Aynı Lens Farklı Makine, Sonuç?

Fotoğrafta netlik ve keskinlik ( eski deyişle...kenar keskinliği ) hep lens ve sensör kabiliyeti ile ölçülmektedir. Buna bir de piksel sayısı eklenir ve makinelerden mucizeler beklenir.
Ama, takip ettiğim tüm ilgili konulara yaptığım araştırmalarda...hiç karşıma çıkmayan bir önemli etken daha var.....ve bu etken fotoğrafın en önemlilerinden biri.
Makine, lens, sensör, ışık vs. gibi fotoğrafın çekimine doğrudan etken olan tüm şartları bir kenera bırakalım.
İlk olarak aramamız gereken...fotoğraflanacak objenin doğalında netlik ( fotojeni ) olması.
Çok tecrübesi olmayan, fotoğrafa yeni başlayan bir kişinin de koayca anlayabileceği bir örnek verecek olursak ; Şunu düşünelim....arabamızın fotoğrafını çekeceğimiz zaman neden yıkarız?
Bu, her konuya uyabilen basit bir örnek. yani...neyi fotoğraflayacak olursak olalım, ilk arayacağımız unsur fotojeni. Eğer bir obje/konu seçiminde veya hazırlamasında fotojeni yakalamışsa...onu teslim edeceğimiz lensin, sensörün ve aydınlatmanın işi daha kolay demektir.
Daha da basit bir anlatım ile......fotoğrafını çekeceğimiz her kompozisyonun çıplak gözle bakıldığında net olması gerekir.
Bunu sağlayan da üzerinde barındırdığı renk armonisi, renk ısısı, renk doygunluğu, kenar keskinliği ve verilen ışığı absorbe edebilme/yayabilme özelliğidir.
Tüm bunların fotoğrafı çıplak gözle çekilebilir halde bulundurması....makine, lens ve sensör kabiliyetini arttıracak ve fotoğrafı %100 daha verimli kılacaktır.
Tüm bu örnekleri vermemin nedeni...yeni başlayan arkadaşlarımızın netlik elde edilmesini ilk olarak ekipmanda aramaları gibi yanlış bir davranış içinde olmalarıdır.
Amatörlerin yaygın olarak çekmek istedikleri manzara fotoğraflarından bir örnek verecek olursak....( bunu her fotoğrafçı denemiştir ) makinemiz sabit ve aynı lens ile iki çekim yapalım.
Birinci çekim...sisli puslu bir havada olsun.
İkinci çekim ise...aynı kadraj ve yağmur sonrası, bulutların biraz dağıldığı güneşli bir ortam olsun.
Bu iki fotoğraf ( aynı yer ve aynı kadraj ) arasında çok büyük netlik, ton ve olumlu kontrast farkları vardır.
İşte fotojeni budur. Çekilecek kompozisyonon doğalında netlik olmasıdır.
Makine, lens sensör tipleri ve kaabiliyetleri bundan sonra masaya yatırılmalı ve düşünülmelidir.
İzlediğim tüm kıyaslamalarda...canon, nikon veya farklı lens tipleri kullanılmakta ve örnek olarak düşünülen tüm çekimlerde farklı kompozisyonlar alınmaktadır.
Aynı ışık koşullarında, kapalı ortamda ve aynı model çekilmedikten sonra binlerce marka ve lens/body kullanılsın....sonuç hiç bir zaman gerçeği yansıtmayacaktır.
Falanca kişi çok iyi sonuçlar alıyor...ama, aynı ekipmanı kullandığım halde o randımana ulaşamıyorum gibi yakınmalara sıkça şahit olduğum için detayına girerek anlatmayı uygun gördüm.
Önce düşünülmelidir...makine, lens ve sensör aynıdır. Fakat çekim yeri ve model/kompozisyon farklıdır. Örnek ; Biri İstanbul'da bir camii.....diğeri ise Denizli'de bir camiidir.
Çekim sırasındaki aydınlatma, saat, kompozisyon, hava kirliliği, su buharı ve fotojeni birbirinden çok farklıdır. Bu gibi deneyler hiç bir zaman göz önüne alınmamalı ve sonuç dikkate alınmamalıdır.
Yukarıdaki açıklamalarım ile rebelemo'nun sorularına ve şikayetine yanıt vermiş oldum.
Diyor ki ; Başka kullanıcıların fotoğraflarına bakıyorum, çok güzel sonuçlar görüyorum. Aynı lensi ben kendi makinemde kullanıyorum, o kadar da şahane sonuçlar elde edemiyorum.
İşte...tüm cevap/fark yukarıda.

Farklı makinede farklı sonuç olur. Netlik ve keskinlik de dahil.

Tamron 17-50 nin hem Nikon D200 le hem de Canon 30d ile yapılmış testi vardı.

D200 de coşan lens, 30d de yerlerde sürünüyordu.

Lens hangi makinede olursa olsun, diyafram değerini değiştirmediğiniz sürece, gövdenin içine aynı ışığı ve rengi yansıtır.
Neden farklı sonuçlar alabildiğimiz tamamen, sensör ve sensöre düşen görüntünün işlenmesi ile ilgili.
Olaya açıklık getirmek için bir örnek vereyim. Lens aynı olsun.
Eğer makine analog olsa idi, ne marka olursa olsun, aynı filmi kullandığınız sürece, teorik olarak sonuç tamamen aynı olurdu. Teorik olarak dememin sebebi, filmin banyosunda, veya kart baskısında, olabilecek ufak değişikliklerdir. Makinenin sonuca hiç bir etkisi olmazdı.
Filmi değiştirirseniz, farklı sonuç alırsınız, bu kesin. Ne renk, ne detay, ne gren aynı olmaz.
Şimdi filmin yerini sensör ve makine elektroniği alıyor, hiç bir makine kesinkes aynı değil, marka aynı olsa bile modeller sensör, elektronik devreler, ve işlem parametreleri olarak farklı.
Hic bir farklı dslr aynı sonucu vermeyecektir. Ancak benzer olabilirler.

fotosafaripro
cvp için tşkler. benim kasteddiğim fotojeniklikten öte, aynı değer aynı mekan aynı zaman dilimde çekilmiş iki fotoğraf arasındaki fark sadece.
fdemirhan
tabikide farklı olması doğal. film olayına herzamn daha sıcak bakmışımdır ama şu devirde pahalı olduğu için digital makine daha kolay oluyor

peki lens satıcıları yeni objektif ürettiklerinde neden sadece bir makinada deneme yapıp piyasaya sunuyolar, yada bi kaç makinada deneyip en iyi sonucu aldıklarınımı bizle paylaşıyorlar? eğer böyle bir mantık varsa biz lensi almadan onu kullanmadan incelememizn mantığı nerdedir?

bu son dediğinize ben bugüne kadar ki bilgim ve çevreden duyduğum edindiğim bigiler ve çıkarımlarla tek taraflı(subjektif) cevap vereyim.

Bir camera çıkar adı RED. Bunu tanıtmak için giderler bir yönetmene film çekmesi için verirler. ve o yöntmende işinde iyi bir yönetmendir. yani kameranın hakkını verebilecek kapasitede bir film yapar.
izleyenler hem memnun kalırlar hemde cameranın adı duyrulmuş olur. ve özellikleri test aşamalarından ötede gerçek bir faliyette kullanılmış canlı bir örnek olur.
makina sahipleri bununla gurur duyarlar.

aynı mantık lensler içinde geçerli olduğunu varsayıyorum. Her firmenın (canon nikon pentax vs gibi) web sitesi var. oradan bakabilirsin. canon fotoğrafçıları, nikon su aldı fotoğrafçıları gibi çeşitli katagorilerde o firmanın ürünlerini hatta kendi yetneklerini sergilerler, fotoğraf sanatçıları veya ileri düzeyde profesyonel fotoğrafçılar.

yani o lenslerteknik olarak ve fiziki olarak kapasiteleri mühendisler tarafından test edildikten sonra iş bu kimselere düşüyor. yani fotoğarafçılara.
eğer bir markanın ensleri ile çekilmiş az sayıda örnek fotoğraftan şikayetçiyseniz, girin web sitelerine.. bakın hangi fotoğrafçılar var listede..
listede adı geçen fotoğrafçıların portfolyolarına bakın. orada göreceksiniz çeşit çeşit fotoğrafları.

hani demek istediğim işin 2 boyutu var.
1- mühendislik ve tekniksel kısmı (teorik)
2- son kullanıcıya yansıması ürünün kullanılabilirliğ (pratik)

mesela size son kullanıcı fotoğaraflarını gösterebilirim. hepsi değil ama çoğu..
LİNK: http://forum.netfotograf.com/dslr_slrlike_reviews.asp?msg_id=39402

resmi ve tekniksel verileri hatta örnekleri üreticilerin web sitelerinden bulabilirsin.



peki lens satıcıları yeni objektif ürettiklerinde neden sadece bir makinada deneme yapıp piyasaya sunuyolar, yada bi kaç makinada deneyip en iyi sonucu aldıklarınımı bizle paylaşıyorlar?
e buda pazarlama işi en iyisi en göz dolduranı ile..maximum kaliteyi görmek için yani..(aslında bence doğru olanı yapıyorlar)
adamlar kalitede en tepeyi gösteriyorlar, aşşağısını sen düşün işte yada tahmin et..

edit: imla

#remi5861' tarafından 02.12.2009 20:44:19 tarihinde düzenlendi.

herşey duygusal oluyor yani
bu olay %50 lens %50 kullanıcıyla alakalı bir durum, yani aldğım lensi düzgün kullanmadığım sürece ne aldığım önemli değil. şeklinde bir sonuç çıakrdım ben. lens araştırrken de nette araştırmalara pek güvenmicem bundan sonra