Fotoğraf ve fotoğrafçılık hakkında haberler, bilgiler ve tartışma platformu.
  Anasayfa Foto Haber Forum Foto Market Fotoğraf Galerisi Seri İlanlar Eğitim Fotoğraf Gezileri Reklam İletişim
film şeriti
  Tozlaşmalar Zamanı.... - Fotoğraf: Şerafettin Çalışır DOKUNMA - Fotoğraf: Ali Tuzcu KapıdaKiler - Fotoğraf: Cemal Sepici Duel 2 - Fotoğraf: Erol Özdemir Ufkumda batmayan güneş - Fotoğraf: Bekir Karaca
21 Kasım 2024, Perşembe
» Diyar Diyar Anadolu
 Doğal Yaşam
 İl İl Türkiye
 Kültürel Miraslarımız
 
 
» Fotoğrafça
Yeni Fotoğrafçıya Ağabey Tavsiyeleri
paperman2 yılda 1100 kadar yorum yapmışım ; 200-300 tanesi tahminimce beğeni , 800-900 tanesi acemilere yaptığım eleştirilerdir . Dönüp baksam , tüm yazdıklarım belki 10 maddenin etrafında döner, dolaşır .      Artık okurlar mı bilmem ama yeni makina almış , fotoğrafçılığa dün başlam...
Devamı »
 
» Kültürel Miraslarımız
Alacahöyük
Alacahöyük
Alacahöyük, Çorum’un 45 km. güneyinde, Alaca İlçesi’nin 17 km. kuzeybatısında yer almakta olup, Boğazköy’e 34, Ankara’ya ise 2...
Devamı>>>
 
» Aktif Üye/Ziyaretçi
Üye: ertugrulkoca, mete007, (2)
Ziyaretçi:
 
Toplam Üye: 282603
Dün: 1
Bugün: 1

Mevlana Müzesi - Karatay / Konya

Mevlana Müzesi
Bugün müze olarak kullanılmakta olan Mevlâna Dergâhı'nın yeri, Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlâna'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled'e hediye edilmiştir.

Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 tarihinde vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir. Bu defin gül bahçesine yapılan ilk defindir.

Sultânü'l-Ulemâ'nın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlâna'ya müracat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlâna "Gök kubbeden daha iyi türbe mi olur" diyerek bu isteği reddetmiştir. Ancak kendisi 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlâna'nın oğlu Sultan Veled Mevlâna'nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir. "Kubbe-i Hadra" (Yeşil Kubbe) denilen türbe dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine 130.000 Selçukî dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırılmıştır. Bu tarihten sonra inşaî faaliyetler hiç bitmemiş 19. yüzyılın sonuna kadar yapılan eklemelerle devam etmiştir.

Mevlevî Dergâhı ve Türbe 1926 yılında "Konya Âsâr-ı Âtîka Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başlamıştır.1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlâna Müzesi" olarak değiştirilmiştir.

Müze alanı bahçesi ile birlikte 6.500 m² iken, yeri istimlak edilerek Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m²ye ulaşmıştır.

Müzenin avlusuna "Dervîşân Kapısı" ndan girilir. Avlunun kuzey ve batı yönü boyunca derviş hücreleri yer almaktadır. Güney yönü, matbah ve Hürrem Paşa Türbesi'nden sonra, Üçler Mezarlığı'na açılan Hâmûşân (Susmuşlar) Kapısı ile son bulur. Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa türbeleri yanında semahane ve mescit bölümleri ile Mevlâna ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana bina yer alır.

Avluya Yavuz Sultan Selim'in 1512 yılında yaptırdığı üzeri kapalı şadırvan ile "Şeb-i Arûs" havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme, ayrı bir renk katmaktadır.

Tilâvet Odası

Tilâvet Arapça bir kelime olup,Kur'an-ı Kerim'i güzel sesle ve usulüne uygun olarak okuma anlamına gelir. Geçmişte bu oda da Kur'an-ı Kerim okunulduğu için buraya tilâvet odası denmiştir. Halen Hat Dairesi olarak kullanılmaktadır.

Hat Dairesi'nde Mahmud Celaleddin, Mustafa Rakım, Hulusi, Yesarizâde gibi devirlerinin meşhur hattatlarının levhaları yanında, Sultan II. Mahmud'un yazdığı altın kabartma bir levha da yer almaktadır. Gümüş kapı üzerinde teşhir edilmekte olan Yesarizâde Mustafa İzzet Efendi'nin hattı ile yazılmış olan Molla Cami'ye ait Farsça beyitte şöyle denilmektedir.


Kabetü'l-uşşâk bâşed in mekam
Her ki nakıs amed incâ şod temam

(Bu makam aşıkların kâbesi oldu. Buraya noksan gelen tamamlanır)

Huzûr-ı Pîr (Türbe)

Türbe salonuna Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa'nın 1599 yılında yaptırdığı gümüş kapıdan girilir. Burada bulunan iki vitrin içerisinde Mevlâna'nın meşhur eserlerinden Mesnevi'nin, Divân-ı Kebir'in en eski nüshaları sergilenmektedir. Türbe salonunu üç küçük kubbe örter. Üçüncü kubbeye post kubbesi de denilir ve yeşil kubbeye kuzey yönünden bitişiktir.

Türbe salonu doğuda, güneyde ve kuzeyde yüksekçe bir set ile çevrilir. Kuzeyde iki parça halinde yer alan yüksek setlerde 6 Horasan erinin sandukaları yer almaktadır. Horasan erlerinin hemen ayak ucunda ise İlhanlı Hükümdarı Ebû Said Bahadır Han için yapılmış nisan tası sergilenmektedir.

Yine burada yer alan iki levha, Mevlâna'nın felsefesini ve düşünce sistemini açıklaması açısından mühimdir. 1. levha Türkçedir ve şöyledir;


"Ya olduğun gibi görün
Ya göründüğün gibi ol"

Hz. Mevlâna

2. levha ise Mevlana'nın Farsça bir rubaisidir. Rubainin Türkçe çevirisi şöyledir;

"Gel, Gel, ne olursan ol, gel!
İster kâfir, ister mecûsî, ister puta tapan ol, gel!
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kerre tövbeni bozmuş olsan da yine gel!"
Hz. Mevlâna

Türbe sal

Gönderen: Omer Tanoglu

Mevlana&günbatı... - Omer Tanoglu
Mevlana&günbatımı
Mevlana - Omer Tanoglu
Mevlana
Sonsuz Sükun - Hakan Tütüncü
Sonsuz Sükun
Mevlana&gül Bah... - Omer Tanoglu
Mevlana&gül Bahcsi
Gel Ne Olursan ... - Omer Tanoglu
Gel Ne Olursan Ol Yine Gel
Konya Mevlana &... - Omer Tanoglu
Konya Mevlana &lale
Mevlana Müzesi - Omer Tanoglu
Mevlana Müzesi
Mevlana Türbesi - Ömer Önüt
Mevlana Türbesi
Sayfalar: 1
 
©Copyright 2002 - 2011