Analog Yeniden, Lomonomo

Analog yeniden...
Teknolojik gelişmelere her gün bir yenisi ekleniyor. Yeni ürünler piyasaya sürülüyor, limitler zorlanıyor, kapasiteler artıyor. Gigabyte’lar , Megaherz’ler, Megapixel’ler... Bu baş döndürücü hız bizim de başımızı döndürüyor. Bilgisayarımızı, kameramızı, cep telefonumuzu, fotograf makinemizi bizde olmayan diğerleriyle karşılaştırıyor, bazen “daha iyisinin” ucuzlamasını bekliyoruz, yada paraya kıyıp “daha iyisini” alıveriyoruz.
Fotografçılık meselesine geldiğimizde de, durum hiç de farklı değil. Bir zamanlar filmler üzerine çektiğimiz kareler hatıra raflarındaki yerlerini çoktan aldı. Artık kimse film üzerine fotograf çekip bunu banyo ettirmeyi düşünmüyor bile. Fotograf da bütün dünyamızdaki herşey gibi “dijitalize“ oldu.
Bütün bunlara karşı bir trend bir moda ya da bir karşı duruş olarak retro akımlar aldı başını gitti. Eski gözlükler, şapkalar, elbiseler sandıklardan çıktı. Tarih yine tekerrür etti ve yeninin dayatması karşısında eskiye bir özlem duyuldu. Bu da modada, hayat tarzında ve beğenide bir talep, bir alternatif akım yarattı.

Bu retro akımın etkisini fotografçılıkta da görmek mümkün. Aslında hiçbir zaman tamamen yok olmayan analog fotoğrafçılık yeniden gündeme geldi. Burada hem profesyonel hem de amatör fotografcıların kastedildiğini belirtmekte fayda var. Fakat analog fotografçılıktaki asıl canlanma, Dünya’nın Avusturya’lı iki genç sayesinde tanıştıkları Lomography akımının etkisiyle oldu. St. Petersburg’daki Lomo fabrikasını kapanmak üzereyken, üretim bandını hayata döndüren bu gençler, günümüzde alternatif fotografçılık akımlarından biri olan Lomography’yi de hayata geçirmiş oldular. Lomografik fotograflar, parlak ve canlı renkleri etrafındaki vignette dediğimiz siyah bulutumsu gölgeleriyle estetik açıdan diğer fotograflardan ayrıldılar. Bütün amacı, görüntüyü tüm gerçekliği ile yakalamak olan günümüz dijital fotografçılığının karşına, hayalperest, gerçekdışı ve maceracı bir bakış açısıyla dikildiler. Bizi alıp, fotografa bakış açımızı kökten değiştirebilecek cesur ve yenilikçi bir yere taşıdılar.

Günümüzde Lomography’nin ivmesiyle hızlanan analog fotografçılık alternatif bir akım olmaktan biraz daha öteye gitmiş durumda. Bir çok kişi dolabından babasının Zenit’ini çıkardı. Banyoyu nerde yaptırabilirim bunu bilgisayara nasıl atabilirim gibi kaygılara düştü bile.
Ülkemizde de bu eski ama yeni fotograf temasını vurgulayan bir fotografçılık platformu olarak LOMONOMO.COM kuruldu. “Analog Yeniden” diyen bu şirketin yöneticileri ile bir röportaj yaptık.

• Şu Lomography nedir? Bir de sizden dinleyelim.
Lomography iki Avusturya’lı gencin başlattıkları bir fotografçılık akımı. Bizde çok yeni bir konsept olmasına ragmen yurt dışında alternatif bir fotografçılık akımı olarak oldukça yaygın. Bence bu iki kafadar işe giriştiklerinde lomography’nin bu noktaya geleceğimi tahmin bile etmemişlerdi. Lomography topluğu yüzbinlerce fotografçıdan oluşan bir grup. www.lomography.com web adresi buluşma noktaları.
Lomonomo olarak bu topluluğun Türkiye temsilciliğini almış bulunmaktayız. Lomography ürünlerini ithal ediyoruz, teknik desteğini ve garantisini veriyoruz. Fakat ürünlerimiz ve servislerimiz sadece Lomography’ninkilerle sınırlı değil. www.lomonomo.com web sitemizde Türkiye’deki analog ve lomo fotograf severleri bir araya getirmeyi amaçlıyoruz.

Bir fotografçı neden analog fotograf çeker?
Bu soruya, “Ben neden analog fotograf çekiyorum?” sorusuna yanıt vererek karşılık vermek isterim. Bence, bunun en önemli nedeni analog fotografçılığın dijital fotografçılığın tersine sonuç odaklı değil süreç oldaklı oluşu. Dijital fotografçılıkta fotograf çekmek en iyi sonuca en kısa sürede ulaşmaktan ibaretken analog fotgrafçılıkta bu iş bir sürece yayılır. Bir bakıma fotograf çekmek bir yaşanmışlık yaratır ki bu yapılan işe ek bir değer katar. Nasıl bir süreçtir bu? Film almak, filmi kameranıza takmak, ayarlarınızı yapmak, karenizi çekmek, filminizi çıkarmak, filmi banyoya vermek ya da kendiniz banyo etmek, merakla beklemek ve sonuçlaları almak gibi bir çok keyif verici ve heyecanlı adımlardan oluşan bir süreçten geçersiniz. İşte bu süreç fotograf çekmeyi bir süreç dolayısıyla bir yaşanmışlık haline getirir. Bu da fotografçıda bir tatmin yaratır.

Olası başka nedenleri de kişiye nostaljik bir tat vermesi, estetik bir tercih olarak seçilmiş olması, eski alışkanlıkla olabilir. Bunun için gösterilebilecek şu an benim aklıma gelmeyen kişiden kişeye göre değişebilecek onlarca neden bulunabileceğine eminim.

Lomonomo.com’dan bahsedelim biraz. Ziyaretçilerinizi ne bekliyor sitenizde?

Öncelikle sitemizdeki tüm servislerin tamamen ücretsiz olduğunu belirtmek isterim. Üyelerimiz kendi fotograflarını sitemize yükleyip bunları diğer üyelerle ücretsiz olarak paylaşabiliyor, yorum alabiliyor ve diğer üyerin fotograflarına bakıp yorum yazabiliyorlar. Sitedeki fotograflar çekildiği filme, fotograf makinesine ve çekildiği yere göre listelenebiliyor. Her bir fotograf girilen etikete göre ayrıştılıyor ve listelenebiliyor.
Tüm ziyaretçilerimiz için analog ve lomo fotografçılıkla ilgili ipuçları ve makaleleri yayımladığımız bir bölümümüz var. Kullanıcılar bu bölümde kendi bilgi ve deneyimlerini de paylaşabiliyorlar.

“Dükkan” bölümümüz analog fotograf severlerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde çeşitliliğe sahip. Sitemiz üzerinde güvenli online alışveriş yapma olanağı mevcut.
Neler yapmayı planlıyorsunuz? Analog fotografçılıkla ilgilenenleri ne gibi sürprizler bekliyor?
Önümüzdeki aylarda düzenli hale gelmesini istediğimiz fotoğraf gezileri düzenlemeyi düşünüyoruz. Az önce sözünü ettiğim analog fotograf çekme sürecini hep birlikte yaşayıp keyfini hep birlikte çıkarmaktan bahsediyorum. Bu konuda üyelerimizden de yoğun bir talep var.
Sonraki dönemde de “lomonomo nokta” adında analog ve lomo fotograf severler için kafe, sanat galerisi ve market olarak hizmet edecek bir buluşma noktası oluşturma düşüncemiz var.
Daha uzun vadede yurt dışına açılmak ve yurt dışındaki analog fotograf severlerle buluşma düşüncesi var. Bu noktada sitenin İngilizce versiyonu da gündeme gelecek kuşkusuz.