Muhtemelen Beyşehir ve çevresinin tarihi M.Ö 7000'li yıllara kadar uzanmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda Beyşehir'in daha o dönemde bile önemli bir yerleşim alanı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Onüçüncü yüzyılın ilk yarısında, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad devrinde, muhtemelen 1240'tan biraz önce çoğunluğunu Üçoklar 'ın oluşturduğu Türkmenler tarafından yeniden kurulmuştur. Eşrefoğulları'nın hakim olduğu dönemden itibaren Viranşehir'in adı Süleymanşehir olmuştur.
Beyliğin merkezi olmasından dolayı geçen zamanla beraber beyin şehri olarak anılır. Bundan dolayıda Beyşehir adını alır. Beyşehir adının bir de efsanevi hikayesi vardır. Buna göre;
Trogitis' de bulunan Seydi Harun Veli şimdi kendi adıyla anılan camiyi yaptırmaktadır.Eşrefoğlu Mehmet Bey de ona malzeme yardımında bulunur. Sonrasında gelişen olaylar onları dost yapar. Eşrefoğlu, Trogitis'e Seydişehir adını verirken Seyyid Harun Veli de Süleymanşehir'e Beyşehir adını vermiştir.
1467 yılında Fatih Sultan Mehmet, Beyşehir'i kesin olarak Osmanlı Devleti sınırları içine katarak Karaman Eyaletinin bir Sancağı yapmıştır. Nihayet 1872 yılında Şehireminliği bugünkü belediye durumuna dönüştürülmüştür.
Türkler Öncesi Tarihi Eserler
Eflatun Pınarı
Fasillar Anıtı
Heraklis Lahdi
Türkler Zamanı Tarihi Eserler
Eşrefoğlu Eserleri
Eşrefoğlu Süleyman Bey Camii
Çifte Hamam (Eşrefoğlu Hamamı)
Eşrefoğlu Türbesi
Kale Kapısı
İsmail Ağa Medresesi
Demirli Mescit
İsimsiz Türbe
Tas Köprü
Çarsi Camii
Haci Armağan Camii
Bayindir Camii
Kubadabad Sarayı
Bedesten (Bezzarlar Hani)
İlçe, Batı Toroslar arasında yer alan, çukur alandadır. Bu çukurun büyük kesimini Beyşehir Gölü kaplar.Çukurluk gölün güneydoğusunda, Beyşehir ovası devam eder. Toroslar, batıdan ve güneybatıdan yüksek sarp dikliklerle ovaya inerler. Beyşehir' deki düzlük alanlar bozkırlar halinde uzanır. Çevredeki dağlar ise, ormanlarla kaplıdır. Topraklar verimlidir.
Beyşehir, güney ve batısında Toros sıra dağları, doğusunda Erenler, kuzeyinden Sultan Dağları ile çevrili bir kapalı havza durumundadır. Bu havzaya ortasındaki 651 km2' lik alandaki Beyşehir Gölü ayrı bir özellik vermektedir. Güney ve batısındaki Toros dağları muhtelif isimler altında bir yelpaze gibi açılırlar. Kartos, Dedegöl, Dumanlı ve Naldöken tepeleri belli başlı silsilelerdir. En yüksek yeri Anamas dağları üzerinde bulunan 2890 m. yüksekliğindeki Dippoyraz Tepesi'dir.
Akdeniz Bölgesi'nin Göller Yöresinde yer alan Beyşehir, önemli bir geçit noktasında da bulunmaktadır. En güney ucu baz alındığı zaman Akdenize olan uzaklığı 65 km civarındadır. Bir set misali araya giren Toroslar, yöreye Akdeniz'den ayırmıştır.
Doğusunda Konya, kuzeyinde Doğanhisar, Hüyük ve Ilgın, kuzeydoğusundan Derbent, kuzeybatısından Şarkiaraağaç ve Eğirdir, batısında Yenişarbademli, güneybatısından Sütçüler, güneyinden Derebucak ve güneydoğusundan Seydişehir ile çevrilidir.
İlçenin iklimi Akdeniz ve İç Anadolu İklimi arasında iklim olup, yazları kısa ve serin, kurak, kışları ise soğuk geçmektedir.
Gölün tesiri ile bölge iklim yönünden etkilenmekte, gölden uzaklaştıkça Orta Anadolu iklim şartları kendisini hissettirmektedir. Göl civarı, çam, sedir, ardıç, köknar ve meşe ağaçları ile orman halindedir.
Göl çevresi 20.02.1993 tarihi itibariyle Milli Park Statüsü'ne alınmış olup, milli park alanı 88750 hektardır.
Antalya Körfezine 100-140 km mesafededir.Göl sularını 115 ile 1125 kodları arasında depolar. Azami kodlarda göl sathı 800 km2 'ye ve depoladığı su 6 milyon m3'e ulaşır.Gölün denizden yüksekliği 1116 m'dir.Eni 10-25 km, kuzeybatı ve güneydoğu doğrultusunda 42 km boyutlarındadır.Suyu tatlı olup tabii göl vasfı taşır.Yeraltından Manavgat Çayı ile Akdeniz'e ulaşır. Toros'lardan akan yağmur suları ve akarsulardan ziyade gelirinin büyük çoğunluğunu yeraltı kaynakları oluşturmaktadır.Beyşehir gölü kapladığı alan bakımından Türkiye'nin 3. ayrıca en büyük tatlı su gölüdür. Su seviyesine göre (1121-1125 m) 615 ile 745 km2 'lik bir alanı kaplar.
Güne
Gönderen: Kamil Gülmez |