Dslr Almak İçin 10 Neden

Ben Kompakt sınıfından Pentax W80 (eşimin makinesi), DSLR-like olarak, Pentax x-70 (ofis için aldığımız) hem de kendime ait K10D ve K20D kullanıyorum. Hepsi de çok iyi fotograf çekiyorlar. Eşime gel şu K20D ile fotograf çek desem asla yanaşmaz, o makinesini el çantasının içinde ister.
DSLR-like makine ile de ofisteki arkadaşlar ikinci el satılacak otomobillerin fotograflarını çekiyorlar. Onlara al şu 20D'yi kullan desem asla yanaşmazlar. Onlara X-70'ten fazlası ile memnunlar. Ben ise yerine göre her dördünü de kullanıyorum.
Söylemek istediğim her makinenin ayrı bir yeri ve kullananım vardır. Fotograf çekmeyi biliyorsan hepsi ile de güzel fotograf çekebilirsin.
Herkesin doğru makinesi farklı olabilir. Ocaklılar kardeşimiz bunu güzel esprili uslubu ile birkaç yazısında ele almıştı zaten.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok bu sitenin fotograf galerisinde kompakt makinelerle çekilmiş binlerce harika fotograf var.

 

Kompozisyon olarak guzel kareler var tabikide ama ayrintilara girince is degisiyor.En azindan dinamik alan degerleri hicbir kompak makinada DSLR kalitesine yaklasamaz.Cozunurluk degerlerinden bahsetmiyorum bile...AYrica Otomatik modda tum DSLR makinalar compact makinalardan cok daha iyi sonuclar verir.DSLR lara karsi onyargili korkularin oldugu bir gercek ama o devir gecti artik...

 

Görüntü kalitesi olarak dslr lara kimsenin lafı olamaz Ozan ama kullanım amacına gelince orada durup düşünmek lazım. Bu sitede çok tuu kaka dedik like lar için ama durum hiçte öyle değil. Bu makineler hala üretiliyorsa, satılıyor demektir. Satılıyorsa belli bir kullanıcı kitlesi var demektir ve ben bu kullanıcı kitlesinin tamamen yanlış yönlendirilmiş, neyin ne olduğunu bilmeyen insanlardan oluştuğunu sanmıyorum.

Aile ve tatil fotoğrafları için yada gezi fotoğrafları için hele hele önüme gelen herşeyi çekeceğim, ayırım gözetmeyeceğim diyen insanlar için like lar bence biçilmiş kaftan.

Bu işi ciddi hobi olarak gören, fotoğrafı ve çekmesini öğrenmek isteyen insanlar için tabiki dslr.

Fakat malesef karışık durumlarda oluyor. Burada hala düğün, nişan fotoğraflarını Fuji S7000 lerle çeken " profesyonel ??!! " fotoğrafçılar var ve bu insanlar 5 MP den fazlasının gereksiz olduğunu düşünüyorlar. Para kazanmak isteyipte parası olmayan insanların beyhude uğraşları olarak görerek kendimi avutmak istiyorum.

Birde yalnızca tatil ve gezi fotoğrafı çekecek olup , otu boku ayırım gözetmeden çeken ama parası bol gelenlerin sırf özentiden ve yüksek beklentiden dslr aldıklarını hatta üst seviye dslr aldıklarını görüyoruz. Bunlarada sonradan görme diyerek avunuyorum.

Birde şu ar bir like'a son teknoloji bir sürü zımbırtı (yüz tnımlama, smile shutter, panaroma, bir sürü bilmem ne modu) yerleştirebilir ve pazarlayabilirsiniz. Ama bunların ömürleri hızla gelişen teknoloji ile biter. Böyle olmasa bir zamanların efsaneleri s6500fd ler H9 lar hala kral olurdu. Dslr ise her zaman dslr dır. Yoksa 300D ler 20D ler D40 lar hala satılıyor olmazdı.

 

Tabiki her modelin bir begeneni,alicisi var ve herkes kendi capinda guzel isler cikartiyor.Ben bu bahsedilen makinalarda dahil,son 5 senede belki 30 tane makina aldim denedim,bazilarini sattim bazilarini ayirdim.Icinde olmayan kategori yok gibi birsey.Simdi hava atma falan denebilir ama benim bu bilgiyi vermemin amaci, makinalari bu vesile ile gayet iyi tanimis olmam ve kiyaslama yapabilme kabiliyetini bu sebeple elde etmis olmamdir.Kendini begenmise bak diyebilirsiniz ama ben hem isim geregi,hemde hobim olarak markalarda neyin ne oldugunu ve ne tur kullanicilarin nelerle tatmin olduklarini gayet iyi kavradim.Genelde yeni baslayan,sagdan soldan tavsiyeler ile ve ureticilerin reklam kapanina kisilan amatorler diyelim,bu tarz yari pro denilen makinalara 1000 lerce lira vermekten cekinmiyorlar.Kiyaslamalarinda, cektikleri resimleri sadece kompozisyon acisindan yani mekan yada objenin yardimi ile cok iyi olarak gorup resimdeki teknik detaylarin ne oldugunu anlamadan mutlu bir sekilde hobilerini surduruyorlar ve diyecek hicbirseyim yok ve olamaz tabikide bu insanlara.Ben lafa bu like makinalardan daha iyi olduklari her acidan ispatlanmis olan ust seviye DSLR makinalar ile kiyaslama yapildiginda giriyorum.Ama maalesef hala DSLR sahibi olmayan bir insan DSLR-like yada yari pro lafi ile o kategoriye yaklastigini zannediyor ve kendince dogru bir yolda ilerliyor.Ayrica zannediyorlarki DSLR kullanmak cok zor.Hani eskiden full manual yani mekanik makinalar vardi ya her ayarini senin verdigin,iste oyle makinalarla ugrasacaklarini falan dusunuyorlar.Yani bir suru on yargi var ve hepside bilgisizlikten kaynaklaniyor.
Peki bu tip like makinalar alinmaz mi?Tabikide alinir.Alinir ama resim kalitesi sizin icin 1.amac ise,once bir DSLR alinir.Sonra baktin bana kompak lazim,hafifi olsun falan ihtiyaci var,gider boyle bir makinada alirsin ama asla 1.amac gercek resim kalitesi ise bunu yapmazsin(ki cogu insanda amac sadece o ani kareye sigdirmaktir ve 1.amac bu degildir ve yapacak bisey yok).Tekrar belirteyim ben bu DSLR-like yada yada yari pro laflarina acayip gicik olan birisiyim.Nedenide bu isi pek bilmeyen ve yeni baslayan insanlari yanlis yonlendirdikleri ve bu yonlendirme ile insanlarin her gun DSLR mi yoksa LIKE mi sorusunu hala soruyor olmalaridir.

 

Bu ne yarattığına, ne kadar yarattığına bağlı birazda.

Hepimiz bir aşkla like veya compacktlardan DSLR ye geçtik. DSLR zaten belli, avantajları belli, tartışmaya gerek yok fazla benim açımdan.

Ama belli bir süre sonra bu ciddi yatırım yapılan makineler ve lensler bir köşede yatmaya başlıyor veya sadece tatillerde özel günlerde çıkmaya başlıyor. Sonra geriye dönüş başlıyor tekrar kolay taşınabilir bir like mı alsam yoksa ileri bir kompak mı alsam diye kendimizi sorguluyoruz.

Yani ne yarattığımız ne kadar yarattığımız önemli oluyor.

Burada da şu yeni aynasızlar bir kapı açıyor bu düşüncede, çıkmazda olanlara. Ya ikinci makine olarak yada başka bir yol olarak...

Bu aralar şu aynasızlara taktımda

 

görsel açıdan doyurucu, tatminkar, üsrt seviye kaliteli hobi, geçim kaynağı için iyi bir ekipman, iyi bir göz, iyi bir arkadaş

 

Gene deneyimin var işte Ozan. En azından hepsini kullanmışsın. Like lafını sadece gövdelerinin benzemelerinden alırlar. Ben megazoom kompakt diyorum. Zaten GG gibi sitelerde bu sıfatla aranıyorlar.

Muratreis objektif değiştirmeme pratikliğini atlamışsın. Aynasız pen ler yada nexler gerçekten çok ufak boyutlardalar body olarak ama like sıfatına penler biraz daha uygun. Nexler iyice bas-çek boyutlarındalar. Önüne kocaman bir lens geldiği zaman absürt bir görünümleri var. El neresini kavrar. Tutuşu ne kadar güzen verir ayrı konu. Ama birçok megazoom iyi bir tutuş vaat ediyor. Bunlara 18-200 aralığında bir lens takıldığı zaman megazoomlara göre tercih sebebi olmaya başlarlar. Ama gövde 900 lira olsa lense de 900 lira de 1800 lira. Bir megazoom kompaktı bırak R1 bile 900 lira sadece. Fiyat olarak avantajlarını yitirdiler. Gerçi görüntü kalitelerine istinaden hak ediyorlar biraz daha fiyatı ama 2 katı olması düşündürücü. O fiyata çok rahat dslr alınacakken. Sonra bunların da objektifleri değiştirilebildiği için yarın öbür gün duramayak başka objektikf alacağız. Aynasız yerine gene megazoomlar daha cazip benim kişisel görüşüm.

Ama bir dslr yerine yarı geçirgen aynalı bir dsl (r) tercih edilebilir. Bu teknoloji daha çok şey vaat ediyor gibi. Bir kere 10fps bu makineler için sorun değil, netleme hızları üst seviye dslr lar gibi olması hatta daha hızlı olması kaçınılmaz. Canlı önizleme için ikinci sensöre gerek kalmadığı gibi. Bu hızlara canlı önizlemede iken ulaşmaları zaten çok süper. Sadece optik vizör kullanamazlar onun yerine gerçek zamanlı olması koşulu ile iyi bir elektronik vizör. Hmmmm! düşündürüyorlar. Ak sakallı dedenin favorilerinden olurlar yakında.

 

Benim bu başlığa yazı yazmamın başlıca nedeni şuydu. Gerek sizin yazınızda genel olarak da fotograf dünyasında insanları DSLR almaya yönlendiren bir sürü yazı reklam vs. görüyorum. Satıcılar kit lens diye bir şey uydurmuşlar ki çoğunun optikleri dahi plastik. Biz şu gövdeyi bir satalım, kucağımıza oturtalım da gerisi gelir diye düşünüyorlar. Daha kaliteli lensler, değişik açılı lensler, filtreler, çantalar, tripodlar, sonsuz bir tüketim kapısını bu vesile ile aralamış oluyorlar.
Birçok kişi DSRL'ye adım atmakla bir tüketim mekanizmasının dişlilerine kendini kaptırdığının farkında bile değil.
Badboy79tr benim ne demek istediğimi çok güzel örneklerle anlatmış. Fotograf ciddi iştir. Bu işe gönül veren zaten kendini belli eder.
Ben hafta sonları ve tatillerde doğa ve kültür gezilerine katılıyorum. Adam veya kadın takmış boynuna anlı sanlı makineleri ama bakıyorsun sadece green modu kullanıyor. Heveslenmiş almış, boşuna hamallık yapıyor. Oysa kendine bir kompakt makine alsa makineye servet harcamadan da amacına ulaşır. Sitemizde sık sık yorumlarını gördüğümüz Faruk Fayzin amcamız bir kompakt makine kullanıyor. Ben çektiği fotografları da çok beğeniyorum. Anlatmak istediğim bu DSLR işi biraz gösterişe, biraz statü aracı olma konusunda da ilerliyor.
Ocaklılar kardeşimizin dediği gibi bizler de her şeyi çok bildiğimizden, insanları bu tüketim çılgınlığına doğru arkadan itiyoruz.

 

Birazda fotoğraf yükleyelim. Kıyaslama için değil ama bunu vakt-i zamanında H9 ile çekmiştim.

Bu da A300+kit ile çektiğim.

Hani bende bir gelişme var en azından ufuk çizgisini doğrultup kadraj almayı öğrenmişim de fotoğraf kalitesinde geriye gidiş olmuş sanki.

#badboy79tr' tarafından 24.09.2010 10:35:22 tarihinde düzenlendi.

 

Hani bende bir gelişme var en azından ufuk çizgisini doğrultup kadraj almayı öğrenmişim de fotoğraf kalitesinde geriye gidiş olmuş sanki.

bence H9'la çekilen karenin kadrajı diğerinden daha iyi; hatta, her ikisinde de pozlama sorunu olmasına rağmen H9'un pozlaması A300'le çekilen kareden çok daha iyi...