Antakya civarının tarihi, şehrin kuruluşuna göre çok daha eskidir. Osmanlıca efsanevi bir el yazmasına göre Antakya dünyada kurulan ilk dört kentten biridir. Değişik kaynaklarda belirtildiği gibi, Tell-Açana höyüğündeki kazılar Kalkolitik Çağdan (İ.Ö.5000-4000) itibaren yörenin yerleşim için kullanıldığını göstermektedir. Anadolu'yu Filistin ve Suriye'ye bağlayan yol üzerinde, Mezopotamya'yı Doğu Akdeniz'e bağlayan noktalardan biri olması nedeniyle Hatay'ın eski bir yol güzergahı olduğu çok açıktır. Burası Hitit ve Eski Mısır İmparatorluklarının sınırlarını oluşturan bölgenin eşiğindeydi.
Makedonyalı Büyük İskender'in doğuya doğru fetihlerini sürdürürken Pers Kralı Darius (Codomannus)'la yaptığı savaşlardan birinin İ.Ö.333 yılında Issus yakınlarında, bugünkü Payas İlçesinde, Pinarus nehri (bugünkü Deliçay) üzerinde gerçekleştirildiği düşünülmektedir. Bunun hemen ardından Gaugamela denilen yerdeki savaşta Büyük İskender'in ordusunun galip gelmesinden sonra İskender, Fenike topraklarını elde etmek amacıyla Asi (Orontes) boyunca güneye ilerledi. Suriye ve Mezopotamya bölgesi Makedonyalıların eline geçti. Ancak Büyük İskender'in M.Ö.323 yılında Babil'deyken ölmesinin ardından fethedilen topraklar İskender'in komutanları arasında bölündü. Suriye ve Mezopotamya bölgesi üzerindeki güç savaşı Seleucus Nicator'un lehine sonuçlandı(M.Ö.301). Öncelikle Seleucus Krallığının başkenti olarak, Akdeniz kenarında bir liman olduğundan Seleucia Pieria (bugünkü Samandağ, Çevlik) seçilmişti. Seleucus, yendiği rakibi Antigonus'un bugünkü Antakya'nın 5 km. kadar kuzeyindeki yönetim merkezi Antigonia'yı yıkarak halkını kendi adıyla kurduğu bu yeni başkente naklettirdi. Ancak Mezopotamya civarı ve güney Suriye'nin kontrol edilebilmesi açısından ve Seleucia'nın denizden gelecek saldırılara açık olması nedeniyle yeni bir kent, Antiocheia kuruldu.
Kent, yendiği rakibinin Antigonia'sıyla aynı yerde değildi, daha güneyde Silpius Dağı eteğinde ve Orontes (Asi) kenarında kuruldu (M.Ö.300). Antakya'nın Seleucus Krallığı'nın başkenti olması Seleucus Nicator'un ölümünden sonra oğlu Antiochus Soter(M.Ö.281-261) zamanında olmuştur.
Hatay'ın anavatan Türkiye'ye katılması öncesinde, 2 Eylül 1938 tarihinde 10 aylık bir süre varlığını sürdüren Hatay Devleti kuruldu. Toprakları, Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) belgelerinde İskenderun Sancağı olarak yer alan bölgeydi. 16 Haziran 1939'da TBMM'nde alınan kararla Türkiye ile Hatay Devleti arasındaki sınır çizgisi kaldırılarak geçersiz kılındı. 23 Temmuz 1939'da ise anavatana katılma, son Fransız kıtasının kışladan çıkmasıyla ve Fransız kıtasının da yeraldığı törenle kışlaya Türk bayrağı çekilmesiyle tamamlanmış oldu.
Kültür
Türkiye'nin kültür başkenti olan Antakya, Türkiye Cumhuriyeti'nin en kozmopolit kentlerinden birisidir. Çok uzun bir süre boyunca bir arada yaşamayı öğrenmiş, etnik kökenleri, dinleri farklı birçok topluluğa ev sahipliği yapan bu kent UNESCO barış kenti seçilmiştir. Çokkültürlü yapısını tarih boyunca korumuş olan ilde aynı ulusa mensup birden fazla dini cemaat bulunmaktadır. En büyük nüfusa sahip Alevi Araplar ve Sünni Türklerin yanında, Alevi Türkler, az da olsa Sünni Araplar, Hristiyan Ortodoks ve Hristiyan Protestan Araplar, Maruni Araplar, Ermeniler ve diğer küçük topluluklar Hatay'ın çokkültürlü yapısının dinamiklerini oluştururlar.
* Antakya'da bulunan St.Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın en önemli kiliselerindendir. 'Hıristiyanlık' isminin ilk kez burada verildiği olan kilise aynı zamanda Hristiyanlarca hac yeri olarak kabul edilmekte ve her yıl burada 29 Haziran günü Katolik Kilisesince ayin düzenlenmektedir.
* Tarihi ve turistik mekanlar açısından da zengin olan ilde dünyanın ikinci büyük mozaik koleksiyonunu barındıran Hatay Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır.
* Her yıl 21-23 Temmuz tarihleri arasında kentte Uluslararası Antakya Turizm ve Sanat Festivali yapılmaktadır.
Meşhur Yemekler
Antakya'ya gidilince yenmesi gerekenler peynirli künefe başta olma
Gönderen: Cemil Solak |