Fotoğrafçılık Forumları
Analog Rangefinder Tavsiyesi
Herkese merhaba,
Çoğu zaman DSLR kullanıyor olsam da bazı durumlarda ve çekimlerde hala filmli makine kullanıyorum. Ama filmli de olsa SLR'ler belli bir ağırlık ve aksesuar setini beraberinde getirdiğinden bir yerden sonra yorucu oluyor.
Bu sebeple, özellikle sokak çekimlerinde kullanacağım bir rangefinder arıyorum. Aşağıda yazdığım kriterlere göre önerebileceğiniz bir makine olursa sevinirim.
1) Boyut olarak küçük, ağırlık olarak hafif olmalı. Cepte ya da çok küçük bir çanta ile taşınabilmeli.
2) Pozometreli bir model olmalı. Pilli ya da selenyumlu olması fark etmez. Yeter ki güncel bir pil modeli ya da hala hayatta kalmayı başarabilecek bir selenyum olmalı.
3) Lens değişimi hiç önemli değil. Sabit lensli olabilir. 40-50 mm gibi bir odak benim için yeterli olacaktır.
4) 1.7 gibi diyaframları tercih ederim ama 2.8'e de razıyım.
5) ebay'den nakliye dahil 50$ üzerine çıkmadan alınabilecek birşey olursa iyi olur (ekipmana servet ödemekten bıktım artık
6) Diyafram ya da enstantaneden en az birini (tercihen diyaframı) kontrol edebilmeliyim. Full otomatik olmasın.
Şimdiden teşekkürler..
'''
"neredeyse Leica kalitesinde" görüntü verdiği söyleniyor.
'''
Oly 35 RC kullanmış birisi olarak rahatlıkla bunun abartı olduğunu söyleyebilirim. İlk verdiğim listedeki 9 makinenin 35RC haricindeki sekizi de ondan daha kaliteli lenslere sahip buna emin olabilirsiniz.
Bence Trip 35'den alacağınız sonuçlara göre değerlendirme yapmayın. Bu Lada Niva gibi basit bir jip kullanıp bütün jipler hakkında görüş sahibi olmaya benzer. Trip 35 iyidir ama diğerleri ÇOK daha iyidir. Zaten aynı kategoride bile sayılmazlar. Trip bildiğin "point & shoot" diğerleriyse "compact rangefinder". Zaten fiyat farklarından da bu gayet anlaşılıyor...
Elbette Trip 35 başka bir sınıf. O tamamen yanımda makine taşımaya üşendiğim zamanlarda cebime atacağım makine olacak. Beklentim o kadar.
Diğer yandan 35 RC'yi listede en başa yazman, ebay fiyatlarının diğerlerine göre daha makul seviyede olması, detaylarını inceleyebildiğim kadarı ile diğerlerinden hafif olması ve çekilmiş fotolardan gördüğüm sonuç üzerine trip 35'ten sonra 35 RC almayı düşünüyordum ciddi ciddi..
Eee, şimdi ne olacak?
"
"İlk verdiğim listedeki 9 makinenin 35RC haricindeki sekizi de ondan daha kaliteli lenslere sahip buna emin olabilirsiniz. "
"
Yashica gerçekten büyük. Onu taşıyacağıma SLR taşımaya devam ederim gibi geliyor.. Çok uzattım ama, aynı kriterlerle 35 RC değil de en uygun neyi tavsiye edersin?
Tekrar teşekkürler..
Bu akşam itibarıyla gittigidiyor'dan şekildeki rangefinder'ı kapmış bulunuyorum :
Herşey mükemmelen çalışıyormuş gibi görünüyor. İçine alkaline pil de taktım, pozometresi de çalışıyor. Birtek perde hızlarından emin olamıyorum, bir de RFnin ayarı doğru mudur bilmiyorum. Hayyam'da ufak çaplı bir bakımdan geçirtebilirim fırsat bulursam.
Hoppaaa.. Daha ben Olympus trip 35'i teslim alamadan millet rangefinder'ları topladı valla.. Trip 35 de umarım gümrüğe takılmamıştır.. Daha bakıp 35 RC falan karar verecektik..
Minolta'yı güle güle kullan Antika. Sonuçları paylaşabilirsen sevinirim..
Evet arkadaşlar, bugün nihayet Olympus Trip 35 bana ulaştı. İlk izlenimler:
* Hafif bir tozluluğun dışında önemli bir kullanım izi yok. Ufak bir temizlikle pırıl pırıl oldu.
* Pozometre çalışıyor. Işık düşük olduğunda (elimle lensi kapadığımda) yarım basınca vizörde kırmızı bayrak kalkıyor ve shutter kilitliyor.
* Makineyi açtım bir de ne göreyim? 400 ASA bir film takılmış, sıfırıncı pozda bekliyor. Elbette ASA'yı ayarlar ayarlamaz denemelere başladım.
* Makine çok sevimli. Oldukça ufak ve hafif. Koca koca SLR çantaları ve ekipmanlarından sonra minik bir çantaya sığması çok hoşuma gitti.
* Lensin önünde kapağı olmazsa bir adet de ondan alayım diyordum, gerek kalmadı. Üstünde orjinali ile geldi.
Şu ana kadar herşey yolunda görünüyor. Bakalım, göreceğiz. İlk 1-2 rulo hafta sonuna kadar biter. Bakalım memnun kalacak mıyız. Eğer memnum kalırsam, bu cihaz artık sürekli montun cebinde gezer..
Ama sorun şu ki, memnun kalırsam da bu sefer sokak çekimlerinde kullanılacak "gerçek" rangefinder arayışıma geri döneceğim..
Tekrar merhaba herkese,
Trip 35 ile ilgili yeni izlenimler..
Makinenin kullanımı malum çok rahat. Basıp çekiyorsunuz. Sokak fotoğrafçılığı için mükemmel diyebilirim. 2 tane temel sıkıntı var (farklılık aslında), biri zone focus olayı, diğeri de vizör parallax meselesi. Yani, netleme yapmıyor, mesafeyi 4 ihtimalden birine tahmin ediyorsunuz ve vizörde gördüğünüz ile lensin gördüğü aynı yer değil. Bu sebeple ilk makaraların yarısında ya netlik hatası ya da kadraj hataları var. Ama alışmaya başladım sayılır. Son çektiklerim daha düzgün. Ama bu iki mesele çözüldüğünde makine kesinlikle sokak için ideal. Çünkü; birincisi çok küçük. İnsanların suratına bazuka gibi SLR doğrultmuyorum. Çoğunlukla farkedilmiyor bile. İkincisi çok hafif, elde taşınıp sokakta dolaşılabiliyor. Üçüncüsü makine çok sessiz. Perde diye birşey olmadığı için (lens bloğununun içinde açılan perde uygulamasına ne deniyordu? Bir şey shutter.. neyse..) inanılmaz sessiz. Ufak bir klik sesi geliyor ve çekimi yapıyorsunuz.
Özetle en fazla 1 makara daha harcarım sonra mesele tamamdır. Muhtemelen aynı ebatlarda bir de rangefinder alacağım (hala olympus 35 RC düşünüyorum). Böylelikle birine siyah beyaz, diğerine renkli film takıp gezebilirim.
Aşağıdaki fotolar ilk 3 rulodan seçtiğim, nispeten eli yüzü düzgün bir kaç foto. Renkli olanlar Fujicolor 100, S&B olanların bir kısmı Kodak BW400CN diğerleri de Lucky SHD 100. Makine değerlendirmesi olması amacıyla herhangi bir müdahale yapılmadı. Canoscan 8800f ile default değerlerde tarandı.
Sonuç olarak, alışmak biraz pratik gerektirse de sokak fotoğrafçılığı için kesinlikle tavsiye edebileceğim bir makine. Ayrıca her daim yanımda bir makine olsun, lazım olduğunda hızla çekim yapayım, elli tane ayarla zaman kaybetmeyeyim diyorsanız, yine Olympus Trip 35'i tavsiye edebilirim.
Ben bu hobiye meraklı birisi olarak fotoğraflarınızı çok beğendimi ifade edeceğim.
Devamlarını bekliyoruz ve bekliyorum.
Saygılarımla,
Rangefinderleriniz hayırlı olsun. glorfindel fotoğraflar gayet güzel. Bir sorum olacak. Son dönem modern filmli kompaktlarla kıyaslandığında rangefinderın manuel diyafram veya enstane ayarı yapabilme haricinde bir avantajı var mı? Ben bu arada filmli kompaktı tozlu raflardan indirip kullanmaya başladım. Şimdilik 8-10 kare çektim, hafta sonu makarayı bitirirsem önümüzdeki hafta sonuçları "çıplak kral" da paylaşırım.
Merhaba Bitpire,
Aslında olaya eski-yeni makine ya da rangefinder - kompakt olarak bakmamak lazım. Rangefinderların çoğunda oldukça iyi lensler var. Hem kaliteli hem de hızlı lensler (f:1.7 , f:1.8 gibi). Kompaktlarda ise genelde 2.8 ya da 3.5 gibi lensler kullanılıyordu. Rangefinder'larda netleme kolay yapılıyor. Ayna mekanizması olmadığı için vizör çok parlak ve düşük ışıkta bile netleme kolay. Kompaktların çoğunda fix focus var bildiğim kadarı ile. Ya da modernlerde AF olanlar var.
Yukarılarda dediğim gibi, rangefinder avantajı bence SLR kalitesinde çekimi çok daha hafif ve sessiz makine ile yapabiliyor olmak. Ama kompaktlara da karşı değilim. Sonuçta her makinenin bir ihtiyaç ve kullanım yeri var bence. (Yaşlanıyoruz herhalde, artık boynuma 1,5kg asıp yanına da 2-3kg'lık çantayı da omzuma alıp sokaklarda yürümek yoruyor adamı... Yakında cep telefonu ile foto çekersem şaşırmayın )
Bu arada sendeki filmli kompakt makine nedir? O grupta da acayip meşhur makineler yok değil.
Bendeki makine şu.
Canon'un Sure Shot Ace adında bir modeli. 1989 senesinde İngiltere'den almıştım. Makinenin ekrana göre sağında görülen çizgiyle ayrılan parça makineye entegre bir uzaktan kumandadır. Gerektiğinde bir düğmeye basarak makineden ayırıp işin bitince yerine oturtuyorsun. Geçen gün google'dan aratıp edindiğim bilgiye göre 1988 yılında piyasaya çıkmış ve meğer dünyanın ilk infrared uzaktan kumandaya sahip makinesiymiş. Flaş dahil herşeyi tamamen otomatik olup üzerinde 35mm f:3,5 sabit odaklı objektifi ve AF mekanizması var. Vizörde yeşil bir ışıkla fokus bilgisi veriyor. O zamanlar fotoğrafa hiç ilgim yoktu. Geçen gün evde nostalji olayına girip albümleri karıştırdım ve gördüm ki en güzel fotoğrafları bu makineyle ve ilk dijital makinemi aldığım ve fotoğrafa ilgi duymaya başladığım 2004 senesine kadar olan dönemde çekmişim. Bakıyorum da o zaman çektiğim fotoğraflarda ruh varmış. Hepsi benim için bir anlam ifade ediyor, hep ben ve tanıdıklarımla ilgili seyahat, tatil, anı, aile vs fotoğrafları. Hiç ıvır zıvır yok. Üstelik teknik açıdan da hiç fena değiller. Hiçbir teorik bilgim olmamasına rağmen güdüsel olarak gayet güzel kompozisyonlar oluşturmuşum. 2004'den sonra ise tekniği öğrendik ya, makine de dijital, nasıl olsa bedava ha babam martı, çiçek, böcek, arka planı flulaştırılmış anlamsız nesneler, tül etkisi verilmiş su, Haydarpaşa, Kız Kulesi, pan yapılmış motosiklet gibi teknik olarak iyi ama içinde benden birşeyler olmayan internette binlercesini görebileceğimiz bir sürü fotoğraf çekmişim. Hani çok da haksızlık etmeyeyim bu arada çok güzel anı fotoğrafları da çekmişim tabii ama onların arasında da çoğu o kadar gereksiz ki. %80'i çekmesem de olurmuş cinsinden. Eşin, çocuğun, anan, baban olunca silemiyorsun da. Eminim çoğumuzun da böyledir. Mesela hafta sonu biryere gidiyoruz, bir bakıyorum çocuğun o kadar çok fotoğrafını çekmişim ki bilgisayarın başına geçip hızlı hızlı tıkladığında neredeyse film olarak izliyorsun. Haa bundan kurtuluşumuz da yok artık, böyle bir ihtiyaç yarattılar ve içimize işlediler bir kere. Ama ben kendi adıma bundan sonra mümkün olduğunca filmli makineyle dolaşıp çok daha az ve öz fotoğraf çekmek niyetindeyim.
#bitpire' tarafından 31.03.2010 16:22:28 tarihinde düzenlendi.
İlgili olabilecek konular
-
-
Canon Analog Makinelerin Farkları
12 Nis. 2021, 20:47 bahrullah
0245612 Nis. 2021, 20:48
bahrullah -
Başlangıç Seviyesi İçin Fotoğraf Makine Tavsiyesi
09 Ara. 2018, 19:46 focakomando
3711928 Oca. 2021, 23:35
dioloh -
Analog Makinede Ayna Sorunu Yardımcı Olur Musunuz
19 Eyl. 2020, 11:49 caylakbiri
1188901 Eki. 2020, 10:01
bila -