Fotoğraf ve fotoğrafçılık hakkında haberler, bilgiler ve tartışma platformu.
  Anasayfa Foto Haber Forum Foto Market Fotoğraf Galerisi Seri İlanlar Eğitim Fotoğraf Gezileri Reklam İletişim
film şeriti
  Tozlaşmalar Zamanı.... - Fotoğraf: Şerafettin Çalışır DOKUNMA - Fotoğraf: Ali Tuzcu KapıdaKiler - Fotoğraf: Cemal Sepici Duel 2 - Fotoğraf: Erol Özdemir Ufkumda batmayan güneş - Fotoğraf: Bekir Karaca
18 Aralık 2024, Çarşamba
» Diyar Diyar Anadolu
 Doğal Yaşam
 İl İl Türkiye
 Kültürel Miraslarımız
 
 
» Fotoğrafça
Yeni Fotoğrafçıya Ağabey Tavsiyeleri
paperman2 yılda 1100 kadar yorum yapmışım ; 200-300 tanesi tahminimce beğeni , 800-900 tanesi acemilere yaptığım eleştirilerdir . Dönüp baksam , tüm yazdıklarım belki 10 maddenin etrafında döner, dolaşır .      Artık okurlar mı bilmem ama yeni makina almış , fotoğrafçılığa dün başlam...
Devamı »
 
» Doğal Yaşam
Mantar (fungus)
Mantar (fungus)
Mantarlar (Fungi), çok hücreli ve tek hücreli olabilen ökaryotik canlıları kapsayan bir canlılar alemi ve şapkalı mantarların tümüne halk arasında ver...
Devamı>>>
 
» Aktif Üye/Ziyaretçi
Üye: mustekaslan, (1)
Ziyaretçi:
 
Toplam Üye: 282634
Dün: 2
Bugün: 1

Bayburt Kalesi - / Bayburt

Şehrin kuzeyinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir.İlk yapının Ermenilere ait olduğu öne sürülse de , Bağrat sülalesi zamanında (885 – 1044) varlığından söz edilir.
Anadolu Selçukluları döneminde II.Kılıçarslan’ın oğlu ve Erzurum meliki Tuğrul Şah Trabzon Rum Pontus İmparatorluğu’ndan gelecek saldırılara karşı korunaklı olan bu kaleyi adeta yeni baştan yaptırmıştır. Nitekim, bu kale üzerinde bunu belgeleyen 20 adet Arapça kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerden 17 tanesi Tuğrul Şah dönemine, bir tanesi de Kanuni dönemine ait olup, iki kitabe okunamamıştır.
Selçuklulardan sonra Artukoğulları bu kaleyi ellerine geçirmiş, Kanuni Sultan Süleyman ve III.Murat döneminde de Bayburt Kalesi onarılmıştır. Evliya Çelebi 1647 yılında buraya geldiğinde kale içerisinde 300 evlik bir mahalle ile Ebü’l Feth Camisi’nin bulunduğunu belirtmiştir. 1823 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiş ve büyük ölçüde tahrip olmuştur.
Kalenin sur duvarları 30 m. yüksekliğinde ve 12-13 m. yüksekliğinde burçları kademeler halinde devam etmektedir. Kale önünde de benzerlerinde görülen su hendeği burada bulunmamaktadır. Giriş kapısı da doğuda ve kuzey yönünde bulunmaktadır. Kale, beş köşeli bir plan göstermektedir. Bazı kaynaklarda kalenin altıgen planlı olduğu da belirtilmiştir. Surlar yarım daire, kare ve üçgen planlı burçlarla desteklenmiştir. Kalenin iki kapısından doğuda bulunan Demir Kapı ismi ile tanınmakta olup, bu kapı üç katlıdır. Kalenin batısındaki kapı Nöbethane Kalesi ismi ile tanınır. Bu kapının solundaki beş satırlık kitabede Selçuklulardan Tuğrul Şah’ın dönemi anlatılmaktadır. Bu yazıtın yanında da Lülü isimli bir mimarın ismi bulunmaktadır. J.Arnold Hamilton kapı kemerinin iki yanındaki kitabeler arasında bir arslan kabartmasının da bulunduğunu belirtmiştir. Kalenin doğu kesiminde XVIII.-XIV.yüzyılda yapıldığı sanılan bir de kilise kalıntısı bulunmaktadır.
Ayrıca bu kaleye “Çinimaçin” kalesi de denilmektedir.Kaleye bu ismin verilmesine sebep olan çini süslemelerdir.

Gönderen: Cagdas Demirdag

 
©Copyright 2002 - 2011