Fotoğrafçılık Forumları
Saplantılar
Saplantılar
Makinesini alalı aradan çok kısa bir zaman geçmiş, deklanşöre ya iki ya da üç kere basmıştı. O kadar para verip aldığı, ve kendisinden harika fotoğraflar çekmesini beklediği makinesinden çıkan fotoğrafları görünce yaşadığı hayal kırıklığı eşliğinde bir neden arıyordu. Bu neden ne olabilirdi? Kendi bilgisizliği mi, beceriksizliği mi, yoksa daha bu işin acemisi olması mıydı? Hiçbiri! Cevap, kit lensti. Evet, kit lens ona yetmemeye başlamıştı.
Yahu ne zaman yetti de şimdi yetmiyordu, neyine yetmiyordu, neyi çekememişti bu kit lens ile? Aynı kit lens ile başkalarının çektiği fotoğraflara bakmak hiç mi aklına gelmiyordu?
Yok, yok. Bu lens onun seviyesine göre bir lens değildi bu. Acilen ona daha pahalı bir lens önermeliydiniz, gidecek hemen alacaktı o lensi, ve siz o zaman görecektiniz onun çektiği fotoğrafları. Harika fotoğraflar çekmesini engelliyordu bu kit lens. Kit lens yetmemeye başladı saplantısıydı bu.
Makinesini aldı. Niye aldı? Makinesini alana kadar içindeki engellenemez fotoğraf çekme isteğini bastırmak için almadı mı? Alır şimdi makinesini, atar kendini dışarıya, hemen başlar fotoğraf çekmeye diye umuyorduk. O da ne? Ne yapıyordu şimdi bu? Aldı makinesini kapandı odasına. Olabilirdi ya canım, belki ilk çekimlerini, bu makineyi alacağı günün hayallerini kurarak geçirdiği odasında yapmak istiyordu. E tamam da, lens kapağını açmadı. Unuttu herhalde, biri şuna lens kapağını açması gerektiğini hatırlatsın. Ama gerek yok, vizörden bakınca farkedecekti nasılsa. O da ne? Vizörden falan baktığı da yoktu bunun. Açtı makinesini, ISO'yu 6400 mü yaptı yoksa biz mi yanlış görüyorduk? Enstantaneyi de 30 saniyeye ayarladı galiba. Evet evet, ve bastı deklanşöre. Ve... lens kapağının arka tarafının fotoğrafını çekti! İlk çektiği fotoğraf bu mu olacaktı? 30 saniye bekledi, fotoğrafı bilgisayara yükledi, büyüttü. N'apıyordu bu ya? Bir şeyleri sayıyordu gibi ama neyi? Sensörde ölü veya sıcak piksel var mı saplantısıydı bu.
Şahane fotoğraflar çekecek, kendini aşacaktı. Cekti-caktı da, bir sorunu daha vardı şimdi. Bu makinenin perde ömrünü mutlaka öğrenmeliydi. Kendi ömründen bile daha önemliydi makinesinin perdesinin ömrü. Baştan bilirse ona göre basacaktı deklanşöre. Gerekirse hiç fotoğraf çekmem, yemem diyordu perdemim ömründen. Biz bu makineyi perdesinin ömründen yiyelim diye mi aldık? Perde ömrü(m) acep ne kadar saplantısıydı bu.
Yeni makine alanlardan bazılarının bile merak ettiği bu konuyu, ikinci el makine alan biri mi merak etmeyecekti? Tabi ki edecekti. Bu makinede şimdiye kadar kaç fotoğraf çekilmiş acep saplantısıydı bu da. Ne yapsa, nasıl etseydi de öğrenseydi bu çok önemli sayıyı. Hadi öğrendin diyelim, ne farkedecek? Sor bana söyleyeyim. 32768! Ne oldu, ne farketti? Geçmişte ne kadar çektiğine göre mi davranacaksın makineye? "Ya, bu garip gençliğinde çok çekmiş, bir de ben çektirmeyeyim" mi diyeceksin?
Merak ettiği konularla ilgili soruları foruma yöneltti ve gelecek cevapları bekledi bir süre. Sonra yattı, ertesi gün çekeceği harika fotoğrafların hayalini kurarken uykuya daldığını sandık.
Ertesi gün, aldı makinesini ve nihayet kendini dışarı attı. Çekecek, çekecek, güzel fotoğraflar çekecekti. O da ne? Şimdi ne yapıyordu bu? Diyaframı 22 yaptı, ve gökyüzüne doğrulttu makinesini. Yahu niyeti neydi? Gökyüzünde ne bir bulut ne de bir kuş vardı. Neyi çekmeye çalışıyordu? Sensörümde toz var mı saplantısıydı bu.
Şimdiye kadar okudukları, fotoğrafın o anki ışık şartlarına göre çekildiğini ve yapılacak ayarların da o anki ışık şartlarına ve o pozdan istenilen sonuca göre değiştiğini söylediyse de, o buna bir türlü inanmak istemedi. Usta fotoğrafçıların, her konuya göre ayrı ayarları olduğuna ve o fotoğrafçıların bu ayarları devlet sırrı gibi gizlediklerine inanırdı kendisi. Ve olur da bir gün belki birisi ağzından kaçırır diye, ısrarla forumlarda bu ayarları sorup durdu. "Baklava çekeceğim, hangi ayarları yapmalıyım? Bu ayarları, cevizli ve fıstıklı baklava için ayrı ayrı verirseniz çok memnun olurum" gibi. Varsa hazırı, kafa yormadan onu kullanayım saplantısıydı bu.
Bir şeyler ters gidiyordu, bir eksiklik vardı ama nerede? Çektiği fotoğraflar hiç de umut ettiği gibi değildi. Foruma sormak lazımdı: "Ey ağalar! Bu makineyi aldım, aldım da acaba ileride pişman olur muyum, yoksa ben makineyi mi pişman ederim? Hani siz beni tanıyorsunuz ya, o nedenle size soruyorum. Bu makine bana yeterli mi, yoksa almışken FF bir makine mi alsaydım?" Bu makineyi aldığıma pişman olur muyum saplantısıydı bu.
Şimdi bir an için, aradan yıllar geçtikten sonra, kahramanımızın yaşlı başlı halini hayal edelim ve torunu ile aralarında geçen bir konuşmaya kulak verelim:
- Dedeciğim, bana ilk çektiğin fotoğrafları gösterir misin?
- Tabi evladım. Bak bu ilki.
- Eee dedeciğim simsiyah bir şey bu. Neyi çekmiştin ki?
- Lens kapağının arkasını evladım.
- Peki neden simsiyah dedeciğim?
- O zamanlar lens kapakları siyahtı da ondan evladım.
- Ama bu fotoğraf hiç ışık almamış ki.
- Almaz tabi evladım, lens kapağı ile lensin önünü kapatmıştım.
- Peki dedeciğim simsiyah bir sonuç almak için neden 6400 ISO ve 30 saniyelik perde hızı kullandın ki? Lens kapağı kapalı olduğuna göre nasıl çekersen çek sonuç aynı olurdu.
- Amacım başkaydı evladım. Sensördeki oniki milyon pikselden acaba kaç tanesi 6400 ISO ve 30 saniyedeki o ısıya dayanamayıp gerçek renklerini gösterecekler diye merak etmiştim.
- Çok meraklıymışsın dedeciğim sen.
- Evet evladım, çok meraklıydım ben fotoğrafçılığa, çok…
- Peki bu fotoğraf dedeciğim, gökyüzündekiler UFO mu?
- Yok değil, bu fotoğrafı da sensördedeki tozların yerlerini merak ettiğim için çekmiştim.
- Çok meraklıymışsın dedeciğim sen.
- Evet evladım, çok meraklıydım ben fotoğrafçılığa, çok…
Çok güzel bir yazı olmuş... Hele de benim gibi yeni heves etmiş gibi için çok daha fazla... Aslında en iyisi 0 olmasa da 0 a yakın bilgi ile başlamak sanırım... Kullandıkça kendin görmek (tabii 0 makineler için bahsediyorum).
yıllar önce çekilen güzel fotograflar ile şimdi çekilen güzel fotograflar arasındaki benzerlik fotografı çekenlerin kalitesi olduğunu bikere daha anlatılmış oldu.tebrikler.
benim de saplantım iso sanırım. eline sağlık ocaklılar hocam, foruma yine bir başucu yazısı olmuş.
Yazılarınızı okumak çok keyfli vede öğretici selamlar.
Bende yeni baslamama ragmen pes diyorum bu olaya. :-) ellerinize saglik yureginize saglik. İnsan bir seyi kullanmak istiyorsa ilk once elinde olan avantajlari ya da olmayan dezavantajlari dusunmeli. Biz insanlar acikcasi cok doyumsusuz,bundan oluyor hersey. Bilginiz icin cok tesekkur ederim. Yureginize saglik. Esen kalin abicim.
Sayın ocaklılar, sakıncası yoksa bana mail adresinizi atabilirmisiniz?
Benim adrsim [email protected]
Osman seven
tek kelimeyle tebrikler
merhaba arkadaşlar
fotoğrafçılık merakım 2008 yılında başladı. ilk makinam nikon d80 18-135 daha sonra d90 18-200 ve şu andasa d300s 18-200 var. sizlerden yardım talebinde bulunacağım. makina hakkında ne kadar bilgim varsa hepsini biraz sizlerin sayesınde biraz uğraşlarım biraz ordan biraz burdan derken bu zamana kadar geldım. bulunduğum bölgece kurlar olmadığı için kendi başıma bişeyler yapmak istedim. şu sizden isteğim yeni bir lens almak istiyorum. fotoğraftaki derinliği arttırmak için hangi lensi almam gerekli. yalnız sadece makro fotoğraflar çekmiyorum bazende kişi fotoğrafları çekiyorum takriben 10 m den çektiğim kişi çok net arkası flu olsun istiyorum. hengi lens uygundur yardımlarınız için şimdiden teçekkürler
muti50, Nikon 105mm f2.8VR mikro veya eski 105mm f2.8 mikro olabilir ama 10m biraz fazla. Arka plani flu yapmak icin 200mm civari bir lens daha uygun. Sana Sigma 150mm f2.8 makro ya da gene Sigma 180mm f3.5 makro oneririm. Bu iki lens hem makro hem portreye uygun.
bu yazı psikolojimi bozdu arkadaşlar beni anlatmış abimiz yani yeni işe başlıyan saf temiz duygularla fotograf cekmeye çalışan ancak beceremiyen beni