi?
-Terörist grup hakkında herhangi bir istihbarat alınmadı mı? Alındıysa neden değerlendirilmedi?
-Askerleri kendi uçaklarımızdan atılan bombalar mı vurdu?
-Yangın da aynı şekilde uçaklar tarafından mı çıkarıldı.
Bunlar ortaya atılan sorular içinde en sık tekrarlananlar. Akıl sınırlarının dışında kalan diğer soruların arasında en çok bunlar soruldu.
Bunlar, konu hakkında hiçbir fikri dahi olmayanların sorabileceği sorular. Ama bunları soranlar öğrenmek için değil, kamuoyunun kafasında şüpheler bırakmak için soruyorlar. Televizyonlarda bilmiş tavırlarla ahkam keserken bir de “terör uzmanı” gibi sıfatlar kullanıyorlar.
Gelin gerçekten konunun uzmanı olan kişilerin bu sorulara verdikleri cevaplara bakalım. O zaman, bu sorular üzerinden kara propaganda yapanların bilgisizlikleri ve art niyetleri daha iyi anlaşılacaktır.
1. El BOMBASIYLA BU KADAR ŞEHİT OLUR MU?
Cevap: Daha fazla bile olabilir. Bir el bombası patladığında 20 m. yarı çapı bir daire içinde, bir şemsiye gibi etrafa saçılan 30-40 şarapnel parçasıyla öldürücü etkiye sahiptir. Kaldı ki, bir çatışmada birden fazla el bombası atılabilir. Bu olayda da onlarca el bombası, roketatar ve buna ek olarak binlerce mermi kullanılmış.
2.YANGIN ÇIKAR MI?
Cevap: Bölgede sıcaklık 40 dereceyi bulmaktadır. Otlar kuru ve yüksektir. Bölge bodur meşelerden oluşan bir orman arazisidir. Bu koşullarda değil el bombası, bir izci mermi bile kolaylıkla yangın çıkarır. Sırf bu nedenle askeri birliklerdeki atış alanlarının ağaçlarla bağlantısını kesen toprak setler vardır. Kaldı ki sırf yangın çıkarmak için kullanılan, yangın el bombaları vardır, Rus yapımı olan da vardır, Alman yapımı olan da… Ve PKK bunları sıkça kullanır.
Ayrıca çatışmada roketler kullanılmış olması, yangın için yeterlidir. Teması kesip kaçmak isteyen terörist için o siyah dumanlar son derece faydalı bir perde oluşturur.
3.EL BOMBALARINI ATANLAR NEDEN YANGINDAN ETKİLENMEDİ?
Cevap: Etkilendi. İki PKK’lı yanarak öldü ama etkilenmeyebilirdi de… Eğer ilk yangınları başlattıktan sonra teması kesip sıyırabilselerdi etkilenmezlerdi ama Mehmetçik buna izin vermemiş, çatışmıştı.
4.KOMANDO PUSUYA DÜŞER Mİ?
Cevap: Ortaya atılan soruların en saçma olanı budur. 15 Temmuz günü CNN Türk’te Sedat Laçiner tarafından dillendirildi. Pusu bir tesadüf muharebesi değildir. Yer ve zaman seçimini pusuyu kuran yapar. Bütün komandolara bu konuda öğretilen en temel bilgi şudur: PUSUYA DÜŞMEMEK VEYA PUSUDAN KURTULMAK diye bir şey yoktur, PUSUYA KARŞI KOYMA vardır…
Pusuyu kuran, hep bir adım öndedir, çünkü kaçmaktadır. Peşinde olanları izlemektedir. Dahası belli bir istihbarata sahiptir. Nitekim pusuya düşürülen askerler başarıyla karşı koymuş ve yedi PKK’lıyı ölü ele geçirmiştir.
Kaldı ki “pusuya düşer mi?” denilen komandolar da etten ve kandan oluşan insanlardır; robot değildir. Terörle mücadele, özellikle Silvan, Kulp, Lice, Hani gibi kaçana avantaj sağlayan, taktik arazi arızalarının bol olduğu bölgelerde, ilk ve doğru yere konumlanan daima avantajı elinde tutar. Pusuyu kuran sadece birkaç kişi bile olsa, arazi, bütün sayı ve silah dengelerini değiştirir.
Böyle bir arazide, Tim’in, göz irtibatını kolay kaybedebileceğinden dolayı, geniş bir arazi parçasına yayılması pek kolay değildir. Bu nedenle el bombası, roketatar gibi silahların toplu etkileri daha çok olur. Yüksek otlar ve orman, sızma için mükemmel bir yardımcı unsur olmakla birlikte, gece görüş cihazı ver termal kameralardan beklenen verim alınamaz. Birliğin hızlı reaksiyon vermesi, eğitimi, emir komuta imkanları ve teçhizatı dışında sahip olduğu hiçbir avantaj olmamasına rağmen, bunların en iyi şekilde kullanıldığı, pusuya düştükleri ve yangının ortasında kaldıkları halde 7 teröristin ölü ele geçirilmesinden ve terörist grubun 3 saat boyunca teması kesip kaçmasına izin vermemelerinden bellidir.
Unutulmamalıdır ki, dünyanın en iyi askerleri bile pusuya düşer çünkü pusu kararını, pusuyu kuran verir, birlik bu kararı en fazla etkileyebilir…Eğer kaçan grup sıkışmışsa ve arazi ona iyi bir fırsat sunmuşsa bunu kullanır. Hiçbir şey o “uzmanların” ofislerinden görüldüğü kadar kolay değildir.
5.Terörist grup hakkında herhangi bir istihbarat alındı mı? Alındıysa neden değerlendirilmedi?
Cevap: 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk Özel Kuvvetler personelinin Amerikalılar tarafından gözaltına alınmasından sonra, yürüttükleri irtibat görevi, Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülmeye başlamıştır. Bu noktada istihbarat kaynaklarının büyük ölçüde değişmiş olması kaçınılmazdır. Bu durum, 2003 yılına kadar ve sonraki dönemde terör eylemlerinin yıllık oran bazında karşılaştırılmasıyla anlaşılabilir.
İki ana istihbarat kaynağımız bulunmaktadır. Birincisi ABD makamlarıdır. Orasını anlatmaya bile gerek yok. Diğeri kendi kaynaklarımızdır. MİT ve bölge halkıyla sıkı ilişkileri bulunan Emniyet kaynakları başlıca istihbaratı sağlar.
Bu noktada soruyu yeni sorularla cevaplayalım:
a)Bölgedeki grubun varlığı hakkında neden istihbarat yoktu?
b)Bazı askerlerin operasyondan önce evlerini aradıkları biliniyor. Acaba telefonları mı dinlendi? Genelkurmay Başkanı hatta GES Komutanı’nın bile telefonlarını dinleyip internette yayınlayanlar, bu telefonları da dinleyip PKK’ya bilgi vermiş olabilir mi?
c) Bu telefonları dinleyenler başka telefonları da (mesela komutanların özel hatları) dinlemiş midir?
d)Bunlar kim veya kimlerdir? Mesela ülkedeki dinleme terörünün failleri olabilir mi?
Yandaşlar bu soruları da sorabilirler mi?
“Askeri İstihbarat veya Jandarma’nın istihbarat kaynakları yok mu sorusunun, Ergenekon, Balyoz gibi davalardan sonra bir anlamı olmadığını da hatırlatalım. Yani İstihbarat’ın ana kaynağı askerler değildir… Eğer bir istihbarat zafiyetinden söz edilecekse bu soru doğru yere sorulmalıdır.
Rütbesi, makamı ne olursa olsun herkesi dinleyebilen kâh internette yayınlayan, kâh isimsiz zarflarla savcılara gönderen, kimin kontrol ettiğini herkesin bildiği halde bilmiyormuş gibi davrandığı bir istihbarat gücü vardır. Bunun yasal olanı vardır, yasadışı olanı da…
İstihbarat zafiyeti bunlardan yasal olanına, PKK’ya istihbarat gidip gitmediği de yasadışı olanına sorulmalıdır. Bu koşullarda yandaşların bu soruları sormaları pek kolay değil.
6.Askerlerimiz uçaklardan atılan bombalar mı vurdu, yangını da onlar mı çıkardı?
Cevap: Silvan’daki çatışmaya uçaklar katılmadı. Zaten iddia edildiği gibi uçaklar bombalamış olsaydı ortaya çıkacak olan 8-10 metrelik kraterlerin görülmesi gerekirdi. Yani, uçak iddiası tamamen haya ürünü…
Sonuç:
“Bu konu hakkında bilgi sahibi değilim” diyebilmek belli bir erdem ve bilgelik gerektirir.
Zaten en büyük sorunumuzda bu değil mi? Her şeyi bildiğini söyleyenlerle dolu ortalık.
Buna, şehitlerin bedeni üzerinden Türk ordusuna saldıracak cüretârlık da eklenince, ortaya bu sorular soran “uzmanlar” çıkıveriyor.
Askerleri arasında bile farklı yorumlar olmasının nedeni aynı. Emekli Orgeneral, “30 metre dibine kadar nasıl sızarlar, hata var” diyebiliyor örneğin, hep alışık olduğu karargah ağzıyla… Ama birkaç kez yaralanmış bir üsteğmen, “PKK saldırısında çok fazla olağanüstü durum aramaya gerek yok. Ne yazık ki, doğru yer ve doğru pozisyonu alan, çatışmalarda üstünlük sağlıyor. Terörle mücadele sanıldığı kadar kolay değildir.” diyor. Kim haklı? Elbette üsteğmen… Çünkü uzmanlık teorik birikimin yanında fiili tecrübeyi de gerektirir. O nedenle bu konuda konuşanlar daha dikkatli olmalı, bu kadar kolaylıkla konuşmamalı.
Yandaş kalemleri bir kenara bırakalım çünkü onlar bilse de bilmese de konu orduya saldırmak olunca sınır tanımıyor. Ama değerli bir köşe yazarının şu cümlesini örnekleyelim: “Ve lütfen: askerleri korumasız şekilde ateşin içine yönlendirerek değil, havadan-karadan kuş uçurtmayacak desteği vererek yapsınlar. Yüreğimiz yanmasın artık!”
Duygusal bir anda yazılmış, sıfır bilgiye dayalı ve arada görev yapan insanları “ihmal” töhmetiyle karşı karşıya bırakan bir cümle… Ateşin içine girmeden “havadan-karadan” nasıl destek verilebilir ki? Lütfen bunu yapmayın, bu konuyu bilenlere sorun. Yıllar önce basında sıkça yer alan konulardan biri de şuydu “çelik yelek yok, o yüzden askerler vuruluyor.” Tartışma büyünce çelik yelek giyme sorunluluğu çıktı. Ağır, hareketi engelleyen ve arazide kullanımı imkansız olan bu teçhizat yıllarca orada görev yapanların başına bela oldu. O çelik yeleği giydiği için yaralananlar, vurulanlar oldu. Şimdi depolarda çürüyor, kimse kullanmıyor. O tartışma da böyle başlamıştı… Yazdıklarımız, yanlış bile olsa halkı etkiliyor, unutmayın.
Herkes birazcık ekonomi bilir, çünkü geçimini sağlıyor, maaşını idare ediyor, gelirini giderini denkleştirmeye çabalıyor.
Herkesin bir siyasi fikri vardır, çünkü kitap, gazete okuyor, oy kullanıyor, günlük siyaseti takip ediyor.
Arabalar hakkında herkes bir şeyler bilir. Kimse Formüla-1 pilotu değildir ama trafikte araba sürüyordur. Makine mühendisi değildir ama, arabanın lastiğinin patladığını anlar.
Ama kaçınız terörle mücadelenin teorik ve fiili boyutuna gündelik hayatında yer veriyor? Yani sadece bilmek yetmiyor. O yüzden lütfen o kahramanları yargılamayın ve bir yorum yaparken bilmediğiniz konuda konuşmayın. Hatıralarına birazcık saygılı olun lütfen…
Mehmet Yiğittürk
Odatv.com
LİNK
burdadamı okyanus.
ya kerdeşim heronlar bmizimkileri çok zaayiat verdiriyor diyen subaylara ne yaptı bu ordu cevap verin. kıvırmadan amma.
İlgili olabilecek konular
-
4x6 Vesikalığı 10x15 Kağıda Action
25 Eyl. 2007, 23:47 adzs
171740731 Eki. 2024, 14:09
mucahit2331 -
-
Sony Ccd-tr502e Pal Handycam Kristal Sorunu
28 Eki. 2024, 23:57 romantikhaydut
232129 Eki. 2024, 15:14
romantikhaydut -
Tapu Senedi Nasıl Alınır Tapu Müdürlüğü'ne Gitmeden 2024
19 Eki. 2024, 17:01 prodersler
024819 Eki. 2024, 17:01
prodersler -
Instagram Hesabını Silme Güncel Anlatım 2024
21 Eyl. 2024, 12:46 prodersler
020821 Eyl. 2024, 12:47
prodersler -