Fotoğrafçılık Forumları
Fujifilm S5800
sevgili arkadaşlar
bu makinayı yeni aldım.fotograf meraklısıyım.Okuduğum kitaplara göre fotograf çekiyorum,fakat istediğim gibi olmuyor.Teknik bilgilere ihtiyacım var.Sadece okumayla olmuyor,diyafram,estantane,iso gibi kavram hakkında bilgi lütfen.saygılarımla herşey gönlünüzce olsun. [>:D :D<]
merhabalar
sıze yardımcı olabılecek bır lınk vermek ıstıyorum
FOTOATOLYE
bu sıtede sn. Yusuf Kadri Şirinkan ustamızdan detaylı bılgıler alabılırsınız.
basarılar.
Merhabalar...
Objektif yapıcılar bilindiği üzre gözü örnek alırlar...
insan göz bebeği ışıklı ortamda küçük...
kapalı ortamda büyük olur bu göz bebeğinin küçülüp büyümesi Reflex dir bizim buna müdahalemiz söz konusu değildir... Makinalarda bu işlemi diyafram yapar... f adıyla bilinir f 2 f 5.6 f 11 f 22 vs... Gibi burada f 2 yani bu objektifin diyaframının en açık olduğu f 22 ise en kısık olduğu anlamındadır... f 2 objektiflere göre değişir 1.4 1.8 olabilirki kaliteli anlamdadır... 3.5 4 gibide olabilir tele objektif en açık diyafram gibi... açık f de ortamdaki ışık makina içersindeki sensöre dogrudan gelir bir daralma ve kısıtlama olmaz ... kapalı yani ışık az olan ortamlarda tercih edilir... bir avantajı da netlik alanına dır açık diyafram la bir bölgeyi net ön ve arkasını flu yaparsınız... f büyürse yani 11 22 gibi bu netlik alanı da büyür ve net sahanın derinliği artar... Ama diyafram büyümesi yani kısılması ışık girişini kıstığından enstanteneyi azaltmak ister... yani normal şartlarda sabit ışık şiddetinde bir deneme söyler sek Ben analoğ zenit tabirini kullanayım size bir adım artma eksilme olacaktır f ve enstantane ayarında Ne gibi Örnek enstantene 30 f diyafram 4 isteyen bir ışık ortamındasınız... ve f 2 istiyorsunuz eger f 4 ile 2 arasında 3.5 varsa 2 yoksa bir değer enstentaneyi ilerletirsiniz... f 3.5 var kabul edelim bu 2 adım demektir... f 4 den 2 ye 2 adım geriledi yani biz gerilettik... bu durumda enstantene yi 2 adım ilerletiyoruz... 30 dan bir sonra 60 ve sonra 125 e getiriyoruz... tahtaravalli gibi bir denge oluşturuyoruz... bu netice ile... 30 a 4 çekilebilecek ortamın 125 e 2 bir değerle çeke biliyoruz... bu neticenin bize kazanımı ne oldu... mesala 30 a 4 ile bir çiçek makrosu çekiyordunuz varsayalım bu netlik sahası hoş gelebilir ama optüratör hızı yani Enstantene düşük olduğundan çiçek rüzgarda sallanınca bu fotografa flulukla ve netlikte bozulma ile yansır... saniyenin 30 da bir hızını siz 125 çıkarınca bu salıntı rüzgar veya araç etkisinde ise fotografı hareket bazında rahatlatır ve ne t çekim sağlarsınız... 30 a 4-- 60 a 3.5-- 125 e 2 --- yada ters yönde istenir ise ... 15 e 5.6- 8 e 7,1 - 4 e 8 - 2 ye 11 .... Gibi.... Bu değerler objektif ve obtüratörlere göre ve makina ışık istemine göre değişiklik gösterebilir örneğin bir filtre kullanımı bu etkiyi değiştirme gereksinimi hissettirebilir...
s 5800 de auto da bu f ve optüratöü makina ışık ölçer ile kendisi ölçer ve bu ayarla çekim yapar...
a modu diyafram öncelikli
s modu enstantene öncelikli
m modu manuel size tercihinize kalmış mod anlamındadır...
a modunda siz diyafram değeri belirlersiniz makina enstantene değerini kendisi belirler neye göre ışık ortamındaki duruma göre normal bir görüntü için ayarlar...
s modunda siz enstantene yi belirlersiniz buna görede makina diyaframı kendisi belirler...
m mod da f ve ens size kalır çekersiniz lcd neticeye bakarsınız koyumu açıkmı buna göre artım veya azaltım yaparsınız...
optüratör enstantene ise film yüzeyine veya dijital çekimde ccd veya cmos sensöre düşecek görüntünün süresini belirler bu sürenin az olması veya çok olması çekilen yere göre değişir... gece çekiminde süre çok olmalı bol güneşli havada kısa olmalı... gibi...
iso ise filmde hassasiyetlik tir 100 asa 200 asa 400 asa filler dijitalde iso 50 64 100 400 800 1600 ... olmuş durumda...
normali 100 kabül edince 400 asalık film fotografta ışık olarak bize az ışık ortamında daha bol ışıklı bir neticeyi verir... yani filmdeki kimyasallar bu filme yüzeye gelen ışık az bile olsa daha hassas bir işlemle bunu normale telafi ettirir... bu dijitalde de aynı... bunun avantaj ve dez avantajları oluyor... kapalı ortamlarda karanlık ortamlarda iso yükseltilerek iyi netice alınıyor... dez avantaj ise kumlanma veya grenlenme denilen fotografta nokta nokta piksellerin görünmesi olarak bize dez avantaj yansıyor...
makinanın size sunduğu görsel çalışma neticesini siz daha sonra pc ortamında ek yazılım programları ile biraz daha müdahaleler ile daha net daha istenilir seviyelere getirebiliyorsunuz... bu Denemelerle ve tecrübelerle kazanılacak beceridir... basit programlar bunu ışık renk netlik gibi basit ikonlar seviyesi ile sunabiliyor ...
kolaylıklar ve Nice Güzel Günler dileğimle...
1.1. ASA / ISO Ayarları
Fotoğraf kavramının kökeninin Photo (Işık) ve Graphie(yazmak –çizmek)
sözcüklerinden geldiğini biliyorsunuz. Işıkla çizmek sözcüklerindeki gülümseten espri tam
yerinde bir saptamadır. Çünkü anlamında ışığın olmadığı yerde fotoğraf olmaz. Gerçek
dünyadaki görünümlerin fotoğraf haline getirilebilmesi mutlaka ışık, ışığın yansıyarak kayıt
olduğu film gibi duyarlı bir yüzey, kayıt işlemini yapan yani ışıkla bu yüzeye çizim yapan
kullanıcı ve makine donanımı gerekir. Çizmekle işaret edilen anlam ise fotoğrafçının
makinesi ve bu alanda kullandığı birçok araç-gereçle ışığı yönlendirip denetim altında
tutarak, film gibi duyarlı bir yüzey üzerinde istediği biçimde görüntüler elde etmesini ifade
eder. Modülün içeriğini oluşturan işlemlerden SA/ISO Ayarı, Diyafram Ayarı ve Enstantane
Ayarı ışığı kontrol altında tutmak için yapılır.
Fotoğraf çekiminin ana ilkesi ışığa karşı duyarlılaştırılmış film ya da dijital sensörün,
duyarlık oranına uygun olarak, yeterli bir süre içinde gerekli miktarda ışığı etkisi altında
tutulmasıdır. Siz de ortamdaki ışığı kontrol altında tutabilmek için, önce kayıt malzemesinin
ışık duyarlılık değerlerini (ASA/ISO hızını) ayarlayıp makinenize tanıtmalı, sonra da bu
ayara bağlı olarak iki ayar daha yapmalısınız. Bunlar Diyafram ve Enstantane ayarlarıdır. Bu
iki ayarı modül içindeki 2. ve 3. faaliyetlerde ayrıntılı olarak göreceksiniz. Şimdilik
ASA/ISO ayarını daha iyi kavrayarak ayarlamanız için objektiften geçen ışığın miktarını
diyafram, ne kadar sürede geçeceğini ise enstantane ayarıyla yapacağınızı bilmeniz yeterli.
ASA /ISO yapmanız için öncelikle kayıt malzemesinin ışıktan etkilenme oranını belirten
duyarlık değerlerini ve özelliklerini bilmeniz gerekir.
ÖĞRENME FAALİYETİ–1
AMAÇ
ARAŞTIRMA
4
1.2. ASA/ISO Değerleri
Ülkeden ülkeye değişiklik gösteren film duyarlık ölçü birimi Türkiye’de makineler ve
filmler üzerinde ASA, ASA/ISO ya da ASA/DIN standartlarıyla gösterilir. ASA (American
Standart Association) Amerikan Standartlar birimi, ISO (International Standart Organisation)
ise Uluslararası Standartlar Kurumu birimidir. Fotoğrafçılıkta özellikle filmlerde ASA/ISO
değerlerinin yanında bir de daha çok Avrupa ülkelerinde kullanılan ve kısaca DIN (Deutche
Industry Normen) olarak adlandırılan Alman ölçü birimi bulunmaktadır. ISO standartında
sol tarafa ASA sağ tarafa DIN değerleri yazılır 100ASA/21DIN gibi.
ASA ve DIN duyarlık standardı birbirinden farklı değer birimlerine sahiptir; ancak her
iki standardın değerinin de karşılıklı denk düşen bir dizilişleri vardır (64 ASA–19 DIN gibi).
Çizelgede sıralanan tüm değerler kendinden sonraki üçüncü değerin iki katı az duyarlıklı,
önceki üçüncü değerden ise iki kat çok duyarlıdır. Üç değerde bir tamamlanan bu
katlanmaya, değerler kıyaslanırken bir “stop ya da durak” denebilir. Kısaca çizelgedeki üç
basamak bir stop yapar. Örneğin, 200 ASA filmden iki kat yani bir stop daha duyarlı olan
400 ASA, dört kat yani iki stop daha duyarlı olan ise 800 ASA’ dır.
Her biri belirli düzeydeki duyarlığa karşılık gelen bu değerleri aşağıdaki denklik
çizelgesinde inceleyiniz.
5
ASA/ISO VE DIN DEĞERLERİ DENKLİK ÇİZELGESİ
ASA-ISO DIN
1 1
1.2 2
1.6 3
2 4
2.5 5
3 6
4 7
5 8
6 9
8 10
10 11
12 12
16 13
20 14
25 15
32 16
40 17
50 18
64 19
80 20
100 21
125 22
160 23
200 24
250 25
320 26
400 27
500 28
650 29
800 30
1000 31
1250 32
1600 33
2000 34
2500 35
3200 36
4000 37
Çizelgedeki standart duyarlık değerlerine zamanla teknolojik gelişime bağlı olarak
daha duyarlı filmler eklenmektedir.
Normal Işıkta 100
ASA ile çekildi
Az Işıkta 100
ASA ile çekildi
Normal Işıkta 400
ASA ile çekildi
Az Işıkta 400
ASA ile çekildi
6
1.3. Farklı ASA/ISO Değerlerinin Fotoğrafa Etkileri
ASA/ISO değerinin (film duyarlılığının) çekilen fotoğraf üzerinde ışık miktarı ve hız
etkisi dışında dört önemli etkisi vardır. ASA/ISO seçimi yaparken filmin yoğunluk, kontrast,
gren ve toleranstan nasıl etkileneceğinin bilinmesi ve bu sonuçlara göre tercih edilmesi
gerekir. Kısaca kullanılan filmin hızı (ASA/ISO) değeri çekilen görüntüyü yoğunluk,
kontrast, gren ve tolerans bakımından etkiler. Bu etkilerin ne olduğunu anlayabilmek ve ona
uygun film seçmek için bu kavramları bilmeniz gerekir. Bu konuda yapılan açıklamalara
örnek olarak yukarıdaki fotoğrafları inceleyiniz.
Gren: Filmin bir katmanına sürülen gümüş, oluşan kristallerin şeklinin ve
dağılımının sebep olduğu noktacıklardır. Duyarlığı artırmak için düzensiz ve iri
taneli, azaltmak için ise düzenli ve küçük taneli kristaller kullanılır. Filmde
görüntü oluşturan gümüşün iri tanecikli ve düzensiz dağılımı, görüntünün sayısız
küçük noktacık barındıran bir hâl almasına sebep olur. Fotoğraf büyütüldükçe bu
noktacıklar da büyüyerek kalitesiz bir görüntü oluşturur. Düzenli ve küçük
tanecikli olması ise grenlerin görüntülerde büyültmeler dışında belli olmamasına
veya çok küçük olmasına yol açar.
Kontrast: Siyah beyaz fotoğrafta en siyah ve en beyaz yerler arasındaki ton
farkıdır. Yani zıtlığıdır. Renklide ise açık ve koyu renkler arasındaki ton ya da
şiddet farkıdır. Kontrast yükseldikçe görüntülerde siyah ve beyaz belirginleşir,
griler ise kaybolur. Yüksek kontrast renkli ve siyah beyaz fotoğrafta biraz açık ve
biraz koyu görüntüleri çok açık ve çok koyu hâle getirip detayları azaltırken,
düşük kontrast çok açık ve çok koyu görüntüleri orta tonda göstererek detayları
artırır.
Yoğunluk: Genellikle kontrastlıkla karıştırılan yoğunluğa keskinlik de denir.
Yoğunluk, yan yana gelen iki farklı renk arasındaki geçiş keskinliğidir. Fotoğrafın
renklerinin birbirinden keskin bir şekilde ayrılması ve doygun görünmesinde
yoğunluk çok etkilidir.
Tolerans: Çekimde oluşan pozlandırma (filmin ya da kartın ışıklandırılması)
hatalarını, filmin telafi etme oranını ifade eder. Ara tonları gösterme ve küçük
pozlama hatalarını telafi etme, yüksek ASA filmlerde daha fazladır.
Genellikle filmlerin duyarlılığı azaldıkça aynı oranda yoğunluğu ve kontrastı artar,
greni ve toleransı azalır. Duyarlık arttıkça gren ve tolerans artar, yoğunluk ve kontrast azalır.
Örneğin, aşağıdaki tabloda ASA’ sı 20 olan, duyarlılık hızı çok düşük bir filmin yoğunluğu
çok yüksek olduğu için çizelgede 5 rakamıyla , greni ise çok düşük olduğundan 1 rakamıyla
gösterilmiştir.
ASA/ISO ayarı bulunan dijital fotoğraf makineleri içinde geçerli olan bu durum,
aşağıdaki çizelgede 1-2-3-4-5 gibi yaklaşık değerler ve oranlarda genellenerek verilmiştir.
7
FİLMİN
ASA/ISO
ÖZELLİĞİ
Çok az Duyarlı
(Çok Yavaş)
6-20
Az Duyarlı
(Yavaş) 25-50
Normal Duyarlı
(Orta)64-100
Duyarlı (hızlı)
125-500
Çok Duyarlı (Çok
Hızlı) 640-3200
Kontrastlığı 5 4 3 2 1
Yoğunluğu 5 4 3 2 1
Grenliliği 1 2 3 4 5
Toleransı 1 2 3 4 5
Film hız seçimi yapılırken duyarlık oranlarına bağlı olan film özellikleri dikkate
alınmalıdır.
1.4. Dijital ve Manuel Fotoğraf Makinelerinde ASA/ISO Ayarları
SLR (değiştirilebilen objektifli) makinelerin tümünde bulunan ASA/ISO ayarı
genellikle Compact (sabit objektifli) makinelerde bulunmaz. ASA/ISO ayarları anolog
(filmli) makinelerin mekanik olanlarının sol üst köşesinde bulunan Asa düğmesi duyarlığı
düşürmek için sola, artırmak için sağa doğru elle (manüel) çevrilerek yapılırken; elektronik
modelleri filmin ASA/ISO değerini dijital makineler gibi otomatik olarak algılar ve makine
ekranında gösterir. Ancak bazı durumlarda makinedeki filmin duyarlığının altında ve
üstünde film takma olanağı yoksa ASA/ISO ayarı dört stopa kadar, ASA tuşuna basarken
ayar yapma düğmesi çevrilerek değiştirilebilir. Örneğin 50 ASA/ISO film 800 ASA/ISO
olarak değiştirilebilir. Ama bu değişikliğin renk ton ve netlikte kalite kaybına neden olacağı
unutulmamalı. Dijital makinelerde ise bu ayarlar manüel olarak yapılır. Anolog makinelerin
ASA/ISO değer aralığı şimdilik dijital makinelere göre daha geniştir.
Kısaca ASA/ISO ayarlarının yapılışı makine türlerine göre değişiklik göstermektedir.
Yeni model makinelerin ASA/ISO ayar tuşları ve işleyişi kulanım kılavuzlarında
açıklanmaktadır.
ASA/ISO ayarı Analog (filmli) makinelere takılan filmin ışık duyarlığını makineye
tanıtmak ve bazı durumlarda da makineyi yanıltmak amacıyla; dijitallerde ise görüntüleme
çipinin ışığa duyarlığını belirli sınırlar içinde gerektiğinde değiştirmek amacıyla yapılır.
Analog makinelerle çekim yaparken genel kural olarak makinenize kaç ASA
değerinde film takmışsanız ASA/ISO ayarını o değere sabitlemelisiniz. Örneğin filminiz 100
ASA ise makineniz üzerinde ASA değerlerinden 100’ü seçmelisiniz. Çekim yapılan
ortamdaki ışık oranı ve nesnelerin hızı uygun diyafram-enstantane ayarı yapmanız için
yeterliyse ASA/ISO ayarını filminizi tüketip farklı ASA da bir film takıncaya kadar
değiştirmeyiniz. Ancak bazen özel durumlarla karşılaşılabilirsiniz. Örneğin ortamdaki ışığın
8
istediğiniz diyafram ve enstantane değerleriyle çekim yapmanıza yetmediği durumlarda,
düşük ASA’ lı yavaş bir filmle çekim yapmak zorunda kalınabilirsiniz. Bu durumda
makinenizi filminizin ASA’ sı farklı olduğu hâlde istediğiniz poz değerlerine yetecek
hızlı(duyarlığı fazla) bir ASA değerine ayarlayarak çekim yapmalısınız ve filminizi mutlaka
çektiğiniz ASA ya göre yıkatmalısınız. Ortamdaki ışığın istediğiniz diyafram ve enstantane
değerleriyle çekim yapmanız için çok fazla olduğu durumlarda ise tam ASA değeri
düşürülür. Bu ayar biçimine iteleme denir. Oysa dijital makinelerde her poz ya da çekim için
farklı bir ASA/ISO değerini ayarlayabilirsiniz.
Fotoğraf 1.1. Fotoğraf makinesine film takılması Fotoğraf 1.2. CCD algılayıcı
9
UYGULAMA FAALİYETİ–1
İŞLEM BASAMAKLARI ÖNERİLER
Sınıf arkadaşlarınızla ASA/ISO
ayarlaması gerektiren durumları ve
konuları tartışarak bir çekim konusu
belirleyiniz.
Belirlediğiniz konuya uygun filmin
yaygın, bulunabilir bir film olmasına
dikkat ediniz.
Çalışmanızın sonuna kadar çekeceğiniz
her pozun ışık, diyafram, enstantane,
ASA/ISO değerlerini ve objektifinizin
odak uzunluğunu yazacağınız 5
sütundan ve 36 satırdan oluşan bir liste
hazırlayınız.
Çekimlerinizi mesafe ve açıyı
değiştirmeden yapınız. Listenizi çekim
boyunca sürekli yanınızda bulundurarak
her pozdan hemen sonra gecikmeden
değerleri yazınız.
100 ASA/ISO değerindeki filmi
makinenize takarak ASA/ISO ayarını
yapınız.
Makine türüne göre değişen film takma
yöntemini araştırarak ya da
öğretmeninizin yardımıyla yapınız.
Taktıktan sonra film sayacının errror
(arıza uyarısı) verip vermediğini kontrol
ediniz.
Belirlediğiniz ortamın doğru diyafram
ve enstantane değerini öğretmeninizden
alarak makinenize uygulayınız.
Uygulamanızı hem dijital ve hem
analog makine üzerinde yapmaya
çalışınız.
Diyafram, enstantane ve ASA/ ISO
ayarlarını sabit tutarak fotoğraf çekimi
yapınız.
Diyafram ve enstantane değerlerinin
sabit olup olmadığını her pozda kontrol
ediniz.
Doğru değerin altında ve üstünde
ASA/ISO değerleriyle çekim yapınız.
Çekimlerinizi ASA/ISO ve konu
uygunluğuna dikkat ederek yapınız.
Çekilen fotoğrafları karta bastırıp çekim
listenizdeki değerlerle karşılaştırarak
hatalarınızı belirleyiniz.
Film banyosu ve kart baskısına
müdahale edilmemesini sağlayınız.
Çıktıların aynı ebatta ve aynı kâğıt
türünde olmasına dikkat ediniz.
Aldığınız sonuçları arkadaşlarınızla
paylaşmalı ve değerlendirmede objektif
olmalısınız.
UYGULAMA FAALİYETİ
10
KONTROL LİSTESİ
GÖZLENECEK DAVRANIŞLAR Evet Hayır
1
Sınıf arkadaşlarınızla ASA/ISO ayarlaması gerektiren
durumları ve konuları tartışarak bir çekim konusu belirlediniz
mi?
2
Çalışmanızın sonuna kadar çekeceğiniz her pozun ışık,
diyafram, enstantane ve uzaklık ASA/ISO değerlerini ve
objektifinizin odak uzunluğunu yazacağınız 6 sütunlu bir liste
oluşturdunuz mu?
3 100 ASA/ISO değerindeki filmi makinenize takarak ASA/ISO
ayarını yaptınız mı?
4 Belirlediğiniz ortamın doğru diyafram ve enstantane değerini
öğretmeninizden öğrenerek makinenize uyguladınız mı?.
5 Diyafram, enstantane ve ASA/ ISO ayarlarını sabit tutarak
fotoğraf çekimi yaptınız mı?
6 Doğru değerin altında ve üstünde ASA/ISO değerleriyle çekim
yaptınız mı?
7
Çektiğiniz fotoğrafların bilgisayar aktarımını veya karta
baskısını müdahalesiz yaptırıp çekim sonuçlarınızı değer
listenizle karşılaştırarak hatalarınızı belirlediniz mi?
UYARI: Sorulara verdiğiniz cevapları cevap anahtarıyla karşılaştırınız.
Yanlışlarınızı düzeltmek için ilgili konuyu inceleyiniz. Ayrıca uygulama faaliyetini yeniden
yapınız.
11
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
ÖLÇME SORULARI – 1 (Doğru Yanlış Testi)
1. ( ) Çekim anındaki ışık miktarıyla seçilecek filmin duyarlığı arasında bir ilişki
bulunmaz.
2. ( ) ASA/ISO ayarı enstantane ayarını etkiler ancak diyafram ayarını etkilemez
3. ( ) Işık azaldıkça veya obje hızlandıkça daha hızlı filmler kullanmak gerekir.
4. ( ) Duyarlığı azaltmak için düzensiz ve iri taneli, artırmak için ise düzenli ve küçük
taneli kristaller kullanılır.
5. ( ) Analog makinelerde özel durumlar dışında yapılan ASA/ISO ayarı film
değiştirilinceye kadar kullanılmalıdır
6. ( ) Duyarlık arttıkça gren ve tolerans artar, yoğunluk ve kontrast azalır
7. ( ) 800 ASA film 200 ASA filmden üç kat daha duyarlıdır.
8. ( ) Duyarlığı düşük filmle çekim yapmak zorunda kalındığında ASA/ISO ayarı filmin
duyarlığından yüksek değere ayarlanarak çekim yapılıp banyo aşamasında farklı işlemlerden
geçirilir.
9. ( ) Kural olarak makineye hangi değerde film takılmışsa ASA/ISO ayarı o değere
ayarlanır.
10. ( ) Filmin ASA/ISO değerinden farklı bir değerle çekim yapmak fark oranında renk ton
ve netlikte kalite kaybına neden olmaz.
ÖLÇME SORULARI – 2
Aşağıdaki cümlelerin içindeki boşlukları doldurunuz.
1. Filmli makinelerin elektronik modelleri filmin ASA/ISO değerini dijital makineler gibi
……………………… olarak algılar ve makine ekranında gösterir.
2-Çizelgede sıralanan tüm değerler kendinden sonraki ………… değerin katı az duyarlıklı,
önceki …………. değerden ise iki kat çok duyarlıdır.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
12
3-Düşük kontrast çok açık ve çok koyu görüntüleri ………….. tonda göstererek detayları
artırır
4- 200 ASA film 400 ASA filmden ……. kat, yani …… stop daha duyarlıdır.
5- ASA/ISO seçimi yaparken filmin ………………, ………………….,
………………………… ve ………………… den nasıl etkileneceğinin bilinmesi ve bu
sonuçlara göre tercih edilmesi gerekir.
DEĞERLENDİRME
Cevaplarınızı cevap anahtarı ile karşılaştırınız. Yapılan değerlendirme sonunda hayır
şeklindeki cevaplarınızla ilgili bölümü faaliyete geri dönerek tekrar ediniz. Eğer hayır
cevabınız evet cevabınızdan daha çoksa faaliyete yeniden başlayınız. Cevaplarınızın tümü
evet ise bir sonraki faaliyete geçiniz.
13
ÖĞRENME FAALİYETİ - 2
Fotoğraf çekimlerinde diyafram açıklığının işlevini, önemini, değerlerin kullanımını,
değerlerin ayarlanmasını ve fotoğrafa görsel etkilerini tanıyarak hatasız uygulayabileceksin.
Göz bebeğinin çok ışıklı ve az ışıklı ortamlarda nasıl tepki verdiğini anlamak için bir
yakınınızın gözüne dikkatlice bakınız. Kendi görme biçiminizi farklı ışık
ortamlarında hissetmeye çalışınız. Elde ettiğiniz bulguları arkadaşlarınızla
paylaşınız.
Diyaframın objektifteki yerini ve kullanımını karşılaştırmak için fotoğraf atölyesine
farklı objektifler getirerek çalışma prensiplerini inceleyiniz.
Diyafram ayarının diğer temel ayarlarla ilgisini araştırınız.
2. DİYAFRAM
2.1. Tanım
Pozlama için gerekli yeterli miktarda ışığın film yüzeyine düşürülmesini sağlamak
üzere objektifin arka iç kısmında konumlandırılan açılıp kapanır metal bir düzeneğin standart
değerlerinden birinin belirlenmesine diyafram ayarı denir.
Bir nesnenin görüntüsünü istediğiniz biçimde fotoğraflayabilmeniz için, konudaki
cisimlerin üzerine düşen veya etrafında bulunan ışık miktarına, nesnenin ışığı yansıtma
oranına (koyuluk ve açıklık oranına) bakarak makinenize taktığınız filmin duyarlığına ve
enstantane ayarınıza uygun bir diyafram ayarı yapmanız gerekir. Yapılan bu ayarlamalara
ise pozlama denir.
Fotoğraf 2. Diyafram değerleri
ÖĞRENME FAALİYETİ–2
AMAÇ
ARAŞTIRMA
14
2.2. Önemi
Diyaframın en önemli görevi film üzerine düşecek ışık miktarını ayarlamaktır. Çekilen
fotoğrafta görüntü oluşturmak için filme ya da sensör çipine gerekli miktarda ışık
düşürmeniz gerektiğini öğrenmiştiniz. Film üzerine duyarlığından fazla ışık düşürürseniz
görüntü açık, az ışık düşürürseniz görüntü koyu çıkar. O hâlde belirli duyarlıktaki filmi az ya
da fazla ışıkta kullanabilmeniz için ışık oranını filmin duyarlığına ve belirlediğiniz
enstantene değerine göre denetlemeniz, ayarlamanız gerekir. Bu işlemlerden biri enstantane
diğeri diyafram ayarıdır.
Diyaframın ikinci önemi, fotoğrafta istenilen genişlikte ve darlıkta net alan
oluşturmayı sağlayan etkenlerden biri olmasıdır. (Alan Derinliği konusunda açıklanacak.)
Diyaframın üçüncü önemi ise, görüntünün merkezi ile kenarları arasındaki ışık
farklılığını eşitlemesidir. Aksi taktirde fotoğrafların orta kısmı çok açık kenarları ise çok
koyu çıkar.
2.3. İşlevi
Diyaframın işleyişi ve işlevi göz bebeğine (iris) benzer. Gözün tam orta noktasında
bulunan ve bakıldığında rahatlıkla görülebilen gözbebeği ortamdaki ışık oranına bağlı olarak
büyüyüp küçülen bir yapıya sahiptir.
Gözümüzü ışıktan korumanın yanında, asıl işlevi, ışık azaldıkça büyüyüp artıkça
küçülerek üzerinde görüntü oluşan retinaya gerekli miktarda ışık geçmesini sağlamaktır. Bu
işlevini ise ancak gözün görme eşiğinin sınırı içinde gerçekleştirebilir. Işık miktarı görme
eşiğinden az olduğunda göz bebeği maksimum sınıra kadar açıldığı hâlde retinanın görüntü
oluşturmak için ihtiyaç duyduğu oranda ışığı geçirmede yetersiz kalır. Işık miktarı eşik
sınırından fazla olduğunda ise, bu kez maksimum sınıra kadar küçüldüğü hâlde, retinanın
ihtiyacından fazla olan ışığı azaltmakta yine yetersiz kalır. Her iki durumda da göremeyiz.
Aynı durum diyafram içinde geçerlidir. Diyafram, ışık çok arttığında kısılarak hem filmi
fazla ışıktan korur, hem de çekilen objenin görünmesini sağlar.
Fotoğraf 4:Küçük açıklık(sol) f:22, büyük
açıklık ise(sağdaki) f:2 değerini
göstermektedir
Fotoğraf 3:Fotoğraf makinesi ile
gözün karşılaştırılması
15
Diyafram fotoğraf makinelerinde objektif taşıyıcısının arka kısmındaki mercekler
arasına yerleştirilmiştir. Birbirine tutturulmuş siyah boyalı metal plakalardan oluşur.
Mekanik makine objektiflerinde üzerinde diyafram değerlerinin yazılı olduğu halka
çevrildiğinde bu metal plakalar açılıp kapanır. Bu sayılar diyafram açıklık oranını belirtir.
Dünya genelinde kabul gören İngiliz sisteminde diyafram açıklık değerleri şu şekilde
sıralanır: Uluslararası diyafram birimi f / stop’tur.
f / 1.1 - 1.2 - 1.4 -1.8 - 2 - 2.8 - 4 - 5.6 - 8 - 11 -16 - 22 - 32 - 45 - 64
Yukarıda sıralanan ana değerler diyafram açıklık oranını ifade eder. Kısaca f / 1.1 en
geniş açıklık değeri iken f/64 en dar açıklık değeridir. Ana değerler arasında orantılı bir
genişlik darlık ilişkisi vardır. Bir değer bir önceki değerden iki kat dar, bir sonraki
değerdense iki kat geniştir. Örneğin f/ 8 f/5.6’ dan iki kat daha dar bir açıklığa f/ 11’ den
ise iki kat daha geniş açıklığa sahiptir. Unutmayın, rakam küçüldükçe açıklık genişler ve
genişleyen açıklıktan daha çok ışık geçer.
Objektif üzerindeki diyafram halkasından ayarlanan bu değerler arasında ara değerler
bulunmasına rağmen rakamla belirtilmez.. Ancak iki değer arasında bir çizgi yada boşluk ara
diyafram değerlerine denk gelir. Elektronik modellerde bu değerler arasında yarım stopluk
ara diyafram değerleri de gösterilmektedir.
Ardı ardına gelen her iki değer arasındaki katlanma bir durak veya bir stop olarak
adlandırılır. Örneğin f/ 2 ile f/ 8 arasında dört durak ya da dört stop vardır. Sıralanan
değerlerin tümünün bulunduğu bir objektif henüz üretilememiştir. Objektifler türlerine ve
kalitelerine bağlı olarak belirli bir aralıktaki değerlerle üretilir. Örneğin f/ 2.8 – 32 aralığın
da yedi tam durak vardır. Demek ki bu objektifte veya makinede ancak bu yedi durak (2.8 -
4 - 5.6 - 8 - 11 -16 - 22 - 32 ) ayarlanabilir. Bir başka objektifte bu değer aralığı f/1.4 –
f/22 olabilir.
Fotoğraf 5:Büyükten küçüğe doğru diyafram değerlerinin sıralı dizilişi
16
2.4. Diyafram Ayarları
Diyafram açıklığı sabit olan kompakt makineler hariç tüm makinelerde diyafram ayarı
bulunur. Diyafram ayarını eski model makinelerde el pozometresi veya objektif üzerindeki
halkayı çevrilerek yapmalısınız. Oto focus (otomotik netleme) özelliği olmayan bu
makinelerde sayıların karşısında bir ok ya da çizgi bulunur. İstenilen sayı bu çizginin
karşısına getirilerek diyafram ayarı yapılır. Elektronik modellerde ise genellikle makinenin
sağ üst bölümündeki çekim seçenekleri çarkından diyafram konumu (AV ya da A)
seçildikten sonra, sağ taraftaki değer ayarlama ibresi çevrilir. Günümüzde üretilen yeni
modellerde üç ayrı yolla diyafram ayarlanabilir. Bunlar: Çeşitli simgelerle gösterilen
otomatik yaratıcı modlar ile program (P) modu, diyafram öncelikli mod (AV veya A) ve
manuel mod (M) tur. Tercihinize göre bu ayarı, isterseniz makinenizi program veya otomatik
moda ayarlayarak istersenizde diyafram tuşuna basılı tutarak değiştirme kadranı
belirlediğiniz değere kadar çevirip manuel olarak yapabilirsiniz. Madem ki makine otomatik
olarak ayar yapıyor. O hâlde neden manuel ayar yapayım diye düşünebilirsiniz. Eğer bu ayar
türleri gerekmeseydi makine üzerinde de bulunmazdı. Bu durumun sebeplerini sabırla
ilerlediğinizde ilgili bölümlerde anlayacaksınız.
2.4.1.Diyafram Ayarını Gerektiren Durumlar ve Alınacak Önlemler
Yeni tip makinelerde gelişmiş pozometreler bulunmasına rağmen, makinedeki
pozometre doğadaki tüm tonları yüzde 18 gri tonda varsaydığından bazı durumlarda
yanılarak hatalı pozlandırma yapar.
Hataları önleyebilmek için kullanıcıların mutlaka makinelerini yönlendirmeleri
gerekmektedir. Program dışında ayar yapmayı gerektiren durumlar: Konunun parlak ışık
kaynağının önünde kaldığı ters ışık durumunda çok açık ve çok koyu bir arka plan önünde
bulunduğunda, geniş ya da dar net alan derinliği yapmak gerektiğinde, makinenin verdiği
diyafram değerine müdahale etmek gerekir.
Fotoğraf makinesi beyaz bir duvara doğrultulur, önerilen poz değerleri ile çekim
yapılırsa sonuçta gri renkli bir duvar karşımıza çıkacaktır. Benzer şekilde koyu renkli bir
konu makinenin verdiği değerlere uyularak fotoğraflanırsa yine gri sonuçlar elde edilecektir.
Bu sebeple poz değerleri değerlendirilirken konunun eşit ölçeri yanıltacak olan bölümleri
dikkate alınmalıdır. Böylesi bir durumun üstesinden gelebilmek için hem orta tonlu hem de
fotoğrafı çekilecek ana konu kadar ışık alan bir cisimden ışık okuması yapılması gerekir ki
kaldırım taşları bu iş için idealdir. İlgili değişken değerleri bu orta tonlu cisimden yapılan
okumaya göre ayar edildikten sonra istenilen kompozisyon oluşturulur ve çekim yapılır.
Dolayısıyla fotoğrafçının çalıştığı konunun az veya fazla ışık yansıtıyor olması durumunu
dikkate alarak gerekli düzeltmeleri yapması gerekmektedir.
Ortalamaya uymayan konularda el pozometresi ile düşen ışık miktarını ölçmek veya
poz taramasına gitmek doğru sonuca ulaşmak için yararlıdır; poz taraması ile aynı konunun
değişik pozlandırmalarla fotoğraflanması anlaşılır. Amaca en uygun fotoğrafın aralarından
seçilmesi gereklidir. Çekim için kullanılan filmin dia olması hâlinde yarım duraklık aralarla
17
pozlama hatalarına karşı daha toleranslı olunması baskı filmleri ile bir duraklık aralarla poz
taraması yapılması uygun olacaktır.
Poz taraması yapmak için çoğu makinede bulunan tarama fonksiyonu kullanılabilir.
Eski SLR fotoğraf makinelerinde bir çark etrafına dizilmiş bulunan tarama aralıklarına yeni
tip ekranlı makinelerde elektronik düzenekle kumanda edilebilmekte ve poz değerleri 1/2
veya 1/3 durak aralıklarla arttırılıp azaltılabilmektedir. Taramanın, değişik modellere bağlı
olarak +/-2 ile +/-5 durak arasında gerçekleştirebilmesi, hatta tarama aralığı belirlendikten
sonra motorla seri çekimler yapılabilmesi mümkündür. Eğer kullanılan makinede anlatılan
otomatik tarama sistemi bulunmuyorsa her seferinde tarama yapılmak istenilen aralıkta
değişik değerler makine ve objektife ayrı ayrı bağlanabilir.
Diyafram öncelikli mod (Av) diyafram açıklığını kontrol etmek için en iyi yoldur.
Diyafram açıklığı değerini siz seçtiğinizde, makine doğru bir pozlama elde etmek için
gereken enstantane ayarını otomatik olarak yapar.
Örneğin diyafram-öncelikli pozlandırma programındayken objektifi f/5,6’ya
ayarladığınızı ve fotoğraf makinesinin de doğru pozlandırma için 1 / 125 sn. seçtiğinizi
varsayın. Diyafram ve obtüratör arasındaki ters orantılı ilişkiden ötürü, gerçekte 1 / 500 sn'lik
bir enstane istiyorsanız diyaframı f 2.8'e ayarlamanız gerekmektedir. Makinenin verdiği
diyafram değerine müdahale ederken deneyiminizden ve aşağıdaki çizelgeden
yararlanabilirsiniz.
Aşağıdaki tabloda yer alan değerleri cepheden ışık alan objeler için güneş doğduktan
sonraki 3 saat ve batmadan önceki 3 saat içinde kullanabilirsiniz.
Işık / Hava Durumu ISEOn s4t0a0n tane HıIzSı O(S 2a0n0iy e) ve MercIeSkO A 1ç0ık0l ığı
Parlak güneşte, kar, kum gibi
ortamlar
1/500
f /16
1/500
f/11
1/500
f/8
Parlak Güneş Işığı 1/500
f /11
1/500
f/8
1/500
f/5.6
Zayıf Güneş Işığı 1/500
f /8
1/500
f/5.6
1/250
f/5.6
Parlak Bulutlu Hava 1/500
f /5.6
1/250
f/5.6
1/125
f/5.6
Kapalı Hava (Normal Bulutlu) 1/500
f /4
1/250
f/4
1/125
f/4
ÖNERİ: Fotoğraf çekimine yeni başladığınız için diyafram değeri olarak öncelikle
f/8 değerini seçmeniz yararlı olacaktır. Bu değer başlangıç değeridir ve gözün yorulmadan
görebildiği görüntüleri makine net olarak kaydeder. Buradan yola çıkarak ışığın fazla olması
veya yetersiz olması durumunda hangi değerleri kullanmanız gerektiğini göreceksiniz.
Yukarıda yer alan standart değerlerden; ışığın az olması durumunda f/8’ in altındaki
değerleri, ışığın fazla olması durumunda ise f/8’ in üstündeki değerleri kullanmanız gerekir.
18
Diyafram sadece pozlanma süresini değil, netlik derinliğini de etkiler. Bir objektifin
elle ya da otomatik olarak odaklandığı noktanın hem önünde ve hem arkasında oldukça
keskin netliğe sahip bir bölge bulunur. Bu bölgeye netlik derinliği denir. Net alan
derinliğinde diyafram açıklığı daraldıkça netlik derinliği artar. Net alan derinliği çerçeve
içindeki her şeyin net olmasını ya da olmamasını sağlar. Diyafram açıldıkça (f sayıları
küçüldükçe) netlik derinliği azalır.
Fotoğraf çekerken, diyafram seçimi (ve dolayısıyla netlik derinliği seçimi) size
vurgulayacağınız yeri seçme şansı veren diyafram ayarı için bir örnek verelim: Konunuzun
hareketsiz, durağan veya yavaş hareketli bir portre çekimi olduğunu, dikkati dağıtan bir arka
planın önünde durduğunu düşünelim. Netleme ayarının tam olarak konunuzun gözüne göre
yapar ve geniş bir diyafram kullanırsanız (belki f 2.8), arka planı hafifletip, dikkati
dağıtmasını önleyebilirsiniz.
2.5. Net Alan Derinliği
Fotoğraf 6. Objektif üzerinde diyafram değerlerine göre alan derinliği
Alan derinliği, fotoğrafın ön planındaki en net nokta ile geri plandaki en net nokta
arsındaki mesafeye denir. Alan derinliği, başlangıçta önemsiz gibi düşünülse de fotoğraf
çekimi sırasında sık sık varlığını hissettiren bir kavramdır. Alan derinliği, bir lens sisteminin
obje üzerine odaklanırken net olarak görüntü oluşturabildiği uzaklık dilimidir. Sonuçta
fotoğrafta bu dilim içinde kalan nesneler net, arkada veya önde olan nesneler ise bulanık
görülür. Bir diğer deyişle de objektifin netlediği yerin önünde ve arkasında net olarak
görünen mesafedir. Diğer bir deyişle fotoğraf karesinde net görünen alanın derinliğini
belirtir. Örneğin fotoğraf makinesine üç ayrı uzaklıkta bulunan ve arka arkaya duran üç
objenin sadece biri net diğerleri flu ise bu fotoğrafta alan derinliği dar demektir. Objelerin
üçü de net ise alan derinliği geniş demektir. İstediğimiz alan derinliğini diyafram ayarını
19
kullanarak sağlayabiliriz. Diyafram açık ise alan derinliği az, diyafram kısık ise alan
derinliği çoktur. Az açık diyafram (f:16, f:22 vb.) değerlerinde çekilen fotoğrafta net olan
kısımlar daha çoktur. Geniş açılı objektifler dar açılı objektiflere göre daha büyük alan
derinliği mesafesine sahiptirler. 450 mm’lik bir objektif kullanılıyorsa, diyafram 5,6’ya,
metraj bileziği 3 metreye ayarlandığında, sadece 3 metre ötedeki nesneler net çıkmayıp 2,5
metre ile 3,8 metre arasındaki nesnelerin net çıktığı görülür.
Alan Derinliği Nasıl Oluşur?
Bir yakınsak mercek teorik olarak sonsuz uzaklıkta da bulunan bir nesnenin
görüntüsünü tam odak noktasında net olarak oluşturur. Daha yakındaki nesnelerden çıkan
ışık ışınları ise odak noktasında değil merceğe daha yakın bir noktada net görüntü oluşturur.
Bu nedenle fotoğraf makinelerinde, değişik uzaklıkta bulunan nesnelerden gelen ışınların
tam film üzerinde odaklanabilmesi için mercek ileri geri hareket ettirilir. Mercek hareket
ettiğinde ise bu sefer daha gerideki ve ilerideki nesnelerin görüntüsüne ait netlik bozulur. İşte
net görüntü oluşturulabilen bu aralığa alan derinliği denir. (İngilizcede Depth Of Field-DOF)
Yeni tip otomatik makinelerde otomatik alan derinliği ayarı A-DEP modu biçiminde
kısaltılmıştır. Objektif üzerindeki alan derinliği önizleme düğmesine basılarak mevcut durum
görülebilir. İlgili düğmeler kullanılarak yaklaşık alan derinliği tespit edilip gerek duyulursa
otomatik ya da diyafram öncelikli modla ayarlanır.
Alan derinliğini kullandığınız filmin boyutları, mercek sisteminin odak uzunluğu ve
diyafram açıklığı belirler. Filmin boyutları kullandığınız makinenin teknik özelliklerini
değiştirdiği için alan derinliğinde etkilidir. Pratikte bu değiştirilemeyeceği için alan derinliği
için kullanılmaz. Bunun yerine alan derinliği yaratmak istiyorsanız kullandığınız lensin odak
uzunluğunu veya diyafram açıklığını değiştirirsiniz. Örneğin, odak uzunluğu yeterince fazla
olursa çok uzaktaki objeler etrafında bile dar bir alan derinliği oluşur.
Alan Derinliğini Neden Kullanmalıyız?
Alan derinliği etkisini kullanmak fotoğraflarınızın estetik değerini artırabilir. Buna
bir örnek "makro" denilen çekimlerdir. Bu tip fotoğraflarda küçük bir obje çok yakından
büyütülerek görüntülenir. Bu tip fotoğraflarda etraftaki nesnelerin görüntüde belirgin bir
biçimde olması objenin izleyici tarafından algılanmasını azaltabilir. Bu yüzden makro
fotoğraflarda sıklıkla alan derinliği etkisi kullanılarak etraftaki nesnelerin fotoğraf üzerinde
net olarak görünmesi engellenir. Bunun tersi de manzara fotoğrafı çekimlerinde alan
derinliği artırılarak her nesnenin fotoğraf üzerinde net olması sağlanır. Böylece kadraj
içindeki her nesne örneğin yakındaki bir ağaç ya da uzaktaki bir dağ fotoğraf üzerinde net
olarak görünür. Böyle bir fotoğraf ise manzaranın güzelliğinin izleyiciler tarafından daha
kolay anlaşılmasını sağlayacaktır.
Alan Derinliği Kontrolü
Alan derinliği kontrolünü etkileyen faktörler üçe ayrılır. Bunlar: Diyafram açıklığı,
netlik mesafesi ve objektifin odak uzaklığıdır.
20
Aşağıdaki tabloları dikkatlice inceleyiniz.
Alan Derinliğini Belirleyen Faktörler
DİYAFRAM AÇIKLIĞI FOTOĞRAF MAKİNESİ -
OBJE MESAFESİ ODAK UZAKLIĞI
Dar Olursa Geniş Olursa Yakın
Olursa
Uzak Olursa Kısa Olursa Uzun Olursa
Alan
Derinliği
Az
Olur
Alan
Derinliği
Çok
Olur
Alan
Derinliği
Az
Olur
Alan
Derinliği
Çok
Olur
Alan
Derinliği
Az
Olur
Alan
Derinliği
Çok
Olur
Diyaframla Kontrolü: Diyafram açıklarının, objektiften geçen filme etki eden ışık
miktarını ayarlamasıyla gerçekleşir. Diyafram açıklığı küçüldükçe alan derinliği de artar.
Diğer bir deyişle diyafram rakamları büyüdükçe alan derinliği artar. Tersi durumda ise
objenin önündeki ve arkasındaki objeler netsiz olarak filme yansır.
21
Fotoğraf 7. Alan derinliğini gösteren örnekler
Netlik Mesafesiyle Kontrolü: Objenin makineye olan uzaklığının ayarlanmasıdır.
Netliği yapılan obje makineden ne kadar uzaksa alan derinliği de o kadar fazlalaşır. Ne kadar
yakınlaşırsa da o kadar azalır. Uzaklığın net alana etkisini daha iyi anlayabilmek için
gözünüzü yakın ve uzak nesnelere odaklayarak etrafında algılayabildiğiniz net alanı
saptamaya çalışınız.
Fotoğraf 8. Alan derinliğini gösteren örnekler
22
Objektifin Odak Uzaklığıyla Kontrolü: Alan derinliğini kontrol etmek için,
objektif odak uzaklıklarından da faydalanılır. Kısa odak uzaklığına sahip objektifler
kullanıldığında alan derinliği artar. Uzun odaklı objektifler kullanıldığında ise alan derinliği
azalır. Birinci fotoğrafta net alanın az, ikincide fazla olduğuna dikkat ediniz.
Fotoğraf 9. Alan derinliğini gösteren örnekler
2.6. Diyafram Seçiminin Fotoğrafa Görsel Etkisi
Netlik Bakımından Etkisi
Belirlenen diyafram değerinden etkilenen net alan derinliği fotoğrafta verilmek
istenen mesajı belirginleştirmede vurgulama ve ayıklamada önemlidir. Yukarıdaki iki
fotoğraf başlangıçta netlik açısından birbirine benzer gibi görünürse de dikkatli
incelendiğinde, birinci fotoğrafta önden arkaya doğru net alanın bozulduğunu ikinci
fotoğrafta ise ön alanla birlikte arka planında net olduğunu göreceksiniz. Burada birinci
fotoğrafta alan derinliğini daraltmak amacıyla diyafram açıklığı büyültülerek (f/4), ikinci
fotoğrafta ise her noktanın net olabilmesi için diyafram açıklığı kısılarak (f/16) çekim
yapılmıştır.
23
Fotoğraf 10. Alan derinliği örnekleri Fotoğraf 11. Alan derinliği örnekleri
Aşağıdaki fotoğraflar ise f: 2.8 diyafram ve 1/250 enstantane değerleri ile f: 4
diyafram / 1/125 enstantane değerleri ışık geçirme oranı bakımından eş değerde ayarlardır.
Birinci pozlandırmada net alan derinliğinin az, ikinci pozlandırmada daha fazla olmasına
rağmen, her iki pozlandırma sonucunda fotoğraftaki ışık miktarı ya da parlaklığın aynı
olduğunu göreceksiniz. Oysa ikinci pozlandırmada diyaframı f:4 yerine f.8 olarak
ayarlarsanız, enstantane sabit kaldığı için, fotoğraf dört kat koyu çıkar. F:4 değerini f:2.8
olarak ayarlarsanız bu kez fotoğraf iki kat açık çıkar. İki fotoğrafın bıraktığı etki ve yarattığı
duygu farklı olacaktır.
Fotoğraf 12. Alan derinliğini gösteren örnekler
Işık Bakımından Etkisi
Diyafram açıklığı gereğinden fazla olduğunda fotoğraf çok açık veya aydınlık çıkar.
Kısık olduğunda ise karanlık çıkar. Alan derinliği için söylenenler ışık için de geçerlidir. Işık
fotoğrafta her görünürlüğü sağlar hem de estetik bir anlatım aracı olarak önemli yer tutar.
3.1. Tanım
Diyafram düzeneğiyle miktarı ayarlanmış olan ışığın belli duyarlıktaki filmin
düzlemini ne kadar süreyle etkileyeceğini belirleyen obtüratör (örtücü) perdesinin farklı
değerlerden oluşan açılıp kapanma hızına denir.
Fotoğraf makinesinin karanlık bölmesinin önünde, objektif yuvasının arkasında
bulunan bir perde ve onun açılıp kapanmasını sağlayan bir mekanizmaya ise obtüratör denir.
3.2. Önemi
Belirlenen diyafram açıklığından geçip obtüratör perdesinin önüne kadar gelen
ışığın, karanlık bölgedeki film üzerine düşme süresini ayarlayan perdenin hızının, ışık
miktarını ayarlama görevi kadar önemli bir görevi daha vardır. Fotoğrafı çekilen objelerin
hareketlilik durumlarının fotoğrafta belli olup olmamasını belirler. Yani hareketli objelerin
çekimlerinin hareketli mi veya hareketsiz mi olacağını seçilen enstantane değeri belirler.
Bilindiği gibi fotoğraf gerçek hayattaki bir anın dondurulmuş görüntüsüdür. Dondurulan bu
an, örtücünün izin verdiği ışıklandırma süresidir.
3.3. İşlevi
En basit haliyle obtüratör, filmin (veya digital sensörün) tam önüne yerleştirilmiş iki
perdeden meydana gelir. Pozlamanın başlangıcında ilk perde filmin üstünü açacak şekilde
hareket geçer. Pozlamanın sonunda ikinci perde harekete geçerek filmi örter. Pozlamadan
sonra film makine içinde ilerletildiğinde her iki perde de ilk konumlarına geri dönerler.
ÖĞRENME FAALİYETİ–3
AMAÇ
ARAŞTIRMA
30
Örtücü perdeler, makinede ayarlanan enstantaneden bağımsız olarak daima aynı
hızda hareket ederler. Enstantane, yani obtüratör hızı terimi gerçekte birinci ve ikinci
perdenin hareketleri arasındaki gecikmeyi anlatır. Hızlı enstantanelerde henüz ilk perde
hareketinin sonuna ulaşmadan önce ikinci perde harekete geçer ve film de bu iki perdenin
oluşturduğu hareketli bir yarık içinden ışığa maruz kalarak pozlanır.
Obtüratörler ayırımlı ve perde olmak üzere ikiye ayrılır.
3.3.1.Ayrımlı Örtücü Perde
Bu tür örtücüler objektifin arka bölümündeki objektif taşıyıcısının yanında bulunan
merceklerin arasında yeralır. Genellikle 6 adet metal yapraktan oluşur. Objektifin arka
kısmında üzerinde değrlerin yazılı olduğu halka çevrilince örtücünün yaprakları açılır ve
verilen süre sonunda kapanır. Hızları genellikle 1 saniye ve 1/500 saniye arasındadır.
İki perde filmin hemen önünde konumlanır. Deklanşöre basıldığı anda verilen süre
birbirlerini takip etme suretiyle harekete geçer içinde aralıklarından geçen ışık film yüzeyine
düşürerek sonunda kapanır. Bu türdeki bazı perdeler diyagonal çalışır.
Perde Obtüratör
Fotoğraf makinesinin arkasında bulunan karanlık bölmenin ön kısmında yer alır.
Fotoğraf makinesinin çektiği film büyüklüğünde siyah bez veya metal plakalardan oluşur.
Hızları genellikle 1sn ile 1/4000 sn arasındadır. Daha çok 35’mm lik makinelerde
kullanılmaktadır.
Obtüratör perdesini deneme veya bakım yaparken çalıştırdığınızda kesinlikle
hiçbir cisimle dokunmayın.Çok çabuk arızalanabilir.
Obtüratör Türlerinin Karşılaştırılması
Yaprak örtücünün çizimlerinden de anlaşılabileceği gibi merkezden dışa doğru
açılan ve dışarıdan merkeze doğru kapanan bir mekanizma ile çalışmaktadır. Bu tür çalışma
prensibi bir sokma oluşturmaktadır. Yaprakların merkezden dışa doğru açılması sırasında
filmin üzerinde ilk ışığı gören nokta filmin merkezi, ışığı en son gören nokta ise yine orta
31
kısımdır. Bu durumda filmin her yanı aynı oranda ışık görmemektedir. Kenarlara doğru
filmin ışık alma oranı iyice azalmaktadır.
Buna karşın yaprak örtücülerin iyi tarafı çok sessiz ve titreşimsiz çalışmalarıdır.
Sessiz çalışma zorunlu alanlarda genellikle yaprak örtücüler kullanılır. Perde örtücülerle ise
bez veya metal plakalar yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, sağdan sola, soldan sağa
çeşitli yönlerde açılıp kapanırlar. Eğer örtücünün açılıp kapanma yönü ile fotoğrafı
çekilmekte olan nesnenin hareket yönü çakışırsa nesnenin görüntüsünde uzama gibi biçim
bozulmaları olabilir. Ancak bu durum bilinçli olarak kullanıldığında bu şekilde çekilen
fotoğrafın belirli bir estetik değer ve anlatımı olabilir. Perdeli sistemin kusurları ise çok sesli
ve sarsıntılı çalışmasıdır.
Fotoğraf 3.1. Enstantane Değerleri
Bu süreler diyaframda olduğu gibi uluslararası standart değerlerle ifade edilir.
Kimilerinin obtüratör hızı, zaman, süre de dediği fotoğraf makinesindeki bu sayılara
genellikle “enstantane” denir. Bir saniyeden uzun süreler 4” örneğinde olduğu gibi
gösterilirken, 1 saniyeden kısa süreler 1/…. biçiminde gösterilir.
Buradaki 1 rakamı 1 saniye demektir. Diğerleri ise saniyenin kesirlerini ifade eder.
Teknoloji ilerledikçe makineler üzerindeki ayarlanabilir enstantane değerleri de artmaktadır.
Şu anda piyasada 1/12000 hızında makineler rahatlıkla bulunabilmektedir. Bu değerler eski
ve yeni versiyon makinelerde aşağıdaki şekilde dizilir.
T-B-1-2-4-8-15-30-60-125-250-500-1000 (eski tip mekanik makinelerde)
buLb (B)30”-15”-8”-4”-2”-1” -2-4-8-15-30-60-125-250-500-1000-2000-4000…
(yeni tip otomatik makinelerde)
Yeni tip fotoğraf makinelerin de kademesiz enstantane değerleri vardır. Ve bu değerler
LCD ekranda görülebilmektedir. Belirtilen değerlerle de enstantane ayarı yapabilirsiniz. Bir
önceki rakam bir sonraki rakamdan iki kat daha hızlıdır ve daha fazla ışık geçirir. Örneğin
1/60 enstantane 1/250 entantaneden 4 kat fazla ışık geçirir. 1/ 2 ise 2” den 4 kat az ışık
geçirir .
32
Enstantane değerlerinde “T” ve “B” değerleri olduğunu söylemiştik. Bu değerler her
makinede bulunmaz. “B” değerinde obtüratör deklanşöre basılı kaldığı müddetçe açık kalır
ve filmde pozlanma devam eder. Parmağınızı deklanşörden çektiğinizde perde de kapanır ve
pozlanma tamamlanır. “T” değerinde ise deklanşöre bir kez basılıp bırakılır ve ikinci kez
basılana dek obtüratör açık kalır. İkinci kez bastığınızda pozlanma tamamlanır.
Enstantane ayarı, hareketli ya da durağan konuların net ve keskin detaylı olarak mı
yoksa belli bir hareket izlenimi ifade edecek biçimde bulanık olarak mı kaydedileceğini
belirler.
Obtüratör açıkken fotoğraf makinesinin hareket etmesiyle oluşabilecek istenmeyen
titremelerden kaçınmak için, yeterince yüksek bir enstantane hızı kullanmalısınız. Aksi hâlde
netlikle karıştırılan bir bulanıklığa sebep olur. Eğer, makinenizi bir üç ayak üstüne
oturtursanız, makinenin titreme tehlikesi ortadan kalkacağından, saniyeler süren uzun
enstantaneler kullanabilirsiniz. Buna karşın makineyi elinizde tutuyorsanız genel kural, hiç
değilse objektifinizin odak uzaklığına denk bir enstantane seçmektir. Bu kuralın
sebeplerinden biri objektiflerin uzunlaştıkça daha ağırlaşması, diğeri ise makinedeki en
küçük hareketin objektifin uç noktası uzaklaştıkça daha fazla kaymaya sebep olmasıdır.
Enstantane hızı ile odak uzaklığı eşitlemesi için yandaki çizelgedeki örnekleri inceleyiniz.
Odak uzaklığı Enstantane hızı
• 50 mm'lik objektif için
• 90-135 mm'de
• 250 mm'de
• 1/60 sn. ya da üstü
• 1/125 ya da üstü
• 1/250 ya da üstü
Genel ilke olarak, bir objektifin elde sehpasız kullanılacak en düşük enstantane hızı, o
makineye takılı objektifin odak uzunluğu kadardır. Örneğin, 135 mm'lik objektif elde
kullanılmak istenirse, enstantane değerinin 1/135 olması gerekir. Bu değer enstantane
çarkında yer almadığı için en yakın değer olan 1/125 veya 1/250 çekim yapılmalıdır.
Fotoğraf 3.2. Gece çekimi
33
3.4. Enstantane (Örtücü) Ayarları
Mekanik makinelerde çalışılırken amaca uygun bir çekim hızı belirlenir. Bu hızın
simgesi olan rakam obtüratör göstergesinin karşısına getirilir. Makine kurulur. Deklanşöre
basıldığında örtücü, ayarladığımız süre kadar açık kalır ve sonra kapanır.
Elektronik makinelerde ise bu ayarlama makinelere göre farklılık arz eden elektronik
menüler yardımıyla yapılır.
3.5. Enstantane-Diyafram İlişkisi
Pozlandırmayı üç etken belirler: filmin ışığı olan duyarlılığı ya da "hızı" (ASA/ISO),
obtüratörün açık kalma süresi (enstantane), diyafram açıklığı. Doğru pozlandırmanın elde
edilmesi, özellikler fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için oldukça zordur. Bu konuda, zaman
zaman deneyimli profesyoneller bile hata yapabilir. Öte yandan günümüzün yarı ya da tam
otomatik pozlandırma programlı fotoğraf makineleri diyafram ve enstantaneyi otomatik
olarak ayarlar ve genellikle iyi sonuç verirler. Ancak pozometrelerin yanılması, net alan
derinliği ve cismin hızının istenilen oranda saptanması gibi nedenlerle etkin bir görüntü elde
edebilmeniz için elle (manuel olarak) poz ayarı yapılabilen, diyafram ve enstantane öncelikli
pozlandırma programı olan bir makine tercih etmelisiniz.
Diyafram Enstantane Eşdeğerlik Çizelgesi
f: 2 2.8 4 5.6 8 11 16 22
Enstantane 1/1000 1/500 1/250 1/125 1/60 1/30 1/15 1/8
Çizelgede yer alan sütunlarda ki değerler birbirinden farklı olsa da eşdeğerlik
ilkesine göre bu değerlerle çekilen tüm fotoğraflar aynı tonda çıkar. Çünkü diyafram açıklığı
küçülürken enstantane hızı azalarak birbirlerini dengelemektedir. Oysa birini sabit tutup
diğerini durak atlatarak ayarlarsanız iki fotoğraf arasında ton farkı oluşur.
Yukarıdaki çizelgede düşük enstantane ve diyafram değerlerini (f:22 1/1000)
seçersek. Bize alan derinliği fazla olan bir görüntü sunacaktır. Ama 1/8 değerinde makineyi
oynatmadan tutmanız gerekir . Bu durumda elle yapılacak çekimlerde düşük enstantane hızı
görüntünün bozulmasına sebep olacaktır. Yine yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde
yapacağımız çekimde diyafram açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000’ lik poz
süresi film düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı bir durumu yaratacak, bu da
konumuzun görüntüsünün fotoğrafta belli belirsiz çıkmasına sebep olacaktır.
34
Fotoğraf 3.3. farklı değerlerde çekilmiş fotoğraf örnekleri
Yukarıdaki fotoğraflardan birincisinde f:2 – 1/1000; ikincisinde de f:22 – 1/8 değerleri
kullanılmıştır. Birinci fotoğrafta. alan deriliği az, ikinci fotoğrafta ise alan derinliği çoktur.
35
Fotoğraf 3.4. farklı değerlerde çekilmiş fotoğraf örnekleri
Birinci fotoğraf 250/ f4, ikinci fotoğraf 15/ f16 değerleriyle çekilmiştir. Eşdeğerlik
ilkesine göre iki fotoğrafta da parlaklık farkı bulunmamaktadır. Ancak birinci fotoğrafta
hareket donmuş, net alan az, ikincide ise net alan fazla hareket izlenimi oluşmuştur.
Doğru poz değerini makine yerine mümkün oldukça siz hesaplamalısınız. Çünkü
hiçbir makine çekeceğiniz fotoğrafın amacına ve duygusuna uygun poz değerlerini sizden
daha iyi bilemez. Çektiğiniz fotoğrafın en önemli bölümü görülmesini istediğinizden daha
açık görünüyorsa fazla pozlandırdınız daha koyu görünüyorsa az pozlandırdınız demektir.
Konunuzun omuz ve baş çekimi olduğunu dikkati dağıtan bir arka planın önünde durduğunu
düşünelim. Netleme ayarının tam olarak konunuzun gözüne göre yapar ve geniş bir diyafram
kullanırsanız (belki f 2.8), arka planı hafifletip dikkati dağıtmasını önleyebilirsiniz.
Pozlandırmayı dengelemek için hızlı bir enstantane gerektiğini göreceksiniz. Bütün bu
ayarları doğru yapmanız için makinenizin poz ölçüm sistemini tanımalı ve yerinde
kullanmalısınız.
3.5.1.Fotoğraf Makinesindeki Pozometrelerin Ölçüm Yöntemleri
Yeni tip fotoğraf makinelerinin bünyesindeki TTL ölçüm sistemine göre ölçüm
yapan pozometreler, değişik ölçüm yöntemlerine sahiptirler. Bu özellik fotoğrafçıya, konuya
göre ölçüm yöntemlerinden birini seçme şansını verir. Fotoğraf makinelerinin bünyesinde
genellikle 4 tip ölçüm yöntemi vardır.
36
Genel Ölçüm Yöntemi
En temel ölçüm sistemidir. Kadraj içerisine giren her konu pozometreyi etkiler.
Ortalama konularda çok hata yapmazlar ama kadrajın içinde siyah ya da beyaz ağırlığı fazla
ise hata yapabilirler. Ortalama griye sahip konularda kullanılmasında fayda vardır.
Ortalama Işık Ölçüm Yöntemi
Bu yöntemde ışık ölçümü, fotoğraf kadrajının tamamını okunarak aritmetik
ortalamasının alınması şeklinde yapılır. Işığın her bölgede eşit dağılmadığı durumlarda
yanıltıcı sonuçlar verdiği için, dikkatli kullanmak gerekir.
Merkez Ağırlıklı Ölçüm Yöntemi
Fotoğrafçıların, çoğunlukla konularını vizörün orta kısmına yerleştirmeleri fotoğraf
makinesi yapımcılarını merkezden ölçüm yapan pozometreler yapmaya yöneltmiştir.
Örneğin, bu tip pozometre tarafından yapılan ölçümün % 70’i merkezden % 30’u ise
görüntünün diğer kısımlarından okunur. Ancak tam orta noktaya parlak gökyüzü, açık ya da
koyu bir fon rastlarsa, bazı yanılgılara düşülür. Bu yöntem daha çok portre çekimleri için
uygundur.
Nokta Ölçüm Sistemi
Spotmetreler görüntünün küçük bir yüzeyinden yansıyan ışığı ölçerler. Ölçümü
yapılan alan genellikle vizörün görüntü penceresi üzerinde bir daire ya da dikdörtgen ile
belirlenir. Bu ölçüm alanı bazı, fotoğraf makinelerinde tüm görüntünün % 5’ini bazılarında
% 15’ini kapsar. Spotmetreler küçük bir yüzeyi ölçmeleri sebebiyle diğer pozometre
tiplerinden çok daha dikkatli bir biçimde konuya yöneltilmelidir.
Hareketin dondurulması
Fotoğraf makinesiyle hareketin dondurulması için başvurulan iki yöntem vardır.
Bunlardan biri, ani yoğun ışık veren flaş kullanımı; diğeri, hızlı bir enstantane kullanımıdır.
Hareketi dondurmak veya dondurmamak için gerekli enstantane değerini makineler
hesaplayamadığından fotoğrafçı değer seçimini bilgisi ve deneyimi oranında enstantane
öncelikli veya manuel olarak kendisi seçmelidir.
Çok sık olmasa da uzman fotoğrafçılar bile çok ışıklı bölgelerde çekim yaparken
önlem olarak makinelerini enstantane öncelikli konuma (S veya Tv) ayarlar. Sizde hareketli
konuları çekerken makinenizin ışığı yeterli bulmasanız da deneyim kazanana kadar bu
konumu kullanma alışkanlığı kazanınız. Manuel ayar yapmadan önce bu konumun verdiği
değerleri referans alarak ayarlama yapınız. objektifin odak uzaklığı baz alınır. Örnek olarak
50 mm odak uzaklığına sahip bir objektif kullanıyorsak 60 enstantaneden aşağı düşmememiz
gerekir. 200 mm odak uzaklığına sahip bir objektif kullanıyorsak enstantanemiz en az 1/250
olmalıdır. Aksi takdirde flu fotoğraflar elde ederiz.
Hareketli objeleri çekerken kullanacağımız enstantaneyi doğru saptamanız objenin
hızı, objenin yönü, objenin büyüklüğü ve makineye uzaklığına göre değişir.
37
Hareket yönü: Hareketi dondurmak için gerekli enstante, konunuzun makinenize
göre hareket yönüne de bağlıdır. Örneğin, makinenin tam üstüne doğru gelen ya da
makineden uzaklaşan süratli bir otomobilin hareketi, objektifin görüş alanına paralel olarak
yapılan bir hareket için gerekenden çok daha yavaş bir enstantaneyle dondurulabilir.
Hareketin hızı: hareketi dondurmada birinci etken cismin hızıdır. Verilecek
enstantane değeri cismin hızına uygun olması gerektiğini belirtmiştik. Cisimlerin hızı çoğu
zaman kesin olarak bilinemeyeceği için tahminle tespit edilir. Ve mesafe ve açıya bağlı
olarak verebileceğiniz diyafram değerini göz önünde bulundurup verilebilecek en yüksek
enstantaneye ayarlanmalıdır
Hareketin Masafesi: Cisimler uzaklaştıkça hızları düşük algılanır. Örneğin; Çok
hızlı gittiğini bildiğimiz halde bir uçağa gökyüzünde bakarken hızını düşük algılarız. Bir
nesnenin hareketini yakalamak için, nesne fotoğraf makinesine ne kadar yakınsa, o kadar
yüksek bir enstantaneye ayarlanmalıdır.
Hareketli Çekim Ayarı İçin Enstantane Hız Çizelgesi
Cismin
Saatteki Hızı
(saat/km)
Uzaklık (metre)
0 derece 45 derece 90 derece
0,5 m 1/1600 1/3200 1/6400
1 m 800 1600 3200
2 m 400 800 1600
4 m 200 400 800
10 km 8 m 100 200 400
16 m 50 100 200
32 m 30 50 100
64 m 10 25 50
128 m 8 10 25
256 m 4 8 10
Not: Önce cismin km cinsinden tahmini hızı bulunur. Önüne (sağına) bir sıfır
konulur. Bu değer 8 m uzaklık için obtüratör hızı (enstantane değeri) demektir. Uzaklık 8 m
den iki kat yakınsa enstantane değerini iki kat artırmalısınız. Cismin uzaklığı 8 m den uzaksa
enstantane değerini iki kat azaltmalısınız.
Panning (çevrinme) yapma
Enstantaneyi yaratıcı bir şekilde kullanmanın başka bir yolu da kısaca "pan yapma",
yani obtüratör açıkken fotoğraf makinesini hareket ettirmektir. Bunu yapmak için, 1/30 ya da
1/60 saniyelik bir enstantane seçin ve pozlandırma yaparken konuyu makinenize göre aynı
konumda tutmaya çalışarak konunun hareketini makineyle izleyin. Hareket eden konu net
görünecek; ama bütün hareketsiz nesneler (arka plan gibi) bulanık olacaktır. Fotoğrafını
çektiğiniz hareketli bir konuyu yorumlamak için, enstantaneyi kullanabilirsiniz. Örneğin,
38
koşan bir insanı çekerken, bütün ayrıntılarıyla "dondurulmuş" bir görüntü için 1/250 hatta
1/500 sn lik bir enstantane kullanılırsa çekim sırasında koşan insan figürü, objektifin görüş
alanının bir ucundan diğer ucuna doğru çok hafif olarak hareket etmiş olacaktır. Sonuç: yine
kesinlikle tanınabilir bir koşucudur; ama bu kez görüntü biraz bulanıktır ki, bu da hareket ve
canlılık hissi yaratır.
Fotoğraf 3.5. Hareket çekimine bir örnek (Fotoğraf Faruk Akbaş)
Her zaman, enstantane ile diyafram açıklığını birlikte dikkate almak zorundasınız.
Aynı örneği kullanarak 1/500 sn’ de doğru poz için pozometreniz f4 verdiyse, 1/60 sn'de f11
kullanmanız gerekecektir. Bu durumda netlik derinliği önemli ölçüde artacak belki de,
dikkati dağıtan bir arka plan da netleşecektir.
Manuel Pozlandırmalar
Havai fişekler gibi konularda, enstantaneyi B' ye ayarlayarak makineyi bir üç ayak
üstüne yerleştiriniz. Parmağınızı deklanşörden çekene kadar uzun bir poz süresince
enstantane perdesi açık kalacaktır. Bu süre içinde filme yansıyan görüntüler durağanlık ve
hareketlilikleri oranında sarsılmadan pozlanacaktır. Bazen de soyut görüntüler oluşturmak
için makine kontrollü bir şekilde titretilerek ilginç çizgiler dokular, kaymalar elde edilebilir.
Her zaman, enstantane ile diyafram açıklığını birlikte dikkate almak zorundasınız.
Aynı örneği kullanarak 1/500 sn’ de doğru poz için pozometreniz f:4 verdiyse, 1/60 sn' de
f11 kullanmanız gerekecektir. Bu durumda netlik derinliği önemli ölçüde artacak belki de,
dikkati dağıtan bir arka plan da netleşecektir.
39
Öncelikli çekim Modu Ayarı: Fotoğraf çekerken, diyafram seçimi (ve dolayısıyla
netlik derinliği seçimi) size vurgulayacağınız yeri seçme şansı verir. Pozlandırma açısından
diyafram açıklığı ve enstantanenin birbiriyle bağlantısını görmüştük. Pozlandırma, gerekli
ışığın film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemidir.
Poz ölçümünün yapılabilmesi için makinenin deklanşörüne hafifçe basmak
yeterlidir. Bu esnada pozometre devreye girer. Poz ölçümü yapılırken ya diyaframı ya da
enstantaneyi seçerek diğer değerin tespitini makineye bırakmak daha mantıklıdır. Öncelikle
çekimin ne amaçla yapılacağı tespit edilerek makine diyafram ya da enstantane önceliğine
alınır.
Örnek olarak, eğer bir manzara çekiyorsanız ve manzaradaki her noktanın net
olmasını istiyorsanız makineyi diyafram önceliğine alıp 16 veya 22 gibi kısık bir diyafram
değeri seçmelisiniz. Seçtiğiniz diyafram değerine orantılı enstantane değerini tespit etme
işini makineye bırakabilirsiniz. Tabi ki burada çok önemli bir nokta devreye girer. O da
makinenin böyle bir durumda hangi enstantaneyi verdiğidir. Eğer verdiği hız değeri
konudaki hareketleri donduramayacaksa veya çok yavaş kalarak elde çekime imkân
vermeyecekse ya makenenizi tripoda bağlayarak düşük enstantanede çekmeli (hareketi
dondurmaktan vazgeçmek şartıyla) ya da hem hızı hem alan derinliğini dengelemek için
ortalama alarak maunelde çekmelisiniz. Eğer haraket önceliği yoksa diyafram öncelikli
çekiniz. Örneğin 1/15’e 22 diyafram vermişse ve biz bir tripoda sahip değilsek yeni
değerimiz 1/30’a 16 diyafram olur ve iki çekim arasında ışıklık değeri açısından fark olmaz.
Sadece 22 diyaframlık çekimde 16 diyaframlık çekime göre daha fazla alan derinliği
olacaktır.
Diyafram önceliğe yukarıda verdiğimiz örneğe tam zıt bir örnekle; bir portre
çekiminde alan derinliği istenmeyebilir. O takdirde yine fotoğraf makinesi diyafram
önceliğine alınarak 4 ya da 2.8 gibi bir değer tespit edilir ve enstantane değerinin tespiti
fotoğraf makinesine bırakabilir.
Fotoğraf 3.6. Makine ayarları
40
Flaş
Fotoğraf çekilen ortamlarda ki doğal ve yapay ışığın yetmediği, ters ışığın
bulunduğu, kontrastlığın fazla olduğu durumlarda veya özel efekt vermek amacıyla flaş
kullanmak gerekir. Fotoğrafçılar tarafından genellikle tercih edilmeyen flaş ışığı, belirtilen
durumlarda zorunlu olarak kullanılır. Yeni tip fotoğraf makinelerinin hemen hepsinde
bulunan dahili flaş, ışığın çok az veya mesafenin uzun olduğu durumlarda yetersiz kalır. Bu
yüzde haricî flaş isteğe bağlı olarak kullanılır. Işık az olduğunda yavaş enstantane ve geniş
diyafram gerekiyorsa makine flaşı otomatik olarak devreye sokup konunun aydınlanmasını
sağlar.
Fotoğraf 3.7. Flaşlı ve flaşsız çekim
Dahilî flaş otomatik moda portre, makro (yakın) ve gece moduna getirildiğinde
direkt devreye girer. Program modunda, enstantane öncelikli, diyafram öncelikli ve manuel
modda dahili flaş kullanıp kullanılmamasına ise siz karar vermelisiniz.
Haricî flaşların ayarı daha zor olmasına rağmen dahilî flaşlara göre daha kuvvetli ve
daha kullanışlıdır. Flaşların ışık ölçümü çoklu odaklama özelliğine sahip makinenin netleme
noktalarıyla bağlantılıdır. Genellikle doğru aydınlatmayı sağlar.
Programda, modunda flaşla çekim yapmak daha kolaydır ancak flaş senkronizasyon
hızına (1/60 gibi) sabitlendiği için koyu çıkmasına sebep olur. Diyaframı açmak arka planı
aydınlatmak için her zaman yeterli olmayabilir. Bunun için program modu yerine manuel ya
da diyafram öncelikli mod kullanarak sonuca daha iyi ulaşabilirsiniz.
Fotoğraf 3.8. Flaşlı ve flaşsız çekim
44.1. Tanım
Konunun makineye olan uzaklığı değiştikçe, objektifin odak uzaklığında yapılacak
küçük değişiklikler, görüntünün film düzleminde net veya bulanık biçimde oluşmasını
sağlar. Objektifte bulunan bir halkanın makine veya kullanıcı tarafından döndürülmesiyle
yapılan bu işleme netlik ayarı veya metraj ayarı denir.
4.2. Önemi
Herhangi bir objektif ile bir nesnenin odaklaması yapılıp net görüntü bulunduktan
sonra, odaklama yapılan nesne, objektife yaklaştırılıp veya uzaklaştırıldığında bulunan
netliğin kaybolduğu kolayca görülebilir. Bunun sebebi, nesnenin
yaklaşıp uzaklaşmasıyla görüntünün her seferinde bir başka
düzlemde oluşmasıdır. Bir nesneye yapılan netleme nesnenin
makineye yakınlaşması ve uzaklaşması ile bozulmaktadır. Böylece
elde edilen keskin netlik bozulup, ya kırılmış görüntüler hâline
dönüşmekte ya da dairesel bir leke görünümü almaktadır. Bu
yüzden bütün makinelerde ister otomatik ister, manuel olsun
mutlaka netlik ayarı bulunmalıdır.
Fokus ve konu mesafesi
Işık konudan pararel olarak gelir ve film düzleminde fokus
olur. Objektif film düzleminde yakın olunca filmin arkasına fokus
olur; bunu için objektif konu mesafesine yaklaştırılmalıdır.
Objektifin ayarlanabilir fokus kontrolü olması görüntünün netliğini
ayarlamamızı sağlar.
ÖĞRENME FAALİYETİ–4
AMAÇ
ARAŞTIRMA
45
Bölünme Dairesi
Bu çeşit karelemelerde görüntü eğer fokus değilse ortadaki dairede ikiye ayrılır.
Fokus olduğu takdirde görüntü tek bir hâl alır. Işık fokus olmadığı takdirde çift görüntü
yüzeyi belirir.Bu durum tek görüntü hâline geldiği taktirde görüntü film üzerinde fokus
olmuş demektir.
Mikroprizma
Daire etrafındaki görüntü ayırıcı grup mikroprizmada gözükmektedir. Fokus
olmayan ışık parlayarak ve ayrılarak görülür. Tam olarak fokus olduğu takdirde sağdaki
şekilde görüldüğü gibi görüntü teke iner.
Fotoğraf makinesinin elde tutulması
Fotoğraf çekiminin birincil önceliği, net görüntülerin elde edilmesidir. Bunu
sağlamanın yolu da odaklamanın doğru yapılması ve sehpa kullanılmadan yapılacak
çekimlerde makinenin doğru tutulmasıdır.
Net görüntü elde etmeyi tehlikeye sokan en önemli durum; makinenin çekim anında
sallanması ya da titretilmesidir. Teleobjektif veya makro objektifler ile yapılan çekimlerde
bu tehlike daha da artar. Çünkü bu objektifler, en küçük titreşimleri bile büyük oranlarda
algılar ve görüntülerde giderilmesi mümkün olmayan netlik sorunları yaratırlar.
Normal odak bir objektifle yapılan çekimde, genel olarak 1/ 60 sn ve yukarı
enstantanelerdeki çekimler elle yapılabilir. Buna karşın, daha düşük değerler ile yapılan
çekimlerde mutlaka sehpa kullanılması önerilir. Sehpanın bulunmadığı bir ortamda düşük
değerler ile çekim yapmak zorunlu hâle geldiğinde; öncelikle makine düz bir zemine
konulmalı, bunun da mümkün olmadığı durumlarda fotoğraf çeken kişi bir duvara, ağaca,
direğe vb. gibi yerlere destek alacak şekilde yaslanmalı ve çekimi böyle yapmalıdır.
Bu sorunların yaşanmadığı çekimler yapılmak istendiğinde ise, görüntü kalitesinden
ödün vermek şartıyla, yüksek ISO filmler ve bunun gerektirdiği yüksek enstantane
değerlerinin kullanılması önerilir.
46
Elde yapılan çekimlerde aşağıdaki uyarılara dikkat edilmelidir
Makinenin ağırlığı sol ele verilmeli, sol elin baş ve işaret parmaklan objektifi
kavranmalıdır.
Sağ elin baş parmağı kurma kolunu, işaret parmağı ise deklanşörü kontrol etmelidir.
Sol kol dirsek kısmından göğse yapıştırılmadır.
Çekimden hemen önce soluk alınmalı ve tam çekim anında, soluk tutulmalıdır.
Makinenin elde tutulma biçimleri
4.3. Netleme Yöntemleri
Netliğin Ayarlanması
Görüntü netliği vizörden izlenerek yapılır. Makine ile çekilecek konu ne kadar
yakın olursa, objektif ile film düzlemi arasındaki mesafe de o kadar uzamış olur; bunun
tersi durumlarda ise mesafe kısalır. Sözgelimi, çekilecek bir konunun objektife yakın
olduğu durumlarda, objektifin üzerindeki halka döndürülerek objektif ileri doğru
uzatılmakta, bir başka deyişle film düzlemi ile objektif arasındaki mesafe arttırılarak
netliğin oluşması sağlanmaktadır.
Fotograf literatüründe, net olmayan görüntülere "flu" denilir. Bir fotoğrafa
büyüteçle bakıldığında görüntüyü oluşturan bütün noktalar net, eğer bu noktalar yaygın
halkalar şeklinde ise görüntü bulanık (flu) olarak kabul edilir. En sağlıklı netlik ayarı,
tek objektifli refleks makinelerin vizörleri ile stüdyo makinelerinin buzlu camları
üzerinde yapılır. Netleştirme olgusu başlıca iki grup altında toplanabilir:
Vizorler aracılığla
• Basit optik vizörler ile
o Basit vizörle (tahmini metre ayarı veya simgelerle)
o Telemetreli vizor ile
Refleks vizörler ile
o Basit refleks vizor ile (M/Manual)
o Otomatik netleme ile (AF/Auto Focus)
Basit Refleks Vizör (M/manüel) Makinelerde Netlik Ayarı
Objektiften gelen görüntülerin, prizmatik aynalar aracılığıyla vizöre doğrudan
gelmesinden ötürü “refleks vizör” adını alan bu sistemde, çekim anında vizörde görülen
görüntü, hiç bir değişikliğe uğramadan film düzlemine ulaşır ve böylece görülen ile çekilen
arasında hiç bir fark oluşmaz. Ayrıca, eğik ayna ile prizmatik aynalar arasındaki buzlu
47
camda (frensel lens) bulunan ve farklı kullanımlar için tasarlanmış olan çeşitli şekiller
(Micro prizma) fotoğrafçıya yardımcı olur. Bunlar, çekilecek konunun veya modelin netlik
ayarının yapılmasını daha da kolaylaştırır. Odaklama, objektifin en önündeki metrajlama
(mesafe) halkasının sağa sola doğru çevrilmesiyle yapılır.
Refleks Vizörlü Makinelerde Netlik Ayarı
Refleks tip vizörlü makinelerde, vizör aracılığıyla odaklama yapılıp görüntü en
keskin duruma getirildiğinde, objektifin metrajlama halkasında bulunan mesafe
göstergesinde, bu uzaklık metre ve feet cinsinden gösterilir. Bulunan bu rakam gerçek
mesafeyi doğru olarak göstermelidir. Yani, ölçülerek 3 metre uzakta olduğu belirlenen bir
nesnenin, vizör ile netlik ayarı yapılıp en net konuma getirildiğinde, metrajlama halkası
üzerindeki göstergenin de tam 3 metre uzaklığı vermesi gerekmektedir.Yeni tip refleks
makinelerin hemen hemen hepsinde bulunan manuel ayar yanında otomatik netleme
(AF/auto-focus) fonksiyonu bulunmaktadır.
Fotoğraf 4.1. Vizörden bakarak netlik ayarının yapılması
Otomatik netleme (AF/auto-focus)
Bu sistem, tümüyle elektronik olan fotoğraf makinelerinde bulunur. Netlik ayarı,
çekilecek görüntü vizörün ortasındaki mikroprizmada en belirgin/ keskin oluncaya dek,
otomatik olarak objektifin hareketiyle yapılmakta ve en net konuma gelince, objektif
kendiliğinden durmaktadır. Yeni tip makinelerin hemen hepsinde çoklu netlik seçimi ayarı
bulunur. Sayısı makineden makineye değişen (3,5,7 gibi) siyah çizgili küçük karelerden biri
netleştirilmek istenen noktaya denk getirilerek seçildiğinde netlik ayarı otomatik olarak o
bölgeye yapılır. Eğer bu netlik karelerinden biri seçilmezse tüm kareler otomatik olarak
devreye girer ve genellikle öne yakın bölgede netlik yapar. Önemli kolaylıklar sağlayan
çoklu netlik sisteminin yeterli olmadığı durumlarla ilgili ilerleyen bölümler de bilgiler
bulacaksınız. Do
Gelişmiş fotoğraf makinelerinde birden çok netleme programı vardır. Bu
programları tanımanız ve yerinde tercih etmeniz otomatik ayarda çalışırken doğru netleme
yapmanızı sağlar. Bunlar makineler üzerinde genellikle One Shot AF, Al Servo AF, Al
Focus AF ismiyle gösterilir.
48
Tek Çekimlik (One Shot) AF
Sabit ve yavaş hareket eden objelere uygun bir programdır. Deklanşöre yarım
bastığınızda, objektif, aktif netleme noktasıyla belirlenmiş objeye odaklanır. Deklanşöre
yarım bastığınız sürece netleme sabit kalır. Objektif obje üzerinde netleme işlemini
başaramazsa, Tek Çekimlik AF deklanşörü harekete geçirmez.
Al Servo AF
Hızlı hareket eden objeleri çekiyorsanız, ihtiyacınız olan Al Servo AF’dir. Deklanşöre
yarım bastığınızda, objektif obje üzerinde odaklanır ancak sabitlenmez. Bunun yerine,
objektif objeyi takip etmeyi sürdürür ve fotoğraf makinesi ile objenin arasında mesafe
değiştikçe netleme noktasını değiştirir. Obje net olmasa bile, deklanşöre istediğiniz zaman
basabilirsiniz.
Al Focus AF
Bu program esas olarak Tek Çekimlik programdır, ancak fotoğraf makinesi hızlı
hareket eden bir obje algılarsa, otomatik olarak Al Servo AF programına geçer. Bazı fotoğraf
makinelerinde Al Servo AF programına yalnızca Al Focus AF yoluyla geçilebilir.
Fotoğraf makinenizi bir objeye çevirdiğinizde, görüntü muhtemelen netleme dışında
kalacaktır. Fotoğraf makinesindeki sensörler bütün görüntünün kontrastını ölçer ve objektif
netliğini değiştirir. Kontrast daha sonra tekrar ölçülür. Görüntüdeki bir obje en fazla
kontrastı gösterir. Fotoğraf makinesi bu şekilde objektifin hangi yöne odaklanması
gerektiğine hızlı bir şeklide karar verir ve en yüksek kontrast değerinin okunduğu objeye
odaklanır. Bütün bunlar saniyeden daha kısa zamanda olur.
Fotoğrafını çekeceğiniz obje sabit ise, tek Çekimlik AF ideal netleme programıdır.
Denklanşöre yarım bastığınızda netleme kilitlenecektir (sabitlenecektir). Obje
netlenmemişse, denklanşör hareket geçmez.
Denklanşör butonuna basılması ve denklanşörün harekete geçmesi arasında
saniyeden daha kısa bir gecikme vardır. Hızlı hareket eden bir obje bu sürede önemli
mesafeler kaydedebilir. Bazı modeller AF verilerini kullanarak objenin denklanşör
gecikmesi sırasında ne kadar mesafe kaydedeceğini tahmin eder ve netlemeyi bu gecikmeyi
telafi edecek şekilde ayarlar. Tahmini netleme Al Servo AF programında otomatik olarak
çalışır. Makinenizi bu program için ayarlamanız gerekmez.
Bu sistemde netlenecek noktanın uzaklığı yani odaklama işlemi,üç değişik tekniğin
kullanımıyla belirlenir:
Bunlar; kontrastı karşılaştırma, kızıl ötesi ışınlarla (infrared, IR) tarama ve ses
dalgalarıyla (ultrasonic) ölçüm sistemleridir.
Kontrastı karşılaştırma: Basit anlamda bu tekniğin isleyişi, telemetrelerin çalışma
prensiplerine benzer. Bu teknikte, netlik ayarının doğru yapılabilmesinin ön şartı,
görüntüdeki en önemli bölgenin yeteri kadar aydınlık olması gerekliliğidir. Görüntü hem
sabit hem de hareketli aynalardan yansıyarak ışığa duyarlı hücrelere eş zamanda gelmekte,
burada aydınlık ve karanlık bölgeler birbiriyle karşılaştırılmakta ve bu bölgelerin kontrastı
aynı duruma geldiğinde ise, objektif otomatik olarak durmaktadır. Bu sistemin en büyük
dezavantajı, kontrastı düşük görünümlerde hatalı sonuçlar vermesidir. Bir başka olumsuzluk
49
ise, ölçümün gerçekleştirildiği anda makinede çok hafif de olsa sallanma, sarsıntı vb. gibi
istenmeyen durumların meydana gelmesidir. Böyle bir durumda, netliği yapılacak nesnenin
görüntüsü duyarlı nokta üzerinden kaymakta, bu da ölçümün yanlış yapılmasına neden
olmaktadır.
Kızıl ötesi ışınlarla (IR) tarama: Bu sistemde, kızılötesi ışınlar (infra-red) bir
hücreden çekilecek olan konuya gönderilmekte ve konuya gidip oradan yansıyarak geri gelen
ışınlar da başka bir hücre tarafından algılanarak bir detektöre verilmektedir. Deklanşöre
hafifçe basmak sistemin çalışmasını başlatır ve detektörden en güçlü sinyal alındığında anda
objektif hareketini otomatik olarak durdurur. Hem gün ışığında hem de flaş gerektiren
karanlık ortamlardaki çekimlerde iyi sonuçlar veren bu teknik, cam, durgun su yüzeyi vb.
gibi yansıma yapan yüzeylerin bulunduğu ortamlardaki çekimlerde ise çoğunlukla hatalı
sonuçlar vermektedir.
Konudan yansıyan ve nakledici diodlar üzerine gelen ışınlar alıcı üzerine yansıtılır
ve IR (infra-red) sinyallerin en güçlü olduğu noktada netleme yapılır. Bu konuda sensörü
tetikleyen mekanizma durur.
Ses dalgalarıyla ölçüm: Bu ölçüm tekniğinde, insan kulağıyla duyulmayan ses
dalgaları (ultra-sound) konuya gönderilir, sinyallerin konudan ne kadar süre içinde geri
döndüğü bir devre tarafından ölçülerek aradaki mesafe buna göre belirlenmektedir.
Belirlenen bu uzaklık da, bir komut hâline dönüştürülüp objektifi çok hızlı hareket ettiren bir
motora gönderilir ve odaklama bu yolla yapılır. Bu tekniğin olumsuz yönü; ölçümün en
yakın noktaya göre yapılmasından ötürü, ön planda bulunan pencere, parmaklık vb. gibi
nesnelerin sistemi yanıltarak yanlış, odaklamaya yol açabilmesidir.
Manuel Netlik Ayarı
Netlik iki sebepten dolayı kolayca yapılamaz. Bunlardan ilki, hareketli konuyla olan
mesafenin iyi ayarlanamaması, diğeri ise konunun hareket hızının yani birim zamanda aldığı
yolun doğru olarak tahmin edilememesidir. Bu iki sorunun üstesinden gelmek daha çok
deneyime bağlı olmasına rağmen; netliğin (metrajlamanın) modelin geçeceği bir noktaya
göre yapılması, hareketin vizörden takip edilmesi ve model tam o noktadan geçtiğinde
deklanşöre basılması en kolay yoldur. Bu şekildeki bir çekimle, hareketli konunun
dondurulmuş bir görüntüsü elde edilebilir.
Bütün mükemmelliğine rağmen otomatik netleme sistemlerinin yetersiz kalabildiği
durumlar olacaktır. Orta ve üst sınıf makinelerde bulunan manüel netleme ayarları, bu
durumlar için yapılmıştır. Genellikle, tek tuş üzerinden AF/MF değişimi yapılır ve LCD
ekran üzerinden netleme, kontrol edilir. Manüel netleme, otomatik netlemenin yerine
geçmez, ancak hareketli cisimlerin çekimlerinde otomatik netlemenin hareketi takip etmede
yetersiz kalması, netlik yapılmak istenen noktanın çok açık ve çok koyu olması, ışığın
yetersiz olması netleştirilmek istenen nesnenin netlik noktasına denk getirilememesi ve
kompozisyon oluşturmada yaşanan benzeri sorunlar sebebiyle manüel netleme yapmak
gerekir. Diyafram ve enstantane ile bağlı olarak kullanıldığında, manüel netleme ile
mükemmel ve ilginç neticeler elde edebilirsiniz.
50
Fotoğraf 4.2. Netleme ve düşük enstantane bulanıklığına örnek fotoğraflar
Metreyle ölçülerek yapılan netlik ayarı
Bu ölçüm tekniği, daha çok yakın mesafedeki nesnelerin çekiminde, özellikle de
makro çekimler yapıldığında daha başarılı sonuçlar verir. Çünkü çok yakın mesafeler içinde
çekim yapılırken, vizörün kullanılması pek mümkün olamaz. Burada dikkat edilmesi gereken
en önemli nokta ise konu ile makinenin arasındaki mesafenin ölçümünde, objektif değil de
film düzlemi baz alınarak ölçüm yapılması ve odaklamanın bu ölçüme göre kurulmasıdır.
Fotoğraf 4.3. Farklı netlikte örnek fotoğraflar
51
4.4. Netleme Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
AF moduyla (Auto Focus) az ışıklı ortamlarda netlik ayarı yaparken veya 5
metre daha uzak cisimleri netlerken çok belirgin olmayan bir bulanıklık oluşur.
Bu olumsuzluğu gidermek için eğer zoom objektif kullanıyorsanız konuyu
yakınlaştırarak netleyip netlik kilidini manuel konuma getiriniz. Sonra tekrar
eski açıya çevirerek çekiniz. Çekim konusu eğer en uzak netlik sınırında veya
uzağında ise, manuel netlemeyi, mesafe olarak “sonsuz” ayarına getiriniz..
Çekim anında deklanşöre basılırken ayna hareketi ve parmak basıncı hızlı
enstantane ayarında pek sorun olmayan bu durum düşük hız ayarında makineyi
sarsarak görüntü kaymasına neden olur. Önlem olarak sehpa (tripod)
kullanılmalı, bu mümkün değilse mutlaka duvar, ağaç, masa gibi bir yerden
destek almalı veya perde kapanma sesi bitene kadar nefes almadan hareketsiz
kalmayı alışkanlık edinmelisiniz.
Az ışık bir ortamlarda AF modunda çekim yapılırken çoğunlukla hatalı netleme
oluşur. Netlik noktası seçiminizi aynı hizadaki konunun en parlak noktasına
denk getirerek ayarlamalısınız.
Hareketli konuların çekimi yapılırken makinenizi sürekli çekim moduna
getiriniz. Veya konunun gittiği yönün önündeki bir nokta önceden belirleyip
netledikten sonra, nesne tam o noktadan geçerken deklanşöre basmalısınız..
Yakın plan çalışırken özellikle de makro çekimlerinde, mutlaka sehpa
kullanmalı ve olabildiğince hassas bir netlik ayarı yapmalısınız.
Eğer, ASA, ışık, cisim hızı yeterliyse netlik hatasını azaltmak veya çok
uğraşmamak için, geniş alan derinliği veren diyafram değerleriyle çekim
yapmalısınız.
Otomatik netleme sistemleri genelde dikey yapılanma ve çizgilere duyarlı
olduğundan çekilen cisimde sadece yatay çizgiler varsa zor netleme yapar.
Makineniniz biraz eğik tutarak netlemeye çalışınız. Ya da aynı mesafede
bulunan netlenebilir bir nesne üzerinden ayar yaparak netlik modunu manuele
getirip çekiminizi yapabilirsiniz.
Aşırı yansıma yapan nesneler çekilirken AF sistemi yanılır. Doğru netlik
yapabilmek için aynı masafede başka bir nesneye ölçüm yapıp netlik sabitleme
düğmesine basarak çekim yapınız. Ya da netlik ayarını M konumuna getirip
çekiniz.
52
FotMAKİNELERİNDE MENÜ VE FONKSİYON
AYARLARI
Fotoğraf makinelerinin objektifleri, vizörleri, örtücüleri fiziksel- mekanik; filmler,
kartlar, banyolar kimyasal öğeleri oluşturur. Bu öğeler dijital fotoğrafçılık için de geçerlidir.
Dijital fotoğrafçılık alanındaki gelişmeler fotoğraf makinelerinin karanlık kutu (film haznesi)
dışında makinenin temel parçalarında büyük bir değişikliğe yol açmamış ancak film, banyo
ve baskı aşamasında önemli değişikliklere yol açmıştır.
Bu bölümde daha çok dijital makine üzerinde yer alan menü ve fonksiyon tuşlarını
tanıyacak ve bunların hangisini hangi koşullarda kullanmanız gerektiğini öğreneceksiniz.
Dijital fotoğraf makinesi objektiften geçen görüntüyü, objektifin tam arkasında,
analog makinelerdeki örtücü perdenin film konulan yerine denk gelen noktadaki dijital
sensör (çip) üzerine kaydeden fotoğraf makinesi türüdür.
ÖĞRENME FAALİYETİ–5
AMAÇ
ARAŞTIRMA
57
Geleneksel Makineler ile Benzer Özellikleri
Kompakt veya küçük gövdeli dijital fotoğraf makinelerinin, geleneksel makineler ile
birçok benzerlikleri vardır. Bu, özellikle çekim sırasındaki kullanım tarzında belli olur.
Pozlandırma, genellikle otomatik olarak yapılır. Gereksinim olduğunda, bir çok işlevi olan
dâhilî flaş devreye alınır. Mesafe (netlik) ayarı da, geleneksel makinelerdeki gibi yapılır.
Çoğu makinede zoom özelliği vardır ve deklanşöre basmak da, aynı tanıdık işlemdir; yani
önce konu seçilir, sonra tuşa basılır. Tam otomatik geleneksel ve aynı düzeyde donanmış
dijital makinelerin kullanım tarzı bu şekildedir. Ayrıntılar, her makinede farklı olabilir.
5.1.Geleneksel Makineler ile Farklılıkları
Geleneksel makinelerde film, aynı zamanda, algılayıcı ve depolama birimi olarak
görev yapmaktadır. Dijital makinelerde bu birimler, ayrılmıştır. Dijital fotoğraf
makinelerinde bunlara CCD –algılayıcı ve hafıza kartı, denir. Dijital “film”, 35 mm film
gibi, değiştirilebilir. Bazı dijital orta ve büyük format makineler hariç, ışık algılayıcı bir
CCD’dir; yani üstünde, kare düzenli olarak birçok ışığa duyarlı hücreni bulunduğu bir
plakadır. İşte bu ilk ve en önemli farktır; çünkü 35 mm filmin üstü ışığa duyarlı bir tabaka
(emülsiyon) ile kaplıdır. Resim farklı algılanır; geleneksel filmlerin ışığa karşı duyarlılığı,
CCD’nin çözünürlük algılama düzenlemesine benzetilebilir. Geleneksel filmin yükselen
duyarlılığı ile birlikte “grenlenmesi” artar. Elektronik resim algılayıcının çözünürlüğü de
aynı gelişimi gösterir: düşük çözünürlük iri grenler, yüksek çözünürlük ise ince grenler
oluşturur.
İkinci fark ise, resim depolama şeklidir. Geleneksel filmin emülsiyonu resim
depolama ünitesi olup bütün resim bilgilerini içerir. Dijital makinelerde ise, resim
bilgilerinin önce, resim algılayıcı tarafından hafızaya aktarılması gerekir ve bundan sonra
hafızaya kayıt edilir. Önemli fark olarak karşımıza çıkan, hafıza kartlarını çok defa
kullanabilmemizdir. Film, pozlandıktan sonra bir daha kullanılamaz ancak hafıza kartını
istediğiniz kadar silip tekrar doldurabilirsiniz; çok güzel bir avantaj!
Fotoğraf 5.1. Dijital kameralar
58
5.2.Çalışma Prensipleri
En basitinden en gelişmişine kadar dijital makineler kullanımının diğer makinelere
göre birçok avantajı vardır. Her şeyden önce dijital makinelerin tüm menüsünü LCD (liguid
cyristal display) ekranına çağırarak burada istediğimiz ayarı yapma ve sonuçlarını hemen
görme imkânı bulursunuz. Menü içeriğini genel olarak çekim ayarları, dosyalama ve format
ayarları, resim izleme ayarları, makine sistem (fabrika) ayarları olarak dört gruba ayırabiliriz.
Temel makine ayarlarıyla ilgili olan çekim menüsünde resim kayıt kalitesi, AF
çekim hızı, poz ölçüm sistemi, ASA/ISO, white balance, (beyaz ayarı) üçlü çekim, üst üstte
çekim, flaş ayarı gibi fonksiyonlar bulunur. Çekim menüsünden sonra en sık başvuracağınız
izleme menüsünde ise resimleri gösterme, koruma, döndürme, silme kilidi gibi fonksiyonlar
yer alır.
Belirtilen fonksiyonlarla ilgili yapılan her işlem LCD ekranına yansıyarak
kullanıcıya kontrol ve yönlendirme imkânı sağlar. Ekranda diyafram, enstantane, ASA,
metraj, flaş ayarları ile bellek kartında kalan boş alan ve bataryanın doluluk oranı, pozometre
sistemi,+/- pozlama (exposure) modu gibi öğeler görünmektedir. Bir işlemden diğerine
geçerken tercihlere uygun simgeler ekrana taşınır.
Ayrıca her işlem bir simge ile gösterilir. Bu simgeler LCD ekranına yansıyarak
seçilen işlemin ne olduğunu belirler. Seçilen işlemin yanında bazı işlemlerin simgeleri
ekranda sürekli kalır. Örneğin, flaş, diyafram, enstantane, bellek kartında kalan poz sayısı,
batarya durumunu gösteren simgeler sürekli ekranda görünür.
5.3.Menüdeki Simgelerin Anlamları
Yukarıda da anlattığımız gibi her işlemin bir simgesi vardır. Bu simgeler Her ulustan
kullanıcının anlayabileceği biçimde şekillendirilmiştir. Örneğin ekrana çiçek simgesiyle
gösterilen makro yakın çekim için kullanılmaktadır. Makro aynı zamanda etkin dijital tele
foto mod için de kullanılmaktadır. Bu modla zoom kullanmadan resimler genişletilebilir.
LCD ekranında zikzak şeklinde veya şimşek çakması olarak simgelenen şekille flaş
gösterilir. Flaş kullanılmak istendiğinde ekrana bu simge alınır. Zamanlayıcı (self timer) da
kronometre simgesiyle görüntülenmektedir. Yine zamanlayıcı moduyla çekim süresi
ayarlanarak otomatik çekim gerçekleştirilebilir. Bu işlem için fotoğrafı alınacak obje veya
ortamın çerçevesi belirlenir. Deklanşöre basılır 10- 12 saniye içerisinde makine fotoğrafı
çeker. Ayrıca ölçülen poz simgesi (AWE) olan (+) ve (-) işaretiyle çerçevelenen görüntünün
ışık miktarının ayarlanan diyafram ve enstantane değerine uygun olup olmadığı görülebilir.
Aynı şekilde seri fotoğraf simgesi de ekrana yansıtılarak bu yönteme makine hazır
hâle getirilebilir. Bu yöntem seçilip deklanşöre basıldığında parmağınızı kaldırmadığınız
süre içinde görüntü arka arkaya seri olarak makineye kaydedilir.
59
Şekil 5.1. Fotoğraf makinesinin bölümleri
Şekil 5.2. Fotoğraf makinesinin bölümleri
60
Şekil 5.3. Fotoğraf makinesinin bölümleri
5.4.Bellek (Fotoğraf Depolama Kapasiteleri)
Dijital fotoğraf makinelerinde çekilen fotoğrafların aktarıldığı dâhilî bellek dışında
kapasite arttırmak için kullanılan harici bellek kartları bulunmaktadır. Bu makinelerin
bellekleri ne kadar büyük olursa hafızasına alacağı fotoğraf sayısı da o kadar fazla olur.
Belleğin yetersiz kalması durumunda ek bellek kartı kullanılabilmektedir. İlk dönem
makinelerde bellek kartlarının kapasiteleri arttırılamazken günümüzde belirli bir aralıkta
farklı kapasitede kartlar takılabilmektedir. Birkaç yıl öncesinde kapasiteleri en fazla 64MB
(megabayt) olan ve ancak 30 kadar kaliteli görüntü kaydedilebilen bellek kartları artık
4GB’a (gigabayta) kadar yükselmiştir. Dijital makineler genellikle tek tür kart kullanacak
biçimde üretilmektedir. Fotoğraf makinelerinin çoğunluğunda içerisinde özel yuvalara takılıp
çıkarılabilen taşınabilir kart şeklindeyken bazı fotoğraf makinelerinde bilgisayar sürücüsüne
yerleşebilen disketler kullanılır. Fotoğraf makinelerinin aldığı görüntüyü depolayan, aşağıda
birkaç örneğini gördüğünüz bu kartların en yaygın olanları Compact Flash, Memory Stick,
Smart Media ve Micro Drive’dır. Genel olarak hepsi aynı işlevi görür ve Micro Drive
dışındakiler PC uyumludur. Bu kart makineye hafıza artırımı sağlar. Ayrıca çekilen
fotoğraflar makine olmadan bilgisayara takılarak fotoğrafların aktarılması sağlanır.
Farklı tipte flash depolama ürünleri ve flash kartlar bulunmaktadır:
Compact Flash (CF) kartlar
Multi Media kartlar (MMC)
Smart Media (SM) kartlar
Secure Digital (SD) kartlar
61
Fotoğraf 5.2. Depolama kartları
5.5. Çözünürlülük
Piksel, resim öğesi anlamına gelen Picture Element sözcüklerinin kısaltılıp
birleştirilmesiyle elde edilmiştir. Mega sözcüğü ise milyon anlamına gelmektedir. Dijital
fotoğrafın kalitesi, kapasitesi ve çözünürlülüğü “piksel” ile belirlenir. Piksel dijital ortamda
görüntüyü oluşturan en küçük parçadır. Farklı bir deyimle görüntünün depolandığı en küçük
noktacıktır. Dijital fotoğraf makinelerinin görüntüyü kaydeden algılayıcı kısmının boyutu
mega piksel olarak ifade edilir. Mega piksel sayısı arttıkça algılayıcının yakaladığı bilgi de o
oranda artar ve bu sayede görüntü de büyür. Fotoğraftaki piksel sayısı ne kadar fazlaysa
fotoğraftaki ayrıntılar da o kadar kolay görülebilir. Ayrıca görüntünün kalitesi yüksek
çözünürlülükle ifade edilir. Yüksek sayıdaki piksel, özellikle baskı için gereklidir. Yani
yüksek çözünürlüğe sahip bir fotoğraf hem kaliteli ve tüm detayların ve renklerin
görünmesini sağlar hem de çekilen fotoğrafların büyük ebatta basılırken görüntü kaybına
uğramasını önler. Dijital makinelerde yatay piksel sayısı ile dikey piksel sayısı çarpımı
çözünürlülüğü verir.
Örneğin yatay piksellerin sayısı 2.160, dikey piksellerin sayısı ise 1.440 olan bir
cihazda çözünürlülük değeri iki sayının çarpımı olan 3.110.400 piksel yani 3,1 mega
pikseldir.
Çekimlerde yüksek piksel kullanabilmen için çözünürlülüğünün yüksek olması veya
yüksek kapasiteli bellek kartının olması gerekir. Eğer bunlar mümkün olmazsa; bu durumda
çok sayıda ve orta kalitede görüntü elde edebilmek için standart bir çözünürlülük
kullanılabilirsiniz. Çözünürlülük, çekilen fotoğrafın kullanılacağı ortam için önemlidir.
Örneğin, fotoğraf internet ortamında kullanılacaksa çözünürlülüğün çok da yüksek olmasına
gerek olmayabilir. Hatta bilgisayar ortamında saklanacak fotoğrafların pikselinin yüksek
olması durumunda; bilgisayar belleğinde fazla yer kaplayacağından düşük pikselli
çekilmesinde yarar vardır. Yalnız, çekilen fotoğrafın pikselini sonradan değiştirme şansı
bulunmamaktadır. Çözünürlülüğü artırmanın tek yolu fotoğrafın görüntü boyutunu
küçültmektir. Ancak düşük çözünürlülüğe sahip fotoğrafın görüntü boyutunu büyütme
imkânı hiçbir hâlde olamaz.
Çözünürlülük CCD piksel sayısı olarak da açıklanır. Etkili piksel sayısına gerçek
resim çözünürlülüğü de denir. Bazı makineler interpolasyon yaparak resim çözünürlülüğünü
suni olarak artırabilirler. İnterpolasyon; fotoğrafın oluşum işlemine geçirilmesi esnasında
62
ebat olarak büyütülmesidir. Örneğin, 1024 x 768 gerçek çözünürlülüğe sahip bir dijital
kameranın 1280 x 960 çözünürlülükte fotoğraf çekmesi veya 4 milyon piksellik bir CCD’ ye
sahip dijital kameranın 6 milyon piksellik bir fotoğraf oluşturması gibi.
Çözünürlülük fotoğrafın büyüklüğü kadar kalitesini de etkiler. Çekilen fotoğrafın
kullanım amacına göre pikseli olmalıdır. Örneğin e- posta veya Web ortamında kullanılacak
fotoğrafların 0.2 mega piksel olmasında fayda vardır. Baskısı yapılacak 10 x 15 cm
ebadındaki bir fotoğrafın 0.4 mega piksel olması gerekir. 15 x 20 cm için 1 mega piksel, 20 x
25 cm için 2 mega piksel, 28 x 36 cm için 3 mega piksel, 50 x 75 cm için 4 mega piksel,
daha büyük ve kaliteli fotoğraflar için en az 5 mega piksel ve yukarısı gerekmektedir
.
5.5.1.Dijital Fotoğraf Makinesinin Çözünürlüğü
Çözünürlük, dijital fotoğrafın yatay ve dikey sıklığını belirten ölçüdür. Ölçü birimi
olarak resim noktaları veya piksel kullanılır. Merceklerin ve CCD algılayıcının iyi
olduklarını varsayarsak, çözünürlük ne kadar yüksek olursa, fotoğrafın veya baskının görsel
olarak bıraktığı izlenim, o kadar iyi olur.
“Çözünürlük zenginliği” kavramını, geleneksel fotoğrafçılıktan tanıyoruz. Burada
da, farklı çözünürlüklerden söz edebiliriz: Yüksek duyarlı filmler “iri grenli” olurlar ve daha
düşük çözünürlüğe sahiptirler; düşük duyarlı filmlerde ise tam tersidir.
Dijital makinelerde en çok kullanılan çözünürlükler değerleri şunlardır:
320 x 240 = 76.800
640 x 480 = 307.200
1024 x 768 = 786.432
1280 x 960 = 1.3 milyon
1600 x 1200 = 2.1 milyon
2048 x 1535 = 3.3 milyon
2272 x 1704 = 4.1 milyon
2560 x 1920 = 5.0 milyon
3024 x 2016 = 6.0 milyon
4256 x 2848 = 12.1 milyon
Dijital fotoğrafların kalite seviyeleri ve gereksinimleri, ortam ihtiyaçlarına göre
belirlenir.
63
Fotoğraf 5.3. Dijital fotoğraf
Dijital makinelerle elde edilen görüntüler ister hareketli, isterse durağan olsun
ekrana yansırken ekran belleğinin bit değeri önemlidir. Örneğin 640 x 480 piksellik bir ekran
görüntüsü 16 renk olarak kullanıldığında temsil ettiği 16 renk dışında kalan renkleri bu 16
rengin içinde yer alan en yakın renge dönüştürür.
5.6. White Balans (Beyaz Ayarı)
Bir kâğıda farklı ışık kaynakları altında baktığınızda farklı renklere büründüğünü
görmüşsünüzdür. Öğlen gördüğümüzde farklı, bulutlu havada gördüğümüzde farklı, akşam
gün batımında gördüğümüzde farklı tonlar aldığını görürüz. Biz onun sürekli beyaz
olduğunu biliriz, ama ortamdaki ışık kaynağının ona kattığı bir ekstra renk değeri vardır.
Örneğin evin içinde yanan sarı bir lamba, dışarıdan bakıldığında hafif yeşilimtırak ya da buz
beyazı havasındadır. Ama aynı ortamda ampul kullanılırsa, bu defa sarımtırak bir hava sunar.
Dijital fotoğraflar küçük piksellerden oluşur. Görüntü büyütüldüğünde belli sayıdaki
piksel artmadığı için sağdaki fotoğrafta olduğu gibi nois denilen bulanıklık oluşur.
64
Fotoğraf 5.4. Fotoğrafta beyaz ayarı
Birinci fotoğrafta tungsten ışığı altında beyaz ayarı yapılmadan, ikinci fotoğrafta beyaz ayarı
yapılarak çekim yapılmıştır.
İşte tüm bu “ışık kaynağı farklılıkları”, objelerin gerçek renklerini hayli değiştirir ve
bu ortam sıcaklığı dikkate alınmadan yapılan çekimlerde, bazen insanların yüzlerinin
bembeyaz, mavimsi, yeşilimsi, bazen de olduğundan çok daha sarı, sıcak, hatta kırmızıya
çalan bir hâlde olduğunu görmüşsünüzdür. Aslında bu renk farklılaşması çok daha fazla
olduğu hâlde ön bilgilerimiz ve görme alışkanlığımız sebebiyle bunu pek hissetmeyiz.
Filmler ve dijital sensörler ise bu farklılaşmayı fazlasıyla algılar ve fotoğrafa yansıtır.
Nesnelerdeki renk değişikliğinin sebebi doğal ve yapay ışık kaynaklarının her birinin kelvin
değerlerinin (renk ısıları) farklı olmasıdır. Kelvin değeri düştükçe ışık rengi kızarır Arttıkça
mavileşir. (Işık modülünde ayrıntılı olarak anlatılacaktır) Bu özellik halojen, spot ve normal
suni ışık kaynaklarında ve günün farklı saatlerinde gözlenebilir. Ayrıca farklı kaynakların
karışımından oluşan ışıkları da göz önünde bulundurmalısınız.
Bazı Işık Kaynaklarının Kelvin Değeri:
Mum Işığı 1800K – 2200 K
Ateş 2500K - 3500K
Alacakaranlık - 4000K
Florasan 4000K - 4800K
Güneş Işığı 4800K - 5400K
Bulutlu Gün Işığı 5400K - 6200K
Gölgelik Bölge 6200K - 7800K
Fotoğraf 5.5. Alacakaranlıkta çekilmiş bir görüntü
Dijital makinelerdeki beyaz ayarı çekim yapılan ortamlardaki ışık kaynaklarının
değişmesi sonucu oluşan bu renk farklılıklarını düzenlemek ya da başka bir renk oluşturmak
ve fotoğrafın istenilen nitelikte görünmesini sağlamak amacıyla konulmuş bir özelliktir.
Günümüzdeki birçok makine, ortamdaki renk sıcaklığını kendisi tespit edebilmektedir. Bunu
da, en beyaz kareyi baz alarak yapar ama eğer ortamda bunu sağlayacak bir renk dağılımı
yoksa, otomatik beyaz dengesi doğru yapılamayabilir. Bu sebeple, renklerle uğraşıp ışık
kaynaklarına aşina oldukça, renk dengesini sizin kurmanız daha doğru bir tercih olacaktır.
65
Beyaz ayarını çekim yapmadan önce ayarlamalısınız. Işık türü tespit edildikten sonra
menü açılır. Yön tuşları veya seçme tuşuyla menü içinden özelliği seçilir. Ok ya da SET
tuşuna basılarak açılan sayfadan istenilen ışık türü seçilip onay verilir. Farklı bir ışık
kaynağında çekim yapacaksanız işlemi tekrarlamalısınız.
Aşağıda muhtelif ışık sıcaklık değerlerinin Kelvin değerleri yer almaktadır.
5.7. Dosya Formatları
Dijital ortamda fotoğraf çekebilmek, kimyasal fotoğrafları taramak ve bu fotoğrafları
sıkıştırarak bilgisayara aktarmak formatlanmış olmaları gerekir. Dijital makineleri bu işlemi
çekim sırasında yapar. Aşağıda tanıtılacak olan format türlerinin en yaygın olanı ise
JPEG’dir.
Fotoğraflarda çok büyütülmedikçe gözle çok zor görülebilen bazı kayıplar
oluşturmasına karşın diğerlerine göre yer ve zaman avantajı sağlaması sebebiyle tercih edilir.
JPEG formatında, sıkıştırma kalitesi seçilebilmektedir ancak JPEG, sürekli okunup
yazıldıkça veya yeniden kaydedildikçe biraz daha fazla kalite kaybettirir. Buyüzden,
fotoğraflarınız üzerinde foto editörleri aracılığıyla oynama yaparken, orijinallerini muhafaza
etmeli, aynı JPEG’i defalarca kaydetmek yerine, bunu önce kayıpsız bir formata dönüştürüp,
çalışmaları onun üzerinde yapmalı ve son aşamada JPEG’e geri dönmelisiniz.
Kayıpsız olan formatlardan en yaygın olanı ise TIFF formatıdır. En eski ve en
yaygın TIFF’ ten başka kayıpsız formatlar da vardır. Örneğin PNG gibi. TIFF, artık fazla yer
tuttuğu için pek önerilmiyor ama yaygınlığı sebebiyle, çok yerde kullanılıyor.
En büyük yer tutan format ise BMP formatıdır ve bu format basit dosyaları devasa
boyutlara getirebilir.
Çektiğiniz fotoğrafları bilgisayara aktardıktan sonra aşağıdaki format türlerinin
özelliklerine bakarak karar verebilirsiniz. (Format ayarlarını nasıl yapılacağını Bilgisayarda
Fotoğraf Düzeltme modülünde bulabilirsiniz.)
Görüntü Formatları
Makinenizin çektiği fotoğrafları bilgisayara aktardıktan sonra, aşağıdaki format
türlerinin özelliklerine bakarak görüntüleri hangi formatta kullanacağınıza karar
vermelisiniz. (Format ayarlarını nasıl yapılacağını Bilgisayarda Fotoğraf Düzeltme
modülünde bulabilirsiniz.)
• GIF
Graphics Interchange Format (GIF) dosyaları internet üzerinde oldukça yaygın
kullanılan bir formattır. Az sayıda renk içeren (1 ila 8 bitlik) dokümanlarda oldukça iyi
sıkıştırma sağlaması, animasyonlarda zamanlama ve farklı boyutlardaki resimleri bir arada
tutma desteği, saydam renk tanımlanması bu formatı popüler yapan sebeplerinden sadece bir
kaçıdır. Ancak Photoshop gibi resim işleme programlarının çoğu GIF formatının tüm
özelliklerini kullanamamaktadır. Bu sebeple bu format ile çalışırken sıklıkla başka
programlara gereksinim duyulmaktadır. Gerçek renk desteği yoktur. GIF resimleri sıralı veya
sırasız kaydedilebilmektedir. Ayrıca dosya ile birlikte metin kaydedilebilmektedir. Sıralı GIF
dosyaları yükleme esnasında satır satır gelerek resim bitiminden önce nasıl olacağıyla ilgili
ipucu verir.
66
• JPEG
The Joint Photographic Experts Group (JPEG) formatınının en sık kullanılan bir
format olduğunu belirtmiştik. JPEG veya JPG formatının özelliği gerçek renk değerlerini
içermesidir. Bu yüzden fotoğrafik yani grafiksel olmayan görüntülerin gösterilmesinde GIF
formatına üstünlüğü vardır. JPEG sıkıştırma yöntemi görüntünün algılanması için elzem
olmayan detayları etkili bir şekilde bulup atan ve dosyayı şekilde sıkıştıran bir format
olduğundan, yani kayıplı formatlar arasında sıralanır. Yok edilen detay miktarı ve sıkıştırma
oranı arasında orantı olduğundan bu dengeyi iyi korumak gerekmektedir. Daha fazla
sıkıştırma daha fazla detay kaybı daha az sıkıştırma daha büyük dosya demektir. Bu dengeyi
en iyi şekilde değerlendirecek olan insan gözüdür. Bu sebeple bir dosyanın kopyası JPG
olarak kaydedildikten sonra açılıp tekrar değerlendirilmelidir. Kaybedilen detayların geri
getirilmesi söz konusu olmadığından dosyanın bir kopyasını kayıpsız bir yöntem ile
korumakta fayda vardır. Her kaydediliş sırasında kayıp miktarı arttığından JPG dosyaları
sadece son işlerin yaratılması için kullanılır. Ara kademelerde kullanılmaları uygun değildir.
Maximum kalitesi göz tarafından orijinalin aynısı gibi görünmesine rağmen yine kayıplar
mevcut olacaktır.
• BMP
Paint programı görüntüleri bu formatta işler.Paint programının BMP dosyaları çok
az bir farklılık gösterir. BMP formatı 1–24 bit arasında değişen bir piksel derinliğini
içerebilir. Sıkıştı__3327$í®_rma seçeneği başlangıçta bulunmamakta idi. Opsiyon olan bu sıkıştırma
görüntüde detay kaybına yol açmaz, yani kayıpsız sıkıştırma yöntemlerindendir. BMP
formatı alıcı bilgisayarında Paint'den başka görüntü programı bulunmadığı durumlarda
kullanılır.
• Raw
RAW değişik bilgisayarlar ve işletim sistemleri arasında bilgi iletimine izin veren
esnek bir formattır. Kanal sayısı, her kanaldaki piksel derinliği dosya uzantısı ve başlık
bilgileri tanımlanabilir. Kayıt sırasındaki parametre bilgileri açmak amacıyla dosyayı alan
kişiye verildiğinde RAW dosyaları kolaylıkla açılabilmektedir.
• TIFF
Tagged-Image File Format (TIFF) formatı farklı işletim sistemleri ve uygulamalar
arasında kayıpsız ve esnek bir dosya değiş tokuşunu sağlaması sebebiyle tüm çalışmalar için
uygun bir format olarak bilinmektedir. TIFF'in desteklediği birçok sıkıştırma vardır. Bunlar
arasında en çok kullanılan kayıpsız LZW sıkıştırma yöntemidir. TIFF ayrıca çok sayıda alfa
kanalını desteklemektedir. Kayıt sırasında fotoğrafın kullanılacağı işletim sistemi olarak PC
veya Mac seçilebilmektedir. TIFF dosyaları ikili dosya, indekslenmiş renk, gerçek renk
RGB, CMYK, Lab gibi nerededeyse tüm biçimlerini destekler. TIFF dosyalarında katman
desteği bulunmaz.
67
5.8. Dijital Makinede Pozlandırma
Gelişmiş dijital makinelerde poz seçenekleri otomatiktir. Bu özelliğe sahip
makineler çekim sırasında ışığın miktarını algılar ve poz ayarını otomatik yapar. Ortamın
ışığının yetersiz kalması durumunda ister otomatik isterse manuel olarak flaşı devreye sokar
ve istenilen nitelikte pozlandırma yapılabilir. Yani, ya makine otomatik olarak ortamı
yeterince aydınlık gösterecek diyafram ve enstantane değerini ayarlar ya da flaşı devreye
sokarak dengeyi sağlamaya çalışır. Makinenin poz ayarını otomatik kullanmak için çerçeve
ayarı yaptıktan sonra deklanşöre yarım basıp bir süre basılı tutunca yeşil sinyal ışığı yanar,
ardından deklanşörden parmağı kaldırmadan çekim tamamlanır. Sinyal ışığı makinenin
çekimini analiz ederek odaklanmayla poz ayarı yapıldığını belirtir.
5.8.1.Pozlandırma Ölçümü / Yönetimi
Dijital fotoğraf makinelerinin çoğunluğunda pozlandırma, merkez ağırlıklı TTL
(objektif içinden ölçüm) yöntemi ile ölçülür ve yönetilir. Orta ve üst sınıf makinelerde
enstantane ve/veya diyafram ayarlarını belirlemek mümkündür.
Fotoğraf 5.6. Dijital fotoğraf makinesi ayarları
5.8.2. Pozlandırma Dengelemesi
Bir çok geleneksel makinede olduğu gibi dijital makinelerde de, pozlandırma
dengeleme veya pozlama telafi ayarı vardır ve çoğunlukla “+/- 3EV” olarak verilir. Otomatik
çekim yaparken pozometre yanılgılarını düzeltmek için kullanılır. Genellikle -3 ve +3 durak
arasında az ya da çok pozlamayı sağlar.
5.8.3.Dijital Makinelerde Enstantane Diyafram Ayarı
Yakın zamana kadar üretilen dijital fotoğraf makinelerinde diyafram ve enstantane
ayarları ancak otomatik olarak yapılırken günümüzde öncelikli modlarla ve manuel olarak
da ayarlanabilmektedir. Filmli AF makinelerle diyafram ve enstantane ayarı bakımından
hiçbir farkı bulunmamaktadır.
68
5.9. Diğer Ayarlar
5.9.1.Flaş Ayarı
Flaş, uzun süre birçok fotoğrafçının kullanmakta tereddüt ettiği bir ekipmandı. Film
ile fotoğraf çekimlerinde ayrıca sonucu çok sonra görebilmeniz gibi bir zorluk daha vardı.
Aslında bugün otomatik flaş iyi çalışmakla birlikte, eğer çok deneyim sahibi değilseniz,
sonuçları önceden tahmin etmek yine de çok zordur. Bu sebeple birçok fotoğrafçı, hiç flaş
kullanmaz. Veya çok az kullanılır. Hâlbuki flaş önemli bir yardımcı malzemedir. Çünkü flaş
bazen çok yardımcı olabilir, yalnızca karanlıkta değil gündüz bile fotoğrafa özel bir anlam
katmak için kullanılabilir.
Fotoğraf makinesi, yeterince aydınlık olduğunu ya da flaşa gerek olmadığını düşünse
de siz flaşın gerekli olduğunu görüyorsanız flaşı makinenin rızası olmasa da kullanmanızı
sağlayan bir seçenek hep vardır. Çok aydınlık olmayan bir ortamda fotoğraflarını çektiğiniz
kişilerin göz kapakları sonuna kadar açıktır ve bu durumda flaşın göz retinasından yansıması
sonucu kırmızı gözlü arkadaşlarınız olur. “Kırmızı göz önleme” sistemi ise, esas flaş
patlamadan önce bir dizi küçük flaş patlatılır ve böylece fotoğrafı çekilen kişilerin hafifçe
göz irisinin (bebeğinin) küçülmesine neden olur.
5.9.2.Flaş Senkron Ayarını Yapmak
Likit kristal ekranı (LCD) olan bir dijital fotoğraf makinesi ile flaşı kontrol altına
almak artık çok kolay. Çekim yapıp hemen sonucu görerek, gerekirse ayarı
değiştirebilirsiniz. Neredeyse bütün dijital fotoğraf makinelerinin, gövde dahilinde olan
flaşları vardır. Bu flaşın birçok işlevleri bulunmaktadır. Artık standart olan aç/kapat işlevinin
yanında otomatik flaş, kırmızı-göz azaltıcı etkinlik, zorunlu flaş ve flaş ışığının gücünü
ayarlamak gibi işlevler birçok makinede bulunmaktadır. Dahilî flaşların rehber sayısı
genellikle 10 –12 civarındadır. Flaş senkron ayarı flaşın kaç enstantanede patlayacağını
belirleyen ayardır. Senkron değeri makineye göre değişir. Dijital SLR makinelerde genellikle
program otomatik senkron mod da iken 1/60 – 1/200 enstantene hız aralığında çalışır.
Makine çoğunlukla da düşük enstantene hızını seçer.
Fotoğraf 5.7. Dijital fotoğraf makinesi ile çekilmiş fotoğraf örnekler
Manuel çekim modunda iken 30 saniye ile 1/200 hızlarından birine elle
ayarlanabilir. Elle senkron ayarı otomatik modlara göre daha geniş ve yaratıcı çekimler
yapmanızı sağlar. Örneğin, gece şehir manzarası önünde bir portre çekerken hem kişiyi hem
de manzaranın detaylarını göstermek istediğinizi varsayalım. Otomatik ayara dokunmazsanız
makineniz kendini 1/60 gibi yüksek enstantene hızına ayarlar.
69
Aşağıdaki fotoğrafta da olduğu gibi ilgili portre flaş ışığının etkileyebileceği bir
mesafedeyse aydınlık çıkar. Ancak şehir manzarası çok koyu çıkar. Her ikisinin de
detaylarını gösterebilmeniz için makinenizi tripota ya da sağlam bir yere sabitleyip düşük bir
enstantene hızı seçmelisiniz.
Ayrıca flaşın aydınlatma mesafesini belirlediğiniz ASA hızı, objektifinizin odak
uzaklığı ve mekânın açık ya da kapalı olmasının belirlediğini unutmamalısınız.
Makinenizin kullanım kılavuzundan ilgili bölümü dikkatlice okuyarak amacınıza
uygun flaş sekron ayarını yapınız.
5.9.3.Üst Üste Çekim Yapmak
Üst üste çekim aynı fotoğraf karesi üstüne birden fazla görüntünün yerleştirilmesi
işlemidir. Kompakt makinelerin bazı üst düzey modelleri, mekanik refleks modellerin büyük
bir bölümü ve AF refleks modellerin orta ve üst düzeydeki modelleri ile üst üste çekim
yapılabilir.
Üst üste çekim, diğer fotoğraf makinelerinde (AF ya da motorlu olanlarda), makine
üzerindeki “Multiple Exposure (ME)” düğmesi ya da “iç içe geçmiş iki dikdörtgen” simgesi
ile gösterilen düğme sayesinde gerçekleştirilir. Bu düğmeye basılı tutarak, üst üste kaç
görüntü çekmek istiyorsanız bu değeri belirlemelisiniz. Belirlediğiniz değer kadar çekim
yaptıktan sonra film ilerleyecektir. Üst düzey dijital fotoğraf makinelerinde de yine bu
şekilde özel bir düğmeye basarak rakam girmeniz ya da ilgili menüde yer alan bölümü
seçmeniz gerekir.
Fotoğraf 5.7. Üst üste çekim yapıl bir fotoğraf
70
Üst üste kaç kare çekeceğinize karar vermek, bu işin en kritik aşamasıdır. Genelde
üst üste iki kare ile yetinilir, ama 3, 4, 5 ya da daha fazlasını da deneyerek, görüntülerin
birbirini nasıl etkilediğini görmekte büyük yarar vardır. Görüntüleri üst üste bindirerek
birbirleri arasında ilişki kurmak, hem belgesel hem de deneysel olarak ilgi çekici sonuçlar
doğuran bir anlatım yöntemidir. Her ne kadar görüntü işleme programlarının
yaygınlaşmasıyla, bu tür etkiler bilgisayar ortamında kolaylıkla yapılabiliyorsa da, işi
kaynağında bitirerek görüntüleri aynı kare içinde bir araya getirmek hâlâ işlevselliğini
koruyan bir çekim tekniği olmaya devam ediyor.
Üst üste çekilecek olan görüntülerin açık ya da koyu tonlar içermesi de çok
önemlidir. Açık tonlu görüntüleri üst üste çekmemelisiniz; çünkü bir görüntüdeki açık tonlar
diğer görüntüyü ezecektir. Ezmekten kasıt, diğer görüntünün algılanabilirliğini azaltmasıdır.
Olabildiğince koyu tonlu görüntüleri üst üste çekmek daha iyi sonuç verir. Ya da bir
görüntüdeki açık tonların diğer görüntüdeki koyu tonların üzerine düşmesini sağlamak
gerekir. Böylece çok karmaşık olmayan, anlaşılır sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Geldik üst üste pozlamanın en çok hata yapılan kısmına. Pozlama, üst üste çekimin
en problemli aşamasıdır. Tek bir görüntü çekiyormuş gibi ışığı ölçüp görüntüleri üst üste
çekmemelisiniz. Filmin (ya da CCD’ nin) üzerine düşecek olan “toplam ışık” miktarı
önemlidir. Ton/parlaklık değerleri birbirine yakın görüntüler söz konusuysa, yapılacak iş
daha kolay. Üst üste iki kare çekecekseniz, iki görüntüyü de birer stop az pozlamanız
gerekir. Bu işlemi, filmin ışığa duyarlılık ayarı olan ASA’yı (ISO) değiştirerek de
yapabilirsiniz. Örneğin 100 ASA film kullanıyorsanız, çekimden önce ASA’yı 200’e
getirerek ışığı ölçmeli ve bu değerde çekim yapmalısınız.
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var.Bazı konuları üst üste çekerken
herhangi bir poz düzeltmesi yapmaya gerek duyulmaz. Zemini tamamen koyu renk olan
görüntüleri üst üste çekerken poz düzeltmesi yapmaya gerek yoktur. Yani her konuyu,
ölçtüğünüz değerde çekmeniz yeterlidir. Buna en iyi örnek gece fotoğraflarıdır. Bir gece
fotoğrafı üzerine tek başına büyük bir ay yerleştirmek istediğinizde, her iki görüntünün de
zemini koyu renk olduğundan birbirlerini etkilemeyeceklerdir.
5.9.4.Dijital Makinelerin Ayarlanmasıyla İlgili Tavsiyeler
İlk kez kullanacağınız hafıza kartını kullanmadan önce mutlaka formatlayın. Bu
işlemi yapmadan kullanırsanız çektiğiniz fotoğraflar kaybolabilir.
Hafıza kartlarını makineniz açıkken çıkartmayınız. İçindeki bilgiler zarar görüp
kartınız bozulabilir. Çoğu makine hafıza kartının kapağını açınca makineyi
kapatır. Yine de buna dikkat edilmelidir.
Çekim yapmaya çıkmadan önce bir poz deneme çekimi yapınız. Herhangi bir şey
eksik ya da problemliyse bu yolla tespit edip düzeltebilirsiniz.
Bazı dijital fotoğraf makineleri preview özelliklidir, çekilen fotoğrafı OK tuşuna
bastıktan sonra hafızaya kaydeder. Buna dikkat etmezseniz fotoğraflarınız
kaydolmaz.
71
Amacınıza göre çekim kalitesini değiştirerek belleği verimli kullanmanız için
çözünürlük (Quality) ayarı yapmalısınız. Eğer web sitesi tasarımı veya e-posta eki
için çekim yapıyorsanız düşük kalite (ekonomy) ayarını, fotoğraf baskısı için
çekim yapıyorsanız yüksek kalite (best) ayarını, arşivlemek için çekim
yapıyorsanız normal ayarını kullanabilirisiniz.
Menü ayarlarıyla oynayıp kameranın ayarlarını içinden çıkılamayacak kadar
bozduysanız, setup menüsünden reset fonksiyonunu kullanarak makinenizi fabrika
çıkış ayarlarına getirebilirisiniz.
LCD parlaklık ayarınızı güneşli ortamlarda yükseltiniz. Karanlık ortamlarda
parlaklığı düşürerek bataryayı tasarruflu kullanabilirsiniz.
Bataryadan tasarruf etmek için makinenizi kapalı tutarsanız açana kadar
çekebileceğiniz fotoğrafları kaçırabilirsiniz. Bu gibi durumlarda makine açık LCD
kapalı konumda tutularak vizörden çekim yapılmalıdır.
Kameranızı açık unutup bataryanın tamamen boşalmasını önlemek için setup
menüsündeki auto power off fonksiyonu devreye sokulmalıdır.
Çekimlerinizde digital zoom özelliğini mümkün olduğu kadar kullanmayınız.
Digital zoom çekim kalitesini düşürmektedir. Dilerseniz daha sonra bilgisayarda
görüntüyü büyütüp digital zoom elde edebilirsiniz.
Kamera vizörü yanında kırmızı veya yeşil yanan ışıklar vardır bunlar kameranın
netleme işleminin, otomatik ayarlarının veya flaşının hazır olup olmadığını
gösterir. Eğer kırmızı yanıyorsa çekim yapmayıp yeşil yanana kadar
beklenmelidir.
Bir objeyi yarım metreden daha yakın bir mesafeden çekiyorsanız, makinenizde
makro fonksiyonunu aktif hâle getiriniz. Makro aktifken LCD ekranda bir çiçek
resmi görürsünüz. Artık istediğiniz kadar yaklaşabilirisiniz.
Kameranızda Auto focus ile ilgili ayarlar bölümünde AF Area seçeneği varsa bu
ayar sayesinde fotoğraf karesinin herhangi bir alanını netleştirerek çekim
yapabilirisiniz.
Fotoğraf 5.8. Bir çiçek fotoğrafı
72
Net fotoğraflar çekmek ve titremelerden etkilenmemek için yüksek enstantane
değerleri ile çekim yapınız. Çoğu makinede bu değer 1/60 değerine ayarlıdır.
Işığın az olduğu koşullarda enstantane ve diyafram değerini düşürünüz.
Makinenizde ISO ayarlama özelliği varsa ISO değerini biraz yükseltiniz, çok fazla
yükseltmek görüntü kirliliğine sebep olabilir. Makineyi titretmemek için
dirseğinizi vücudunuza dayayabilir, kapı pencere pervazlarına dayanabilir; masa,
kitap gibi nesneleri sehpa niyetine kullanabilirsiniz.
Flaşınızın kaç metreye kadar aydınlattığını bilirseniz doğru pozlama yaparsınız.
Haricî flaş kullanıyorsanız kullanım kitapçığının özellikler bölümünden Flash
Guide Number (GN) (flaş kullanım kılavuz değerini öğrenip bu değeri
kullandığınız diyafram değeri (f) ile bölerseniz flaşınızın kaç metreyi
aydınlatabildiğini öğrenirsiniz.
Örnek: GN değeri 10 olan bir makine ile 1.8 diyafram değeri ile 10/1.8=5.5 metre
uzaklığa kadar flaşlı çekim yapabilirsiniz.
Karanlık ortamlarda flaş kullanıldığında gözler kırmızı çıktığını görmüşsünüzdür.
Bunun sebebi göz bebeğinin karanlıkta büyümesidir ve flaşın gözün arka
tarafındaki ağ tabakasını aydınlatmasıdır. Bunu önlemek için flash menüsünden
Red Eye Reduction fonksiyonunu aktif hâle getiriniz. Bu fonksiyon aktive
edildiğinde LCD’ de göze benzeyen bir sembol görünecektir. Kırmızı göz
engelleme aktifken deklanşöre basıldığında flaş önce birkaç kez çakacak ardından
çekim yapılacaktır. Bunun amacı çekim öncesi göz bebeğini küçültmektir. İlk flaş
çaktığında çekim yapıldı zannedip pozisyonunuzu bozmayınız.
Bazı durumlarda ışık az ama ortam güzeldir. Flaş ortamın bütün büyüsünü
bozabilir. Çünkü flaş aktif hale getirildiğinde enstanteneyi genellikle 1/60 a taşır
ve uzak yerlerin karanlık çıkmasına neden olur.Böyle durumlarda flaşı iptal ederek
çekim yapınız. Ayrıca flaşlı bir deneme deyapabilir, güzel olmayan pozu
silebilirsiniz.
Portre çekimlerinde çekilecek kişinin arkasında güneş varsa yüzlerin karanlık
çıkmaması için mutlaka flaşı kullanınız.
Gece çekimlerinde flaşı kullanırken makinenizi gece moduna getiriniz.
Örneğin arkada ışıl ışıl bir gece manzarası önde ise arkadaşınız. Doğrudan flaşla
çekerseniz arkadaki manzara fotoğrafta koyu görünür.. Flaş kullanmazsanız
şimdide arkadaşınız koyu ve sarsıntılı çıkar. Makine gece moduna getirildiğinde
perdeyi arkadaki manzarayı pozlayacak kadar açık tutar kapanmadan hemen önce
flaş çakarak arkadaşınız da manzaranın içine dahil eder. Bu teknikleri denemeyi
alışkanlık haline getiriniz.
Kar ve Kum gibi açık rengin neredeyse tüm kadrajı doldurduğu durumlarda
otomatik ışık ölçümü hata yapar. Bunu telafi etmek ve çekmek istediğiniz
konuların kara lekeler olarak değil de gerçek renklerle görünmesini istiyorsanız,
bir iki stop pozlama telafisi yapınız. Yani +/- şeklinde gördüğünüz EV ayarını
duruma göre +1 yada +1.5 yapınız.
73
Güneşin tam tepede olduğu saatlerde çiğ ve dik açılı bir ışık olduğu için bu
saatlerde çekilen fotoğraflar sanıldığı gibi güzel olmayacaktır. Öğle saatleri
dışında ışığın yatay olduğu saatler çekim için daha uygundur.
Eğer bilgisayarınıza fotoğrafları aktarırken sabit diskinizde dosya kopyalar gibi
rahat biçimde çalışmak istiyorsanız, harici hafıza kartı okuyucusu edininiz.
Fotoğraf makinenizin hafıza kartını seyyar hafıza olarak da kullanabilirsiniz.
Çektiğiniz fotoğrafların kaliteli olarak en fazla hangi boyutta basılacağını fotoğraf
çözünürlüğünü 60'a bölerek bulabilirsiniz.
Örnek 1: 800x600 800/60=13 600/60=10 Maximum 10X13 ebadında fotoğraf
baskısı yapabilirsiniz.
Örnek 2: 2048x1536 2048/60=34 1536/60=25 Maximum 34x25 ebadında fotoğraf
baskısı yapabilirsiniz.
Baskı Ebatları İçin Hesaplama Tavsiyesi
Baskılarda iyi neticeler alabilmek için ne kadar resim-noktasına ihtiyaç vardır?
Aşağıdaki bilgiler minilab baskıları için geçerlidir. (Püskürtmeli yazıcılar için değil.)
1.3 mil. Piksel ------->> 9 x 13 cm
2.1 mil. Piksel ------->> 10 x 15 cm
3.3 mil. Piksel ------->> 13 x 18 cm
Fotoğraf 5.9. Siyah beyaz gün batımı fotoğrafı
74
UYGULAMA FAALİYETİ -5
İŞLEM BASAMAKLARI ÖNERİLER
Dijital makineyle açık bulutlu
yayınık ışık altında çekilen
yukarıdaki fotoğraf ortamıyla
benzer özelliklerde bir fotoğraf
çekmek üzere hazırlık yapınız.
Çekiminizi yaparken aynı açıda ve
mesafede durunuz.
Yetersiz ışıktan kaynaklanan
sorunları gidermek üzere
makinenizi gerekli duyarlık
değerine ayarlayınız.
Filmli makine kullanacaksanız
filmi değil filmin ASA değerini
değiştiriniz.
Netlik ayarını sağ taraftaki çantalı
kişinin(sarı paltolu) bulunduğu yere
yapınız.
Netlik ayarını otomatik ayarda
netlik noktası seçerek veya manuel
olarak yapınız.
Net alan derinliğini ikinci kişiden
sonsuza kadar genişletebileceğiniz
bir diyafram değerine manuel olarak
ayarlayınız.
Belirlediğiniz alan derinliği için
düşündüğünüz f: açıklığını mesafe,
odak ve enstantane değerine göre
seçmelisiniz.
Sol taraftaki kişilerin hareket
netsizliğini yok edip
dondurabileceğiniz enstantane
değerini manuel olarak ayarlayarak
deklanşöre basınız.
Hareketi dondurmak için
düşündüğünüz enstantane değerini
kişilerin makinenize olan
uzaklığına, hızlarına, hareket
açılarına ve diyafram açıklığı
değerine göre seçmelisiniz.
Çekiminizi yaparak elde ettiğiniz
sonucu değerlendiriniz.
Çekim sonucunuzu öğretmeninizle
birlikte değerlendiriniz.
UYGULAMA FAALİYETİ
75
KONTROL LİSTESİ
GÖZLENECEK DAVRANIŞLAR Evet Hayır
1 Örnek çekim için koşulları ve önerileri gözeterek hazırlık
yaptınız mı?
2 Önerileri de gözeterek koşullara uygun ASA/ISO ayarı
yaptınız mı?
3 İstenen yere- önerilen biçimde- netlik ayarı yaptınız mı?
4 İstenen net alan derinliğine uygun manüel diyafram ayarı
yaptınız mı?
5 Amacınıza uygun enstantane ayarı yaptınız mı?
6 Değerlendirmeniz sonucunda amacınıza ulaştığınızı
düşünüyor musunuz?
UYARI: Yapılan değerlendirme sonunda hayır şeklinde cevaplarınız varsa faaliyete
geri dönerek ilgili bölümü tekrar ediniz. Eğer hayır cevabınız evet cevabınızdan daha çoksa
faaliyete yeniden başlayınız. Cevaplarınızın tümü evet ise bir sonraki faaliyete geçiniz.
76
ÖLÇME VE DEĞERLEDİRME
ÖLÇME SORULARI – 1 (Doğru Yanış Testi)
1. Çektiğiniz fotoğrafların kaliteli olarak en fazla hangi boyutta basılacağını fotoğraf
çözünürlüğünü 60'a bölerek bulabilirsiniz.
2. Flaş, diyafram, enstantane, bellek kartında kalan poz sayısı, batarya durumunu gösteren
simgeler sürekli ekranda görünür.
3. Aynı konunun fotoğrafı dijital makinelerde farklı ASA/ISO ayarları kullanılarak
çekilemez.
4. RAW değişik bilgisayarlar ve işletim sistemleri arasında bilgi iletimine izin veren esnek
bir formattır.
5. JPEG veya JPG formatının özelliği gerçek renk değerlerini içermesidir. Bu yüzden
fotoğrafik yani grafiksel olmayan görüntülerin gösterilmesinde GIF formatına üstünlüğü
vardır.
6. Formatlar arasında internet ortamında en yaygın kullanılan format TIFF formatıdır.
7. Portre çekimlerinde çekilecek kişinin arkasında güneş varsa yüzlerin karanlık çıkmaması
için mutlaka flaş kullanınız.
8. Çözünürlük arttıkça fotoğraf dosyasının boyutu da büyür.
9. (TIFF) formatı farklı işletim sistemleri ve uygulamalar arasında kayıpsız ve esnek bir
dosya değiş tokuşunu sağlaması sebebiyle tüm çalışmalar için uygun bir format olarak
bilinmektedir.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
77
ÖLÇME SORULARI – 2
Aşağıdaki cümlelerin boşluklarını doldurunuz.
1- GN (Senkronizasyon) değeri 10 olan bir makine ile 1.8 diyafram değeri kullanıldığında
…… /…….=5.5 metre uzaklığa kadar flaşlı çekim yapabilirsiniz.
2- Eğer web sitesi tasarımı veya e-posta eki için çekim yapıyorsanız çözünürlüğü
.………..……………., fotoğraf baskısı için çekim yapıyorsanız ………….…………. olarak
ayarlamalısınız.
3- Dijital makinelerde senkronizasyon ayarı genellikle 1/60 ile ………….. enstantane
arasında değişmektedir.
4- Dijital makinelerin manuel ayarında flaş senkronizasyon ayarı ……….…veya ……. ile
200 enstantane arasında değişmektedir.
DEĞERLENDİRME
Sorulara verdiğiniz cevapları cevap anahtarıyla karşılaştırınız, cevaplarınız doğru ise
uygulamalı teste geçiniz. Yanlış cevaplarınız var ise faaliyetin ilgili bölümüne dönerek
konuyu tekrar edininizoğraf1
- 1
İlgili olabilecek konular
-
Fujifilm: Yapay Zeka Fotoğrafçılığı Nasıl Değiştiriyor?
30 Oca. 2023, 15:35 miratcenk
2130015 Mar. 2023, 10:41
miratcenk -
Fujifilm Finepix S2980 Kullananlar Bakabilir Mi?
28 Eyl. 2020, 15:49 rojinrojout
2280027 Mar. 2022, 07:25
sametonsuz -
Fujifilm Finepix S2995 Marka Fotoğraf Makinesi
17 Eyl. 2021, 17:34 elifcokuc
0210417 Eyl. 2021, 17:34
elifcokuc -
-
Fujifilm Xt4 mü Sony A7 III mü Almalıyım
08 Tem. 2020, 15:33 xxray
4392028 Oca. 2021, 23:30
dioloh -